8 Aralık 2012 Cumartesi

Ergenekon davasının avukatlarından HSYK çıkarması

Kemal GÖKTAŞ
Ergenekon davasında, savcılığın esas hakkında mütalaasını açıklamasına bir hafta kala, sanık avukatlarından sürpriz HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) çıkarması geldi. HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ve 3. Daire üyesi Ahmet Karayiğit ile görüşen avukatlar, Ergenekon davasında tutuklama taleplerini reddeden ve savunma hakkını kısıtladıkları iddia edilen 6 hakim hakkında şikayet dilekçesi verdi. Dilekçede, hakimlerin "görevi kötüye kullanma, hürriyeti tahdit ve avukatlık görevinin yapılmasını engelleme" suçlarından cezalandırılmaları istendi.

BAŞBUĞ, TOLON, HABERAL VE ÖZKAN'IN AVUKATLARI
HSYK'daki görüşmelere dosyadaki tüm sanık avukatlarını temsilen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer, emekli albay Levent Göktaş'ın avukatı Hüseyin Ersöz, Prof. Dr. Mehmet Haberal ve emekli orgeneral Hurşit Tolon'un avukatı Dilek Helvacı ile gazeteci Tuncay Özkan'ın avukatı Ahmet Çörtoğlu katıldı.
HÜRRİYETİ TAHDİT, GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA
Avukatlar, HSYK'ya 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri Hüseyin Özese, Hüsnü Çalmuk, Sami Haşıloğlu, Ercan Fırat, Mehmet Uslu ve Nihat Topal hakkında şikayet dilekçesi sundu. Dilekçede, hakimlere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve kanunlara aykırı olarak gerekçesiz tutuklama kararları verdikleri, savunma hakkını keyfi gerekçelerle kaldırdıkları suçlamaları yöneltildi.
Avukatlar, hakimlerin "görevi kötüye kullanma, hürriyeti tahdit ve kamu görevi niteliğindeki avukatlık görevini yapılmasını engelleme" suçlarını işlediklerini iddia ederek yasal işlemlerin ivedilikle yapılması istedi.

OKUR: "YARGININ GENEL PROBLEMİ"
Avukat Ersöz, görüşmenin "sıcak ve samimi" geçtiğini belirterek şöyle konuştu:
"Bu davada yaşanan tüm hukuka aykırılıkları kendisine anlattık. Özellikle savunma hakkının 15 dakika ile sınırlanması üzerinde durduk. Gösterdiğimiz tanıkların reddedildiğini, savunmaya yeterince söz verilmeden esas hakkındaki görüşün yazılmasına geçildiğini anlattık. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiği bir karara doğru hızla gidildiğini söyledik. Sayın Okur da davadaki hukuka aykırılık iddialarıyla ilgili zaman zaman yargıçlarla konuştuklarını ve değerlendirmelerini aldıklarını, onların bakış açılarının bizimkinden farklı olduğunu ifade etti. Sadece bu davada değil, başka yargılama süreçlerinde de savunma hakkı ihlallerinin yaşandığını, bunun yargının genel problemi olduğunu söyledi.


"TARİHE NOT DÜŞTÜK"
Derdimizi yargının en üst merciindeki insanlara aktarmış olduk. Gelecekte 'bizim haberimiz yoktu' diyemeyecekler. Hem müvekkillerimizin haklarını savunduk hem de tarihe not düştük."


ŞİKAYET DİLEKÇESİ
HSYK'ya 6 hakim hakkında verilen dilekçede "4 yılı aşkın devam eden davada hakimlerin adil yargılanma hakkını ve savunma hakkını sadece sınırlamakla kalmayıp tamamen susturmaya yönelik önyargılı ve baskıcı bir tutum sergilediği yadsınamaz bir gerçektir" denildi. Dilekçenin satır başları şöyle:

* Silivri’ye özgü bu yargılamada, mahkeme son derece önyargılı ve hukuk dışı uygulamaları ile düzmece delillerden ve şaibeli gizli tanıklardan medet umarak sanal bir suç örgütü yaratma gayreti içerisindedir.

* 3. Yargı Paketi ile tutuklama kararlarının gerekçeli olması düzenlenmiş ve adli kontrolde üst sınır kaldırılmıştır. Ancak, mahkeme bu değişikliği yok saymış ve önceden olduğu üzere basmakalıp gerekçelerle tutukluluğun devamına karar verdi.

SAVUNMA HAKKI 1 DAKİKAYA DÜŞTÜ

* Sanıklar ve avukatlarının sözlü beyanda bulunma süreleri 15’er dakika ile sınırlandırıldı. Farklı sanıkların avukatı olsa dahi tümü için 15 dakika verildi. Yani 15 müvekkili olan avukata her sanık için 1 dakika beyanda bulunma hakkı verildi.

* Son 6,5 aylık sürede tanık dinleme bahanesiyle sanıklar ve avukatlarının her tür sözlü talepte bulunma hakları yasaklandı.

* Duruşma salonuna yerleştirilen bariyerlerle avukatların müvekkilleri ile fikir teatisinde bulunmaları engellendi. Hukuksal yardım amacıyla bariyerleri geçen avukatlar hakkında suç duyurusunda bulunularak savunma baskı ile sindirilmeye çalışıldı.

* Sanıklar ve avukatların; tanık ve gizli tanıkların yalan beyanda bulunduklarını ortaya çıkartacak sorular yöneltmeleri 'yorum sorusu' denilerek, son derece agresif bir biçimde engellendi.

* Mahkeme, tanık ve gizli tanıklara yönlendirici, yanıltıcı mahiyette beyanlarda bulunarak, üzerlerinde psikolojik baskı ortamı yaratmakta, taraflı sorular yönelterek, sanıklar aleyhinde suni delil yaratmaya çalıştı.

* Başkan Özese, fotoğraflarından sanıkları teşhis edemeyen tanıklara, yönlendirici beyanlarda bulunarak hukuka aykırı kimlik teşhisi yaptırdı.

* Dijital verilerin imajları dosyaya ibraz edilmeyerek, sanıkların özel bilirkişi raporu almaları engellendi.

120 MİLYON BELGE İÇİN 15 DAKİKA
* Sanıklar ve avukatlarının yaklaşık 5 terabayt yani 120 milyon word belgesinden oluşan belge, bilirkişi raporu ve ifadelere karşı 15 dakika içerisinde beyanda bulunmaları istendi.

SİPARİŞ HÜKÜM
* Savcılığın 15 günlük süre içerisinde 120 milyon belgeyi tetkik etmesi mümkün olmadığından esas hakkındaki mütalaa soyut, hukuki dayanaktan yoksun ve önyargılı olacaktır. Bu da mahkemenin savunma hakkını tamamen yok etme pahasına, alelacele önceden sipariş verilmiş peşin hükmü açıklama telaşı içine düştüğünü göstermektedir.

ÇARPICI BİR ÇETELE: "TAHLİYE"YE TENZİLİ RÜTBE, TUTUKLAMAYA TERFİ
Avukatlar hakimler hakkındaki benzer bir şikayeti de Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e hitaben yazılmış bir dilekçe ile Bakanlığa sundu. Her iki dilekçeye eklenen bir liste ile davada görev yapan hakim ve savcıların verdikleri kararlara göre nasıl tenzili rütbeye uğradıkları veya terfi ettirildikleri listelendi.

TAHLİYE EDENLER YANDI

Bu listeye göre, sanıkların tahliyelerine karar veren, bu yönde muhalefet şerhi veren ya da tutuklama taleplerini reddeden hakimlerin akıbetleri şöyle oldu:

* Hurşit Tolon'un tahliyesine karar veren, bazı sanıkların da tahliyesi gerektiğine dair muhalefet şerhi veren 12. ACM (Ağır Ceza Mahkemesi) üyesi Nejat Ede, Haberal ile ilgili tahliye talebini değerlendirdiği sırada soruşturmaya uğradı ve “Kurumsal baskı altındayım" diyerek davadan çekilmek zorunda kaldı. Ede, özel yetkileri kaldırılarak Bakırköy'e atandı.

* Sanıkların tahliyesine yönelik muhalefet şerhi veren 14. ACM Başkanı Erkan Canak, Sakarya’ya düz hakim olarak atandı ve istifa etmek zorunda kaldı.

* Tahliye yönünde muhalefet şerhi veren 13. ACM Başkanı Köksal Şengün, tenzili rütbe ile Bolu hakimliğine atandı.

* Bir çok sanığın tahliyesini isteyen savcı Kasım İlimoğlu, Başbakan’ın katıldığı toplantıda pankart açan öğrencilere beraat istemesinin ardından Büyükçekmece'ye düz savcı olarak atandı. Yerine atanın savcı, mütalaayı değiştirdi ve öğrencilere mahkumiyet istedi.

* Balyoz davasına bakacak olan 10. ACM Başkanı Zafer Başkurt, davanın başlamasına 2 gün kala görevinden alınarak, Gebze’ye atandı, bunun üzerine istifa etti.

* Islak İmza soruşturmasında Albay Dursun Çiçek’in ve Balyoz davasında 21 sanığın tahliyesine karar veren, tutuklama ve telefonların dinlenmesi taleplerini reddeden, Ergenekon iddianamelerinin savcılıklara iadesini isteyen 12. ACM üyesi Oktay Kuban, Eskişehir'e düz hakim olarak atandı.

* Balyoz'da 26 askerin tahliyesine karar veren 9. ACM üyesi Yılmaz Alp Fatih'e, aynı yönde oy kullanan üye Tuncay Aslan da Çocuk Mahkemesi'ne atandı.

* Hurşit Tolon’un tutuklanması talebini reddeden 12. ACM üyesi Selda Kutluata, Bakırköy hakimi oldu.

* Bülent Arınç’a suikast soruşturmasında 3 subayı serbest bırakan Ankara 12. ACM üyesi Erol Tatar, Asliye Ceza'ya gönderildi.

* Balyoz, Oda TV ve Karargah Evleri Davası’nda muhalefet şerhleri veren, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ile ilgili soruşturmada avukatları tahliye eden 11. ACM Başkanı Şeref Akçay meslektaşlarının yoğun tepkisine maruz bırakıldı, selam dahi verilmedi ve emekli olmak zorunda bırakıldı.

TUTUKLAMA VEREN HAKİMLER...

* Ergenekon'da Mehmet Haberal ile ilgili tutukluluğun devamına karar veren 9 hakim "yoruma ihtiyaç göstermeyecek derecede kanunun açık hükmüne aykırı davranmaları" nedeniyle tazminata mahkum edilmelerinin ardından, en küçük bir soruşturma dahi açılmadan hepsi terfi etti.

* Yargıtay üyeliğine seçilen hakim ve savcılar: Resul Çakır, İdris Asan, Murat Yönder, Kadir Altınışık, Süleyman Pehlivan.

* Mahkeme Başkanı olanlar: Rüstem Çakır, M. Faik Saban, Yakup Hakan Günay, Kemal Can, Mehmet Ekinci, Gökmen Demircan, Ali Alçık, Ömer Diken, Metin Özçelik, İbrahim Balık.

* Başsavcı olanlar: Turan Çolakkadı (İstanbul Başsavcı Vekili iken, Başsavcı oldu)

* Başsavcı Vekili olan savcılar: Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Cihan Kansız, Ercan Şafak, Ali Haydar, Savaş Kırbaş, Mehmet Berk, Bilal Bayraktar, Hikmet Usta, Hüseyin Ayar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder