İMRALI SÜRECİNİN KRİTİK DÜĞÜMÜ:ÇATIŞMASIZ ORTAMDA MÜZAKERE!

Kemal GÖKTAŞ
İmralı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan'ın MİT yetkilileri ile yaptığı görüşmelerden sonra DTK ve BDP'lilerle yaptığı görüşme Kürt sorununun çözümü ve PKK'nın silahları tamamen bırakması konusunda şimdiye kadar görülmemiş bir umudu doğurdu.

KANDİL'E ÇEKİLME MESELESİ
Abdullah Öcalan'ın Aralık ayı boyunca MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında olduğu yetkililerle yaptığı görüşmelerden sonra, önceki gün DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Eşbaşkanı ve bağımsız milletvekili Ahmet Türk ile BDP Batman milletvekili Ayla Akat Ata ile hükümetin verdiği özel izinle İmralı'da görüşmesi beklentileri büyüttü.
Öcalan ve devlet heyetinin, PKK'lıların silah bırakması ile ilgili yol haritası konusunda önemli bir mutabakata vardığı ifade edildi. Zamana yayılacak müzakereleri sekteye uğratacak Silvan benzeri provokatif olayların yaşanmaması için PKK'nın, militanlarını yurt dışına çıkararak Kandil'de toplaması bu mutabakatın en önemli yönünü oluşturuyor. Ancak bunun işlerlik kazanması içinh Kandil'in plana rıza göstermesi gerekiyor.
Öcalan'ın, Türk ve Ata'ya PKK'lıların yurt dışına çıkması ile askeri operasyonların da duracağı ve böylece "fiili olarak iki taraflı ateşkesin sağlanmış olacağı" mesajı verdiği belirtildi. Böylece Kandil'in "müzakare sürecinde devletin askeri operasyonları ve KCK'ya yönelik 'siyasi' olarak ifade edilen operasyonları durdurması, KCK tutuklularının serbest bırakılması" konusundati talepleri de dolaylı olarak karşılanmış olacak.
HÜKÜMETTEN PKK'YA "OPERASYONLU MESAJ"
PKK'yı doğrudan muhatap almamakta ısrar eden hükümet de yılın son günü Lice'de 10 PKK'lının öldürülmesi ile sonuçlanan askeri operasyon ile PKK'ya müzakere sürecine rağmen operasyonlara devam edeceği mesajını vermiş oldu. Yılın ilk günlerinde Ağrı ve Şanlıurfa'da düzenlenen KCK operasyonları da bu yöndeki bir baskının işareti olarak algılandı.

ÇATIŞMASIZ ORTAMDA MÜZAKERE
PKK'nın yurt dışına çekilmesiyle yaratılacak olan çatışmasız ortamda ise Kürt sorunun çözümü ve silahların tamamen bırakılması ile ilgili olarak yeni Anayasa ve 4. Yargı Paketi devreye girecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni Anayasa ile ilgili "Uyumlu bir parti ile yola devam ederiz" çıkışının arkasında da CHP ve MHP'nin karşı çıkabileceği düzenlemelerin BDP ile birlikte yapılmasının yattığı ifade ediliyor. Bu aşamada başkanlık sistemi ile ilgili düzenlemelerle, yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması ve anadilde eğitime yönelik düzenlemelerin AKP ve BDP işbirliği ile yapılacağı belirtiliyor.

KANDİL’İ İKNA ADIMLARI
Hükümet, İmralı ile diyalogun devam ettiği günlerde PKK kaynaklı bir şiddet eyleminin süreci zora sokacağı ve kamuoyunda diyolog sürecine verilen desteği olumsuz etkileyeceği gerekçeleriyle PKK’nın militanlarını yurt dışına çıkarması konusunda ısrar ediyor. Ancak Kandil’deki PKK yöneticileri 1999’da Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla yurt dışına çekilinilirken düzenlenen askeri operasyonlarda 500 civarında PKK’lının öldürülmesi nedeniyle bu çağrıya mesafeli yaklaşıyor. Ayrıca, herhangi bir adım atılmadan yurt dışına çekilmeye PKK’lı yöneticiler ve alt düzey kadrolar taktiksel olarak da olumlu bakmıyor.

Bu aşamada hükümetin bahar aylarına kadar öncelikle anadilde savunma tasarısı ile 4. Yargı Paketi’ni Meclis’ten geçirerek olumlu mesajlar vermesi bekleniyor. Böylece KCK tutuklularının savunma yapamadıkları için tutuklu kalma sürelerini uzaması da bir ölçüde engellenmiş olacak. Ayrıca 4. Yargı Paketi ile terör eylemine bulaşmayan sanıkların, terör örgütü suçundan ceza almalarının da önüne geçilecek. Yapılacak düzenlemelerle sadece KCK değil, Ergenekon ve ağırlığını üniversite öğrencilerinin oluşturduğu diğer sol örgüt davalarından yargılanan sanıkların da tahliyesi gündeme gelebilecek. Anayasa çalışmalarında da bu süreçte önemli adımlar atılabileceği ve adına özerklik denilmeden yerel yönetimlerin güçlendirilmesi konusundaki bazı düzenlemeler için hazırlıklar yapılabileceği de belirtiliyor.
"ÇEKİLİRKEN OPERASYON YOK" GÜVENCESİ
Ayrıca Kandil’in 1999’daki gibi ağır kayıplar yaşayacağı endişesine karşılık sınır geçişlerine izin verileceği ve bu süreçte askeri operasyon yapılmayacağı güvencesinin verilmesinin söz konusu olduğu belirtiliyor.

ÖCALAN’IN MEKTUP DİPLOMASİSİ
Bu arada Öcalan’ın PKK üzerindeki etkisinin zedelenmemesi için PKK’ya doğrudan bu konuda çağrı yapmayacağı, sürecin BDP’liler veya avukatlar üzerinden verilecek mesajlarla yürütülmeye çalışılacağı ifade ediliyor. Öcalan’ın BDP, Kandil ve örgütün Avrupa ayağına ayrı ayrı mektuplar yazarak çözüm için müzakere ve diyalog sürecine destek verilmesini isteyeceği ifade ediliyor.

EV HAPSİ YA DA AF ŞİMDİLİK MASADA DEĞİL
İmralı ile devam eden diyalog sürecinde, öncelikle süreci sekteye uğratabilecek konular üzerinde görüşüldüğü, Öcalan’ın ev hapsine alınması ya da af gibi konuların şimdilik masada olmadığı, ancak ileri aşamalarda konuşulabileceği belirtildi.

KARAYILAN: “DEVLETİN BİZDEN İSTEDİĞİ TÜRKİYE DIŞINA ÇIKMAMIZ”
PKK’nın fiili lideri Murat Karayılan da devletin kendilerinden silah bırakmayı değil, silahlı güçlerini Türkiye dışına çekmeyi istediğini belirterek “Kuzey’dekilerin (Güneydoğu Anadolu) hepsini oraya (Kandil’e) götürürsek bir yerde toplamış oluyoruz, bunun güvencesi nedir?” diye sordu. Karayılan, Özgür Gündem’de yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:
"Bize deniliyor ki, ‘Ezber bozan bir karar verin, 1999’daki gibi güçlerinizi çekin. Bu sefer Başbakan ve hükümet kararlıdır. Onlar da adım atacaktır.’ Güzel ama ön adımlarını şimdi atsın. Niye şimdi atılmıyor? Israrlı bir biçimde gelişen, 'önce güçler sınırın dışına çıksın, sonra adım atarız' söylemine nasıl güvenebiliriz? Bunun güvencesi nedir? Bu ciddi bir konu. Mesela bu konuda, '99 yılı gibi olmaması için gerekli tedbirleri alırız' diyorlar. Yani 'güçlerinize ta Karadeniz'den, Dersim'den, Bingöl'den, Erzurum'dan, Kars'tan rahatlıkla Güney'e geçebilecek şekilde kolaylık sağlarız, operasyon yaptırmayız' anlamında söylüyorlar. Hayır, eğer bu sorunu çözmeye karar vermişseniz buyurun ilk adımlarını atın. Diğer hususları bir takvime bağlayabiliriz."