22 Ağustos 2014 Cuma

Zirve'deki önemli deliller için Jandarma'dan tuhaf yanıt: "Evraklar bizde ama sistemde imzaları göremiyoruz"



KEMAL GÖKTAŞ

Jandarma Genel Komutanlığı'nın Malatya'da 3 Hıristiyan'ın öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamı davasına gönderdiği yazıda , misyonerliğin 2010'da Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde yapılan değişiklikle iç tehdit olmaktan çıkarıldığı belirtildi. Jandarma, mahkemenin sanıkların misyonerlikle ilgili istihbarat faaliyetlerinin olup olmadığı sorusuna ise, istihbarat raporlarının Bilgi Havuzu'nda olduğunu, ancak imza atan personelin isimlerinin sistemden kaynaklı olarak görülemediği yanıtını verdi.



Aşırı sağ faaliyetler daraldı

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yönelttiği sorulara ilişkin Jandarma Genel Komutanlığı'nın 8 Ağustos 2014'te gönderdiği "Gizli" ibareli yazıda "Misyonerlik faaliyetleri Milli Güvenlik Siyaseti'nin genel değerlendirmeleri doğrultusunda, diğer istihbarat birimlerinde olduğu gibi Jandarma Genel Komutanlığı'nca aşırı sağ unsurların tasnifi içerisinde yer almış, bu maksatla da aşırı sağ faaliyetler (ASAF) kapsamında değerlendirme ve işleme tabi tutulmuştur. 2010'dan sonra aşırı sağ faaliyetlerin kapsamı 'dini istismar eden terör örgütleri' olarak daraltığından, bu tarihten itibaren misyonerlik güvenlik değerlendirmelerinin dışında tutulmuştur" denildi.

Evraklar bizde ama imzaları göremiyoruz!

Yazıda, mahkemenin bazı sanıkların misyonerlikle ilgili istihbarat faaliyetlerinde görev alıp almadıkları sorusuna ise "Mersin ve Malatya İl Jandarma Komutanlıkları tarafından 2003-2008 yılları arasında misyonerlik ile ilgili istihbari bilgiler, haber kayıt bildirim formu ile Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Bilgi Havuzu'na girmiştir. Ancak sistemden evrakı imzalayan personelin ismi görülmediği için Jandarma Genel Komutanlığınca bu konuda herhangi bir tespit yapılamamıştır" yanıtı verildi.

Sahte delil sorusu

Hafta başında yapılan duruşmada mahkeme, yasadışı dinleme soruşturmasında tutuklanan iki eski polis müdürü Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer'in Zirve davasının asker sanıkları ile ilgili soruşturmada, "görevlerini kötüye kullandıkları" iddialarının İstanbul Başsavcılığından sorulmasına karar verdi. Yazıda, sahte delil üretmekle suçlanan iki isimle ilgili dosyada Zirve Yayınevi konusunda belge ve bilgi bulunup bulunmadığı soruldu. Katliam davasında yargılanan askerlerin daha önce Yılmazer ve Atayün’ün de aralarında olduğu 9 polis hakkındaki şikayetinin ardından Emniyet Teftiş Kurulu'nun yaptığı soruşturmada iki polisin görevlerini kötüye kullandığı ileri sürülmüştü.

Çınar'a "yurt dışı çıkış yasağı"

Bu arada mahkemenin, sanıkların "kovuşturmanın genişletilmesi" taleplerinin birçoğunu kabul etmesi ve özellikle verdiği ifadelerle jandarma subayların tutuklanmasında büyük rol oynayan gizli tanık-sanık İlker Çınar'la ilgili birçok araştırma yapılmasına karar vermesi dikkat çekti. Mahkeme, sanık binbaşı Haydar Yeşil'in. Çınar'ın "yurt dışına kaçırılma ihtimali gözetilerek yurt dışı çıkış yasağı konulması" talebini kabul etti. Prof. Dr. Zekeriya Beyaz'ın, Çınar'ın sunduğu belgelerle ilgili bilgi sahibi olduğu gerekçesiyle tanık olarak dinlenilmesine karar veren mahkeme, Çınar'ın daha önce yargılandığı Askeri Mahkeme dosyasında mahkumiyet kararını veren hakimin de dinlenmesine ve Çınar'ın kullanıldığı 5 GSM hattının HTS kayıtlarının TİB'den istenmesine karar verdi. Mahkeme, Hurşit Tolon'un duruşmalara katılmama talebini de kabul etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder