31 Ocak 2013 Perşembe

Kışanak'a göre Güler'in sözleri "CHP'nin Roboskisi"


İMRALI SÜRECİNE İLİŞKİN ÇARPICI AÇIKLAMALAR


 *Bilgi eksikliği, mutfağın rol çalması ve AKP'de Kürt sorununu kendi siyasi hedefinin içerisine görmeleri, doğru tartışmayı ve doğru müzakereyi engelliyor
* Yazılanların yüzde 90'ı hükümet kaynaklı spekülasyon
* Hükümet yol haritasını ve görüşmelerin anahatlarını açıklamalı
* Kadın vekillerin de İmralı için başvurusu var
* Kırmızı çizgimiz İmralı heyeti değil, hükümetin bize bilgi vermemesi.
* Başbakan'ın mutfağı iyi değil, siyasi karar verici rolünü oynamaya çalışıyor
* Kürt sorununu çözenin oyları patlar
* Öcalan'ın koşulları değişmeden çözüm olmaz
*  "Barzani aracı, Erbil eni Oslo olur mu?:  Türkiye’nin katkı istemesi iyi olur. Ama somut bir şey olsaydı bilgimiz olurdu."



30 Ocak 2013 Çarşamba

Evlilik dışı ilişkiyi fuhuşla eşdeğer bulan Yargıtay, evlilikteki cinselliği adeta kutsadı


"DAVACI EŞİN,  İLİŞKİ KURMAYAN DAVALI EŞTEN  NEFRET ETMESİ DOĞAL"

Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, psikolojik nedenlerle cinsel ilişki kuramayan eşe karşı diğer eşin nefret duymasının normal olduğunu, bu yüzden iki tarafın da kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma talebinin reddinin yerinde olmadığını belirtti. Daire bu gerekçeyle yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay'ın kararına konu olay şöyle gelişti:
Davacı kadın, evleneli uzun bir süre olmasına rağmen, eşinin cinsel ilişkiye giremediğini belirterek hala bakire olduğuna ilişkin raporu mahkemeye sundu ve boşanmak istedi. Davalı koca ise, cinsel ilişkiye biyolojik değil, psikolojik nedenlerle giremediğini, bunun için zamana ihtiyacı olduğunu, davacı eşinin de kendisine kötü davrandığını belirterek davanın reddedilmesini istedi. Mahkeme de, kocaya cinsel ilişkiye girebilmesi için zaman tanınması gerektiği, davacı kadının da eşine kötü davrandığı için kusurlu olduğunu, kimsenin kusuruna dayanarak bir talepte bulunmayacağı gerekçesiyle boşanma talebinin reddedilmesini istedi. Kararın davacı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne geldi. Daire kararında şöyle denildi:
CİNSEL İLİŞKİ YOKSA EVLİLİK SARSILIR: "Evlenmenin sosyal amacı yanında, cinsel arzuları tatmin etme gayesi de vardır. Tarafların cinsel organları normal yapıda olmasına rağmen, psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kuramadıkları kızlık zarı muayenesine dair rapordan anlaşılmaktadır. Bu hal evlilik birliğini temelinden sarsar.
KADININ NEFRET ETMESİ DOĞAL: Birlikte yaşanan uzun süre içinde cinsel ilişkinin başarılamamış olması karşısında eşlerde birbirine karşı haklı bir nefretin, en azından isteksizliğin doğacağı şüphesizdir. Böyle bir durumu davacı açısından bir kusur olarak kabul etmek mümkün değildir.
KADINA BEKLE DEMEK HAKSIZLIK: Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan ve ondan sonrada devam edip etmeyeceği şüpheli bulunan cinsel yakınlaşmayı beklemek için davacıyı zorlamak açık bir haksızlıktır. Bu koşullar altında davacıdan evlilik birliğini devam ettirmesi beklenemez. Aile birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi gerekirken davanın yetersiz gerekçe ile reddedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

Yazarın adı, basılmamış kitabı toplattırmış!



ÖCALAN'IN BAŞVURUSUNDA İMRALI SÜRECİNE ATIF

Kemal GÖKTAŞ
İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan, geçen yıl basılmadan toplatılan kitabı nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne avukatı aracılığıyla yaptığı bireysel başvuruda İmralı'da devlet yetkilileri ile yaptığı görüşmelere örtülü olarak atıfta bulunularak "Türkiye’de Kürt sorunun devlet nezdinde dahi her gün konuşulduğu bu dönemde bu konu ile ilgili bir eserin toplatılması hukuka aykırıdır" denildi. Dilekçede, Öcalan'ın maddi ve manevi zararların karşılanması, ücret ve masrafların kamu tarafından ödenmesi talep edildi.
Öcalan'ın, Avrupa İnsan Haklari Mahkemesi'ne yaptığı başvurular ve gönderdiği dilekçeler "Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)" adıyla kitaplaştırıldı. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, piyasaya çıkmayan kitapta "örgüt propagandası yapıldığı" gerekçesiyle hakimliğe başvurdu. İstanbul 2 Nolu (Özgürlük) Hakimliği de kitabın toplatılmasına karar verdi. Karar uyarınca matbaaya baskın yapılarak kitapla ilgili tüm materyaller toplandı.

28 Ocak 2013 Pazartesi

GÖRÜNTÜ VE SES KAYDINA YARGITAY'DAN VİZE



YARGITAY, SUÇ İŞLENECEĞİ GEREKÇESİYLE YAPILAN YASADIŞI SES VE GÖRÜNTÜ KAYDINA VİZE VERDİ

Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay, kişilerin kendilerine yönelik bazı suçların işleneceği gerekçesiyle başkalarının özel hayatını ve haberleşmesinin gizliliğini ihlal edebileceklerine, hukuka aykırı olarak nitelenemeyecek bu ihlallere ceza verilemeyeceğine hükmetti. Yargıtay'ın tartışma yaratacak bu kararı ile "Bana hakaret edeceğini düşündüm" gibi bir gerekçeyle bile başkasıyla yaptığı görüşmeyi kaydeden kişiye ceza verilmeyecek.

26 Ocak 2013 Cumartesi

IRKÇILIKTA SON NOKTA


ERMENİ CEMAATİNDE GÜVERCİN TEDİRGİNLİĞİ:
"MUSTAFA’YI, AHMET’İ ÖLDÜREN KATİL, HAGOP’U, HAÇADUR’U ÖLDÜREN KAHRAMAN"

Kemal GÖKTAŞ
Ermeni vatandaşlara yönelik cinayetlerle sarsılan Samatya'yla ilgili hazırlanan İnsan Hakları Derneği Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon'un raporunda sarsıcı bir bilgi yer aldı. Komisyon raporunda, Samatya'da saldırıya uğrayarak bir gözünü kaybeden 85 yaşındaki Ermeni Sultan Aykar adına "Geberdi" yazan bir facebook profili oluşturulduğu belirtildi.
Samatya zanlısının robot resmi çizildi
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, Samatya’da Ermeni yurttaşları hedef alan saldırılara ilişkin bir rapor yayınladı. Raporda, “Facebook’ta 22 Ocak’ta saldırıya uğrayarak bir gözünü kaybeden Sultan Aykar’ın adını taşıyan, “Geberdi” logolu bir sayfa açıldığı ve 177 kişinin sayfaya “arkadaş” olarak kayıt olduğu belirlendi.

15 BİN HÜKÜMLÜYE DENETİMLİ SERBESTLİK TAHLİYESİ



EŞLE "MAHREM" GÖRÜŞMEDEN  SAMAST DA YARARLANABİLECEK

Kemal GÖKTAŞ
Ana dilde savunma tasarısı olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Meclis'ten geçti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün imzasının ardından yürürlüğe girecek olan tasarıda hükümlülerin cezaevinde eşleriyle "mahrem" görüşmelerine imkan tanınmasının yanı sıra, 310 hasta hükümlü ile 15 bin civarında hükümlünün tahliyesine de olarak sağlayacak hükümler yer alıyor.

15 BİN YENİ TAHLİYE

24 Ocak 2013 Perşembe

BOMBACI'YA ZAMANAŞIMI MI?




- AİHM KARARLARINA GÖRE CİNAYETE KARIŞAN KAMU GÖREVLİLERİ AÇISINDAN ZAMANAŞIMI SÖZ KONUSU DEĞİL
- FİRARİ SANIKLAR İÇİN DE 10 YILLIK BİR EK SÜRE DAHA VAR
- CİNAYETE KARIŞAN VE HAKKINDA HİÇ DAVA AÇILMAYAN SİVİL ŞAHISLAR İÇİN, ZAMANAŞIMI DOLDU

Kemal GÖKTAŞ
Uğur Mumcu'nun öldürülmesinin 20. yılına girilirken, suikastin olası sanıkları ile ilgili zamanaşımı tartışması başladı. Mumcu'nun aracına bomba koyduğu iddiasıyla kırmızı bültünle aranan Oğuz Demir'in de olduğu 5 firari sanık için 10 yıllık zamanaşımı daha var. AİHM kararlarına göre cinayete karışan kamu görevlileri varsa bunlar için zamanaşımı süresi hiç dolmayacak. Cinayete karışan ve bugüne kadar hakkında hiç dava açılmayan sivil şahıslar içinse, zamanaşımı bugün doldu.

5 SANIK İÇİN 10 YIL DAHA VAR

Yargılama aşamasında Mumcu’nun aracına bombayı koyduğu belirtilen Oğuz Demir için 28 Temmuz 2005 tarihinde yakalama emri çıkarıldı. Söz konusu kararda  "Bugüne kadar aranmasına rağmen yakalanıp

23 Ocak 2013 Çarşamba

"İMRALI SÜRECİ ASKIDA"

Kemal GÖKTAŞ
İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan ile önce MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve diğer yetkililerin, ardından da DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ile BDP'li milletvekili Ayla Akat Ata'nın görüşmesi ile umut doğuran İmralı sürecinde "duraklama" yaşanıyor. Abdullah Öcalan'ın yol haritasını ve önerilerini paylaşmak için eşbaşkanlarla görüşmek istediğine dikkat çeken BDP'liler ise bu iznin verilmemesini, "İmralı sürecinin askıya alınması" olarak değerlendiriyor.

21 Ocak 2013 Pazartesi

Askeri Başsavcılık'tan yaşını büyütenlere bedelli askerlik yolu açacak başvuru

ASKERİ BAŞSAVCILIK'TAN BEDELLİNİN KAPSAMI GENİŞLETECEK BAŞVURU

* Bedelli yasası çıkarılırken askerlik çağına geldikten sonra yapılan yaş değişikliklerinin, sadece "hastane resmi kayıtlarına dayanması" halinde dikkate alınacağı hükme bağlanmıştı. Yaşını büyütürken evde doğduğunu belirten ve gerçek yaşını tanık ifadeleriyle ispat eden B.A, bedelliden yararlanamayınca AYİM'de dava açtı. AYİM Askeri Başsavcılığı, B.A'yı haklı buldu ve bedelliden yararlanmasını engelleyen kanun hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasını istedi. Davaya bakacak olan AYİM Dairesi, Anayasa Mahkemesi'ne başvurur ve buradan da iptal kararı çıkarsa, yaş büyüterek bedelliden yararlanmak mümkün hale gelecek. Bu durumda hastanede doğmayan yükümlüler de tanık ifadeleriyle yaşlarını büyüterek bedelli kapsamına girecekler.

19 Ocak 2013 Cumartesi

N.Ç'DE YARGININ "RIZA DİRENİŞİ"



YARGI KARARINA "RIZASI İLE IRZINA GEÇME" SUÇU YAZILDI

Kemal GÖKTAŞ
Mardin'de 26 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki N.Ç'nin bu tecavüzlere "rıza" gösterdiği gerekçesiyle mahkemenin sanıkların cezalarından yaptığı indirim ve Yargıtay'ın bu indirimi onamasının üzerinden bir yılı aşkın süre geçmesinden sonra Yargıtay Başsavcılığı'nın toplum vicdanından yükselen tepkilere rağmen aynı görüşünü sürdürdüğü anlaşıldı. Başsavcılık, davası ayrılan iki sanığın N.Ç'ye "rızası ile ırzına geçtikleri" gerekçesiyle verilen indirimli cezanın onanmasını istedi. Tebliğnamede sanıkların işledikleri suç bölümüne "Rızası ile ırzına geçme" yazılması N.Ç davasının özeti oldu.

18 Ocak 2013 Cuma

Hrant'tan Diyarbakır'a "Kanın sesi" *


Kemal Göktaş

Yıldırım Türker, Hrant Dink öldürüldükten sonra kaleme aldığı “Hrant’tan sonra heves” yazısında cinayetle birlikte hayata karşı hevesini nasıl yitirdiğini anlatıyordu. “Hrant’la derin bir samimiyetim de yoktu” diyordu Türker. Hrantsız bir hayatın neden yaşlandırdığını ise şöyle ifade ediyordu: “Hrant siyasi olarak yalnızca hakları rahatlıkla gasp edilebilen, ayrımcılığın bin bir çeşidine maruz kalan Ermenileri temsil etmiyordu. Öyle olsaydı bütün mutsuzların, bütün itirazı olanların, bütün hak hukuk peşinde koşturanların ufkunda böylesine güçlü bir ışık olarak varolmazdı. Hrant, bizatihi bir öneriydi. Bir hayat önerisi. Dayanışmanın, adil paylaşımın, kardeşliğin, coşkunun, şefkatin, karşılıklı anlayarak, hissederek varılan barışın temsilcisiydi.”

TARİHİ GÜNDEN DİYARBAKIR İZLENİMLERİ

“BARIŞIN KAYBEDENİ OLMAZ”

Kemal GÖKTAŞ


Diyarbakır, barış ve diyalog sürecine zarar vermesinden endişelenilen, “provokasyon” korkusu altında girdiği tarihi günü, “barışın ve İmralı sürecinin arkasındayız” mesajıyla, sorunsuz geçirmeyi başardı. “Paris’teki tetiği çektiren eller, Diyarbakır’daki meydanı da karıştırır mı?” sorusunun yanıtı, Batıkent Meydanı’ndan 200 bin kişinin verdiği güçlü barış mesajı ile verilmiş oldu.

16 Ocak 2013 Çarşamba

- TARİHİ CENAZE ÖNCESİ DİYARBAKIR İZLENİMLERİ

DİYARBAKIR’DA UMUTLU TEDİRGİNLİK

Kemal GÖKTAŞ
Yılbaşı arifesinden bu yana İmralı ile yürütülen diyalogun Kürt sorununda kalıcı bir barışı sağlayıp sağlamayacağını tartışan Türkiye, Paris’ten gelen sarsıcı cinayet haberlerinin ardından bugün ‘barış sürecinin’ bundan sonraki yönünü tayin edecek olan Diyarbakır’daki cenaze törenlerine kilitlenmiş durumda.
Diyarbakır, tedirginliğini umutla bastırmak isteyen yepyeni bir hevesi yakalamış gibi görünüyor. Hemen herkeste bugüne dair bir korku içten içe hissedilse de diller “barış, umut, süreç” sözcükleriyle konuşmayı tercih ediyor.

14 Ocak 2013 Pazartesi

Dink cinayetinde katillerin verdiği mesajın alt yapısı medyada oluşturuldu!





KEMAL GÖKTAŞ
Hrant Dink’in öldürülmesine giden süreci, kamuoyu oluşturma mekanizmalarında yaratılan ‘Hrant Dink’ algısından kopararak anlatmak mümkün değil. Hrant Dink’in hedef haline gelen bir siyasal figüre dönüştürülmesi, kamuoyu oluşturma mekanizmalarının en etkilisi olan medyanın yarattığı bir süreçti.
Hrant Dink, 2004 yılı Şubat ayında, Agos Gazetesi’nde yazdığı Sabiha Gökçen’in Ermeni olduğuna ilişkin haberden sonra yaygın olarak gündeme geldi. Bu haber Hrant Dink’in, “Türk ve Türkiye düşmanı bir Ermeni olarak” lanse edilmesinin ve hedef haline getirilmesinin başlangıç noktası oldu. Nitekim, Hrant Dink de, öldürülmeden kısa bir süre önce yazdığı yazıda, Sabiha Gökçen haberinin “bardağı taşıran damla” olduğunu söylemişti. Bu haber, Agos’ta yayımlanmasından 15 gün sonra, Hürriyet’te yayımlandı. Hürriyet, Dink’in haberine yer verdikten bir gün sonra ise ise Gökçen’in Ermeni değil Boşnak asıllı olduğunu belirtmek üzere “Hayır, Boşnak’tı” başlıklı bir haber yayımladı. Dikkat çeken nokta, Hürriyet’in, Sabiha Gökçen’in Ermeni olduğu yolundaki iddiasına yanıt niteliğindeki bu haber sayfanın manşetinde yer alırken Gökçen’in yakın arkadaşı Pars Tuğlacı’nın Hrant Dink’in haberini güçlendiren açıklamasının sayfanın kenarında yer bulmasıydı.

13 Ocak 2013 Pazar

HRANT DİNK TEBLİĞNAMESİNDE ERGENEKON YOK




ESNAF, ÖĞRENCİ ÖRGÜTÜ: "ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ, SİMİTÇİ, İŞSİZ VE KÜÇÜK ESNAF OLAN SANIKLARIN OLUŞTURDUĞU ÖRGÜT"

Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay Başsavcılığının Hrant Dink cinayetine ilişkin tebliğnamesinde, savcı Hikmet Usta'nın cinayetin Ergenekon örgütünün Trabzon'daki hücresi tarafından işlendiğine yönelik temyiz başvurusuna hiç değinilmemesi dikkat çekti. Yargıtay Başsavcılığının temyiz incelemesinde bu konuyu tartışmaması, Dink cinayetinin "Pelitli'de bir araya gelen gençlerin oluşturduğu örgüt tarafından işlendiği" tespitiyle kapatılacağı eleştirilerini de beraberinde getirdi. Dink cinayetiyle ilgili soruşturmada Emniyet makamları bu örgütten "Yasin Hayal grubu" olarak bahsediyordu.

12 Ocak 2013 Cumartesi

BAŞBAKAN ERDOĞAN'LA İLGİLİ KARAR EMSAL OLUR MU?



"ISLAK İMZA YOKSA DELİL OLMAZ" KARARI


Kemal GÖKTAŞ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Wikileaks belgelerinde yer alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, "haksız kazanç elde ettiği ve İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabının olduğu" iddialarına ilişkin incelemede verdiği takipsizlik kararında, dijital delillerle ilgili çok önemli bir yorum yapıldı. Kesinleşmesi halinde Ergenekon, Balyoz ve KCK gibi dijital delillerin sıkça kullanıldığı davalarda da örnek karar olarak gündeme gelecek olan takipsizlik kararında, savcılığın Başbakan Erdoğan'ın "haksız servet edinmek" suçundan beraat ettiği 2001 ila Başbakan olduğu 2003 yılları arasını ilgilendiren iddialarla ilgili soruşturma yürütüldüğü ortaya çıktı. Kararda Wikileaks belgelerine ilişkin "Doğrulanmayan, dedikodu malzemesi niteliğinde olabilecek belgelere, delil değeri verilmesi"nin kabul edilemeyeceği belirtilerek "Belgelerin hiçbiri ceza hukukunda delil değeri açısından ıslak imzalı belge niteliğinde olmadığı, herhangi bir kişi tarafından uydurularak yazılma ihtimalinin de en az gerçekliği kadar mümkün olduğu" ifade edildi.

Polis haber elemanı Tuncel kaçacak mı?




Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay Başsavcılığının, Hrant Dink cinayetini "bölücü bir terör eylemi" olarak değerlendiren kararının 9. Ceza Dairesi tarafından da benimsenmesi halinde "bölücülük" suçları açısından yepyeni bir emsal doğmuş olacak. Buna göre sadece, ülke toprakların ayırmaya yönelik eylemler değil, Alevi, Sünni, Türk, Kürt, Ermeni gibi "milleti oluşturan" toplulukların arasını açmaya yönelik "milliyetçi ve ırkçı eylemler" de bölücülük suçunu oluşturacak.
Başsavcılığın tebliğnamesi doğrultusunda karar verilmesi durumunda polis muhbiri erhan Tuncel'in "bölücülük, Dink cinayetini planlama ve Mcdonalds'a bomba atarak öldürmeye teşebbüs" suçlarından tutuklanması gerekecek. Ancak Dink ailesi ve avukatları, mahkemenin tahliye ettiği Tuncel'in bu aşamalarda kaçmasından endişe ediyor.

11 Ocak 2013 Cuma

Türkiye nereye?


* 2 yıl önce, ecnebi bir derginin talebi üzerine yazılmış ancak yayınlan(a)mamış bir yazı. Seçim öncesinde duyulan kaygılarla bugünkü durumu kıyaslamak ilginç olabilir...


KEMAL GÖKTAŞ

Ankara / 26 Mart 2011,
Önümüzdeki Haziran ayının 12 ’sinde Türkiye, AKP’nin üçüncü kez tek başına iktidara gelmesine kesin gözüyle bakılan milletvekili seçimleri için sandık başına gidecek. AKP, seçimlerdeki hedefini 'Anayasa’yı değiştirecek milletvekili sayısına ulaşmak' olarak belirlemiş durumda.

"DİNK CİNAYETİ, DEVLETİN BİRLİĞİNİ ESAS ALAN BÖLÜCÜ BİR TERÖR EYLEMİ"



- SUSURLUK EMSALİ: BAŞSAVCILIK ÖRGÜT SUÇUNDAN CEZA VERİLMESİ İÇİN SUSURLUK DAVASINDA VERİLEN KARARI EMSAL GÖSTERDİ

Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında yerel mahkemenin cinayeti "adli bir suç" sayarak örgüt suçundan beraat verdiği kararına ilişkin çarpıcı bir tebliğname kaleme aldı. Tebliğnamede, Dink'in sırf başka din ve milliyetten olduğu için öldürüldüğü, cinayetin "devletin birliğinin bozulmasını amaçlayan, bölücü bir terör eylemi" olduğu belirtilerek sanıklara "bölücü örgüt" suçundan ceza verilmesi istendi. Örgüt suçundan ceza verilmesi görüşüne Susurluk kararını emsal gösteren Başsavcılık ayrıca, azmettirici olarak yargılanan ancak mahkemenin beraat verdiği polis muhbiri Erhan Tuncel'in de hem "devletin birliğini bozmak" suçundan hem de "Dink'i öldürmeye azmettirmek" suçundan cezalandırılması gerektiğini belirtti.

10 Ocak 2013 Perşembe

Ahmet Türk'ten âkil insan önerileri: Boyner, Kavala, Sancar

ÖCALAN'IN "YOL TEMİZLİĞİ" TALEPLERİ
1-Anayasa’da yer alan vatandaşlık tanımı değişmeli.
2- Anayasa’ya tüm kültürlerin korunacağına ilişkin madde konulmalı.
3- Barış konseyi ya da akil adamlar grubu oluşturulmalı.
4- KCK operasyonlarında tutuklananlar tahliye edilmeli.

İMRALI SÜRECİNDE "MAYIS SIKINTISI"

"SÖYLEM" MUTABAKATI
* ÖZERKLİK DENİLMEYECEK, YEREL YÖNETİMLER GÜÇLENDİRİLECEK
* AF DENİLMEYECEK, DENETİMLİ SERBESTLİKLE TAHLİYE SAĞLANACAK

Kemal GÖKTAŞ
İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan'la MİT yetkililerinin yaptığı görüşmelerden sonra MİT'in Kandil ile de temas kurduğu belirtilirken devlet ile İmralı ve Kandil arasında "Mayıs sıkıntısı" yaşanıyor. Görüşmelerde hükümetin, İmralı ile Kürt sorununun çözümünün ayrıntılarının konuşulacağı "müzakere" sürecine geçiş için PKK'nın Kandil'e çekilmesi konusunda ısrarcı olduğu, buna karşılık İmralı, PKK ve BDP'nin ise "yol temizliği" adı verilen ve İmralı koşullarının değiştirilmesinin de aralarında olduğu bazı düzenlemeler yapılmasını istediği belirtildi.
Bu arada BDP ve DTK eşbaşkanlarının önümüzdeki Pazar günü İmralı'ya giderek Öcalan'la görüşecekleri ifade edildi.

9 Ocak 2013 Çarşamba

- 4. YARGI PAKETİNDE "ONAY" İÇİN YENİ FORMÜLLER DEVREDE


Kemal GÖKTAŞ
Abdullah Öcalan'la MİT yetkililerinin İmralı'da yaptıkları görüşmenin önemli konularından biri olarak öne çıkan 4. Yargı Paketi'nde bazı bakanların itirazları nedeniyle yaşanan krizin aşılmak üzere olduğu belirtildi. Daha önce Bakanlar Kurulu'nda iki kez görüşülen ancak Bakanlar Kurulu'nun revize edilmesini istediği pakette yer alan "şiddet eylemine bulaşmamış olanlara terör cezası verilmemesi" düzenlemesi konusunda üretilen yeni formüllerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Afrika gezisinden sonra onaya sunulacağı öğrenildi.

BDP lideri Demirtaş: Öcalan'la MİT henüz esasa geçmedi. Tırnak içinde pazarlık mantığıyla tartışma henüz başlamadı


Kemal GÖKTAŞ
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, İmralı Cezaevi'nde Abdullah Öcalan ile MİT yetkililerinin yaptığı görüşmede henüz "esasa" geçilmediğini ve görüşmelerinin usulünün zemininin belirlenmeye çalışıldığını söyledi. Kısa bir zaman içinde yeni bir BDP heyetinin İmralı'ya gideceğini ve bu heyette eşbaşkanların da olmasını istediklerini söyleyen Demirtaş, Ankara Büyükelçisi ile yaptığı görüşmeden Norceç'in yeni bir Oslo sürecine kapalı olmadığını çıkardığını da söyledi. CHP'nin de İmralı'ya giderek Öcalan ile görüşmesinin mümkün olduğu bir mekanizma istediklerini söyleyen Demirtaş "CHP 'ben de katılmak istiyorum' derse mekanizma buna kapalı olmamalı. CHP milletvekilleri Silivri'ye, Sincan'a, Diyarbakır'a gidebiliyorsa mutlaka İmralı'ya da gidebilmeli. Öcalan da, ismen CHP olarak değil ama sürece katkı verecek herkesle görüşebilmeliyim demiş, bunu biliyoruz" dedi. Demirtaş, "Öcalan'a ev hapsi ve genel af olmadan çözüm olur mu?" sorusuna "PKK hayır demiyorsa, biz niye diyelim?" yanıtını verdi.

8 Ocak 2013 Salı

BDP VE İMRALI'DAN "YOL TEMİZLİĞİ" BEKLENTİSİ

- İŞTE ÖCALAN'IN TALEP ETTİĞİ YOL TEMİZLİĞİ:

* ANAYASA'DA EŞİT VATANDAŞLIK

* ANADİLDE SAVUNMA

* KCK TUTUKLULARININ TAHLİYESİ

* SEÇİM YASASI VE SİYASİ PARTİLER KANUNU DEĞİŞİKLİKLERİ


Kemal GÖKTAŞ
İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan ile görüşen Ahmet Türk, BDP Meclis Grubu'na bilgi verdikten sonra silahların susması için demokratik süreç içerisinde görüşmelerin devam etmesi gerektiğini belirterek, "Öcalan’ın talepleri devleti zorlayacak talepler değil. Süreçten umutluyuz” dedi. BDP'li Sırrı Sakık ise VATAN'a, Türk'ün kastettiği taleplerin, Anayasal vatandaşlık, siyasi partiler ve seçim kanunlarındaki değişiklikler ile terörle mücadele mevzuatının değiştirilerek KCK tutuklularının tahliye edilmesi gibi "yol temizliği süreci" olduğunu söyledi.

7 Ocak 2013 Pazartesi

ŞİMDİLERDE ÖLDÜRMÜYORLAR, HAPSE ATIYORLAR

ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ'NDEN METİN’E MEKTUP:


17 yıl önce, Ümraniye Cezaevi'nde öldürülen tutuklarının cenazesini “Mutlaka ben izlemeliyim arkadaşlar” diyerek yola çıktın. Başbakanlık tarafından verilen “Sarı Basın Kartı” sahibi olmadığın gerekçesiyle ilçeye sokulmadın. Ancak geri adım atmadın ve haberi izlemekte ısrara ettin. Bunun üzerine o karanlık yüzler, seni gözaltına aldı ve ağır işkencelerle katlettiler… Tarih 8 Ocak 1996’ydı…
Sensiz 17 yıl geçti…

İmralı açıklamaları ve karşılıklı adımlar

Kemal GÖKTAŞ
İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan ile MİT yetkililerinin yeni diyalog süreci için mutabık kaldıkları "Çatışmasız ortamda müzakere" konusunda Kandil'deki PKK yöneticilerinin itirazlarının bertaraf edilmesi için önemli çağrılar yapıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendileri ile de diyalog kurulmasını isteyen PKK'ya kapıları kapatmadı ve örgütün Avrupa kanadıyla Oslo benzeri sürecin yeniden yaşanabileceğini söyledi. Başbakan'ın başdanışması Yalçın Akdoğan ise, PKK'nın sınır dışına çekilme sırasında kayıp verme endişesine karşı operasyon yapılmayacağı güvencesi verdi. KCK Yürütme Konseyi Zübeyir Aydar da twitter'daki hesabından "Örgüt Öcalan'ın arkasında" mesajını verdi.

6 Ocak 2013 Pazar

İMRALI SÜRECİNİN KRİTİK DÜĞÜMÜ:ÇATIŞMASIZ ORTAMDA MÜZAKERE!



Kemal GÖKTAŞ
İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan'ın MİT yetkilileri ile yaptığı görüşmelerden sonra DTK ve BDP'lilerle yaptığı görüşme Kürt sorununun çözümü ve PKK'nın silahları tamamen bırakması konusunda şimdiye kadar görülmemiş bir umudu doğurdu.

2 Ocak 2013 Çarşamba

Alevi gündelikçinin çiğnenen onuruna bir darbe de yargıdan


Kemal GÖKTAŞ
Yargı, ellerinde hiçbir delil yokken evlerinden çalınan altın, para ve süs eşyalarından ortak temizlikçilerini sorumlu tutan 3 kız kardeş hakkında temizlikçinin açtığı "onur" davasını reddetti. Temizlikçinin, Alevi olduğunu öğrenen kadınların kendisini aşağıladığı ve ardından da hırsızlık iftirasında bulunduğu iddiasını tazminata yeterli görmeyen mahkeme kararındaki "davacının Alevi suçlaması yapıldığı iddiası bulunmakta ise de bu iddiayı doğrulayan bir kanıta rastlanmadığı" ifadesi dikkat çekti.