23 Aralık 2014 Salı

"Estetik geçirdiği için tükürüğünü fark edemiyor" haberine Yargıtay'dan "süper star" vizesi



KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay, ünlü bir şarkıcının geçirdiği estetik ameliyat nedeniyle tükürüğünü fark edemediği iddiasıyla yapılan haber ve yayınlanan görüntüler için "aşağılandığını" belirterek açtığı tazminat davasında yerel mahkemenin tazminata hükmeden kararının bozulmasına karar verdi. Yargıtay kararında davacının "süper star" olarak bilindiğini, bu yüzden hakkında haber yapılmasının olağan olduğu belirtilerek "basının abartıya ve hatta tahrik yoluna başvurabileceği" savunuldu.



Ünlü şarkıcıya ait bir parti sırasında çekilmiş görüntüler 2006 yılında bir televizyonun magazin programında yayınlanırken
şarkıcının yeni bir estetik operasyon geçirmesi sebebiyle "tükürüğünü fark edemediği" vurgulandı. Magazin programında bu görüntülerin yayınlanmasından sonra haber birçok basın yayın organında da yer aldı.
Ünlü şarkıcı, avukatları aracılığıyla ana haber bülteninde bu habere yer veren bir televizyon kuruluşu aleyhine "kişilik haklarının zedelendiğini belirterek" manevi tazminat istemiyle dava açtı.

Kişilik haklarının ihlali

Ünlü şarkıcı, "davalının sahibi olduğu TV'nin 13 Mart 2006 tarihli ana haber bülteninde fiziksel görüntüsüyle ilgili gerçeklik taşımayan tasvirlerde bulunulduğunu, eleştiri sınırlarını aşan biçimde ifadeler kullanıldığını, kişilik haklarının zedelendiğini" belirterek manevi tazminat ödetilmesini istedi. Davalı televizyonun savunmasında ise ünlü şarkıcıya ait görüntülerin bir parti sırasında çekilmiş olduğunu, ilk olarak bir magazin programında yayınlandığını belirterek "Haber, bundan sonra birçok basın yayın organında geniş yer bulmuştur. Davacının yeni bir estetik operasyon geçirmesi sebebiyle tükürüğünü fark edemediği iddialarına estetik uzmanı doktorun görüşlerine yer verilerek konu haber haline getirilmiş, estetik operasyon düşünen kimseler için meydana gelebilecek tehlikelerden haberdar etmek amacı güdülmüştür" denildi.

"Abartılı ve aşağılayıcı"

Mahkeme, yapılan yargılama sonunda tazminat talebini kabul ederek yayıncı TV kuruluşunun sahibi olan şirketin kişilik haklarını zedelediği sonucuna vardı ve ünlü şarkıcıla manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme kararında, "haber içeriği doğru olsa bile biçim itibariyle abartılı ve aşağılayıcı bir şekle büründüğü" belirtildi.
Kararın söz konusu televizyon kanalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay'a geldi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin tazminat ödenmesine ilişkin kararını oybirliği ile bozdu. Kararda davalıların bir yayın kuruluşunun sahibi ve haberi hazırlayan kişiler olduğuna dikkat çekildi. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun'a göre yayın kuruluşlarının "bireylerin ifade ve haber alma özgürlüğünün sağlanması amacıyla kurulduğu" belirtilen kararda şöyle denildi:

"Süper star" kriteri

"Davacı Türkiye'de süper star olarak bilinen bir sanatçıdır. Görsellik içeren bir meslek icra ettiğinden dış görüntüsüne dikkat etmekte olduğu, bazı estetik operasyonlar geçirdiği kendisi tarafından ikrar edilen toplum tarafından da bilinen bir gerçektir. Bu sebeple davacıyla ilgili haberler toplum tarafından ilgiyle takip edilmektedir. Dava konusu fotoğrafların fotomontaj olduğu ileri sürülmemiştir, bu fotoğraflarda gözlemlenen durumdan yola çıkılarak davalılar tarafından estetik operasyonların tehlikeleriyle ilgili bir haber hazırlanmış, uzman görüşüne başvurulmuş, davacının estetik yaptırmadığı yönündeki açıklamasına da yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi basın özgürlüğünde belli ölçüde abartıya ve hatta tahrik yoluna başvurmanın mümkün olduğuna işaret etmektedir. Davacının ülkemizde tanınmış bir sanatçı olması, kendisiyle ilgili haberlere toplumun ilgi göstermesi, davacının görüntüsünden yola çıkılarak estetik ameliyatların tehlikeleri hakkında hazırlanan haberde kamu yararı bulunması nedenleriyle haber içeriğinin davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığı, kamusal sorumluluk anlayışıyla yayınlandığı, toplumsal bir menfaat söz konusu olduğu, yayına sınırlama getirmek için meşru bir amaç ve demokratik toplum yönünden bir gereklilik bulunmadığı sonucuna varılmıştır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder