19 Ocak 2015 Pazartesi

AYM'den Ali İsmail Korkmaz anmasına ilişkin şaşırtıcı karar


KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi, diğer başvurularda da uygulanması halinde yargının yol açtığı insan hakkı ihlallerini büyük ölçüde yaptırımsız bırakacak tartışmalı bir karara imza attı. Gezi eylemlerinde öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ı anmak için yapılan basın açıklamasına katılan Rıza Gökcen Erus’a “yolu trafiğe kapatmak” iddiasıyla verilen 343 TL trafik cezasını ilişkin başvuruyu reddeden AYM Komisyonu'nun kararında, mahkemenin verdiği kararın AYM tarafından denetlenmesi imkanı olmadığı savunuldu. Başvuruyu "kabul edilemez" bulan karara tepki gösteren başvurucunun avukatı Pınar Çelik Arpacı, AYM’nin bu kararıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı başta olmak üzere birçok temel insan hakkını korumasız bıraktığını kaydetti. AYM Komisyonu'nun bu kararının diğer başvurularda da uygulanması halinde yargı kararlarıyla gerçekleşen insan hakkı ihlallerinin incelenmemesi olasılığı ortaya çıktı. Karar, örneğin, işkence gördüğünü iddia eden bir kişinin, işkence sanıklarına beraat veren mahkeme kararına karşı AYM'ye başvuramaması gibi önemli sonuçlara neden olabilecek. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler öğretim üyesi Yrd. Doç. Kerem Altıparmak kararı eleştirerek "Bu bakışla Hrant Dink'in AİHM'de açtığı davaya AYM baksaydı, ihlal yok derdi" değerlendirmesinde bulundu.


Basın açıklamasına trafik cezası

Rıza Gökcan Erus, 15 Eylül 2013'de Eskişehir'de, Gezi eylemlerinde polis ve bazı sivil kişilerin döverek öldürdüğü Ali İsmail Korkmaz'ı anmak ve Vali Güngör Azmi Tuna'nın "arkadaşları dövmüştür" açıklamasını protesto etmek amacıyla düzenlenen basın açıklamasına katıldı. Polisin herhangi bir engelleme ya da uyarısının söz konusu olmadığı basın açıklamasına katılanlara Eskişehir Emniyeti Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından "yolu trafiğe kapattıkları" iddiasıyla 343'er TL para cezası gönderildi. Erus, bu cezaya Eskişehir 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti, ancak bu itirazı hakim tarafından reddedildi. Ret kararında Erus'un trafik akışını engellediğini ileri sürülerek "Bu durum anayasanın teminatı altında olan toplantı ve gösteri hakkının kullanılması olarak kabul olunamaz. Bir hakkın kötüye kullanılmasını kanun himaye etmez ve toplantı ve gösteri hakkın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki diğer hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir şekilde veya bu amaçla kullanılamaz" denildi.

AİHM emsalleri

Ret kararının ardından Erus'un avukatı Pınar Çelik Arpacı, basın açıklamasına para cezası verilmesinin düşünce ve ifade özgürlüğü ile toplantı özgürlüğünü ihlal ettiğini belirterek AYM'ne bireysel başvuruda bulundu.
Arpacı, başvurusunda AİHM'in, katıldıkları Nevruz kutlamasında yasadışı slogan attıkları iddiasıyla mahkum edilen şahıslarla ilgili yapılan başvuruda Türkiye'yi mahkum ettiğini belirterek AİHM kararında "demokratik topluma" vurgu yapıldığını ve şiddeti destekler nitelikte olmayan gösteri yürüyüşü nedeniyle ceza verilmesinin hak ihlali anlamına geldiği görüşünde olduğunu anlattı. Arpacı, yeniden yargılama yapılmasını ve başvurucuya 3 bin TL manevi tazminat ödenmesini talep etti.

Mahkeme kararlarına karışamam

Arpacı'nın bu başvurusu daha AYM'nin başvuruların ilk incelemesini yapan ve 2 üyeden oluşan Komisyon aşamasında kabul edilemez bulunarak geri çevrildi. AYM İkinci Bölüm İkinci Komisyonu üyeleri Mehmet Emin Kuz ve Recep Kömürcü'nün imzalarını taşıyan kararda, başvurucunun "Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlal edildiği" iddiasına ilişkin olarak mahkemenin verdiği kararın AYM tarafından denetlenmesi imkanı olmadığı savunuldu. AYM’nin bireylere dava sonunda verilen kararları inceleyemeyeceği savunulan kararda adil yargılama hakkının sadece mahkemece yapılan işlemlerde eksiklik, ihmal ya da açık keyfiliğe ilişkin iddialarla sınırlı olarak incelenebileceği belirtildi.

"AYM anlamsız hale gelir"

AYM Komisyonu’nun bu kararına tepki gösteren başvurucunun avukatı Pınar Çelik Arpacı, AİHM’nin Türkiye’deki mahkemelerin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na dayanarak verdiği kararlar nedeniyle ihlal kararı verdiğini anımsattı. Arpacı, AİHM yetkileri ile donatılan AYM’nin bu kararıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı başta olmak üzere birçok temel insan hakkını korumasız bıraktığını kaydetti. Arpacı, kararın AİHM kararlarına aykırı olduğunu ve bu yüzden AİHM'e başvuracaklarını söyledi.

AİHM: "İçeriğe bakıyor"

Kararı eleştiren Yrd. Doç. Altıparmak, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine ilişkin davaların ifade özgürlüğüyle ilgili olduğuna dikkat çekerek "Bu karara göre, ifade özgürlüğü davaları ağırlıklı olarak mahkeme kararlarından çıkacağı için hiçbir mahkeme kararı kararı değerlendirilemz. Mesela Hrant Dink'in Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinden mahkum olduğu davayı düşünelim. O karar Yargıtay'dan çıktı, 45 sayfalık bir karardı ve kendi çapında da gerekçesi vardı. Yani o zaman aİHM değil, AYM baksaydı bu başvuruya 'kabul edilemez' diyerek hak ihlali tespiti yapmayacaktı.
AYM bu kararı verirken sadece adil yargılanma ilkeleri açısından bakmış. Oysa içerik denetimi yapmadan ifade özgürlüğünün ihlal edilip edilmediğini nasıl bulacaksınız? Bu karar AYM'nin diğer kararlarına da aykırı. Twitter, Youtube ve diğer birçok kararlarında hep mahkeme kararlarını içeriğine bakılarak hak ihlali tespiti yapıldı. Bunun içeriğine bakmayacağım demek kabul edilebilir bir şey değil" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder