21 Haziran 2013 Cuma

ÖRGÜTÜN ADI "ÇARŞI"


Kemal GÖKTAŞ
Gezi eylemlerinin en önemli unsurlarından olan Beşiktaş Çarşı grubu üyelerine yönelik soruşturmadan Beşiktaşlıları ve Çarşı'yı kızdıracak bir suçlama yer aldı. Savcılığın ve polisin Çarşı grubunu "suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüt" olarak gördüğü ve soruşturmayı bu eksende yürüttüğü ortaya çıktı. Savcılığın bu suçlamasına sanıklar Çarşı'nın bir taraftar grubu olduğu karşılığını verdi ve kendilerini "Beşiktaşlıyız" diyerek savundu. Sanıkların sorgusunu yapan hakim ise kararını açıklamadan önce çok ilginç bir ifadeyi tutanağa geçirdi. Hakim, "Gereği düşünüldü" başlığının hemen altına "Masumiyet karinesi gereğinde şüpheliler hakkında saygılı bir dil kullanılmıştır" diye yazdı.


ÇARŞI'YA ÖRGÜT SUÇLAMASINA YANIT:" BEŞİKTAŞLIYIZ"

Çarşı grubuna yönelik soruşturmada savcılığın tutuklanmalarını istediği şüpheliler "Terörle Mücadele Kanunu" ile görevli İbtanbul 2 No'lu Hakimliğinde sorgulandı. Çarşı grubundan ayrı bir suç örgütü suçlaması olmadığı, savcılıktaki sorguda Cem Yakışkan'a Çarşı grubunun yöneticisi olduğu suçlaması yöneltildiği ortaya çıktı. Avukat Dizdar bu suçlamalara "Dosyanın içinde suç örgütü ile ilgili tek bir soru yoktur. Sürekli olarak Çarşı'nın bir grup olduğunu ve müekkilin de yönetici olduğu iddia edilmiştir. Beşiktaş'ta bir Çarşı grubu varsa takdir listesindedir. Bir amacı vardır doğrultusu vardır. Çıkar amaçlı bir örgüt yoktur. Çete lideri iki günde yaratılmaz. Bu delillerle insanlar tutuklanmaz.
Avukat Yıldız, Çarşı'nın bir suç örgütü olarak soruşturulmasına tepki göstererek "Çarşı bir suç örgütü değildir. 20 yıllık bir taraftar grubudur. Yasa dışı değildir. Hepimizin ortak noktası Beşiktaş'lılıktır" diye savunma yaptı.

"Suç işlemek amacıyla kurulan örgüt yöneticisi olma, bir adet ateşyli silah ve mermi bulundurma" suçlaması yöneltilen ve Gezi Parkı eylemleri sırasında içki satışı konusunda tartıştığı bir işportacı tarafından bıçaklanan Numan Bülent Ergenç ifadesinde, Beşiktaş Kent Konseyi üyesi olduğu için tanındığını söyledi. Ergenç "Gezi Parkı'na ilk 3 gün katıldım. Sonra Tekirdağ'a gittim. Görüntülerdeki taş atan kişi ben değilim. Arkadaşların yürüyüş isteğine karşı bende Çarşı'cı arkadaşlara karşı bir harekette bulunulmaması konusunda tavsiyelerde bulundum. Bu arkadaşlar esnafa ve polise saldırmadılar. Kesinlikle ben bu olaylarda şiddet olmadan gelişmesinde polise yardımcı oldum" dedi. Bıçaklanmasından sonra bir haftadır evinde yattığını anlatan Ergenç "Hiçbir şiddet eylemine katılmadım. Şu anda ameliyatlıyım, 8 tane dikişim vardı alınması gereken ama alınamadı" dedi. Ergenç, evinde bulunan ruhsatsız tabancayı yazlıkta hırsızlık olayları çok olduğu için 10-15 yıl önce aldığını ve hiç bir şiddet eyleminde kullanmadığını söyledi.

Evinde patlamamış gaz bombası bulunan İbrahim Halil Turan ise "polisin yoğun birg az atışyı sonrasında klübe sığındıklarını, çıkışta yerde bulduğu gaz bombasını aldığını, bunu polise vermeyi düşyündüğünü ancak buna fırsat bulamadığını" söyledi. Turan'ın dosya içerisinde tabanca ve kaleşnikof marka tüfekle atış talimi yaptığını gösteren fotoğraflar ve gaz bombasını kullanmayı düşündüğünü söylediği iletişim tespit tutanakları gerekçe gösterilerek tutuklandı.

"TELEFONDA KÜFÜR" SUÇLAMASI

Örgüt yöneticisi olma ve kamu malına zarar verme suçundan soruşturulan Güray Sözmen ise dinlenen telefon konuşmalarında kullandığı küfürlü sözlyeri "Alkollü olduğu için hatırlamadığını" belirterek "Telefonda terbiyesizce konuşmalırım olmuş olabilir ancak polise karşı hiçbir eylemim olmamıştır. Hiçbir yerde fotoğraf ve videom yoktur. Vatanını seven bir Türk vatandaşıyım ve sadece Beşiktaş taraftarıyım" dedi. Avukat Ali Rıza Dizdar da Sözmen'i "Taraftarlığının ötesine geçen bir örgütsel durumu yoktur" diye savundu.

"BAŞBAKANLIK OFİSİ ÖNÜNDE GARİP İNSANLAR TOPLANDI"

Örgüt üyesi olma suçlaması yöneltilen Cem Yakışkan ise Beşiktaş Kongre üyesi olduğunu belirterek Emniyetle olayların bitmesi konusunda görüştüklerini, olayları engellemeye çalıştığını belirterek çarpıcı bir de iddiayı gündeme getirdi:
"Pazar günü seçimden sonra Beşiktaş Çalışma ofisinin önünde (Başbakanlık) garip insanlar toplanmıştı. Ben bu insanlara kimsiniz diye sorduğumda bana saldırmaya çalıştılar. Bunlar kamera kayıtlarında da vardır. Biz bu olaylar büyümeye başlayınca çekildik. Polis müdürü bize 'Biz müdahale edersek sıkıntı olur, siz esnafsınız madem, arkadaşlarla konuşun buradan ayrılsınlar' deyince biz de arkadaşlarla konuşyarak ayrılmalarını sağladık. Bize bu engellemeden dolayı polisler teşekkür etti. Biz bu olayı uzaklaştırmak için Optik arkadaşı anma töreni gibi bir şey yaptık. Ben hep evdeydim. Pazar günü benim evimin yanına bir gaz bombası mermisi isabet etti. Biz de tehlike atlattık."

KEPÇENİN KAÇIRILMASI

Gezi olayları sırasında bir kepçenin kaçılırılarak (sosyal medyada bu kepçeye Polise Müdahale Aracı yani POMA adı verilmişti) TOMA'ların üzerine sürülmesi olayı da Yakışkan'a soruldu. Avukatı Mehmet Derviş Yıldız, bu olayla Yakışkan'ın hiçbir ilgisinin olmadığını söyledi.

47 YAŞINDAKİ CEM YAKIŞKAN'A SORU: "NEDEN HERKES SANA ABİ DİYOR?"

Avukat Yıldız, Yakışkan'a herkesin neden "abi" dediğine ilişkin sorulara da "1966 doğumlu olduğu için herkesin abi demesi normaldir" karşılığını verdi.

"BABAMIN" DEDİ AMA...

Evinde çok sayıda mühimmat çıkan Halil İbrahim Erol ise "Herhangi bir örgüte üye değilim. Sporcuyum. Kimsenin malına zarar vermedim. Bulunan silah ve fişekler babam polis olduğu icin çalıştığı zaman sakladığı mermilerdir" dedi.

ÖRGÜT SORUŞTURMASI DEVAM EDECEK

Hakim, şüphelilerinin "suç örgütüne üye olma suçundan" tutuklanmalarını yerinde bulmadı. Turan ve Erol'u "tehlikeli madde bulundurmak" suçundan tutuklayan hakim, serbest bırakılan sanıklara yurt dışına çıkış yasağı, haftada bir karakola imza verme şartı ve 50 bin lira kefalet karşılığında serbest bıraktı. Hakim, Çarşı grubuna yönelik "örgüt" suçlaması ile yürütülen soruşturmada dava açılması halinde tedbirlerin devam etmesine, takipsizlik kararı verilmesi halinde ise tedbirlerin kaldırılmasına hükmetti.

HAKİM: "MASUMİYET KARİNESİ VAR DİYE SAYGILI DİL KULLANIYORUM"

Sanıkların sorgusunu yapan hakim ise kararını açıklamadan önce çok ilginç bir ifadeyi tutanağa geçirdi. Hakim, "Gereği düşünüldü" başlığının hemen altına "Masumiyet karinesi gereğinde şüpheliler hakkında saygılı bir dil kullanılmıştır" diye yazdı. Hakimin bu notu, AİHM kararlarında "şüphelilerin peşinen suçlu gösterilmemesi gerektiği" yönündeki kararları doğrultusunda yazdığı öğrenildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder