31 Ekim 2013 Perşembe

AYM kararı skandalı ortaya çıkardı: Yargıtay Başsavcılığı, deprem dosyasını incelemeden karar vermiş

AYM KARARINDA YARGITAY BAŞSAVCILIĞINA "GEREKLİ DEĞERLENDİRMELER YAPMADAN, İTİRAZ YOLUNU KAPATACAK ŞEKİLDE KARAR VERDİĞİ, ETKİLİ BİR SORUŞTURMA YÜRÜTMEDİĞİ VE YAŞAMA HAKKININ USULİ BOYUTUNUN İHLALİNE NEDEN OLDUĞU" ELEŞTİRİSİ YAPILDI

Kemal GÖKTAŞ

"Eşcinsellik sapıklıktır" davasında sürpriz: Mahkeme KAOS GL'nin müdahilliğine karar verdi

YARGININ "EŞCİNSELLİK" SINAVI BAŞLADI

Kemal GÖKTAŞ
Eşcinselliği sapıklık olarak değerlendiren haberin suç olduğuna ve bu ifadeyi kullananların yargılanması gerektiğine ilişkin mahkeme kararının ardından açılan davada yine sürpriz bir karar verildi. Mahkeme, sanık Yazı İşleri Müdürü'nün avukatlarının "Tüzel kişiler hakaret suçunun mağduru olamaz" itirazını yerinde görmeyerek eşcinsellerin kurduğu KAOS GL Derneği'nin davaya müdahil olarak katılmasına karar verdi.

30 Ekim 2013 Çarşamba

Yargıtay'ın, cinsel saldırı davasında "şüphe" anlayışı


Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay bir işyerinde bölge müdürü olan sanığın birden çok cinsel saldırı suçlamasıyla karşı karşıya kalmasını, şikayetçinin işten atılmasından 3 ay sonra savcılığa başvurmasını ve tanıkların bölge müdürü tarafından işten çıkarılan kişiler olmasını lehine yorumladı ve "şüpheden sanık yararlanır" ilkesine göre beraat etmesi gerektiğine karar verdi.

Bölge müdürü olan sanık, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce "cinsel saldırı ve hakaret" suçlarını işlediği gerekçesiyle yargılandı. Hakaret suçundan beraat kararı veren mahkeme, mağdurun aldığı raporlar doğrultusunda, cinsel saldırı sonucu mağdurun "beden veya ruh sağlığını bozulduğunu" da dikkate alarak artırımlı ceza verdi.

24 Ekim 2013 Perşembe

Demirtaş, Öcalan'ın yasa önerisini açıkladı


 
 "ŞİDDETİN TASFİYESİNDE İRADİ OLARAK ROL OYNAYAN HERKESE, KONUMU NE OLURSA OLSUN KOLAYLIK SAĞLANSIN"


Kemal GÖKTAŞ
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın hükümete yazdığı mektupta PKK'yı dağdan indirebileceğini, ancak bunun için yasa çıkarılması gerektiğini söylediğini açıkladı. Buna göre Öcalan, genel af beklentisinin olmadığını, ama yasa çıkarılarak "şiddetin tasfiyesinde iradi olarak rol oynayan herkese konumu ne olursa olsun kolaylık sağlanmasının düzenlenmesini" istedi. Bu yasa kapsamında kendisine sağlanacak kolaylığın ise medya, sivil toplum ve "örgütüyle" İmralı'da görüşebilmesi olduğunu belirten Öcalan dağdan inen ve Avrupa'dan dönenlere "Evine git" denilmesini, gerekirse bunlara 1-2 yıllık siyaset yasağının da tartışılabileceğini söyledi. Demirtaş, Öcalan'ın önerilerine cevap verilmemesi durumunda sürecin kesintiye uğrayacağını hükümetin de bildiğini belirterek Başbakan Erdoğan'ın İmralı'ya gitmesini önerdi.

BDP Eşbaşkanı Demirtaş bir grup gazeteciyle yaptığı sohbette önemli açıklamalar yaptı:

23 Ekim 2013 Çarşamba

Sırrı Süreyya Önder'in "adayları" kapıyı kapatmadı



ALPER TAŞ: İSTANBUL ADAYINHI TAKSİM DAYANIŞMASI BELİRLESİN
BEKAROĞLU: AKP VE CHP'YE KARŞI ÜÇÜNCÜ YOL ARAYIŞINA KATKI VERİRİM

Kemal GÖKTAŞ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına adaylığı tartışılan BDP İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in "Benim adaylarım" dediği ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ve eski FP milletvekili Mehmet Bekaroğlu'ndan bu teklife sıcak yanıtlar geldi. Taş, İstanbul adayının Gezi eylemlerinde öne çıkan Taksim Dayanışması tarafından belirlenmesi gerektiğini belirtirken Bekaroğlu "Siyasette AKP ve CHP dışında üçüncü bir yol arayışını anlamlı buluyorum, bu yöndeki  çalışmalara katkı sağlarım" dedi.
Önder, önceki gün İMC TV'de katıldığı bir programda aday olmadığını, adayların yerellerde halk tarafından belirleneceğini dile getirerek "Benim adayım ben değilim. Seçeceğimiz ortak adayımızla birlikte kapı kapı meydan meydan gezeceğim, bu kampanyayı ben yürüteceğim, bölgenin vekili olmam vesilesiyle. Benden daha iyi yapacak yüzlerce arkadaşımız var" dedi. "Sizin adayınız kim?" sorusuna "Alper Taş (ÖDP Eşbaşkanı)" diye yanıt verdi. Önder, ayrıca Mehmet Bekaroğlu'nun da diğer aday önerisi olduğunu söyledi.

21 Ekim 2013 Pazartesi

5 LİRAYA 4 YIL HAPİS YARGITAY'DAN DÖNDÜ


Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay geceleyin bir işyerine girerek 5 TL çalmak isterken yakalanan sanığa verilen 4 yıl 1 ay hapis cezasının indirilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozdu.
Sakarya'nın Akyazı ilçesinde Asliye Ceza Mahkemesi, gece bir işyerine girerek ortada duran 5-6 lirayı çalan sanığa "kapalı bir yerden geceleyin hırsızlık" yaptığı gerekçesiyle 4 yıl 1 ay hapis cezası verdi. Mahkeme Türk Ceza Kanunu'nun 145. maddesinde düzenlenen "Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir" hükmünü sanık için uygulamadı. Mahkeme, bu hükmü uygulamama nedeni olarak sanığın bulduğu tüm parayı çaldığını, oysa bu hükümde kastedilenin daha çoğunu çalabilecekken azını çalması olduğunu savundu.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 13. Ceza Dairesi'ne geldi. Daire, 145. maddeyle yasa koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi belirttiğini, bu durumun malın değerinin azlığının "çoğun içinde azın alınması haline indirgenemeyeceğini" gösterdiğini kaydetti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun geçen yıl verdiği bir kararı emsal gösteren daire, kanuna göre faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hakim indirim oranını "işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı" olacak şekilde saptanması gerektiğini belirtti.

YARGIDA RADİKAL DÖNÜŞÜM HAZIRLIĞI


Kemal GÖKTAŞ
Adalet Bakanlığı, hakim, savcı ve avukat olabilme şartlarını radikal biçimde değiştirecek yeni modelle ilgili bir çalışma başlattı. YÖK ve Türkiye Adalet Akademisi ile birlikte çalışma yürüten Bakanlık, hakim, savcı ve avukat olabilmek için uzun staj süresi, asgari bir süre kamuda ya da özel sektörde adli hizmet uzmanı olarak çalışma ve sınav şartları üzerinde duruyor. Buna göre hukuk fakültesi mezunlarının kısa staj sürelerinden sonra çok genç yaşta yargı mensubu olmaları sona erecek, en erken 30 yaşında göreve başlayabilecekler.

YÖK, Türkiye Adalet Akademisi ve bakanlık bürokratlarının ortak bir çalışma yürüttüğü öğrenildi. Çalışmada öncelikli olarak Batı ülkelerinde hakim, savcı ve avukat olabilmek hangi şartların arandığına ilişkin araştırma yapıldığı belirtildi. Çalışmada birçok ülkede, hukuk fakültesinden mezun olmanın yargı mensubu olmak için yetmediği, uzun staj dönemleri, mesleki tecrübe ve sınavlarla hakim, savcı veya avukat olabildiği üzerinde duruldu. Türkiye'de üniversiteden yeni mezun olan öğrencilerin 2 yıllık hakim-savcı veya 1 yıllık avukatlık stajından sonra hayata, dünyaya ve topluma dair yeterince birikim sahibi olmadan mesleğe başlamalarının önemli sakıncalara neden olduğu ve yargıda kaliteyi de

20 Ekim 2013 Pazar

BDP'li Zozani: "AKP, MHP'nin tuzağına düştü"


Kemal GÖKTAŞ
BDP Hakkari milletvekili Adil Zozani, çözüm sürecinde yaşanan tıkanıklığın aşılması için Akil İnsanlar Heyeti'nin çözüm sürecini izleme komisyonu olarak yeniden görevlendirilmesi önerisinde bulundu.
Çözüm sürecinin iç dinamiklerin insiyatifinde yürüdüğünü ve dış dinamiklerin bu aşamadan sonra müdahil olmasının fayda sağlamayacağını belirten Zozani, VATAN'a yaptığı açıklamada, demokratik çözüm ve barış sürecinin Kürt sorununun nihai çözümü konusunda toplumda önemli oranda umutlar yeşerttiğini belirterek "Toplum siyasetten bu sorunun çözümünü bekliyor. Bu süreçte zaman zaman tıkanmaların yaşanmasının eşyanın tabiatı gereğidir. Böylesi durumlarda tıkanmaların aşmak için iki tarafı da baskılayacak yeni bir mekanizmanın olması zorunluluktur. Bu mekanizmaya dilediğiniz ismi verebilirsiniz ancak nihayetinde bu mekanizma tıkanmaların olduğu anda devreye girer ve çözüm önerilerini tarafların önüne koyar. Bu tarafları da rahatlatacak bir durumu ifade eder. Akil insanlardan oluşacak bir çözüm sürecini izleme komisyonu bu nedenle hayatidir. Dış dinamikleri bu aşamadan sonra müdahil etmek büyük fayda sağlamaz. Akil insanlardan oluşturulacak bir komisyonun müzakere sürecini izlemesini ve tıkanmaların olduğu aşamalarda alternatif önerilerini sunarak süreci rahatlatmasını öneriyoruz" dedi.

İMRALI-KCK FARKI

İmralı ile KCK'nın açıklamalarının farklı olduğu yöndeki değerlendirmelere de katılmayan Zozani "Kürt siyasetinin değişik parametleri zaman zaman siyaset gereği farklı söylemler getirebilir. Ama bunu bir ayrışma, bir farklılaşma olarak görmek yanılgıya sürükler. Kürt siyasetinin parametreleri birbiriyle paralel düşünüyor ve çözüm mekanizmasının odağında Öcalan olduğunu ifade ediyor. Bu gerçeklik üzerinden hareket eder ve kopuk değildir" dedi.

19 Ekim 2013 Cumartesi

"FACEBOOK FOTOĞRAFLARI HUKUK DAVALARINDA DELİL OLARAK KULLANILAMAZ"


Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay, bir nafaka artırım davasında sosyal paylaşım sitesi facebook'tan ilgili kişinin rızası dışında elde edilen fotoğrafların delil olarak kullanılmasını kanuna aykırı buldu.
Davacı kadın, ihtiyaçların arttığını belirterek daha önce boşandığı eşinden aldığı 100 TL iştirak nafakasının 400 TL’ye, 150 TL olan yoksulluk nafakasının 500 TL’ye yükseltilmesini talep etti. Buna karşılık dava açan eski koca ise, eski eşinin facebook'ta paylaştığı fotoğrafları delil olarak sundu ve bir kişi ile karı koca hayatı yaşadığını belirterek 150 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etti. Davaları birleştirerek gören mahkeme, kadına verilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının ise 200 TL olarak belirlenmesine karar verdi. Mahkeme kararının gerekçesinde facebook’tan alınan fotoğrafların nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldıracak nitelikte olduğu belirtildi.

11 Ekim 2013 Cuma

Ali İsmail Korkmaz davasında sanıkları kurtaracak hamle



ALİ İSMAİL KORKMAZ'I ÖLDÜRMEMİŞLER, YARALAMIŞLAR!
MAHKEME BİR YANDAN DAVANIN BAŞKA İLE NAKLEDİLMESİNİ İSTERKEN DİĞER YANDAN SANIKLARI ÇOK AZ CEZAYLA KURTARABİLECEK BİR GİRİŞİMDE BULUNDU
 
Kemal GÖKTAŞ
Mahkeme, Eskişehir'de sokak ortasında polisler ve sivil kişiler tarafından linç edilerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz'la ilgili davayı “öldürme” yerine “yaralama” kapsamına almak için önemli bir karar aldı. Mahkeme, sanıkları 1 yıl cezayla kurtarabilecek bu kararla, dosyayı Türk Ceza Kanunu'nun "yaralama" suçunu düzenleyen maddelerine atıf yaparak, Adli Tıp Kurumu'na gönderdi ve Korkmaz'ın ölümünde kalp ameliyatı geçirmesinin etkili olup olmadığının belirlenmesini istedi. Mahkemenin, bir yandan sanıkları çok az bir cezayla kurtarabilecek kararı verirken bir yandan da davanın başka bir ile nakledilmesi için Adalet Bakanlığı’na başvurması dikkat çekti.
 
KALP AMELİYATI
 
Ali İsmail Korkmaz'ın daha önce kalp ameliyatı geçirdiği ve “comodin” isimli kan sulandırıcı ilaç kullandığı biliniyordu. Korkmaz’ın dövülmesinden sonra arkadaşları bu bilgiyi sağlık ekiplerine vermelerine rağmen tedavide bu hususun ilk etapta atlanmasının ölümünde etkili olduğu da konuşuluyordu.
Ancak kafasına ve vücudunun yer yerine aldığı darbeler sonucu kırıklar oluşan ve girdiği komadan çıkamayarak hayatını kaybeden Korkmaz’ın bu rahatsızlığı sanıkları az cezalarla kurtarmak için atılacak adımların gerekçesini oluşturdu.

10 TEMEL SORUDA BALYOZ KARARI

1- Dijital verilerin arama yapılan yerlere polis tarafından konulduğu iddiası nasıl reddedildi?
2- Dijital verilerin içeriğinin sahte olduğu, sonradan oluşturulduğu, 2003 yılında olmayan bazı yer isimlerinin belgelerde yer aldığı iddialarına ilişkin Yargıtay hangi görüşü savundu?
3- Balyoz seminerine katılan herkese ceza verildi mi?
4- Askeri hiyerarşi içinde verilen emirleri yerine getiren askerlere nasıl ceza verildi?
5- Daire, sanıkların suçlu olup olmadıklarına hangi kriterlere göre karar verdi?
6- Hükümeti devirmek için gizli ittifak içinde yer aldığı belirtilen ancak haklarında "ceza verilmesine yer olmadığı" kararı verilmesi istenen sanıkların diğer sanıklardan farkı neydi?
7- Listelerde yer alan ve doğrudan beraat kararı verilen sanıkların diğerlerinden farkı neydi?
8- Mahkemede savunma haklarının kısıtlandığı, sanıklara savunma için çok az süre verildiği iddialarına Yargıtay ne dedi?
9 - Kuvvet komutanlarının Yüce Divan'da yargılanması talebi, yargılama yeri gibi usul itirazları neden reddedildi?
10- Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman'ın tanık olarak dinlenilmesine neden gerek görülmedi?

Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin Balyoz davasında 237 sanığa verilen mahkumiyet ve 36 beraat kararını onarken 25 sanık hakkında beraat, 63 sanık hakkında da "ceza verilmesine yer olmadığı" kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararını bozması tartışma yarattı.
Dairenin davanın kadın sanıklarına ilişkin kararları da bu kapsamda dikkat çekti. "Önleyici hukuki tedbirler" başlıklı belgeyi hazırladığı iddia edilen Askeri Savcı Tülay Delibaş, yerel mahkemece 16 yıla mahkum edillmişti. Delibaş'la ilgili kararda, dijital kullanıcı yollarında isminin bulunduğu, görevlendirme listesinin de 49. sırasında isminin yer aldığı belirtiliyordu. Delibaş mahkemenin kararı açıklanınca firar etmişti. Ancak Yargıtay Delibaş'a beraat verilmesi gerektiğine hükmedince hakkındaki yakalama da kalktı.

10 Ekim 2013 Perşembe

Hayata Dönüş'teki 32 ölümü "insan haklarına uygun" bulan zihniyet!

DÖNEMİN JANDARMA KOMUTANI: MGK KARARIYLA YAPILDI, DEVLET KARARI

Kemal GÖKTAŞ
F Tipi cezaevlerine geçiş için düzenlenen "Hayata Dönüş" operasyonu sırasında Jandarma Genel Komutanı olan Aytaç Yalman, operasyona MGK'nın karar verdiğini, kendisinin ise plan ve icra aşamasında dahlinin olmadığını söyledi. 2'si asker 30'u mahkum 32 kişinin öldüğü operasyonu "insan haklarına saygılı" olarak niteleyen Yalman, dönemin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun'un operasyonun mukavemetin az olduğu bir cezaevinden başlamasını önerdiğini ancak bunun kabul görmediğini anlattı. Yalman, operasyonda can kaybının artmasına askerlerin "armut tipi bomba" kullanmasının neden olduğunu ileri süren Yüzbaşı Zeki Bingöl'ü ise "cahil bir subay" diye suçladı.

MGK KARARI

Bodrum'da geçtiğimiz günlerde talimatla ifade veren dönemin Jandarma Genel Komutanı Yalman'ın ifadesinin bir kısmı yayınlanmıştı. Ancak Yalman'ın ifadelerinin yayınlanmayan kısımlarında da çarpıcı açıklamalarının olduğu ortaya çıktı. Tutanağa göre Yalman Hayata Dönüş operasyonunun üzerinden 13 yıl geçtiği için bazı ayrıntıları tam olarak hatırlamadığını belirterek "Ancak hatırladığım kadarıyla Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı'nın koordinasyonu ve Milli Güvenlik Kurulu'nun kararıyla, operasyona karar verildi. Benim görevim sadece operasyonun sınırları, maksadını, mekan ve zamanını koordine etmekti. Operasyonun başında bizzat bulunmadım. Jandarma bölge komutanlıklarına gerekli emirleri ve talimatları verdim. Operasyon bölge komutanlıkları tarafından yapıldı. Plan ve icra aşamasında herhangi bir dahlim yoktur. Olayı raporlarla takip ettik" dedi.

8 Ekim 2013 Salı

"Önleme gözaltıları" İçişleri'nin niyeti

ANAYASA'YA AYKIRI

Kemal GÖKTAŞ
İçişleri Bakanlığı'nın, polise, herhangi bir suç işlemeyen kişileri, "suç işleme potansiyelleri" olduğu gerekçesiyle 12 saat ila bir gün arasında gözaltına alma yetkisi istemesi tartışma yarattı. İçişleri Bakanı Muammer Güler'in "Bir düzenleme ile önleme hapsi uygulamasını getirmek istiyoruz" sözlerine karşılık Başbakan Recep Tayyip Erdoğan önüne gelmiş bir dosya ya da teklif olmadığını belirterek "Duymadım, şimdi sizden duyuyorum" dedi. Hukukçular ise "önleme gözaltısının" Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Anayasa'ya aykırı olacağını ve Anayasa Mahkemesi'nin böyle bir düzenleme yapılması halinde iptal edileceği uyarısında bulundu. AİHM'in bu konudaki kararları ise önleme gözaltısının uygulanmasının güçlüğünü ortaya koydu.

BAŞBAKAN: DUYMADIM, ÖNÜME GELMEDİ

6 Ekim 2013 Pazar

İşte bu düşman ceza hukuku: Kızını ölüm orucunda kaybetti, 10 aylık cezası ertelenmedi

Tek kişi 73 yaşındaki baba!

Cezası ertelenmeyen bir tek o var
 

Cezası ertelenmeyen bir tek o var

KEMAL GÖKTAŞ
 
Ölüm orucunda kızı ölen Asef Harman ile 5 kişi, mezarlık anmaları nedeniyle 10 ay hapis cezası aldı. Bir tek Harman’ın aldığı ceza ertelenmedi.

İşte Cömert'i vuran o gaz bombası atışı

Akrep’teki polisler mi attı?

KEMAL GÖKTAŞ

5 Ekim 2013 Cumartesi

Ali İsmail korkmaz davasında Başsavcılığın "yargılama gideri" kaygısı



Kemal GÖKTAŞ
Eskişehir Başsavcılığı, Gezi eylemleri sırasında Ali İsmail Korkmaz isimli üniversite öğrencisini döverek ölümüne neden oldukları iddiasıyla 4 polis ve 4 sivil kişinin yargılandığı davanın güvenlik gerekçesiyle başka bir ile nakledilmesi yönünde mahkemeye görüş bildirdi.

Gezi'de 4 ay sonra: Abdullah Cömert'i gaz bombası öldürmüş


Kemal GÖKTAŞ
Hatay'da Gezi eylemleri sırasında yaşamını kaybeden Abdullah Cömert'in ölüm nedeni 4 ay sonra gün yüzüne çıktı. İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu, Cömert'in ölümünün polisin attığı gaz fişeğinin kafaya isabet etmesi sonucu meydana geldiğine oybirliği ile karar verdi. Olay sırasında gaz bombası atmakla görevlendirilen iki çevik kuvvet polisi ise "tanık" olarak verdikleri ifadelerde, gaz bombası atma eğitimi aldıklarını, sertifikalarının olduğunu, göstericilerin arkasına doğru, kontrollü biçimde gaz bombası attıklarını ileri sürdü.

22 yaşındaki Abdulllah Cömert, 3 Haziran akşamı yapılan gösteride aniden yere düştü ve hastaneye kaldırıldı. Hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Antakya Devlet Hastanesi'nin hasta takip formunda Cömert'in "ateşli silah yaralanması ile getirildiği ve başında muhtemel kurşun giriş ve çıkış deliği" olduğu belirtildi. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın otopsi tutanağında ise Cömert'in başında çökme kırığı ve ekimozlar bulunduğu, ancak kurşun deliği olmadığı olmadığı savunuldu.

2 Ekim 2013 Çarşamba

ESKİŞEHİR VALİSİNİN "YENİ GEZİ ÇIKABİLİR" KORKUSU

VALİ'DEN DAVAYI "BAŞKA ŞEHRE ALIN" GEREKÇELERİ:

* ESKİŞEHİR'İN COĞRAFİ KONUMU, KORKMAZ İÇİN YAPILAN 'ADALET NÖBETİ VE ADALET YÜRÜYÜŞÜ' EYLEMLERİ, AVUKATLARIN FAİLLERİN BULUNMASINI TALEP EDEN AÇIKLAMALARI, SOSYAL MEDYADA OLAYLA İLGİLİ POLİS ALEYHİNE YAPILAN PROPAGANDA...

MAHKEME, AVUKATLARIN GÖRÜNTÜLERDEKİ SİVİL ŞAHISLARIN KİMLİKLERİNİN TESPİT EDİLMESİ VE POLİS AMİRLERİNİN DE İFADESİNİN ALINMASI TALEPLERİNİ REDDETTİ

Kemal GÖKTAŞ
Eskişehir Valisi Güngör Azmi Tuna, Gezi eylemleri sırasında polis ve sivil kişilerin döverek öldürdüğü Ali İsmail Korkmaz'la ilgili davanın başka bir şehre nakledilmemesi halinde Eskişehir'in coğrafi konumu nedeniyle çok sayıda göstericinin şehre gelebileceği ve "Gezi eylemlerine benzeri şiddet içerikli toplumsal olayların çıkabileceğini" savundu. Korkmaz'ın ölümünden sonra eylem yapanları, avukatları ve Baro İnsan Hakları Komisyonu'nu suçlayan ifadeler kullanan Vali Tuna'nın Korkmaz'ın polisler tarafından öldürülmesi ile ilgili de "iddia" ifadesini kullanması Korkmaz ailesinin tepkisini çekti. Davaya bakacak olan 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise, Korkmaz'ın dövüldüğü anlara ilişkin görüntülerde yer alan sivil şahısların kimliklerinin tespit edilmesi talebini reddetti.

SİVİLLERİN TESPİTİ "KATKI SAĞLAMAZMIŞ"

Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi eylemleri sırasında Eskişehir'de yoğun olayların meydana gelmesi, soruşturma aşamasında adliye çevresinde eylemlerin yapılmasını gerekçe göstererek Eskişehir Valiliği ve Başsavcılığına yazı yazarak gerekirse davanın naklinin Yargıtay'dan istenmesi için Adalet Bakanlığı'na yazı yazılmasına karar verdi.