2 Ocak 2015 Cuma

AYM'den hükümete "internet" uyarısı ve internet özgürlüğü kriterleri

KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi'nin TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) Başkanı'na internet erişiminin engellenmesi yetkisi vermesine ilişkin kanunun iptal gerekçeleri açıklandı. AYM, kararında "Milli güvenlik, kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi konularında ilgili ve yetkili kurumların değerlendirme ve karar verme yetkileri gözetilmeksizin tek başına TİB'e erişimin engellenmesi yetkisi verilmesinin Anayasa'ya aykırılık oluşturacağı" belirtildi. İnternetin ifade özgürlüğü ve bilginin elde edilmesi açısından günümüzün en etkili ve yaygın araçlarından biri olduğuna dikkat çeken AYM, demokratik ülkelerde internetin "çocuk pornografisi ve istismarı ile rkçılık gibi ağır suçlar için" engellenebildiğini vurguladığı kararında "devletin internetle ilgili düzenlemeler ve uygulamalar konusunda çok hassas davranması gerektiği" uyarısında bulundu. AYM'nin kararındaki değerlendirmeler, hükümetin üzerinde çalıştığı ve iptal edilen düzenlemede TİB Başkanı'na verilen yetkinin Başbakan'a verilmesini öngören yasa hazırlıkları açısından da oldukça önemli bulundu. Gerekçeli karardaki "Belirlenecek yetkili merciin milli güvenlik, kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi konusunda değerlendirme yapabilecek ve karar alabilecek yetkinliğe sahip olması gerektiği" yönündeki ifadesi ve "ilgili kurumları" işaret etmesi bu kapsamda dikkat çekti.


TİB Başkanı'nın yetkisi

AYM'nin İş Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un bazı maddelerinin iptaline ilişkin geçen Ekim ayında verdiği kararın gerekçesi dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. CHP'nin başvurusuyla açılan davada verilen kararda, iptali istenen düzenlemenin "millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi nedenlerine bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, erişimin engellenmesinin TİB Başkanı'nın talimatı üzerine TİB tarafından yapılacağı; erişim sağlayıcılarının TİB'den gelen erişimin engellenmesi taleplerini en geç 4 saat içinde yerine getireceği ve erişimin engellenmesi kararının 24 saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulacağı ve hâkimin de kararını 48 saat içinde açıklayacağı" hükümlerinin yer aldığı belirtildi. İfade özgürlüğünün, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin temeli olup bu özgürlük olmaksızın "demokratik toplumdan" bahsedilemeyeceği belirtilen kararda şöyle devam edildi:

İnternet hassas konu

"İnternet, modern demokrasilerde başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bakımından önemli bir değere sahiptir. İnternetin sağladığı zemin, bilgiye ulaşma, kişilerin bilgi ve düşüncelerini açıklama, karşılıklı paylaşma ve yaymaları için vazgeçilmezdir. Bu nedenle sadece düşünceyi açıklamanın değil, aynı zamanda bilginin elde edilmesi açısından günümüzde en etkili ve yaygın yöntemlerden biri hâline gelen internet konusunda yapılacak düzenleme ve uygulamalarda devletin ve idari makamların çok hassas davranmaları gerektiği açıktır.

Çocuk pornografisi ve ırkçılık

Demokratik ülkelerde çocuk pornografisi, çocukların cinsel istismarı ve ırkçılık gibi ağır suçlar için konulan 'erişimin engellenmesi' tedbiri, yargı kararı ile yargılama sürecinin bir parçası olarak uygulanan zorunlu ve istisnai bir tedbir olarak düzenlenmektedir.

Öngörülmesi mümkün olmayan kavramlar

Kuralda geçen 'millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi' gibi ayrıntılı olarak somutlaştırılması ve önceden öngörülmesi mümkün olmayan durumları ifade eden ibarelerin içerik ve kapsamlarının kanun koyucu tarafından önceden tek tek belirlenmesi mümkün değildir.
Anayasa'da kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emriyle haberleşmenin engellenebileceği belirtilmektedir. Burada belirtilen yetkili merciin tespitinde yasa koyucunun sınırsız bir yetkiye sahip olmadığı açıktır. Belirlenecek yetkili merciin fıkrada belirtilen sebepler konusunda değerlendirme yapabilecek ve karar alabilecek yetkinliğe sahip olması gerekir.

"İlgili ve yetkili kurumlar"

Genel olarak savcı, hâkim ve mahkemelerce verilen erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasına yönelik aracı kurum olarak görev yapan TİB'in kuralda yer alan ibarelerde belirtilen durumların varlığı veya yokluğunu belirleme noktasında tek başına değerlendirme yapacak konumda olmadığı açıktır. Milli güvenlik, kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi konularında ilgili ve yetkili kurumların değerlendirme ve karar verme yetkileri gözetilmeksizin tek başına TİB'e erişimin engellenmesi yetkisi verilmesi Anayasa'ya aykırılık oluşturur.

"Sitenin bütününe yasak ölçülü değil"

Bir sitede yer alan sakıncalı içerik nedeniyle şartları oluşmadan öncelikle en ağır yaptırım olan sitenin bütününün erişime engellenmesi ölçülülük ilkesine aykırılık oluşturacaktır. Kanun'da yargıya verilen erişimin engellenmesi yetkisinin bile sınırları çizilmiş ve bu yetkinin ölçülülük ilkesi gereğince kademeli olarak kullanılacağı belirtilmişken, dava konusu düzenlemede bu tür bir sınırlama ve kademelendirmenin yapılmadığı görülmektedir. Bunun da sınırlı bir alanda idareye çok geniş bir müdahale imkânı verdiği açıktır."
İptal kararı oyçokluğu ile alınırken üyeler Nuri Necipoğlu, Hicabi Dursun, M. Emin Kuz ve Hasan Tahsin Gökcan karşı oy kullandı.

Trafik bilgisi

Kararda ayrıca internet trafik bilgisinin TİB tarafından ilgili işletmecilerden herhangi bir hukuki inceleme ya da sürece dahil olmadan alınmasını ve hâkim tarafından karar verilmesi durumunda bu bilginin ilgili mercilere verilmesini düzenleyen hükmün iptal gerekçesi de yer aldı. Kararda, düzenlemenin kişisel veri niteliğindeki bilgilerin TİB tarafından herhangi bir gerekçe göstermeksizin temin edilmesine olanak sağlayan düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu belirtilerek
"Trafik bilgisi adı altında temin edilecek olan bilgiler Anayasa ile teminat altına alınan iletişimin gizliliği, düşünce ve ifadeyi yayma özgürlüğü, haberleşme özgürlüğü, kişisel verilerin korunması gibi birçok temel hakla doğrudan ilgili olup bu bilgilerin TİB tarafından herhangi bir kurala ve sınırlamaya tabi olmaksızın istenildiği zaman ve şekilde elde edilebilir olması temel hak ve özgürlüklerin doğrudan ihlaline sebebiyet vermektedir" denildi.

Kolluk atamaları

Gerekçeli kararda, daire başkanı ve üstü görevlere, kolluk teşkilatlarının kadrolarına ilişkin atama ve görevden alma kararlarına karşı açılan davalarda mahkemelerin verdiği kararların 2 yıl içinde yerine getirileceğine ilişkin düzenlemenin ode iptal edildiği belirtildi. Kararda "Hak arama yollarına başvuran bireylerin elde etmek istedikleri hukuki sonuçların yasama tasarruflarıyla etkisizleştirmesi, Devlete olan güven duygusunu ortadan kaldırmaktadır. Bu durum hak arama özgürlüğüne, hukuki güvenlik ve hukuk devleti ilkelerine uygun düşmemektedir" denildi.
Bu davalarda yürütmenin durdurulması kararı verilemeyeceğine ilişkin hükmü de iptal eden AYM, bu düzenlemenin kişilerin hak arama özgürlüklerini engelleyeceğini belirtti. AYM mahkeme kararlarının yerine getirilmemesi halinde ceza soruşturması ve davası açılmayacağına ilişkin düzenlemeyi de aynı gerekçelerle iptal etti.
AYM, devir ve teslim işlemlerinin tamamlanmasının üzerinden beş yıl geçmiş olan özelleştirmeler hakkında verilmiş olan yargı kararları ile ilgili olarak sözleşmelerinde belirtilen hâller dışında bu kuruluşların geri alınması yönünde herhangi bir işlem tesis edilemeyeceği hükmünün iptal gerekçesini de yine aynı gerekçelere dayandırdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder