26 Haziran 2013 Çarşamba

YARGIDAN GÖSTERİ HAKKINA "ÖZGÜRLÜK" KARARI


* "YAŞASIN HALK SAVAŞI, GENÇLER DAĞLARA, KATİL DEVLET HESAP VERECEK, BEDEL ÖDEDİK BEDEL ÖDETECEĞİZ" SLOGANLAR SUÇ DEĞİL
* İBRAHİM KAYPAKKAYA'YI MEZARI BAŞINDA ANAN 254 KİŞİYE AÇILAN SORUŞTURMADA 4. YARGI PAKETİ VE AİHM KARARLARI DAYANAK GÖSTERİLEREK TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ


Kemal GÖKTAŞ
Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı, TKP-ML'nin kurucusu İbrahim Kaypakkaya'yı geçen yıl mezarı başında anan ve aralarında Kaypakkaya'nın yakınlarının da olduğu 254 kişi hakkında açılan soruşturmada tarihi bir takipsizlik kararı verdi. Savcı Ahmet Hamdi Çelik, "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan yürütülen soruşturma sonunda bugüne kadar ağır cezalar verilen slogan ve pankartların Nisan ayında yürürlüğe giren 4. Yargı Paketi ile AİHM kararları birlikte değerlendirildiğinde suç sayılamayacağına karar verdi. Gezi olaylarından önce verilen kararda, bir AİHM kararına atıf yapılarak "Göstericiler hasımlarının fiziksel şiddetine maruz kalma korkusuna kapılmaksızın gösterilerini gerçekleştirebilmelidir. Bu tür bir korku insanları kendi kanaatlerini ifade etmekten caydırabilir" denilmesi de dikkat çekti.



HALK SAVAŞI, DAĞA ÇAĞRI...

Savcı Çelik, çeşitli yasal parti ve platformların düzenlediği anmaya ilişkin soruşturmayı 24 Mayıs'ta tamamladı. Kararda, şüphelilerin
Kaypakkaya'nın resimlerini, Partizan imzalı flamaları taşıdığı ve  "Yürü üstüne zulmün, umut büyüsün, kavga başkaldırsın yürüsün", "Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz", "Devrim Şehitleri Ölümsüzdür", "Katil Devlet hesap verecek" "Anaların öfkesi katilleri boğacak" "Gerillalar ölmez, yaşasın halk savaşı", "Kahrolsun Faşist Kemalist Diktatörlük", "Faşist Diktatörlüğü döktüğü kanda boğacağız" "Gençler dağlara, Partizan iktidara" sloganları attığı belirtildi. 4. Yargı Paketi'nde terör örgütü propagandası suçunun oluşması için slogan, açıklama ve pankartların "terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte" olması gerektiği kaydedilen kararda şöyle denildi:

BASMAKALIP, KLİŞE SLOGANLAR

"Sloganların atıldığı yere bakıldığında Sungurlu ilçesi Karakaya köyü terör olaylarının yaygın ve sıcak yaşandığı bir yer değildir. Atılan sloganlar basmakalıp klişeleşmiş sloganlardır, açık ve yakın bir tehlike içermemektedir. Söylemler bir kısım insanlar üzerinde rahatsız edici olsa da AİHM kararlarında belirtildiği gibi şok edici, rahatsız edici bir kısım söylemlere tahammül etmek demokratik ve çoğulculuğun olmazsa olmaz koşuludur.  Söylenen sözler, atılan solganlar ve taşınan pankartlar gösteriye katılan kişiler ya da yandaşları tarafından hemen hemen halka açık her toplantı ve gösteride kullanılmaktadır."

"GÖSTERİLER ŞİDDET KORKUSU OLMADAN YAPILABİLMELİ"

AİHM'in Arzte Fur Das Lebent - Avusturya davasında da 'Bir gösteri yürüyüşü, yaymaya çalıştığı düşünce ve iddialara karşı olan kişileri sarsıcı veya rahatsız edici olabilir. Ancak göstericiler hasımlarının fiziksel şiddetine maruz kalma korkusuna kapılmaksızın gösterilerini gerçekleştirebilmelidir. Bu tür bir korku, dernekleri veya ortak düşünce veya ortak çıkarları savunan diğer grupları, toplumu etkileyen son derece tartışmalı konularda kendi kanaatlerini ifade etmekten caydırabilir' şeklindeki karar ile şiddet içermeyen, şiddete çağrı unsuru taşımalan ifadelerin ve gösterilerin ifade ve toplantı özgürlüğü kapsamında kaldığı belirtilmektedir."
Kararın sonunda söz ve eylemlerin terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olmadığı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10 ve 11. maddelerinde belirtilen ifade ve toplanma özgürlüğü kapsamında kaldığı, AİHM uygulamaları ile Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu vurgulandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder