29 Aralık 2014 Pazartesi

Küba'ya güzelleme: Direnen bir cennet



KEMAL GÖKTAŞ

Küba önce "camii" ve Kristof Kolomb tartışmaları nedeniyle Türkiye'nin gündemine girdi; sonra ABD ile diplomatik ilişkilerin başlayacağının açıklanması ile dünyanın gündemine. Küba, gidenin niyetine göre görülen ülkelerden biri. Sosyalistseniz bir sabah uyanıp da dünyada her şeyin yoluna girmiş olduğunu görmek hissiyle de gezebilirsiniz. Fakat sosyalizmin gerçekleşebilirliğine hep şüpheli yaklaşmış biriyseniz ya da "ama insanın içinde kötülük vardır" düsturunun etkisindeki amansız bir anti-komünist iseniz yağmurunun bile komünizmin laneti olduğunu söyleyebilirsiniz. (Böyle diyen adı lazım değil, bir ‘yazar’ vardı, Che ve Castro'nun amansız düşmanı.. 2 günlük Küba gezisinde sahilini, yağmurunu beğenmeyip sallamıştı Küba'ya)

28 Aralık 2014 Pazar

Gezi'de kör eden atış yasaklı ölümcül silahtan

KEMAL GÖKTAŞ

İstanbul'da Gezi eylemleri sırasında Tarlabaşı'nda sol gözünü kaybeden volkan Kesanbilici'nin gözüne isabet eden plastik merminin ABD'de yasaklanan ve "öldürücü" nitelikleri olduğu bilinen FN 303 marka tüfekten atıldığı ortaya çıktı. Daha önce milletvekillerinin soru önergelerine İçişleri Bakanlığı'nca verilen yanıtlarda Emniyetin envanterinde FN 303 silahlarının bulunmadığı bilgisi verilmişti. Savcılığın talebi üzerine Ulusal Kriminal Büro tarafından hazırlanan raporda ise Kesanbilici'nin gözüne isabet eden merminin atıldığı FN 303'lerin insan vücuduna atıldığında çıkmayan boyanın vücutta dağıldığı, ancak yüze atıldığında öldürücü olabileceği belirtildi. Raporda ayrıca Emniyet'in FN 303 kullanan personelin isimlerinin bilinmediğine ilişkin bir yazışmasına da yer verilerek bu silahları kullananların mutlaka en az 15 gün eğitim alması gerektiği belirtildi ve "Takdir yargınındır" ifadesi kullanıldı.



Hukuksal belgelere göre Roboski katliamı "Ankara'nın karanlık dehlizlerinde" nasıl planlandı?



Askeri Savcılığın takipsizlik kararına göre 28 Aralık 2011 günü Roboski katliamı adım adım şöyle geldi:

15.40: 2. Ordu Komutanlığı İstihbarat Başkanı Albay Aygün Eker, Tatvan'daki görevi biten İnsansız Hava Aracı (İHA)'nın, sınır hattında keşif faaliyetinde bulunulmasını emretti.

16.50: İHA bölgeden anlık görüntü aktarmaya başladı.

17:20: Haftanin Deresi Vadisi'nde 'motorlu araç' olduğu değerlendirilen 3 ısı kaynağı tepit edildi. Bir süre sonra sayıları 7'ye ulaştı.

Roboski soruşturması: Katliamı yargısız bırakan Türk hukuku




Kemal GÖKTAŞ

Roboski katliamına ilişkin hukuksal süreçte ortaya çıkan bilgi ve belgeler, sorumluların net olarak ortaya çıktığı bir manzarayı ortaya koymasına rağmen özel yetkili savcılık, askeri savcılık ve askeri mahkeme üçgeninde dosya yargısal süreç işletilmeden kapatıldı. Şimdi Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvurulardan çıkacak sonuç bekleniyor.
Katliama ilişkin  yargısal süreçler ve kararlarda yer alan "bilgiler" şöyle:

26 Aralık 2014 Cuma

Yargıtay'ın Avcı kararındaki mantık: "Sosyalistlerle irtibat terör örgütüne yardım"

KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay'ın Hanefi Avcı'nın örgüt üyesi olduğu iddia edilen Nejdet Kılıç'a, telefonlarının dinlenildiğini söylediği için "örgüte yardım" suçundan verilen cezayı onama kararında tartışma yaratacak gerekçeler ileri sürüldü. Avcı'nın, Kılıç'ın "siyasi görüşlerini" ve terör örgütleriyle ilişkili olduğunu önceden bildiği iddia edilen gerekçeli kararda Kılıç'ın örgüt üyesi olarak kabul edilmesinin gerekçesine ise yer verilmedi.

25 Aralık 2014 Perşembe

Beraatin gerekçesi: Tecavüze uğradığını iddia eden çocuk hemen şikayetçi olmamış


KEMAL GÖKTAŞ

Eskişehir'de 13 yaşındaki kuzenine defalarca tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan sanık hakkında verilen kararın gerekçesinde 13 yaşında tecavüze uğrayan çocuğun hemen şikayetçi olmaması nedeniyle sanığa beraat verildiği belirtildi.
Mahkeme, mağdur çocuğun bakire olmadığı ve uğradığı tecavüzler nedeniyle ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin raporlar, sanığın mağdur çocuğa şikayetçi olduktan sonra tehdit mesajları çekmesi ve evine porno CD göndermesi, sanığın eşinin açtığı boşanma davasının dilekçesinde sanığın kendisine de tecavüz ettiği için evlenmek zorunda kaldığını anlatması ve başka bir tanık kadının sanığın "kendisine de sarkıntılık" ettiğine ilişkin ifadelerine rağmen sanığın beraatine karar verirken tartışmalı gerekçelere dayandı. Mahkeme, tecavüze uğradığında 13 yaşında olan çocuğun hemen şikayetçi olmamasını ve mağdurun "tecavüz iddialarının zamanı ve meydana geldiği ortamı" beraat kararına gerekçe gösterdi.

23 Aralık 2014 Salı

Gezi'nin Meşeli saldırganının cezası belli oldu: Eylemci dövmenin cezası ayda 250 TL

KEMAL GÖKTAŞ

Eskişehir'de Gezi eylemleri sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz'la aynı saatlerde dövülen Doğukan Bilir'le ilgili davada asliye ceza mahkemesi sanıkları işkence yerine "yaralama" suçundan mahkum edince sanık polisler ceza almadan kurtuldu. Gezi eylemleri sırasında ortaya çıkan ve "Meşeli saldırgan" olarak tanınan sivil şahıs Serkan Kavak ise 1 yıl boyunca ayda 250 TL ödeyerek cezasını çekmiş olacak.

"Estetik geçirdiği için tükürüğünü fark edemiyor" haberine Yargıtay'dan "süper star" vizesi



KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay, ünlü bir şarkıcının geçirdiği estetik ameliyat nedeniyle tükürüğünü fark edemediği iddiasıyla yapılan haber ve yayınlanan görüntüler için "aşağılandığını" belirterek açtığı tazminat davasında yerel mahkemenin tazminata hükmeden kararının bozulmasına karar verdi. Yargıtay kararında davacının "süper star" olarak bilindiğini, bu yüzden hakkında haber yapılmasının olağan olduğu belirtilerek "basının abartıya ve hatta tahrik yoluna başvurabileceği" savunuldu.

İçişlerinden "makul şüpheden" sonra "makul insan" kriteri


"Eyleme katılıp polise direnmedi ama makul insan gibi de davranmadı!"

KEMAL GÖKTAŞ

Temizlik işçisi Muharrem Dalsüren'in Gezi eylemleri sırasında Ankara'nın en merkezi yeri olan Kızılay'da polis aracından atılan gaz bombası ile bir gözünü kaybetmesine ilişkin davada İçişleri Bakanlığı'ndan ilginç bir savunma geldi. Bakanlık, caddeyi süpürüp konteynrı almaya giderken gözünden vurulan temizlik işçisinin açtığı tazminat davasında sorumluluk kabul etmezken "Davacı aktif olarak eylemcilerin arasında yer alıp güvenlik güçlerine direniş göstermediği kabul edilse dahi, her makul insanın alacağı tedbirleri almadan, olayların merkezine doğru gittiği açıktır" ifadelerine yer verildi.

Temizlik yaparken gözünü kaybetti

Çankaya Belediyesi'nde temizlik işçisi olarak çalışan Muharrem Dalsüren, 3 Haziran 2013'de Çankaya Belediyesi önünde polis aracı Akrep'ten atılan gaz bombası ile gözünden vuruldu ve sağ gözünü tamamen kaybetti. Savcılığa suç duyurusunda bulunan Dalsüren, caddeyi süpürüp konteynırı almaya giderken göstericilere polisin müdahele ettiğini, 30 metre uzaklıkta bulunan Akrep'ten hedef gözetilerek gaz bombası atıldığını ileri sürdü. Dalsüren, gözünü kaybetmesine neden olan gaz bombasını atan polisten şikayetçi oldu. Savcılık Ankara'nın göbeğinde yaşanan olayda failleri aradan geçen 1.5 yıla rağmen bulamadı. Dalsüren, bu süreçte İçişleri Bakanlığı aleyhine 100 bin TL manevi ve bin TL maddi tazminat talebiyle dava açtı. Dava dilekçesinde, Dalsüren'in işini yaparken Akrep adı verilen polis zırhlı aracından atılan bir gaz bombası nedeniyle gözünü kaybettiği belirtilerek İçişleri Bakanlığı'nın tazminat ödemesi istendi.

"Makul insan"

İçişleri Bakanlığı'ndan Ankara 4. İdare Mahkemesi'ne sunulan savunmada, Gezi eylemlerine müdahale nedeniyle yaşanan olayla ilgili Bakanlığın hiçbir kusuru olmadığı savunularak "İdaremizin olay günü yasaların kendisine yüklediği görevleri yerine getirmekten öte bir eylemi olmamıştır" denildi. Borçlar Kanuna göre de kanunun verdiği yetkinin kullanılmasının "haksız fiil" sayılamayacağı belirtilen savunmada, idarenin ancak olayın meydana gelmesinde hizmet kusurunun bulunması halinde sorumlu olacağı ifade edildi. Savunmada şöyle denildi:
"Tazmin sorumluluğun doğması zararın, idarenin ağır hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması koşuluna bağlıdır. Davacı aktif olarak eylemcilerin arasında yer alıp güvenlik güçlerine direniş göstermediği kabul edilse dahi, her makul insanın alacağı tedbirleri almadan, olayların merkezine doğru gittiği açıktır."

"Bir göz için 100 bin TL fazla"

Danıştay'ın bir kararına atıf yapılan savunmada bu karara göre "Yürütülen hizmet ile zarar arasında illiyet bağı" olmadığı takdirde tazminat ödenmesine karar verilemeyeceği savunuldu. Bakanlık savunmasında ayrıca 100 bin TL manevi zarar talebinin de çok olduğu ileri sürüldü.

22 Aralık 2014 Pazartesi

Avukatın bıraktığı pul parasına "rüşvet" diye 12 yıl hapis istendi


(22 Aralık 2014'de, Milliyet Gazetesi'nde yayınlanmıştır.)

http://www.milliyet.com.tr/50-tl-lik-pul-parasi-icin-avukata-gundem-1987870/



KEMAL GÖKTAŞ

Anlaşmalı boşanma davasında kararın bir an önce kesinleştirilmesi için tebligatların APS yoluyla yapılmasını isteyen avukatın bu amaçla zabıt katibine 50 TL pul parası nedeniyle "rüşvet" suçundan 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Meslektaşları, avukatların tebligatların bir an önce yapılması için pul paralarını kaleme bırakmalarının son derece olağan olduğunu belirterek açılan davaya tepki gösterdi.

19 Aralık 2014 Cuma

HSYK'dan Yargıtay'a cemaat neşteri

KEMAL GÖKTAŞ

HSYK, Yargıtay ve Danıştay'a yeni üyeleri seçmesinin ardından dün de sürpriz biçimde Yargıtay hakim ve savcılarına yönelik bir kararname çıkardı. HSYK 1. Dairesi'nin kararnamesi ile Yargıtay'ın 5 genel sekreter yardımcısı, 41 Yargıtay savcısı, 16 Yargıtay tetkik hakimi, 2 Ankara hakimi, 1 Ankara savcısı, ve 1 de Ankara batı savcısının görev yeri değişti. Atamaların büyük bölümünün taşraya yapılması kararnamenin "sürgün" kararnamesi olarak adlandırılmasına neden olurken, kararname kapsamındaki hakim ve savcıların büyük bölümünün cemaate yakın isimler olduğu belirtildi.


AYM "twitter" kararından çark etti: Gazetecilerin yayın yasağı başvurusu reddedildi

KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi'nin AKP’li 4 eski bakanla ilgili kurulan Meclis soruşturma komisyonu haberlerine getirilen yayın yasağına karşı, iki gazeteci ve akademisyenin yaptığı başvuruyu reddettiği ortaya çıktı. AYM'nin CHP'li milletvekillerinin başvurusu ile birlikte ele aldığı gazeteciler Adnan Keskin ve Banu Güven ile akademisyenler Yaman Akdeniz ve Kerem Altıparmak'ın başvurusunu yayın yasağı ile ilgili mağduriyetlerinin olmadığı gerekçesiyle reddettiği öğrenildi. Ret kararı 7'ye karşı 9 oyla alınırken AYM Başkanı Haşim Kılıç'ın başvuruların esastan incelenmesi gerektiğini savunan 7 üye ile birlikte karara karşı çıktığı belirtildi.

18 Aralık 2014 Perşembe

Fenerbahçe Camii kararı 50 yıldır süren zulmü bitirecek mi?

KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay'ın, Yunanistan vatandaşlarının mülk edinmelerine sınırlama getiren 1964 tarihli kararname ile el konulan Fenerbahçe Camii'nin bulunduğu arazinin, eski İstanbul Patriği Maksimos Vapurcu'nin mirasçısı adına tescil edilmesi kararı, benzer durumdaki davaların daha önce reddedilmesi nedeniyle tartışma yarattı.

Hakim, "yasada yok" diye ara kararda ayağa kalkmayan avukatın sandalyesini "yasada sandalye de yok" diye kaldırttı


KEMAL GÖKTAŞ

Avukatların duruşma salonlarında savcılarla aynı seviyede oturmasına yönelik tartışmalar sürerken İstanbul Adliyesi'ndeki bir duruşmada hukuk tarihine geçecek ilginç bir olay yaşandı. İstanbul 4. İş Mahkemesi hakimi Ali Yiğin, avukat Fırat Avşar'ın ara karar okunurken "Yasada ayağa kalkma zorunluluğu yok" diyerek ayağa kalkmayı reddetmesi üzerine duruşmaya verdiği arada "Yasada avukata koltuk/sandalye verilmesi zorunluluğu da yok" diyerek avukatın oturduğu sandalyeyi kaldırttı. Avukat Avşar, hakim Yiğin'i HYSK'ya şikayet edeceğini belirtirken hakim Yiğin'in duruşmayı 7 ay sonraya ertelemesine de "kasıtlı" diyerek tepki gösterdi.

"Yasada yok" diyerek ayağa kalkmadı

Duruşma tutanağına göre, İstanbul 4. İş Mahkemesi'nde önceki gün (17 Aralık) görülen duruşmada hakim Ali Yiğin, davacı avukatı Fırat Avşar'a tanık dahil tüm delillerini bildirmesi için 2 haftalık kesin süre vermesine ilişkin ara kararı açıklamaya başladı. Ancak ara karar verilirken tarafların ayağa kalkması yönündeki teamülün aksine hem davacı avukatı Avşar hem de karşı taraf davalı avukatı Mahir Şimşekliel ayağa kalkmadı. Hakimin uyarısı üzerine davalı avukatı ayağa kalkarken davacı avukatı Avşar ayağa kalkmayı reddetti. Avşar "Yasada ara karar verilirken ayağa kalkılacağına dair hüküm olmadığını" ifade etti. Bunun üzerine hakim Yiğin duruşmaya ara verdi. Yiğin, tutanağa bu ara sırasında "Usul kanununda bu konuda herhangi bir hüküm bulunmadığını" kabul etti ve bu durumu tutanağa geçirdi. Ancak Yiğin, aynı şekilde "kanunda duruşma salonunda tarafların oturabileceği koltuklar olacağına dair de hüküm bulunmadığını" belirterek ayağa kalkmamakta direnen davacı avukatı Avşar'ın bulunduğu bölümdeki koltukların salonun diğer tarafına alınması talimatını verdi. Ardından da taraflar salona alındı.

Redd-i hakim

Oturduğu bölümdeki koltuğun davalı avukatın yanına alındığını gören Avşar ise hakimin ara karar oluşturulurken ayağa kalkmasını istediğini, kendisinin de yasada böyle bir hüküm bulunmadığını söylediğini ve duruşmaya oturarak devam etmeyi talep ettiğini, bu konuda iki tarafın da birbirine "rica ettiğini" tutanağa geçirdi. Avşar, duruşmaya verilen aradan sonra oturduğu sandalyenin davalı avukatın masasına alındığını gördüğünü belirterek "Uygulamanın yasadışı olduğunu, duruşmaya bu şekilde devam edilemeyeceğini" söyledi. Hakim ise duruşmaya devam etmemesi halinde davasını düşüreceğini söyledi. Ancak yaşanan tartışmadan sonra avukat Avşar, redd-i hakim talebinde bulundu. Hakim Yiğin ise buna karşılık duruşmayı 7 ay sonraya erteledi. Avşar duruşmanın bu kadar uzun süre ertelenmesine de tepki göstererek "İsterseniz 2016'ya, olmadı 2017'ye erteleyin" dedi. Hakim Yiğin ise redd-i hakim talebinin incelenmesinin uzun süreceğini savunarak erteleme tarihinin makul olduğunu savundu. Böylece hukuk tarihine geçecek duruşma sona erdi.

Arabulucu mübaşir!

Avukat Fırat Avşar, Milliyet'e yaptığı açıklamada, hakimin ara karar okunurken kendisinden ayağa kalkmasını istediğini, kendisinin de "Sebep?" diye karşılık verdiğini belirterek "Yasaya göre sadece nihai kararda tarafların ayağa kalkma yükümlülüğü var. Ara kararda ayağa kalkma diye bir şey yasada yok. Hakim duruşmaya ara verince ben de tartışmayı bitirecek diye düşündüm. Ama salona girdiğimde sandalyemi karşıya aldığını gördüm. Ben de tarafsız yargılama olmayacağı için duruşmaya devam etmeyeceğimi söyledim. Hatta davalı vekilinin 3 sandalyesi oldu. Mübaşir de bana 'İsterseniz karşıya geçip oturun' dedi. Ama ben de 'hayır' dedim. Duruşmaya devam etmezseniz davayı düşürürüm dedi ama ben yaşananları zorla tutanağa geçirdim" dedi.

Silahların eşitliğine aykırı

Duruşmalarda ara karar okunurken ayağa kalkmadığını, bunun mesleğine yönelik bir saldırı olduğunu düşündüğünü söyleyen Avşar "Hakimler genelde birşey demiyor ama bu şekilde tartışmalar benim başıma 2 -3 kez geldi. Avukatları ayağa kalkmaya zorlama, silahların eşitliği ilkesine aykırıdır. Duruşma salonlarında savunma makamı, iddia makamı ve yargılama makamı eşittir" dedi.

HSYK'ya şikayet

Avşar, İstanbul Barosu'ndan ve meslektaşlarından yaşananlarla ilgili destek mesajları geldiğini belirterek hakim Yiğin'i oturacağı sandalyesini kaldırttığı için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet edeceğini söyledi.

17 Aralık 2014 Çarşamba

Eski patriğin mirasçıları Fenerbahçe Camii’nin bulunduğu araziyi Hazine’den geri aldı



KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay, Yunan uyruklu azınlık mensuplarının mülk edinmelerine sınırlama getiren 1964 tarihli kararname ile el konulan Fenerbahçe Camii'nin bulunduğu arazinin, halen Yunanistan'da yaşayan 92 yaşındaki Stamatis Papamanolaki adına tescil edilmesi kararını onadı. Eski İstanbul Patriği Maksimos Vapurci'nin mirasçılarından olan Papamanolaki'nin hukuk zaferi, söz konusu kararname ile Hazine'ye devredilen diğer mülklerin iadesinin de önünü açtı. Papamanolaki'nin ise arazideki caminin varlığına razı olacağını, sadece arazinin maddi değerini Hazine'den talep edeceği belirtildi.

16 Aralık 2014 Salı

Yeni Yargıtay üyelerine "baraka" sürprizi

Yargıtay'da, yeni seçilen 144 üye için düzenlenen törende "baraka" gerilimi yaşandı. Yargıtay Başkanı Ali Alkan'ın gelişmelerin ani olduğunu, bu yüzden yeni üyelere "baraka" denilebilecek geçici birer oda tahsis edebildiklerini söyleyince yeni üyelerden Abbas Özden "Biz hallederiz" dedi. Alkan ise bunun üzerine "Bazen kişilerin yürütmede öyle tanıdıkları vardır, öyle iyi ilişkileri vardır ki onun söyleyeceği bir iki söz Yargıtay yönetiminin sözünden daha etkili olabilir" dedi.

HSYK seçiminde "Külhanbeyi misin?" kavgası


KEMAL GÖKTAŞ

HSYK'nın Yargıtay ve Danıştay üyelerini zseçtiği önceki günkü toplantısına verilen öğle arasında Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile Adalet Bakanı ve HSYK Başkanı Bekir Bozdağ arasında HSYK yemekhanesinde sert bir tartışmanın yaşandığı ortaya çıktı. Eminağaoğlu'nun seçimi izleme talebinin Bakan Bozdağ tarafından reddedilmesi üzerine bu durumu kınadığını söylediği, Bozdağ'ın ise "Külhanbeyi misin?" dediği, korumaların da Eminağaoğlu'nu fiziki müdahelede bulunarak yemekhaneden çıkardığı belirtildi.

Dink ve Sarısülük soruşturması savcıları Yargıtay'a seçildi



KEMAL GÖKTAŞ - TÜRKER KARAPINAR

HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu), yargı paketinin yürürlüğe girmesinin Yargıtay'a 144, Danıştay'a 33 yeni üye seçti.
Zamana karşı verilen yarışla AYM'nin olası bir durdurma kararından önce yapılan seçimle, ağırlıklı olarak HSYK seçimlerinden önce cemaate karşı oluşturulan Yargıda Birlik Platformu'nda aktif olarak çalışan yargı mensupları seçildi. Böylece Platformu oluşturan ülkücü, sosyal demokrat ve hükümet yanlısı muhafazakar kanatlar üyelikleri paylaşmış oldu. Seçilenler arasında Hrant Dink soruşturmasında dönemin polis müdürlerini şüpheli olarak sorgulayan İstanbul Savcısı Yusuf Hakkı Doğan ile Ethem Sarısülük'ün Gezi eylemleri sırasında vurularak öldürülmesi soruşturmasında polis memuru Ahmet Şahbaz'a meşru müdafada bulunduğu gerekçesiyle indirimli ceza isteyen Ankara Başsavcı Vekili Veli Dalgalı da yer aldı. Üye seçimlerinin tamamlanmasıyla Yargıtay ve Danıştay yönetimlerini ve dairelerin bakacağı davaların yeniden belirlenmesine ilişkin süreç de başlamış oldu. Bu süreç sonunda özellikle Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davaların temyizine bakan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin yapısının değiştirilmesi hedefleniyordu. 144 yeni Yargıtay üyesi arasında sadece 18, 33 Danıştay üyesinden ise sadece 3'ü kadın yargı mensuplarından oluştu.

15 Aralık 2014 Pazartesi

"Orada değildik" deyip işkence davasından kurtuldular

Polisler "orada değildik" dedi, mahkeme cep sinyal bilgilerine bakmadan beraat verdi

KEMAL GÖKTAŞ

İstanbul'da 1 Mayıs'a katılmak isteyen üniversite öğrencisini döverek bayılttıkları ve öleceğinden korkularak köprü altına attıkları iddiasıyla yargılanan 4 polise beraat verilmesiyle ilgili mahkeme kararının, mağdura olaydan 7 ay sonra teşhis yaptırılması ve polislerin 'orada değildik' savunması gerekçe gösterildi. Mahkeme kararının gerekçesinde polislerin cep telefonlarından baz istasyonu sinyal bilgilerinin araştırılması talebinin ise "cep telefonlarının kapsamı alanı dışındaki baz istasyonlarından da sinyal vermesi/verebilmesi" gerekçesiyle reddedildiğini belirtti.

12 Aralık 2014 Cuma

"İzinsiz, bildirimsiz" gösteri hakkı başvurusu AYM'de!


KEMAL GÖKTAŞ

Marmaris 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Toplantı ve Gösteri Yürülüşleri Kanunu'ndaki "yetkili mercilere bildirim yapılmadan toplantı ve gösteri düzenlenemeyeceğine" ilişkin hükümlerle bazı yerlerde toplantı ve gösterileri yasaklayan hükümlerin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. AYM'nin iptal karar vermesi durumunda toplantı ve gösteri düzenlemek için idareye bildirimde bulunulmasına gerek kalmayacak.

Küba'daki "cami" ve Kübalı Müslümanlar



KEMAL GÖKTAŞ Havana

Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "cami" açıklamaları nedeniyle gündeme gelen Küba'da, Kübalıların "cami" dediği iki mescit bulunuyor. Bunlar biri "Casa de los Arabes" yani "Arap Evi" adı verilen bir müze içinde lyer alıyor. Diğer mescit ise Küba'daki Müslümanların önderlerinden Yahya Pedro'nun adına atıfla "Casa de los Yahya" yani Yahya'nın Evi olarak biliniyor. Küba İslam Topluluğu'nun başında da Yahya Pedro bulunuyor. Küba'daki Müslümanların sayısına ilişkin net bir veri yok. Ancak Kübalı Müslümanlar, "dinin gereklerini tam olarak yerine getirmeyenlerle" birlikte 5 bin civarında Müslamanın yaşadığını belirtiyor.

11 Aralık 2014 Perşembe

Yargıdan "sokak" tartışmalarına ışık tutacak karar: "Devlete düşen korumak ve kısıtlamamak"



KEMAL GÖKTAŞ

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş arasında "sokak" tartışması devam ederken yargıdan  toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılması konusunda çok önemli bir karar geldi. Cumhuriyet Savcısı Aydın Tekin, iki bakanın Eskişehir ziyareti sırasında, Ali İsmail Korkmaz'ın Gezi eylemlerinde öldürülmesini protesto etmek için Valilik önünde açıklama yapmak isteyen öğrencilerin, uyarıya rağmen dağılmamaları ve barikatı aşmak için polislerin kalkanlarını itmelerini suç olarak görmedi. Savcı Tekin, polisin Valilik önünde Ak Parti'lilerin olduğunu belirterek "can güvenliği" gerekçesiyle izin vermediği yürüyüşle ilgili olarak devletin toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kullanılmasını sağlama yükümlülüğü olduğunu hatırlattı.

9 Aralık 2014 Salı

Yılmazer'in ifadesinden "gayri-resmi ulusalcı masası" çıktı


KEMAL GÖKTAŞ

Hrant Dink cinayeti ile ilgili olarak dönemin polis müdürlerinin de aralarında olduğu çok sayıda kamu görevlisini kapsayan soruşturmada carpıcı detaylar ortaya çıkıyor. Soruşturmada, savcı tarafından sorgulanan polis müdürü Ali Fuat Yılmazer, 2006 yılındaki Danıştay saldırısından sonra Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde ulusalcılık faaliyetlerine yönelik olarak C5 adı verilen bir büro kurduğunu söyledi. Savcı Yusuf Kenan Doğan ise Emniyet Genel Müdürlüğü'nden alınan yazıya göre 2012 yılında resmi kuruluşu yapılan büroda, Hrant Dink, Rahip Santoro, Malatya Zirve Yayınevi cinayeti, Ergenekon, Balyoz ve kamuoyunda yankı yaratan diğer önemli davaların yürütüldüğüne ve büronun Polis Akademisi'nden gelen komiserlerden oluşturulduğuna, sadece iki polisin getir-götür işleri ile görevlendirildiğine dikkat çekti.

8 Aralık 2014 Pazartesi

Çocuk tecavüzü davasında mahkemeden tartışılacak beraat

KEMAL GÖKTAŞ

Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 yaşından beri akrabasının bir çok defa tecavüzüne uğradığını anlatan mağdur çocuğun şikayetiyle açılan davada çok tartışılacak bir karara imza attı. Mahkeme, mağdur çocuğun bakire olmadığı ve uğradığı tecavüzler nedeniyle ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin raporlar, sanığın mağdur çocuğa şikayetçi olduktan sonra tehdit mesajları çekmesi ve evine porno CD göndermesi, sanığın eşinin açtığı boşanma davasının dilekçesinde sanığın kendisine de tecavüz ettiği için evlenmek zorunda kaldığını anlatması ve başka bir tanık kadının sanığın "kendisine de sarkıntılık" ettiğine ilişkin ifadelerine rağmen sanığın beraatine karar verdi.


4 Aralık 2014 Perşembe

Yargıtay: Aldatmayı ispat için e-mail ve facebook sayfasına girmek suç değil




KEMAL GÖKTAŞ

Aldatıldığını ispatlamak için kocasının e-mail ve facebook sayfasına girip paylaşımlarda bulunan kadına verilen beraat kararı Yargıtay tarafından onandı. Yargıtay kararında haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan ceza verilmesi için kişinin "hukuka aykırı davrandığını bilmesi" gerektiği savunularak sanık kadının "aile içi geçimsizliğin nedenini ispat etmek için" yaptığı eylemin suç oluşturmayacağı ileri sürüldü.

Savcıdan Alevilikle ilgili derin analizler: "Cemevleri ile Mevlevi dergahı aynıdır. Her ikisi de din değil, hayat tarzıdır"


Savcının "Alevilik de Mevlevilik gibi tasavvufi bir yorumdur" itirazı kabul edilmedi

KEMAL GÖKTAŞ

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararıyla gündeme gelen cemevlerinin ibadethane olup olmadığı konusunda Yargıtay'dan da önemli bir karar geldi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkında, tüzüğünde cemevi yaptırmak için girişimlerde bulunulacağı yazdığı için açılan kapatma davasında, cemevi yaptırmak üzere dernek kurulabileceğine
karar verdi. Kurul, yerel mahkemenin, derneğin cemevi yaptırma amacını tüzüğüne yazmasının laikliğin bir gereği olduğuna ilişkin kararını oy çokluğu ile onadı. Böylece Diyanet İşleri Başkanlığı'nın davaya gönderdiği "Cemevleri ibadethane değildir" görüşüne karşı Anayasa ve AİHM kararları doğrultusunda bir karar verilmiş oldu. Kurul'un cemevlerinin ibadethane olup olmadığı konusundaki tartışmaya ilişkin olarak "Bir yerin ibadethane olup olmadığı konusunda yargı kararları değil kişinin kendisinin belirleyici olacağı" görüşüne dayanarak karar verdiği belirtildi. Kararın cemevleri tartışmalarına da yeni bir boyut kazandırması bekleniyor.

3 Aralık 2014 Çarşamba

Ali İsmail Korkmaz sanığı polis, bagajda işkenceden de çıktı


KEMAL GÖKTAŞ

Eskişehir’deki Gezi eylemleri sırasında üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın başına tekmeyle vurarak ölümüne yol açtığı iddiasıyla yargılanan polis memuru Mevlüt Saldoğan’ın, bu olaydan birkaç saat sonra yaralı haldeki başka bir genci polis aracının bagajında gezdiren kişi olduğu ortaya çıktı. Tevfik Caner Ertay isimli üniversite öğrencisinin, bagajına konulduğu polis aracının Saldoğan’a zimmetli olduğu ve Saldoğan'ın o gün araçtaki üç polisten biri olduğu anlaşıldı. Saldoğan Ali İsmail Korkmaz davasının son duruşmasında “Eğer Gezi Parkı bir darbe girişimi ise ben darbe girişimini bastırmak için çalıştım” demişti. Olayla ilgili ifadesi alınan bir Terörle Mücadele Şubesi polisinin ise Ertay’la ilgili olarak “Kendisi ilimizdeki birçok toplumsal olaya katılır ve en önde yer alır. Hakkında birçok kez şubemizde işlem yapılmıştır” ifadelerini kullanması dikkat çekti.

2 Aralık 2014 Salı

Yüzde 10 barajında "Ya hep ya hiç"



KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi'nin seçim barajının düşürülmesine yönelik BBP, Saadet ve DSP genel başkanları tarafından yapılan bireysel başvurularla ilgili kararını yakında verileceğinin açıklanması siyasi tansiyonu yükseltti. AYM'nin de konunun önemini göz önüne alarak normalde ayrı ayrı görüşülüp karara bağlanan "kabul edilebilirlik" ve "esas" incelemesini birlikte yapmaya karar verdiği ortaya çıktı. Kulislerde, AYM'nin hak ihlali kararıyla birlikte seçim barajını yüzde 10 olarak düzenleyen Milletvekili Seçim Kanunu'ndaki ilgili hükmü iptal etmesi halinde 2015 seçimlerine sıfır barajla gidilmesi olasılığına dikkat çekiliyor. Bu durumda Meclis yeni bir baraj oranı belirlese bile Anayasa'daki "1 yıl kuralı" nedeniyle 2015 seçimlerine barajsız gidilebilecek.

19 Kasım 2014 Çarşamba

Yargıtay'dan iş güvenliği konusunda devrim gibi karar


Yargıtay: "Eğitim vermeyen, önlem almayan, disiplini sağlamayan patron sorumlu"

Soma, Ermenek ve tüm iş kazalarını etkileyecek karar

KEMAL GÖKTAŞ Ankara 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, işçilere iş güvenliği konusunda eğitim vermeyen, gerekli önlemleri almayan veya iş disiplinini sağlamayan işyeri sahiplerinin işçilerin kusuruyla kaza olması halinde bile "taksirle yaralamadan veya öldürmeden" ceza almaları gerektiğine karar verdi. Genel Kurul, işyerinde başka bir işçinin kusuruyla meydana gelen kazadan sonra açılan davada yerel mahkemenin verdiği "Asıl kusurlu kazaya neden olan işçidir. Tali kusurlu olduğu için işverene dava açılamaz" kararını bozdu. Bozulan Mahkeme kararında, iş kazalarından sonra genel müdür, sorumlu müdür, vardiya amiri vb kişilerle birlikte işyeri sahiplerine dava açılması eleştirilerek bunun "hakkaniyete" aykırı olduğu ileri sürülüyor ve bunun "kişilerin 'kirlenmeme' haklarının ihlali sonucunu doğurduğu" savunuluyordu.

Yargıtay kardeş acısına 10 bin TL'yi çok buldu!



Hakim, kararında isyan etti: "Ölüm olayından daha ağır bir 'ağırlık' söz konusu olamaz"

"Ülkenin ekonomik koşullarına göre 10 bin TL zenginlik olarak kabul edilmez"

KEMAL GÖKTAŞ Ankara 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, mahkemenin işverenin yüzde 75 kusurlu olduğu iş kazasında hayatını kaybeden işçinin kardeşlerine 10 biner TL manevi tazminat ödenmesine ilişkin kararı fazla bularak bozdu. Genel Kurul kararında, büyük bir inşaat firması olan işverenin yüzde 75 oranında kusurlu olduğu olayla ilgili olarak hükmedilen tazminat miktarının "hak ve nesafete uygun olması" gerektiği belirtildi. Yargıtay, mahkemenin 26 yaşındaki oğlu ölen anne için öngördüğü 15 bin TL tazminatı ise onadı. Yargıtay'ın kararına isyan eden mahkeme hakimi ise "direnme" kararına alışılmış karar yazım usullerinin dışına çıkarak "Ölüm olayından daha ağır bir 'ağırlık' söz konusu olamaz. Ekonomik koşulları 10 bin TL'nin zenginlik olarak kabul edilmeyecek bir tutar olduğunu göstermektedir hiç kuşkusuz" diye yazdı, 10 bin TL'nin caydırıcılık bakımından az bile olduğunu vurguladı. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bu isyana rağmen mahkemenin kararını oyçokluğu ile bozdu.

17 Kasım 2014 Pazartesi

Yargıtay: "Karı gibi adamsınız" demek hakaret sayılmaz


KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, apartmandaki komşularına "karı gibi adamsınız" diyen sanık ile çocuğunun öğretmenine "sen kim oluyorsun" diyen sanığın sözlerinin hakaret suçunu oluşturmayacağına karar verdi. Her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözün hakaret suçunu oluşturamayacağını belirten Daire, açıkça onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikteki sözlere hakaret suçundan ceza verileceğine hükmetti.

Dışişleri'nden Küba ziyaretçilerini rahatlatan yazı

KEMAL GÖKTAŞ 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar ile gündeme gelen Küba'ya yönelik turistik geziler konusunda Dışişleri Bakanlığı'nın Küba hükümetini ve Küba'ya turist olarak giden yaklaşık 20 bin Türkiyeli'yi rahatlatan bir yazıyı Ulaştırma Bakanlığı ile acentalar ve THY'ye gönderdiği ortaya çıktı. Yazıda, Küba'nın pasaportlara giriş-çıkış mührü vurmaya başlaması ile ilgili olarak ABD'li yetkililerle temas kurulduğunu ve bu damgaların ABD ziyaretinde herhangi bir sorun çıkarmayacağının teyit edildiği bildirildi.

16 Kasım 2014 Pazar

Yargıtay'dan bankaları "rahatlatan" onbinlerce mağduru üzen karar


KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Japon Yeni ile tüketici ve ev kredisi alan, ancak Yen'in TL karşısında aşırı değerlenmesi nedeniyle mağdur olan on binlerce tüketicinin umudunu kıran bir karar verdi. Genel Kurul, bankadan Japon Yeni'ne endeksli konut kredisi alan tüketicinin açtığı davada, sözleşmeyi yeni duruma uyarlayarak bankanın tüketiciye fazla ödenen kısmı geri ödemesine hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu. Karar, bankaların on binlerce döviz mağduruna milyarları bulan geri ödeme yapmaktan da kurtardı. Yerel mahkemenin "öngörülemeyen hal" gerekçesini yerinde bulmayan Genel Kurul, 13. Hukuk Dairesi'nin "Ülkemizde ekonomik krizlerin zaman zaman olduğunu bilen, buna rağmen kendi özgür iradesiyle dövizle kredi kullanan kişilerin bunun sonucuna katlanması gerektiğini" savunan kararı doğrultusunda karar verdi.


15 Kasım 2014 Cumartesi

Yargıtay'ın "işveren" lehine yorumu, işçinin haklarını tehlikeye düşürdü



KEMAL GÖKTAŞ 

2010 yılından sonra yapılan Anayasa değişiklikleri ile kurulan ve iş davalarına bakmakla görevlendirilen Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, yıllardır devam eden bir uygulamaya son verdi. Daire, "kıdem tazminatı, ücret, asgari geçim indirimi ile yıllık izin alacaklarının belirsiz alacak olmadığı" dolayısıyla belirli bir miktar belirtmeden açılan bu davaların "hukuki yarar" yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiğine hükmetti. Bu karar halen iş mahkemelerinde devam eden ve yüzbinlerce işçiyi ilgilendiren alacak davalarının Yargıtay'ca bozulması riskini doğurdu. İş davalarına bakan diğer daire olan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise bu kararın aksine eski uygulamasına devam etmesi durumu iyice karışık hale getirdi. İçtihat farkını gidermek üzere önümüzdeki günlerde İçtihadı Birleştirme Kurulu toplanacak. Kurul, 22. Hukuk Dairesi'nin yorumunu benimserse yüzbinlerce davada mahkemelerin ret kararı vermesi gerekecek. Bu da işçilerin büyük hak kaybına uğramaları anlamına geliyor.

14 Kasım 2014 Cuma

İbrahim Aras’ta soruşturma krizi

Aras’ı “tüfek” öldürmüş

KEMAL GÖKTAŞ

Adana’da, geçen 15 Haziran’da Lice olaylarını protesto eylemi sırasında can veren 15 yaşındaki İbrahim Aras’ın gaz fişeği kapsülü sonucu değil, “yüksek kinetik enerjili harp silahı veya domdom kurşunu bulunan av tüfeğiyle” öldürülmüş olabileceği ifade edildi.  Adli Tıp’un ulaştığı bu sonuç Aras’ın bir patlayıcının patlaması sonucu öldüğünü iddia eden Valilik ve Emniyet’i yalanlarken önceki adli tıp raporu ile çelişti. Müdahil avukatları, adli tıpın ulaştığı bu sonucun soruşturmayı ilerletmeyeceğini söyledi.

13 Kasım 2014 Perşembe

Dink cinayeti soruşturmasında 45 tanık, 3 gizli tanık ve bir HTS raporu

KEMAL GÖKTAŞ

AYM'nin (Anayasa Mahkemesi) ailesinin Hrant Dink cinayetiyle ilgili yaptığı bireysel başvuruda, "etkili soruşturma yapılmadığı" gerekçesiyle verdiği ihlal kararının gerekçesi, Resmi Gazete'de yayımlandı. Gerekçede AİHM kararına rağmen cinayette ihmalleri olan veya cinayet organizasyonunda yer alan kamu görevlilirenin ifadelerinin dahi alınmaması nedeniyle "yaşam hakkının" usuli yönden ihlal edildiği belirtildi. AYM kararında İstanbul Başsavcılığının kamu görevlileri ile ilgili soruşturma kapsamında 45 tanık ile 3 gizli tanık dinlediği, ayrıca Dink cinayeti sanıklarının Ergenekon, Zirve, Balyoz ve Kafes davası sanıkları ile irtibatlarının olup olmadığının HTS (arama detayları) kayıtlarının çıkarılması yoluyla araştırıldığı ortaya çıktı. Savcılığın ayrıca AYM'ye kamu görevlileri hakkında "suç organizasyonunda yardım ve ihmal suretiyle öldürme" suçlarından soruşturma yürütüldüğü bilgisini de verdiği anlaşıldı.

10 Kasım 2014 Pazartesi

Özel yetkililerde açılan davaları sıfırlayacak başvuru

KEMAL GÖKTAŞ

İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, KCK Basın davasında Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı iptal başvurusunun Ergenekon, KCK, öğrenci davaları ile diğer örgüt davalarının tamamının yeniden görülmesine neden olacak çok önemli bir başvuru olduğu belirtildi. Mahkeme, sanık avukatlarının talep ettiği ve savcının da destek verdiği “özel yetkili mahkemelerin yaptıkları işlemlerin geçersiz sayılması gerektiği” görüşüne destek verdi ve özel yetkili mahkemelerin yaptıkları işlemleri geçerli sayan kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaya karar verdi. Anayasa Mahkemesi, talebi kabul eder ve hükmü iptal ederse, Ergenekon başta olmak üzere KCK, öğrenci davaları, örgüt davaları, askeri casusluk gibi birçok davada özel yetkili mahkemelerin yaptığı işlemler geçersiz hale gelecek ve davalar otomatikman sil baştan görülecek.

Yargıtay "Mağdurun beyanı esas alınır" ilkesini tersine çevirdi


KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, taciz davalarında "mağdurun beyanının esas" alınacağına ilişkin temel hukuk kuralını tersine çeviren bir karara imza attı. Genel Kurul, mağdur kadının, kendisine ilişkin teklif ederek rahatsız eden, son olarak da gece yarısı evine girmek isteyen kişiyle ilgili şikayeti üzerine açılan davada verilen beraat kararını, sanığın "mağdurun kendisiyle daha önce birlikte olduğu" yönündeki beyanını esas alarak onadı. Genel Kurul kararında şikayetçi kadının, sanıkla telefonda daha önce uzun görüşmeler yaptığına dikkat çekilmesi ve sanığın şikayetçi kadınla ilişkileri olduğu savunmasına vurgu yapılması dikkat çekti. Genel Kurul, Yargıtay Başsavcılığının mağdure kadının tutarlı beyanlarının esas alınması ve sanığa ceza verilmesi gerektiği yönündeki itirazını reddetti. Kararın, cinsel taciz suçlarında mağdurun beyanının esas alınacağı ilkesine aykırı olduğu tartışma yaratacağı ifade edildi.

6 Kasım 2014 Perşembe

HDP'ye saldırıda "organize" kuşkusu


KEMAL GÖKTAŞ

HDP Ankara İl Binasında Parti Meclisi üyesi Ahmet Karataş'ın boğazını keserek öldürmek istediği iddiasıyla tutuklanan Emrah Akman'ın üzerinden basın kartı ve serbest engelli kartının çıktığı öğrenildi. Mesleğini "özel güvenlik görevlisi" olarak açıklayan Akman'ın Emniyet ve savcılıkta susma hakkı olduğunun hatırlatılmasına rağmen ısrarla konuşması ve amacının Karataş'ı öldürmek olduğunu söylemesi de soru işaretlerine neden oldu. Akman, ifadesinde HDP binasını ateşe vermek için yanında tiner de getirdiğini, ancak kullanmaya fırsat bulamadığını söyledi.

O artık "düz" savcı: HSYK eski üyelerini son tercihlerine gönderdi, ünvan vermedi


KEMAL GÖKTAŞ

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, görev süreleri dolan Kurul'un eski üyelerini Ankara ve İstanbul'daki adliyelerde düz hakim ve savcı olarak görevlendirdi. HSYK Genel Kurulu, 3 tercih yapma hakkı verilen eski üyelerini, biri dışında, son tercihlerine gönderirken hiçbir eski Kurul üyesine ünvan verilmemesi, yani düz hakim-savcı olarak atamayı tercih etmesi de dikkat çekti.


HDP Eşbaşkanı Demirtaş: "HDP'ye saldırı devletin bize 'kafanızı keserim' mesajıdır"

KEMAL GÖKTAŞ

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Ankara İl Başkanlığı'na yapılan saldırıya ilişkin olarak "Bu devletin bize 'kafanızı keseriz' mesajıdır. Bir provokasyon filan değildir. Arkasında derin güçler filan yoktur" dedi. Saldırının Başbakan ve Cumhurbaşkanının açıklamaları ile doğrudan ilgili olduğunu savunan Demirtaş, siyasi lincin yeterli gelmediği düşünüldüğü için "kafa kesme" mesajının verildiğini söyledi. Demirtaş, HDP heyetinin İmralı'ya gitmek için resmi başvuruda bulunduğunu da açıklayarak hükümetin sürecin devam etmesini istemesi halinde başvuruya hızla olumlu yanıt vermesi gerektiğini söyledi. Bingöl'de 2 emniyet amirinin öldürüldüğü saldırıdan sonra saldırının faili olduğu iddiasıyla öldürülen 5 kişinin olayla ilgisinin olmadığının balistik raporla ortaya çıktığını ifade eden Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu bu saldırıdan sonra yaptığı açıklamalar nedeniyle sert şekilde eleştirdi ve "Başbakan hala o cinayetlerin arkasında mı?" diye sordu. Diyarbakır-Ankara uçağında Hüda Par üyesi Abdulvahap Kavun ile yaşadığı tartışmayı provokasyon olmaması için açıklamadıklarını söyleyen Demirtaş, olayı basına anlatan Ak Parti milletvekili Süleyman Hamzaoğlu'nun orada olmasının planlı olduğu kuşkusunu duyduklarını söyledi. Demirtaş, 6-7 Ekim olaylarının hem Kobani'yi hem de çözüm sürecini kurtardığını da savunarak "Benim üzerime yıkmak istiyorlar ama eli kanlı devletin hesap soracağı en son kişi benim ve en son parti HDP’dir" dedi.

3 Kasım 2014 Pazartesi

Gazeteciye "Algı oluşturma" davası

"Algı oluşturmaya yol açacak haber" iddiasıyla 2 yıl 4 ay hapis istemi

ANKARA Milliyet

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Vedat Bilgin, Milliyet muhabiri Kemal Göktaş hakkında İzmir'de Fevziye Cengiz isimli kadına işkence davasında polislere 1 yıl, mağdur kadına 8 yıla kadar hapis cezası istenmesine ilişkin olarak "savcının polislere ayrıcalık gözettiği algısını oluşturmaya yönelik" haber yaptığı gerekçesiyle dava açtı. Savcı, Göktaş'ın söz konusu haberi nedeniyle "kamu görevlisine alanen hakaret ettiği" iddiasıyla 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istedi. Şikayetçi Savcı Göksel Er ise işkence suçundan yargılanan polislere sadece 1.5 aydan 1 yıl 1 aya kadar hapis istemişti.


2 Kasım 2014 Pazar

Hükümetin yargı sürprizi: Özel yetkili mahkemeler dönüyor


KEMAL GÖKTAŞ

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerini kazanarak yargıdaki cemaat yapılanmasına karşı önemli bir üstünlük ele geçiren hükümet, yüksek yargı ve yerel mahkemelerdeki cemaat etkisini kırmak için hemen harekete geçti. Yargıda önemli değişiklikler öngören kanun teklifi Ak Partili milletvekilleri tarafından Meclis'e verildi. Yargıtay'a 128, Danıştay'a 39 yeni üye atanmasını öngören teklifin yanı sıra 2 yıl içinde 8 bin 500 yeni hakim ve savcı alımı yapılacak. Böylece cemaate yakın yargı mensuplarının hem yüksek yargıda hem de yerel mahkemelerdeki oranı önemli ölçüde düşmüş olacak. Aynı taktik 2010 yılında cemaate yakın yargı mensupları tarafından devreye sokulmuş ve böylece cemaatin yargıdaki etkisi önemli ölçüde artmıştı. Teklifle ayrıca 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarından sonra cemaatin etkisinde olduğu için kapatılan özel yetkili mahkemeler de "ihtisaslaşma" gerekçesiyle yeniden kurulacak.


Hrant Dink'in öldürülmesini terör olarak görmeyen daire slogana terör cezası kesti


"Alevi derneklerinin etkinliğine katılmak" terör suçunun unsuru sayıldı

KEMAL GÖKTAŞ

Hrant Dink'in öldürülmesini "terör" eylemi olarak görmeyen ve sanıkların üye oldukları örgütü sıradan bir çete olarak niteleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, herhangi bir şiddet eylemi bulunmayan, pankart açmak, slogan atmak, bazı etkinliklere katılmak olarak ifade edilen eylemlerden ötürü bir sanığa "terör örgütü" üyeliğinden verilen cezayı onadı. Yargıtay'ın onadığı cezada sanığın "Alevi derneklerince düzenlenen etkinliklere katılması" dahi terör örgütü üyeliğinin delilleri arasında sayılıyor.

31 Ekim 2014 Cuma

Yeni HSYK'dan 28 talep



KEMAL GÖKTAŞ

Yargıçlar Sendikası ve YARSAV, hafta başında göreve başlayan HSYK'nın yeni üyelerine yönelik açık bir mektup kaleme aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kurula atadığı avukat Aysel Demirel'in toplantıya başörtüsüyle katılmasının Bangolar Yargı Etiği ilkelerine aykırı olduğu savunulan mektupta, HSYK'dan 28 talepte bulunuldu.

29 Ekim 2014 Çarşamba

Mahkeme: Çocuğa isim için erkeğin kararı yeterli


KEMAL GÖKTAŞ

Yeni doğan çocuklarına verilecek isim konusunda anlaşamayan anne ve babanın karşı karşı geldiği davada mahkeme, çocuğun babasının, anne hastanede yatarken nüfusa kaydettiği ismin geçerli olduğuna hükmetti. Mahkemenin, kanundaki "Çocuğun adını ana ve baba birlikte koyar" hükmüne rağmen verdiği kararda, konulan ismin "Türk örf ve adetlerine uygun" olduğuna dolayısıyla annenin istediği ismin yazılmasına gerek olmadığı belirtildi. Annenin avukatı, kararı cinsiyetçi olarak niteledi.

28 Ekim 2014 Salı

17 Aralık'ta da tartışılan uygulamaya dava


KEMAL GÖKTAŞ

Yargıçlar Sendikası, savcıların yazdıkları iddianame ve takipsizlik kararlarının Başsavcıların görüldüsünden geçmeden kesinleşmemesi ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı aleyhine Danıştay'da dava açtı.


Uğur Kurt iddianamesindeki skandal: Polisin ateş ettiği "başkası" orada değilmiş!


Uğur Kurt iddianamesinde skandal: Polisin ateş ettiği iddia edilen gösterici orada değil diye tahliye edilmiş!

Ödülü eksik kalmasın: "8 aydan 5 yıla kadar hapis, silahı iade edilsin"

KEMAL GÖKTAŞ

Okmeydanı Cemevi'nde bir cenazeye katıldığı sırada polis memuru Sezgin Korkmaz'ın açtığı ateşle öldürülen Uğur Kurt'la ilgili iddianamede bir dizi çelişki yer aldı. Savcı Hasan Yılmaz, Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği iddianamede polis memuru Sezgin Korkmaz'ın kendilerine molotof atarak Akrep tipi aracın yanmasına neden olan göstericilere ateş ettiği sırada hatayla Uğur Kurt'u vurduğunu ileri sürdü. Savcının, iddianamede amirlerinin Sezgin Korkmaz'a olay anında "Sıkma" diye bağırdıklarına ilişkin görüntüler ve aynı yöndeki ifadelere hiç değinmemesi dikkat çekti. Polis memuru Korkmaz'a "meşru müdafaa sınırını kast olmadan aştığı" gerekçesiyle sadece 8 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteyen savcı, Uğur Kurt'u vuran tabancanın da sanık polise iade edilmesini talep etti. Savcı Yılmaz ayrıca, Korkmaz'ın C.K isimli bir göstericiye ateş ederken merminin yanlışlıkla Kurt'a isabet ettiğini savundu. Oysa mahkeme C.K'yı Okmeydanı'ndaki olaylara katıldığına ilişkin delil sunulmadığı için tahliye etmişti. C.K'nın avukatı Naciye Demir ise müvekkilinin olay yerinde olmadığı için mahkeme tarafından serbest bırakıldığını belirterek C.K'nın Kurt'un vurulduğu anda öğrencisi olduğu İstanbul Üniversitesi'nde olduğunu tanıkların ispatladığını, okuldan kamera kayıtlarının getirtilmesini de istediklerini söyledi.

27 Ekim 2014 Pazartesi

HSYK'da ilkler: Ak Partili, başörtülü, akraba...


KEMAL GÖKTAŞ

Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSYK) 4 yıllık görev süresi biten üyelerinin yerine seçilen ve atanan yeni üyeleri bugün göreve başlıyor. Kurulun ilk gündemi daire başkanlığı ve üyelerinin seçimi olacak.
Cumhurbaşanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, hukukçu öğretim üyeleri ve avukatlar arasından 4 üyenin doğrudan atamasını yapmasıyla Kurul'un 22 üyesi tamamlanmış oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, asıl üyeliklere, 2010 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından atanan avukat Rasim Aytin'i yeniden atadı. Erdoğan ayrıca Ankara Barosu avukatlarından Muharrem Özkaya ile İstanbul Barosu avukatları Hayriye Şirin Ünsel ve Aysel Demirel'i HSYK üyesi olarak atadı. Kurul'un tek kadın asıl üyeleri, Erdoğan'ın atadığı iki kadın üye olan Ünsel ve Demirel oldu. Böylece 22 asıl üyeli HSYK'da 2 kadın, 20 erkek üye görev yapacak. 12 Ekim'de hakim ve savcılar arasında yapılan seçimde tek kadın üye olarak Kurul'a giren Zeynep Şahin ise Kurul'un "yedek üyesi" olmuştu.


Yargıtay, şantajdan şikayetçi olan kadını "suçlu" çıkaran kararı bozdu


KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay, bir şantaj davasında, sanığın evli ve 2 çocuk sahibi olması nedeniyle, daha önce birlikte olduğu kadınla ilişkilerini gösteren CD'yle şantaj yapmasının "hayatın olağan akışına" uygun olmadığını, buna karşın başka erkeklerle de ilişkisi olan kadının ilişkilerini gösteren CD'leri alıp muhafaza etmesinin "kuvvetle muhtemel" olduğunu savunan yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, kendisiyle birlikte olmasını ve para istediği kadını cinsel ilişki görüntülerini yaymakla tehdit ettiği ileri sürülen sanığın cezalandırılmasına hükmetti.

25 Ekim 2014 Cumartesi

Polis molotof atana uyarısız ve "duraksamadan" ateş edecek



KEMAL GÖKTAŞ 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, molotof ve maskeyle eylemlere gidenlere cezaların verilmesini öngören iç güvenlik paketine ilişkin dikkati çeken bir çıkış yaparak, “Molotof ile yaklaşanlar terörist muamelesi görecekler ve durdurulacaklar” dedi. Bakan Ala da, “Ateşli silah neyse molotof da odur” diye konuştu. Davutoğlu’nun ifade ettiği türden bir değişiklik yapıldığı takdirde Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’na göre polis, motolof kokteyli atanlara dur ihtarına ve uyarı amaçlı ateşe gerek duymadan, “duraksamadan” yani seri biçimde ateş edebilecek.  

24 Ekim 2014 Cuma

AYM, "sendikal tazminata dönüş" kararı verdi



KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi, 2 yıl önce yürürlüğe giren Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun bazı hükümlerini iptal etti. İptal edilen düzenlemeler arasında sendikal nedenle işten atılan işçiye tazminat ödenmesini kaldıran hüküm de yer aldı. İptalden sonra sendikal nedenle işten çıkarılan işçiler, eskiden olduğu gibi 12 maaş tazminat alabilecekler. AYM ayrıca bankacılık ve toplu taşımada grev yasağı getiren düzenlemeyi de iptal etti. AYM, Bakanlar Kurulu'na "genel sağlık ve milli güvenlik" gerekçesiyle grev yasaklama yetkisine ise vize verdi.


23 Ekim 2014 Perşembe

Güvenlik diye nakledildi ama sanıklar da tanıklar da mahkemeye gelmeyecek


KEMAL GÖKTAŞ 

Gezi eylemleri sırasında Antakya’da polis tarafından atılan gaz fişeği ile öldürülen Abdullah Cömert davasında garip gelişmeler yaşanıyor. Güvenlik gerekçesiyle Balıkesir’e nakledilen davada, sanık polisin video konferansla yeni atandığı Mersin’den ifade vermesine karar verildi. Mahkeme tanıkların ve Cömert ailesinin de Hatay’da dinlenilmesine karar verdi. Cömert ailesinin avukatları ise mahkemenin bu kararına tepki göstererek “hani dava sanığın güvenliği gerekçesiyle nakledilmişti?” diye sordu. Avukatlar sanığın mutlaka mahkemeye gelerek ifade vermesi gerektiğini belirtti.

16 Ekim 2014 Perşembe

Asistana "Kürtçülük yapıyor" diyen hoca yargılanacak


Ceza soruşturmasına izin, disiplin cezasına ret kararı.. Rektörlük ve dekanlıktan garip karar:
"İnsan ilişkilerinde sorunlu, disiplin cezasına gerek

KEMAL GÖKTAŞ

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, doktora tez danışmanlığını yaptığı öğrencisine Kürt olduğu için "Kürtçülük yaptığı ve PKK'lı" olduğu iddiasında bulunduğu belirtilen Prof. Dr. Necmettin Kamil Sevil hakkında soruşturma izni verdi. Rektörlüğün osruşturma izni kararına karşın disiplin soruşturmasında garip gerekçelerle verdiği "disiplin cezasına yer olmadığı" kararına karşı da dava açıldı. Rektörlük, Sevil hakkında aynı iddiayla yürütülen disiplin soruşturmasında "Öğrencilere karşı sert bir mizaç sergilediği, insan ilişkilerinde nazik olmadığı" tespitine yer vererek "insan ilişkilerinde kimi kusurlarının olması, 30 yıldır öğretim üyesi olması ve bilimsel çalışmalarının değerli olarak görülmesi" gerekçesiyle disiplin cezası verilmemesine karar verdi.

14 Ekim 2014 Salı

Polis devletinde "derinleşme" teklifi: İletişime sınırsız takip


KEMAL GÖKTAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı güvenlik güçlerinin yetkilerini artırmaya yönelik kanun tasarısı beklenirken, Meclis'e sürpriz bir yargı paketi geldi. Hakim ve savcılara zam öngören kanun teklifi ile birlikte Meclis'e sunulan, bugün Adalet Komisyonu'nda görüşülmesi beklenen teklifte, geçen şubat ayında çıkarılan yargı paketi ile sınırlama getirilen "arama, el koyma, dinleme, izleme, teknik takip ve avukatların dosya inceleme yetkisi"ne ilişkin düzenlemelerden geri dönülmesi dikkat çekti. Şüphe ve delil şartı aranmadan ve süre sınırı olmadan iletişimin tespit edilmesini öngören teklifte ayrıca dinleme, teknik takip, izleme, gizli soruşturmacı (ajan) görevlendirilmesi yapılacak suçların kapsamı da genişletilmesi öngörülüyor. Teklifteki düzenlemelerin Kobani ve Gezi gibi yaygın sokak eylemlerinin yanı sıra "paralel yapıya" yönelik yapılacak soruşturmaları etkileyeceği ve yargıya soruşturmalar sırasında daha geniş yetkiler verilmesinin hedeflendiği belirtildi. Kolluk güçlerine daha geniş yetki verilmesine ilişkin düzenlemelerin ise daha sonra Meclis'e sevk edileceği belirtildi.

Aramada geriye dönüş

Bu yıl şubat ayında yapılan değişiklikle şüpheli veya sanıkla ilgili arama kararlarız verilebilmesi zorlaştırılmıştı. Yapılan değişiklikle şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri ve ona ait diğer yerler ancak "suç delillerinin elde edilebileceği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphe" olması durumunda aranabiliyordu. Ancak teklif buradaki "somut delillere dayalı kuvvetli şüphe" kriteri yerine, şubat ayından önce olduğu gibi "makul şüphe" olmasının arama için yeterli olmasını düzenliyor. Teklifin gerekçesinde arama yapılabilmesi için somut delillere dayalı kuvvetli şüphe şartının aranmasının uygulamada çeşitli güçlükler ortaya çıkardığı savunuldu. Gerekçede, ayrıca, bu şartın aranmasının "kurumun" amacını ve işlerliğini zayıflattığı ileri sürülerek bu yüzden "makul" şüphe halinde arama yapılması amacıyla değişiklik teklif edildiği belirtildi.

El koymanın kapsamı

Teklifle ayrıca CMK’nın "taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma" başlıklı 128. Maddesi'nin kapsamının genişletilmesi hedefleniyor. Mevcut kanunda "silahlı örgüt üyeliği" ve "bu örgütlere silah sağlama" suçlarında mal varlığına el koyma kararı verilirken teklif bu suçların yanı sıra "Cebir ve şiddet kullanarak, Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı, cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi veya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçları ile "Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan" ve "Anayasal düzene karşı suçları işlemek için anlaşmak" suçlarında da mal varlığına el koyma kararları verilebilecek.

Sınırsız "iletişimin tespiti"

Teklifle "suç işlendiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda" yapılabilen iletişimin tespiti kararları artık bu koşullar olmadan da verilebilecek. Yani telefonla kimin kimi aradığı, ne kadar konuşulduğu, kimlerle mesajlaşıldığı, elektronik posta ve internet yoluyla mesajlaşmaların tespit edilmesi için herhangi bir şüphe veya delil şartı aranmayacak. Ayrıca dinleme ve kayda almanın aksine, iletişimin tespiti herhangi bir süreyle sınırlı olmayacak. Yani kişilerin iletişimi geriye doğru sınırsızca tespit edilebilecek.
Buna göre kanunda yazılı katalog suçlarda, yani göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, öldürme, işkence, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, nitelikli hırsızlık ve gasp, uyuşturucu ticareti, parada sahtecilik, fuhuş, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, kara para aklama, silahlı örgüt veya bu örgütlere silah sağlama ile devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarında herhangi bir şüphe ya da delil olmasa da kişilerin iletişimleri sınırsızca tespit edilebilecek.

Dinleme ve takibin kapsamı genişletildi

Teklifle dinleme, iletişimin tespiti, sinyal bilgilerinin alınabileceği, gizli soruşturmacı (ajan) kullanılabilen ve teknik takip yapılabilen suçları ifade eden "katalog suçların" da kapsamı genişletildi. Buna göre mevcut kanunda "silahlı örgüt üyeliği" ve "bu örgütlere silah sağlama" suçlarında dinleme ve iletişimin tespiti yapılabiliyorken teklifle bu suçların yanı sıra "Cebir ve şiddet kullanarak, Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı, cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi veya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçları ile Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan ve "Anayasal düzene karşı suçları işlemek için anlaşmak, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (bölücülük), düşmanla işbirliği yapmak, devlete karşı savaşa tahrik, temel millî yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama, yabancı devlet aleyhine asker toplama, askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma, düşman devlete maddi ve mali yardım, suçlarda da katalog suçlar kapsamına alındı.

Avukatın dosya inceleme yetkisine sınırlama

Şubat ayında yapılan değişikliklerle CMK’nın avukatların soruşturma dosyalarını incelemelerine sınır getiren düzenlemeleri kaldırılmıştı. Ancak teklif bu düzenlemelerin yeniden getirilmesini düzenliyor. Teklife göre avukatın dosyayı inceleme ve belge alması savcının istemi üzerine hakim kararıyla sınırlandırılabilecek. Şüphelinin ifadesi, adli tutanaklar ve bilirkişi raporlarına ise sınırlama getirilemeyecek.

Örgüt suçunda soruşturma kolaylığı

Örgüt suçlarındaki soruşturmalarda savcı, hakim tarafından yapılacak işlemleri suçun işlendiği yer savcılığının yanı sıra soruşturmanın yürütüldüğü yerdeki savcılıktan da isteyebilecek.

Demirtaş: "Roboski'de, Gezi'de katliam emrini veren, 140 çocuğu gösterilerde öldürme emrini veren bize katil diyemez"


Demirtaş'tan hükümete:

"Ölümden öte köy var mı? Bizi neyle tehdit ediyorsunuz?"

"Bedel ödeteceğiniz kişilerle mi süreci yürüteceksiniz?"


HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümetin Kobani politikalarını sert şekilde eleştirerek "Bizim hükümetiniz, devletimiz, benim öz kardeşim orada (Kobani) barbar, tecavüzcü ordusunun tehdidi altındayken 'orası bizi ilgilendirmez' diyebiliyorsa, sen de bizim hükümetimiz değilsin. Kürdün öfkesi budur işte" dedi. Hükümetin Kobani protestoları ile ilgili olarak "bedel ödetileceği" açıklamalarına da tepki gösteren Demirtaş "Ölümden öte köy var mı? Ölümlerin en acısını yaşattınız. Merak ediyorum neyle tehdit ediyorsunuz bizi?" diye sordu.

İbrahim Okur'dan sürpriz açıklama: "Hakim ve savcılar ince ayar yaptı"


KEMAL GÖKTAŞ

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 10 asıl üyesinin belirlendiği seçimlerinh kaybedenlerinden olan HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, seçim sonuçları ile ortaya çıkan yeni HSYK'nın yapısı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hakim ve savcıların seçimde "ince ayar" yaparak her görüşün temsil edildiği bir kurul yapısını ortaya çıkardıklarını söyleyen Okur, bu durumu "umut verici" olarak niteledi. Okur, düşük oy almasının da, bazı yorumcuların ısrarla iddia ettiğinin aksine arkasında cemaat desteği olmadığını ortaya çıkardığını da söyledi.


13 Ekim 2014 Pazartesi

Yeni HSYK'yı 8 bin "şikayet" dosyası bekliyor




Zekariya Öz ve diğer hakim savcılara soruşturmalar yolda

En yüksek oyu Ergenekon şüphelisi, en düşük oyu Ergenekon hakimi aldı

KEMAL GÖKTAŞ

HSYK'da (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) hükümetin desteklediği Yargıda Birlik Platformu'nun 10 üyelikten 8'ini almasının ardından gözler yeni oluşacak Kurul'da Emniyet'te yapıldığına benzer bir "paralel" operasyonu yapılıp yapılmayacağına çevrildi. Mevcut HSYK'nın, Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davalarda görev alan hakim ve savcılarla ilgili yaklaşık 8 bin civarında şikayet dilekçesini işleme koymadan beklettiği ve bu dosyaların yeni HSYK tarafından açılacağı belirtiliyor.

Tanrıça Themis özgür kalabilir mi?


HSYK'da son durum: 10 AKP, 4'er MHP, CHP ve cemaat

KEMAL GÖKTAŞ

HSYK üyeliği için adli ve idari yargıdaki seçimlerin tamamlanmasıyla HSYK'da seçimle gelen 16 üyenin 15'i belirlenmiş oldu. Adalet Bakanı ve müsteşarın doğal üye olduğu Kurul'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatlar ve öğretim üyeleri arasından seçeceği 4 üye ve bir üyenin de Türkiye Adalet Akademesi'nden seçilmesiyle kurul tamamen yenilenmiş olacak. Akademi'den hükümete yakın bir üyenin gelmesine kesin gözüyle bakılıyor. Buna göre 22 üyeli kurulun 15'i hükümetin destek verdiği isimlerden oluşacak. Ancak seçim döneminde yapılan ittifaklar nedeniyle bunların tamamı Ak Parti'ye yakın üyelerden oluşmuyor. Üyelerin siyasi görüşlerine bakıldığında Kurul'un yapısının "10 Ak Partili, 4 sosyal demokrat, 4 ülkücü ve 4 cemaat mensubu" olacağı görülüyor. Sosyal demokratlardan ve ülkücülerden 6'sı hükümet ittifakıyla kurula girerken birer sosyal demokrat ve ülkücünün ise cemaat oylarıyla kurula seçilmesi oy dengelerini daha kritik hale getiriyor.

12 Ekim 2014 Pazar

HSYK seçiminden sonra ne olacak?


KEMAL GÖKTAŞ 

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki dengeleri belirleyecek olan seçim nihayet bugün yapılıyor. Sert söylemlerin egemen olduğu bir seçim döneminin ardından yaklaşık 14 bin hakim ve savcı 10 HSYK üyesini seçmek üzere sandık başına gitti. Bu yarışın sonucu sadece yargı açısından değil Türkiye’nin siyasi geleceği açısından da önemli etkileri  olabilecek. 

10 Ekim 2014 Cuma

HSYK: Cemaatle hükümetin kader düellosu


KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa'da 2010 yılında referandumla kabul edilen değişikliğin ardından HSYK üyeleri, ikinci kez adli ve idari yargı hakim ve savcılarının oyuyla belirlenecek. HSYK'nın 10 asıl 6 yedek üyesini seçmek için 13 bin 994 hakim ve savcı oy kullanacak.

HDP, "Türkiyelileşme” ve Demirtaş*


KEMAL GÖKTAŞ

Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesine yönelik Anayasa değişikliklerinden sonra gerçekleşen ilk seçimde CHP ve MHP'nin temel amacı Recep Tayyip Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasını önlemek olarak formüle edilmişti. İki partinin göstereceği ortak adayla Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasını önleyecek bir oy oranının yakalanması umudu aslında matematiksel olarak mevcuttu ancak cemaatin 17 ve 25 Aralık yolsuzluk “operasyonlarına” rağmen AKP’nin 30 Mart seçimlerinde başarıyla çıkması muhalefette önemli bir demoralizasyon yaratmıştı. Bu durum, CHP ve MHP açısından ayrı adaylar çıkardıklarında seçim yarışında başarısız olma riskini ve korkusunu da beraberinde getirmişti. Anketler ve siyasi havanın da etkisiyle her iki parti daha seçimin ilk turunda Erdoğan karşısında ortak bir aday çıkarma konusunda kolaylıkla anlaştılar. Bunda olası bir başarısızlığın faturasını hiçbir parti tek başına üstlenmeyecek olmasının önemli bir etkisi vardı. 

3 Ekim 2014 Cuma

Yargıtay'ın çocuk istismarında akıl almaz sorusu







KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay, babasının arkadaşı tarafından arabayla kaçırılarak cinsel istismara uğrayan 13 yaşındaki çocuk ile ilgili verilen "ruh sağlığı bozulmuştur" raporunu kabul etmeyerek, ruh sağlığının arabayla kaçırıldığı için mi yoksa cinsel istismar nedeniyle mi bozulduğunun araştırılmasını istedi. Yargıtay kararı doğrultusunda bir kez daha muayene işkencesine maruz kalacak olan mağdur çocuğun istismar nedeniyle değil, kaçırıldığı için ruh sağlığının bozulduğuna karar verilirse, sanığa verilen 12.5 yıl hapis cezası, 2.5 yıla düşecek.

Ankara'da yaşanan olayda, 13 yaşındaki küçük kız çocuğu D.B yolda yürürken babasıyla aynı işyerinde çalışan ve evlerine gelip giden H.G arabayla yanında durarak 'Seni baban çağırıyor, babanın yanına götüreceğim' dedi. D.B ise H.G'nin, babasının arkadaşı olması ve evlerine gelip gitmesi nedeniyle tereddüt etmeden arabaya bindi. Bir süre sonra arabanın farklı bir yoldan gittiğini fark eden D.B, babasını aramak istedi ancak H.G buna izin vermedi. Cep telefonunu mağdur çocuğun elinden alan H.G, çocuğa cinsel istismarda bulundu. Mağdur çocuk, babasını aramasına izin vermeyen ve kendisini kaçırmaya kalkan adamın arabasından bir fırsat bulup atlayarak kaçtı ve bir eve sığınarak babasını durumdan haberdar etti. H.G hakkında cinsel istismar ve hürriyetten yoksun kılma suçlarından dava açıldı.

12.5 yıl ceza

Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sırasında Hacettepe Üniversitesi Çoçuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı, mağdur çocuğun ruh sağlığının bozulduğuna dair rapor verdi. Olayın üzerinden 1 yıl 10 ay geçtikten sonra hazırlanan raporda, D.B'nin "yaşadığı olay sonrası gelişen travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin bir kısmının halen devam ettiği, dolayısıyla yaşadığı olaydan dolayı ruh sağlığının bozulduğu tıbbi kanaatine varıldığı" belirtildi.
Mahkeme, dava sonunda, H.G'yi "çocuğun basit cinsel istismarı" suçundan önce 3 yıl hapis cezasına mahkum etti. Ancak mahkeme çocuğun ruh sağlığı bozulduğu için kanun gereği cezayı 15 yıl hapse yükseltti. İyi hal indirimi yapılan sanık 12.5 yıl hapis cezası aldı.

"Hangi suçtan ötürü ruh sağlığı bozuldu?"

Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesi, Hacettepe Üniversitesi'nin raporunda mağdurenin "hangi suç nedeniyle ruh sağlığının bozulduğuna dair yeterince açıklık bulunmadığı, çocuğun bacağının okşanması eyleminden dolayı ruh sağlığının bozulup bozulmadığı konusunda Adli Tıp'tan rapor alınması gerektiği" gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozdu.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi ise Yargıtay'ın kararına uymadı ve eski kararında direndi. Mahkemenin direnme kararında, Hacettepe Üniversitesi'nin mağdurenin cinsel istismar eyleminden ötürü ruh sağlığının bozulduğu için rapor verdiğinin açık olduğu belirtildi.

Sanık kurtulacak

Sanığın kararı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na geldi. Genel Kurul'a görüş bildiren Yargıtay Başsavcılığı da tebliğnamesinde, 14. Ceza Dairesi'nin kararı doğrultusunda yerel mahkeme kararının bozulması ve mağdurenin Adli Tıp'ta muayene edilerek yeni bir rapor hazırlanması gerektiğini savundu.
Dosyayı geçen hafta görüşen Yargıtay Ceza Genel Kurulu da bu görüşe katılarak yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verdi. Karar doğrultusunda mağdure çocuk, 3.5 yılı aşkın bir süre önce yaşanmış istismar olayı için Adli Tıp Kurumu'nun ilglii İhtisas Kurulu'nda yeniden muayene edilecek. Türk Ceza Kanunu'nda ruh sağlığının bozulması, cinsel istismar suçlarında ağırlaştırıcı neden sayılırken hürriyeti yoksun kılma suçunda ağırlaştırıcı neden sayılmadığı için sanığın cezası önemli ölçüde düşecek. Adli Tıp'ın çocuğun ruh sağlığının "cinsel istismar" değil de "hürriyetten yoksun kılma" suçundan ötürü ruh sağlığının bozulduğuna karar vermesi halinde, sanığın cezası 12.5 yıldan 2.5 yıla düşecek.

--
Kemal Göktaş

Bir bayram kutlaması ve "içerdekilerin" dışarıdakilere raporu


Kırıkkale F Tipi Hapishanesi'nden Gökhan Gündüz tarafından gönderilmiş bir bayram kutlaması ve ekinde Eylül ayı hak ihlalleri raporunu aldım. Sadece ben okuyayım diye yazılmadığına göre, en azından burada paylaşmak istedim.


Merhaba
Eylül ayında Kırıkkale F Tipi Hapishanesi'nde yaşatılan, uğradığımız hak ihlallerinin raporunu paylaşıyoruz sizinle...

2 Ekim 2014 Perşembe

Demirtaş: Hükümet PYD ile görüşmeye kapalı değil


KEMAL GÖKTAŞ

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmesinde hükümetin PYD ile görüşmeye kapalı olmadığı izlenimi edindiğini belirterek "Türkiye böyle bir adım atarsa bir taşla birden çok kuş vurmuş olur" dedi.


1 Ekim 2014 Çarşamba

Ölümüne dayağa işkence davası ağır cezadan döndü


KEMAL GÖKTAŞ

Eskişehir'de Gezi eylemleri sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz'la aynı saatlerde dövülen Doğukan Bilir'le ilgili davada asliye ceza mahkemesinin suçun yaralama değil, işkence olduğuna ilişkin kararı ağır ceza mahkemesinden döndü. Eskişehir 19. Asliye Ceza Mahkemesi'nin, Bilir'i dövdükleri iddiasıyla yargılanan sanık polisler hakkında "yaralama" suçundan açılan davada verdiği görevsizlik kararına yapılan itiraz üzerine Ağır Ceza Mahkemesi, hiçbir gerekçe göstermeden "görevli olmadığına" karar verdi. Böylece dosyanın hangi mahkemede hangi suçlamayla görüleceğine ilişkin karar Yargıtay'a kalmış oldu.

29 Eylül 2014 Pazartesi

Danıştay'daki HSYK seçiminin ilginç perde arkası: Sosyal demokrat-AKP ittifakı


KEMAL GÖKTAŞ

Danıştay'da HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) üyeliği için yapılan seçimler sonunda sosyal demokrat görüşleriyle bilinen ve hükümetin desteklediği Yargıda Birlik Platformu'nun da oy verdiği Taci Bayhan ile cemaate yakınlığıyla bilinen Şaban Işık asıl üye oldu. Seçimin sonucunu Yargıda Birlik Platformu'yla birlikte hareket eden eski HSYK üyesi Ziya Özcan'ın son dakikada Taci Bayhan lehine adaylıktan çekilmesi belirledi. Hem YARSAV hem de Yargıda Birlik Platformu mensuplarının, ayrı ayrı Taci Bayhan'ın kendi adayları olduğunu belirterek seçilmesinden mutluluk duyduklarını belirtmeleri, Danıştay'da ilginç bir ittifakın da göstergesi oldu.

YSK, HYSK adaylarının özgeçmişini beğenmedi, kendisi yazdı


KEMAL GÖKTAŞ

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), HSYK'ya üye seçiminde aday olan bazı hakim ve savcıların YSK'nın internet sitesinde yayınlanacak olan özgeçmişlerini uygun bulmayarak düzeltmelerini istedi. Adayların YSK'nın istediği düzeltmeleri yapmaya yanaşmaması üzerine YSK, sadece temel bilgilerin yer alacağı özgeçmişleri kendisi yazmaya karar verdi.

Mesele emekli olunca: AYM'den bir yıl arayla taban tabana zıt karar


KEMAL GÖKTAŞ Ankara

Bireysel başvurulara bakan Anayasa Mahkemesi (AYM) 1. Bölümü, Vakıfbank Emekli Sandığı Vakfı'ndan emekli olan 3 bin kişiyi ilgilendiren davada, geçen yıl AYM Genel Kurulu'nun "Anayasa'ya uygun" diye iptal istemini reddettiği kararına taban tabana zıt bir karar vererek kanun hükmünün "Anayasa'ya aykırı" olduğuna karar verdi. Üstelik AYM 1. Bölümünün bu kararında, AYM Genel Kurulu'nda iptal isteminin reddi yönünde oy kullanan 3 üyenin de imzası yer aldı. AYM kararında binlerce emekliyi mağdur eden çelişki için "iptal başvurusunda kanunun Anayasa'ya aykırılığına baktık, şimdi ise kanunun uygulanmasının Anayasa'ya aykırılığına baktık" savunması yapıldı. AYM 1. Bölümü, ihlal tespitinde bulunmasına karşın 60 bin TL tutarında maddi zarara uğrayan emekliye sadece 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar vermesi de dikkat çekti.

Gösteriye katılan memura verilen cezayı mahkeme iptal etti

KEMAL GÖKTAŞ

Adalet Bakanlığı'nın Hopa'da 2011 genel seçimlerinden önce çıkan olayları protesto eylemine katıldığı ve pankart taşıdığı için zabıt katibine verdiği "kınama" cezası mahkeme tarafından "memurun demokratik hakkını kullandığı" belirtilerek iptal edildi.

28 Eylül 2014 Pazar

8 yıl süren soruşturmada karar: "Oligarşiyi yıkana dek savaşacağız" ve "katil devlet" sloganları suç değil


KEMAL GÖKTAŞ

Ankara Cumhuriyet Baºsavcılığı, 8 yıl önce bir lisenin duvarına yazılan "Katil devlet hesap verecek" ve "Oligarşiyi yıkana dek savaşacağız" gibi ifadelerin yer aldığı sloganlar nedeniyle yürüttüğü soruşturma sonunda takipsizlik kararı verdi. Daha önce özel yetkili savcılık ve Terörle Mücadele Kanunu ile kurulan savcılıkların takip ettiği soruşturma dosyasını sonuçlandıran Başsavcılık, sloganların suç oluşturması için terör örgütü ile ilgisinin olmasının yetmeyeceği, bunun yanı sıra terör örgütünün, cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru göstermesi, ayrıca açık, kesin ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması gerektiğine işaret etti. Başsavcılık bu nedenle sloganları yazanların "düşünceyi açıklama hürriyetlerini" kullandıklarını belirtti.

HSYK adaylarına kritik sorular, çarpıcı yanıtlar

HSYK ADAYLARI KONUŞUYOR 


HSYK adaylarının görüşlerini bütünlüklü biçimde aktarmak için Demokrat Yargı Eşbaşkanı Kemal Şahin, Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Karadağ, YARSAV Yönetim Kurulu üyesi Leyla Köksal ve HSYK 1. Dairesi Başkanı İbrahim Okur'a kritik sorular yönelttik ve çarpıcı yanıtlar aldık. Yargıda Birlik Platformu ise aday bazında değil, platform olarak sorularımızı yanıtladı. Yeniden aday olan HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer ise yazılı olarak ilettiğimiz sorulara yanıt vermediği için yazı dizimizde yer alamadı.

Çözüm sürecine “diplomasi” açılımı: Başbakan Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’la görüşecek



KEMAL GÖKTAŞ 

Suriye’nin Rojava bölgesindeki Kobani kentine yönelik IŞİD saldırılarının ardından gerilimin tırmandığı çözüm sürecinde “diplomasi” açılımı yaşanıyor. Kandil’den ve İmralı’dan çözüm sürecine yönelik sert açıklamaların yapılması üzerine gerçekleşen HDP heyeti ile hükümet yetkilileri arasındaki görüşmelerin ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la görüşeceği belirtildi.

26 Eylül 2014 Cuma

Umut Vakfı'nın Taksim'deki bireysel silahsızlanma yürüyüşüne yasak


Acılı ailelerin yürüyüşüne Taksim engeli

ANKARA Milliyet

İstanbul Valiliği, Umut Vakfı tarafından 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’nde Taksim’de yapılması planlanan ve bireysel silahlarla öldürülen insanların yakınlarının katıldığı "Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü"nü yasakladı. Umut Vakfı yönetimi bu karar üzerine “Sessiz Ayakkabılar”ın yürüyüşünün geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yapmamaya karar verdi.

25 Eylül 2014 Perşembe

AYM'den basına "provokasyon" vizesi


KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi, CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner'in Yeni Şafak gazetesinin hakkında Ergenekon soruşturması sırasında yaptığı bir haberle ilgili açtığı tazminat davalarının reddedilmesinin insan hakları ihlali olduğu gerekçesiyle yaptığı başvuruyu reddetti. AYM, "abartı ve provoke edici yayın yapmanın" basın özgürlüğü sınırları içinde kaldığını belirttiği kararında, Cihaner'in haberde hakkında ileri sürülen iddiaların aksini ispatlayamamasını da ret gerekçeleri arasında saydı.

23 Eylül 2014 Salı

Yargıyı karıştıran "seçim fişlemesi" iddiası


KEMAL GÖKTAŞ

HSYK'ya (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) üye seçimleri için ilk raund bugün Yargıtay'da yapılacak. Yargıtay'daki seçim öncesinde ise internete düşen bir "fişleme" listesi yargıyı karıştırdı. Bursa'daki Cumhuriyet Savcılarının Yargıda Birlik Platformu karşıtı olup olmadıklarına ilişkin tutulan listenin sosyal medya platformlarında paylaşılması hakim ve savcıların tepkisine neden oldu.

İnanılmaz istatistik: Sadece 4 yılda "polise mukavemet" suçundan 102 bin kişi yargılandı, 41 bini mahkum oldu


KEMAL GÖKTAŞ

Adalet Bakanlığı verilerine göre büyük bölümü polislere karşı işlenen "kamu görevlisine direnme" suçlarında Türkiye adeta bir patlama yaşıyor. Bakanlık verilerine göre 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında "görevi yaptırmamak için direnme" suçundan 102 bin 247 kişiye dava açıldı. Aynı yıllarda mahkemeler 41 bin 500 kişiyi de bu suçtan mahkum etti.


22 Eylül 2014 Pazartesi

Yargıtay ahlak polisliğini ilerletti: Evliye duygusal mesaj da tazminat nedeni


KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, daha önce "evli kişiyle cinsel ilişki kuranın diğer eşe tazminat ödemesi gerektiğine" ilişkin kararları bir adım daha ileri götürürek bu defa cinsel ilişki olmasa dahi evli çiftin boşanmasına sebep olan kişinin diğer eşe tazminat ödemesi gerektiğine karar verdi. Daire, sadece zina halinin değil, "duygusal beraberliğin" de diğer eşin kişilik haklarına saldırı olduğunu savunduğu kararda, davalı ile davacının eski eşinin internetten yaptığı yazışmaları kararına dayanak gösterdi.


18 Eylül 2014 Perşembe

TBMM 0004 plakaya da Oda TV takibi: "Güldal Mumcu isimli şahıs..."


KEMAL GÖKTAŞ

Kapatılan özel yetkili savcılıkça açılan ve birçok hukukçu, gazeteci ve polis müdürünün dinlenip takip edildiği Oda TV soruşturmasının halen açık olan soruşturma dosyasında skandal bir takip belgesi çıktı. Belgeye göre polisler TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu'nun devletin 4 numaralı plakasını taşıdığı aracıyla gittiği yemeği takip ederek "takip-tasarrut" raporu tuttu. Oda TV'da halen açık olan soruşturma dosyasında yapılan dinleme ve izlemelere ilişkin birçok belgenin yer almadığı da ortaya çıktı. Özel yetkilili mahkemelerin kapatılmasından dosyanın verildiği savcı Mesut Erdinç Emniyet'ten dosya halen şüpheli görünen kişilere ait dosyalarının gönderilmesi için Emniyet'e müzekkere yazdı.


Yargıtay'dan tarihi karar: "Polise taş atmak da düşünceyi ifade yöntemi"




KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Diyarbakır'da katıldığı bir gösteride polise taş atan kişinin eylemini AİHM kararlarını emsal göstererek "düşünce ve kanaat açıklama yöntemi" olarak gördü. Kurul, bu gerekçeyle sanığın cezasını düşünce özgürlüğüne ilişkin suçlarda erteleme öngören kanun kapsamına almayan yerel mahkeme kararını kararını bozdu.


17 Eylül 2014 Çarşamba

Oda TV soruşturması hâlâ açıkmış: Takipsizlik yok, dava yok, ünlü isimler hâlâ "şüpheli"




KEMAL GÖKTAŞ

Ergenekon kapsamında gazetecilere yönelik yürütülen Oda TV soruşturmasıyla dinleme ve izlemeye alınan, aralarında eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan'ın da olduğu avukatlar, polisler ve gazetecilerin yer aldığı çok sayıda kişinin halen dosyada "şüpheli" olarak görüldükleri ortaya çıktı.


HSYK seçimlerinde VIP ve harcırahlı seçim kampanyası itirazı



KEMAL GÖKTAŞ

HSYK'ya (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) üye seçimleri yaklaşırken hükümetin desteklediği Yargıda Birlik Platformu'na destek için Adalet Bakanlığı ve HSYK'daki hakim ve savcıların "harcırah ödenerek geçici görevlendirmelerle" adliyelerde seçim çalışmasına gönderildiği ve Platform üyelerine havaalanlarında VIP olanaklar kullandırıldığı iddia edildi. Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, HSYK ve Adalet Bakanlığı'dan geçici görevlendirmelerle ilgili bilgi isterken YSK'ya da "adliyelerdeki kamera görüntelerinin izlenerek geçici görevlendirmelerle ilgili araştırma yapmasını ve eşit yarışma ve serbest seçim ilkelerinin sağlanması için tedbir alınması" talebiyle başvurdu.

Uğur Kurt'u vuran polis balistik rapordan önce: "Havaya ateş ettim", rapordan sonra :"Meşru müdafada bulundum"

KEMAL GÖKTAŞ

İstanbul Okmeydanı Cemevi'nde bir cenaze için beklerken öldürülen Uğur Kurt'la ilgili soruşturmada aradan geçen 3 aya rağmen henüz dava açılmazken soruşturma dosyasında Kurt'un vurulmasına ilişkin çarpıcı bir ayrıntı çıkıyor. Uğur Kurt'u vuran polis memuru S.K'nın aracın içinde elinde bulunan gaz fişeği silahı ile gaz atmak yerine tabanca ile ateş ettiğinin ortaya çıkmasından sonra Olay Yeri İnceleme Tutanağı'nda da aracın içinde gaz el bombaları olduğu ortaya çıktı.

16 Eylül 2014 Salı

MGK'nın İskoçya referandumu ile ilgili çalışması: "Domino etkisi..."


"Yetki devri, kısa vadede bir çözüm olsa dahi, bağımsızlık taleplerini ortadan kaldırmaz"

KEMAL GÖKTAŞ

İskoçya'daki bağımsızlık referandumuna günler kala, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) internet sitesinde konuya ilişkin yaklaşık 1.5 yıl önce kaleme alınmış bir çalışmanın yer alması dikkat çekti. "MGK'nın resmi görüşünü ifade etmediği" uyarısıyla yayınlanan çalışmalar arasında yer alan -"İskoçya'da Düzenlenmesi Öngörülen Bağımsızlık Referandumu" başlıklı metinde, İskoçya ve Birleşik Krallık ilişkileri ile ilgili tarihsel ve güncel bilgilerin yanı sıra konuya ilişkin çarpıcı değerlendirmeler yer alıyor. Çalışmanın sonuç bölümünde şöyle deniliyor:

14 Eylül 2014 Pazar

Hakimlere, savcılara, ilgililere kamu hizmeti. Bursa Paneli'nin tam olmasa da "mühim" konuşma metinleri



Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz: Yargıda Birlik Platformu davetimize rağmen, Adalet Bakanlığı'nın karşı çıkması nedeniyle gelmedi.

YARSAV Başkanı Murat Arslan: 2010’da, adaletsizliği bugünden bakınca destekçileri tarafından da görülen bir seçim süreci yaşanmıştı. HSYK'ya seçilen üyeler Adalet Bakanlığı bürokratlarından oluşuyordu. Yüksek yargıyı yeniden dizayn eden HSYK süreli görevi yerine getirme telaşı ile hareket etti. 4 yılın sonunda hakim ve savcılar kim neden tenzili rütbe ile cezalandırılıyor, terfi ettiriliyor, vicdanları asgari ölçüde tatmin edecek bir yanıt bulamıyorlar.
Yargıya kişilik kazandırılması yeni anayasadan önce ele alınması gerekir. HSYK seçimleri fırsat olmalıdır. Bağımsızlığı ortadan kaldıran ve kendine taraf bir yargı oluşturma ve muhalifleri bastırma arayışı var. HSYK, hükümetin baskı ofisi olarak çalışmak değil yargı bağımsızlığının güvencesi olmalıdır.

Yargıdaki tarihi buluşmada Orhan Gazi Ertekin'den İbrahim Okur'a "Ya itirafçı olacaksınız ya da mücadele edip şehit veya gazi olacaksınız"


KEMAL GÖKTAŞ

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na 12 Ekim'de yapılacak üye seçimleri öncesinde tansiyon yükselirken yargının ve seçimin tarafları Bursa Barosu'nun düzenlediği panelde bir araya geldi. HSYK'nın en tartışmalı ve eleştirilen isimlerinden 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ile muhalifleri Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhan Gazi'yi bir araya getiren panelde çarpıcı diyaloglar yaşandı.


Uğur Kurt'u vuran polisin itiraf gibi ifadesi: Gaz atacağına tabanca ile ateş etmiş!


KEMAL GÖKTAŞ Ankara

İstanbul Okmeydanı Cemevi'nde bir cenazeye katıldığı sırada Uğur Kurt'u ateş ederek öldüren polis memuru S.K'nın savcılıkta verdiği ifade, S.K'nın olaylar sırasında Akrep (shortland) aracın arkasında elinde gaz bombası silahı ile beklediğini, buna rağmen araca molotof isabet ettikten sonra gaz bombası atmak yerine tabanca ile ateş ettiğini ortaya çıkardı. İçinde bulundukları araca molotof isabet etmeden önce elinde gaz bombası FN silahı ile beklediğini anlatan S.K, ifadesinin ilerleyen bölümlerinde ise aracın arkasından tabancasını alarak ateş ettiğini söyledi. S.K ayrıca, Savcı'nın etrafta başka polis olup olmadığı sorusuna, ifadesinin ilk bölümlerinde söylediği "Kağıthpane Emniyetine ait shortlandla arka arkaya gittikleri" yönündeki cümleleriyle çelişir biçimde "ben o aracı fark etmemiştim" yanıtını verdi. Amirlerinin S.K'ya "Sıkma" diye bağırdıklarını gösteren görüntülere rağmen "Bana kimse seslenmedi" diyen S.K, Cemevinde birinin vurulduğunu söyleyenlere ise "Terör örgütünün taktiği" sanıp inanmadıklarını anlattı. S.K, Uğur Kurt'un öldüğünü haberlerden duyduğunu da belirterek "Olaylara hiçbir ilgisi olmayan maktülün ölmesi nedeniyle psikolojim bozuldu" diye konuştu. S.K'nın avukatı ise olaylarla hiçbir ilgisi olmayan Uğur Kurt'un öldürülmesinin "meşru müdafa" olduğunu savunarak S.K hakkında dava açılmamasını istedi.

12 Eylül 2014 Cuma

Yargıtay Başsavcılığı, 2 yıldır beklettiği dosyada, Genelkurmay Başkanı Özel için soruşturma izni istedi



KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay Başsavcılığı'nın, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel hakkında, "siyasi demeç verdiği ve yargıyı etkilemeye çalıştığı" gerekçesiyle aydınlar tarafından yapılan suç duyurusunu 2 yıl işlem yapmadan beklettikten sonra, kanun değişikliğini gerekçe göstererek soruşturma izni için Başbakanlığa gönderdiği ortaya çıktı.

10 Eylül 2014 Çarşamba

HSYK 3. Dairesi meydan okudu: "Adalet Bakanı'nın yaptırdığı incemeler yok hükmünde"



HSYK 3. Dairesi ile hükümet arasında kavga büyüyor

3. Daire aldığı 3 kararla hükümete meydan okudu
1- Eski İstanbul Başsavcısı Çolakkadı ve Vekili Erdoğan'a "25 Aralık soruşturmasını engelledikleri" iddiasıyla inceleme izni
2- 22 Temmuz soruşturmasında görev alan hakim ve savcılara yeni inceleme izni
3- "Adalet Bakanı'nın müfettiş görevlendirme yetkisi yok. Yaptırdığı incelemeler yok hükmünde" kararı aldı

KEMAL GÖKTAŞ

Hükümetle cemaat arasında yargıda devam eden kavgada önemli bir odak noktası haline gelen HSYK 3. Dairesi aldığı kararlarla adeta hükümete meydan okudu. Daire, geçtiğimiz günlerde takipsizlik kararı verilen 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasını engelledikleri iddiasıyla dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı ile Başsavcı Vekili Oktay Erdoğan hakkında inceleme izni teklif etme kararı aldı. Daire, ayrıca polislerin yasa dışı dinleme yaptıkları iddiasıyla yürütülen22 Temmuz soruşturmasında görev alan bazı hakim ve savcılar hakkında da yeni inceleme izni teklif etme kararı aldı. Daire ayrıca, HSYK Başkanı ve Adalet Bakanı'nın, 3. Daire'nin hakkında inceleme izni vermediği hakim ve savcılarla ilgili müfettişy görevlendirirek inceleme yapma yetkisinin olmadığına, bu yüzden Adalet Bakanı Bozdağ'ın müfettişler eliyle yaptırdığı incemelerin "yok hükmünde" olduğuna karar verdi. HSYK kaynakları ise Dairenin böyle bir kararla HSYK Başkanının yetkilerini tırpanlamasının söz konusu olmayacağını ve Bakan istediği anda müfettişlerin inceleme yapmaya devam edeceğini belirtti.

8 Eylül 2014 Pazartesi

14 yaşındaki İbrahim Aras'ın ölümüyle ilgili soruşturmada gizli tanık skandalı


KEMAL GÖKTAŞ

http://www.milliyet.com.tr/gizli-tanigin-iddialari-bir-gundem-1937081/

Adana'da, Lice olaylarını protesto eylemleri sırasında öldürülen 14 yaşındaki İbrahim Aras'la ilgili otopsi raporu, Emniyet tarafından dinletilen gizli tanığın "göstericilerden birinin tüfekle ateş etmesi sonucu öldürülmüş olabileceği" iddiasını çürüttü. Otopsi raporunda Aras'ın kafatasındaki yaralanma dışında herhangi bir lezyon bulunmadığı ve "Yaralanma bölgesinde ateşli silah yanma ürünleri veya kalıntılarının saptanmadığı" belirtildi. Otopsi raporunda, yaklaşık 3 ay önce meydana gelen ölüm olayının nedeniyle ilgili de bir tespit yapılmaması ve  bu konuda İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan görüş alınmasına karar verilmesi dikkat çekti. Aras'ın ölümünün ardından yapılan olay yeri incelemesinde yanında gaz bombası kapsülü bulunduğu belirtilmiş ve Emniyet'in "el yapımı patlayıcının infilakı" sonucu ölümün meydana geldiği iddiasının aksine Aras'ın elinde herhangi bir yaralanma olmadığı belirtilmişti.

5 Eylül 2014 Cuma

Gezi'de kör eden gaz fişeği soruşturmasında “zamanaşımı” skandalı

KEMAL GÖKTAŞ

Temizlik işçisi Muharrem Dalsüren'in Gezi eylemleri sırasında polis aracından atılan gaz bombası ile bir gözünü kaybetmesine ilişkin soruşturma dosyasının, zamanaşımına 14 yıl kala “faili meçhul” sayılarak savcı tara fından zamanaşımı bürosuna gönderilmek istendiği ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet savcı Mustafa Başer’in gaz atan polislerin dahi ifadesini almadan dosyayı faillerin bulunmadığı gerekçesiyle zamanaşımı bürosuna göndermesinin ardından Başsavcılık soruşturmada yapılması gereken işlemleri tek tek belirterek soruşturmaya devam etmesi için dosyayı savcı Başer’e iade etti.


Davutoğlu'nun yargı dileği:"Kendimi teslim edeceğim bir yargı istiyorum"


KEMAL GÖKTAŞ

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, kabul ettiği Yargıda Birlik Platformu üyesi hâkim ve savcılarla yargının sorunlarını konuşurken önümüzdeki dönem yargıyı şekillendirecek olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimleri ile ilgili olarak, "Kendimi teslim edeceğim bir yargı istiyorum" ifadesini kullandığı öğrenildi. Hukukun herkesin güvencesi olması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, platform üyelerinin dile getirdiği taleplerle ilgili de olumlu mesajlar verdi.

3 Eylül 2014 Çarşamba

HSYK seçimlerinde "VİP kampanya" şikayeti


KEMAL GÖKTAŞ

Yargı ile hükümet arasında adli yıl açılışıyla yoğunlaşan tartışmalar sürerken kavganın en önemli alanlarından biri olan HSYK (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) seçimleri için de yarış kızışıyor. Hükümetin desteklediği Yargıda Birlik Platformu'nun geçen hafta sonu Ankara'da yaptığı aday tanıtım toplantısının yargıdaki yankıları sürerken YARSAV ile Yargıçlar Sendikasının desteklediği adaylar YSK'ya adaylık başvurusu yaptı. İki meslek örgütü, ayrıca Platformun devlet olanaklarından yararlanmasının önlenmesi talebiyle de YSK'ya başvurdu. Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu kendi adaylarına her yerde engeller çıkarıldığını, Platforma ise bakanlıkça VİP olanaklar sunulduğunu ileri sürdü.

Yargıtay'da Feyzioğlu toplantısı: 27 Başkan: "Feyzioğlu gelsin", 14 başkan: "Gelmesin"


KEMAL GÖKTAŞ

Adli Yıl açılış töreni, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşması nedeniyle Cumhurbaşkanı ve hükümet tarafından boykot edilirken Yargıtay'da konuyla ilgili yapılan toplantıda tarihi tartışmaların yaşandığı ortaya çıktı. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nda 27 daire başkanı, Feyzioğlu'na yapılan konuşma davetinin geri alınmasını redderken 14 üyenin "71 yıldır devam eden değerli yalnızlığımıza son verilim. Siyasetle barışalım, Anayasa Mahkemesi gibi geniş olanaklara kavuşalım" gerekçesiyle Feyzioğlu'nun konuşmaması yönünde oy kullandığı belirtildi.

27 Ağustos 2014 Çarşamba

22 Temmuz soruşturması nedeniyle hakim ve savcıya inceleme teklif eden HSYK 3. Dairesi, Zekeriya Öz kararını neden alamadı?


KEMAL GÖKTAŞ

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 3. Dairesi, yasadışı dinleme iddiasıyla "paralel yapıya mensup olduğu" iddia edilen polislerin gözaltına alındığı 22 Temmuz Operasyonu'nu yürüten savcı İrfan Fidan ile sanıkların hakimlik sorgusunu yapan Sulh Ceza Hakimi İslam çiçek hakkında "inceleme yapılmasını teklif etme" kararı aldı. İki yargı mensubu hakkında inceleme yapılıp yapılmayacağına ise HSYK BAşkanı sıfatıyla Adalet Bakanı Bekir Bozdağ karar verecek. Daire, paylaştığı twitter mesajları ile hükümet üyelerinin tepkisini çeken Bolu Savcısı Zekeriya Öz hakkındaki inceleme talebini ise karar yeter sayısına ulaşamadığı için gelecek haftaya bıraktı.

YSK, HSYK seçimi için start verdi. Muhafazakar, ülkücü, solcu koalisyonunun adayları netleşti


KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa'da 2010 yılında yapılan değişiklikle 2010 yılında kürsüde görev yapan hakim ve savcıların 10 asıl 6 yedek üye seçtiği HSYK'da 12 Ekim'de yapılacak seçim için start verildi. YSK, 2010'daki HSYK seçimlerinde propagandayı tamamen yasaklamasına rağmen bu seçimde adaylara, hakim ve savcılara mektup, elektronik posta ve kısa mesajlarla ve kapalı yer toplantısı yoluyla kısmi propaganda serbestisi sağladı.


22 Ağustos 2014 Cuma

Zirve'deki önemli deliller için Jandarma'dan tuhaf yanıt: "Evraklar bizde ama sistemde imzaları göremiyoruz"



KEMAL GÖKTAŞ

Jandarma Genel Komutanlığı'nın Malatya'da 3 Hıristiyan'ın öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamı davasına gönderdiği yazıda , misyonerliğin 2010'da Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde yapılan değişiklikle iç tehdit olmaktan çıkarıldığı belirtildi. Jandarma, mahkemenin sanıkların misyonerlikle ilgili istihbarat faaliyetlerinin olup olmadığı sorusuna ise, istihbarat raporlarının Bilgi Havuzu'nda olduğunu, ancak imza atan personelin isimlerinin sistemden kaynaklı olarak görülemediği yanıtını verdi.

21 Ağustos 2014 Perşembe

Yargıdan baba tokadına ceza yok



KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, oğluna tokat atan baba hakkında açılan davada mahkemenin "acıtmadan hafifçe vurduğu" gerekçesiyle verdiği beraat kararını onadı. Böylece kanunda açık şekilde suç olarak düzenlenmiş aile içi şiddet konusunda getirilen caydırıcı hükümlere rağmen Yargıtay, "baba tokadına" vize vermiş oldu.

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Öcalan'dan "Yol haritası imzalansın" önerisi


http://www.milliyet.com.tr/ocalan-yol-haritasi-icin-gundem-1927069/

KEMAL GÖKTAŞ

Çözüm sürecinde müzakere aşamasına geçildiğini duyuran Abdullah Öcalan'ın, 30 Eylül'e kadar yürütülecek görüşmelerle şekillenecek yol haritasının bir protokole bağlanarak taraflarca imzalanmasını önerdiği öğrenildi. Öcalan'ın protokole kendisinin ve devlet heyetinin imza atmasını istediği belirtilirken "müzakere" aşamasındaki görüşmeleri yürütmek için bir "sekreterya" talep ettiği de öğrenildi. Kulislerde, Akil İnsanlar heyetinden bir grubun yakında adaya giderek Öcalan'la görüşebileceği de belirtiliyor.

17 Ağustos 2014 Pazar

Çözüm sürecinde yol haritası 30 Eylül'e kadar yapılacak "görüşmelerle" belirlenecek


KEMAL GÖKTAŞ

İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan, HDP heyeti ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada ilk kez "müzakere aşamasına" gelindiğini söyledi. 30 yıllık savaşın "demokratik müzakereyle" sonuçlanma aşamasında olduğunu belirten Öcalan, "Etkileri ve sonuçları çok büyük olan bir süreçten geçiyoruz" dedi. Öcalan'ın müzakere aşamasına geçildiğini söylediği görüşmede 30 Eylül'e kadar çözüm sürecinin yol haritasının belirleneceği ve bunun için devlet heyeti ile Öcalan'ın, HDP ile de hükümetin yoğun görüşmeler yapılacağını söylediği öğrenildi. Müzakere aşamasında kritik rolü ise "bağımsız ve tarafsız" isimlerden oluşacak İzleme Kurulu'nun oynayacağı belirtildi.

15 Ağustos 2014 Cuma

Polis fezlekesi: Ethem Sarısülük terörist, avukatı ve davasına katılanlar da terörist...


"Özel yetkili ruhu" Sarısülük davasında


"Ethem Sarısülük'e terörist denilen polis fezlekesinde Sarısülük ailesinin avukatının "Basına demeç vermesi, güncel gelişmeler doğrultusunda, sivil toplum örgütlerinin kitlesel eylemlerine katılması, mevcut hukuku burjuva hukuku diye eleştirmesi, 14 yıl aynı büroda çalıştığı avukat arkadaşının anmasına katılması" terörist suçlamasının delili olarak gösterildi.

KEMAL GÖKTAŞ

Gezi eylemleri sırasında Ankara'da polis memuru Ahmet Şahbaz'ın açtığı ateşle öldürülen Ethem Sarısülük'ün ailesinin avukatı Kazım Bayraktar ile duruşmalardan sonraki açıklamalara katılan 10 kişi hakkında "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla soruşturma açıldı. Soruşturmaya ilişkin polis fezlekesinde, ölmeden önce hakkında herhangi bir soruşturma veya dava olmayan Ethem Sarısülük ile ilgili olarak "terör örgütü üyesi" denilmesi dikkat çekti. Avukat Bayraktar'ın duruşmalardan sonra yaptığı açıklamalar ve "basına demeç" vermesi de terör örgütü üyeliği suçuna delil olarak gösterilen fezlekede Bayraktar'ın "burjuva hukuku" ifadesini kullanması, adil yargılama hakkının ihlal edildiğini belirterek mahkemenin bazı kararlarını eleştirmesi ve 14 yıl aynı büroda çalıştığı meslektaşının mezarındaki anmasına katılması da terör örgütü üyeliğine delil olarak gösterildi ve Bayraktar ile ilgili olarak "avukatlık kisvesi altında eylemlere katıldığı" ileri sürüldü.

14 Ağustos 2014 Perşembe

Ali İsmail Korkmaz'ı döverek öldürenlere "yaralama" cezası vererek kurtarma hamlesi


KEMAL GÖKTAŞ

Eskişehir'de Gezi eylemleri sırasında polislerin ve sivil kişilerin döverek öldürdüğü üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'la ilgili Adli Tıp Kurumu'nun hazırladığı rapor dosyaya girdi. Raporda, Korkmaz'ın ölüm nedeninin darptan kaynaklı bağlı beyin kanaması olduğu, ancak beyin kanamasını kalp rahatsızlığı nedeniyle kullandığı ilaçların "kolaylaştırdığı ve hızlandırdığı" belirtildi.

"Darba bağlı beyin kanaması"

Milliyet'in ulaştığı raporda 4'ü profesör, biri doçent ve ikisi uzman doktor olan 7 Adli Tıp üyesinin imzası bulunuyor. Raporda, tomografi görüntülerine göre Korkmaz'ın beyninde oluşan hasarlara yer verilerek sonuç bölümünde şöyle denildi:
"Kişinin kendisinde mevcut kalp damar ve kapak hastalığı nedeniyle coraspin ve coumadin kullandığı ve hastaneye götürüldüğünde INR değerinin yüksek olduğu (5.3) dikkate alındığında kullandığı ilaçların darp eylemi sonucu meydana gelen beyin kanaması oluşumunu kolaylaştırıcı ve kanamayı artırıcı etkisiyle, ölüm meydana gelmesinde katkısı olduğunun kabülü gerektiği oy birliği ile mütalaa olunur."
Korkmaz'ın ölümünün darba bağlı beyin kanamasından meydana gelmiş olduğunu kesin biçimde tespit eden rapor, sanıkların dövdükleri kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığı yönündeki savunmasını da büyük ölçüde zayıflattı. Sanık avukatlarının ikinci argümanı ise Korkmaz'ın ölüm nedeninin kullandığı ilaçlar olduğu iddiasıydı. Adli Tıp raporunda ise ölümün beyin kanamasından meydana geldiği, ilaçların ise hızlandırıcı etkisinden bahsedildi. Adli Tıp raporunun sanıkların hukuki durumuna etkisine ise davanın görüldüğü Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi karar verecek.

Tedavisinde ilaçlar dikkate alınmamıştı

Korkmaz'ın daha önce kalp ameliyatı geçirdiği ve “comodin” isimli kan sulandırıcı ilaç kullandığı biliniyordu. Korkmaz’ın dövülmesinden sonra arkadaşları bu bilgiyi sağlık ekiplerine vermelerine rağmen tedavide bu hususun ilk etapta atlanmasının ölümünde etkili olduğu da belirtilmişti.

Mahkemenin yorumu belirleyecek

Eskişehir Başsavcılığı 4’ü polis, 4’ü sivil kişi 8 kişi hakkında açtığı davada sadece Korkmaz’ın başına tekme attığı görüntülenen Terörle Mücadele Polisi Mevlüt Saldoğan’ı “kasten öldürme” ile suçlamış ve müebbet hapis istemişti. Korkmaz’ı döven diğer sanıkların ise “öldürme suçuna yardım” ettikleri iddiasıyla 10 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını istemişti. Davaya Kayseri'deki mahkemeden önce bakan Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise bir yandan davaya devam etmek istememesine rağmen Korkmaz'ın sağlık durumuna ilişkin belgeleri Adli Tıp Kurumu'na göndermişti. Mahkeme, Adli Tıp'tan Korkmaz'ın ölümüne hangi darbenin sebebiyet verdiği, diğer yaralanmasının bu meydana gelen ölüm neticesinde bir katkısının olup olmadığı, daha önceki rahatsızlığın veya kullandığı ilaçların darp olayı ile birleşmesi sonucunda ölüm neticesinin meydana gelmesinde bir etkisinin olup olmadığı hususlarının araştırılmasını ve Türk Ceza Kanunu'nun "yaralama" suçunu düzenleyen 86 ve 87. maddeleri kapsamında rapor hazırlanmasını istemişti.
Mahkemenin, ölümün beyin kanamasından meydana gelmesine rağmen, ilaçların hızlandırıcı etkisini sanıkların lehine yorumlaması durumunda ise 7 sanıkla ilgili yaralama suçundan 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar, Saldoğan ile ilgili ise “yaralama sonucu ölüm” suçundan 8 yıldan 16 yıla kadar hapisle cezalandırılması söz konusu olabilecek. Ceza süreleri 3 yılın altında olan sanıkların erteleme veya dolaylı aftan yararlanma olanakları da bulunduğu için suçun yaralama kapsamına alınması sanıkları “kurtarmış” olacak. Korkmaz’ın başına tekme atarken görüntülendiği için diğer sanıklardan ayrı değerlendirilen polis memuru Saldoğan da kemik kırığına neden olarak yaraladığı için 8 yıl yatıp çıkabilecek.