22 Şubat 2013 Cuma

“ÖCALAN, ‘BU HAFTA HEYET GELMEZSE SÜRECİ BİTMİŞ KABUL EDECEKTİ”




“DEVLET AVRUPA VE KANDİL’LE GÖRÜŞMÜYOR”


Kemal GÖKTAŞ
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yeni heyetin belirlenmesi konusunda sürecin tıkanmamasını esas aldıklarını vurgulayarak “Çünkü, Sayın Öcalan ‘Bu hafta heyet gelmezse ben önerimi sunmaktan vazgeçeceğim’ demişti. Süreci bitmiş kabul edecekti” dedi.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gündemi değerlendirdiği gazetecilere  şunları söyledi:
EŞBAŞKANLAR GİDECEK: Başbakan Erdoğan’ın 'Eş başkanlar olmaz' tartışması yürütmesi doğru değildi. Zannediyorum farkına vardılar. Bazı AKP’liler bize ‘Keşke böyle bir tartışma yapmasaydık’ dediler. 'Eş başkanlar veto edildi' yaklaşımı doğru değil. Süreç ilerledikçe her halükarda eş başkanlar adaya gitmek durumundadır.



ÖCALAN BİTMİŞ KABUL EDECEKTİ: Öcalan’ın aileye söylediği ‘Ahmet Türk, Demirtaş ve Pervin Buldan’ın gelmesi konusunda ısrarcıyım. Ama süreç gecikiyor, yol haritasını hükümete sundum. Dışarıya da sunmam gerekiyor. Hükümet tıkayıcı ise BDP tıkayıcı olmasın’. Biz de bunu doğru bulduk. Çünkü Öcalan, ‘Bu hafta heyet gelmezse ben önerimi sunmaktan vazgeçeceğim’ demişti. Süreci bitmiş kabul edecekti. Biz böyle bir sorumluluk kabul edemeyiz.

KANDİL’E İLETECEĞİZ: Adaya gidilmesini bizden hükümet istemişti. Oslo sürecinde kendileri Oslo ve Kandil'le görüşüyorlardı. Bu defa mesajları onlara iletmemizi bizden rica ettiler. Biz de katkı sunacağımızı söyledik. Bizi çağıran ve engelleyen kendileri. Görüşme sonrası mesajların Kandil’e gitmesini sağlayacağız. İlla Kandil’e gitmek gerekmiyor. Mesajlar için yardımcı olacağız.

BURUKLUK OLMAZ: Tabii ki herkes Sayın Öcalan ile görüşmek ve tartışmak ister ama bu burukluk veya kişisel meselenin çok ötesinde çok ciddi bir Ortadoğu ve bölge sorunu ile ilgili bir süreçtir.

DÜŞÜK PROFİLLİ DEĞİL: Heyettekiler BDP milletvekilleri. Geçmiş mücadele gelenekleri ne olursa olsun BDP’yi temsilen gidiyorlar. İsimler bizim açımızdan düşük profilli falan değil. Eş başkanlar gitse ne tartışacaksa onlar da onu tartışacak. Anayasa Komisyonu üyesi olmalarının süreçle bağlantısı yok.

YOL HARİTASI: Öcalan’ın hükümete sunduğu yol haritası mutlaka bize de sunulacaktır. Bu harita hükümet tarafından kabul görürse biz de yapacaklarımızı netleştiririz ve süreç daha sağlıklı yürür. İmralı’dan heyet geldiği zaman süreci en şeffaf şekilde yürüteceğiz. Değerlendirme yapıp kamuoyunu bilgilendireceğiz.

HÜKÜMETTE ÇÖZÜM İRADESİ YOK: Hükümette çok ciddi ve kararlı bir çözüm iradesi görmüyoruz. Fakat denemeden anlayamayız. İnşallah hükümet köklü bir çözüm önerisi ile ortaya çıkar ve mahcup oluruz. 2 aydır hükümetin söylediği kelime ‘Kürt sorunu yoktur.' Geri kalan bütün cümleleri silah ve silahsızlanma ile ilgili. Buradan umut yakalamak mümkün değil.

ÖCALAN, STATÜLERDEN VAZGEÇMEZ: Kandil ve Öcalan arasında yapılacak mutabakat bizi bağlar. Kendi aralarında silahla ilgili alacakları her karar bizim destekleyeceğimiz ve arkasında duracağımız karardır. Yol haritasında BDP parti programına aykırı bir şey olmaz. Demokratik özerklik deniliyor. Ne Öcalan ne başkası Kürtlerle ilgili statülerden vazgeçer. Bir modelin hayata geçirilmesi tartışılabilir. Ama Kürtlerin statü talebinden vazgeçmesi mümkün değil. Öcalan başından beri statüsüz bir çözümün olamayacağını söylemiştir.

AVRUPA VE KANDİL’LE GÖRÜŞÜLMÜYOR: Kandil ve Avrupa’da herhangi bir görüşme yapılmadığını biliyoruz. Yakın zamanda Avrupa’ya gittim. Aldığım izlenim de bu yönde.

ANKARA’DA GÖRÜŞME OLUR MU? (Görüşmeler Ankara’da olabilir mi? sorusuna) Devlet 12 yaşındaki çocuğu taş attığı için içeriye atıyor. Hangi KCK’li güvenecek? MİT müsteşarını içeri atıyorlardı, Erdoğan kurtardı. Devlet böyle bir şey istiyorsa hukuki güvencesini sağlasın, ben Kandil’e gidip ikna etmeye çalışırım, 'Ankara ve Diyarbakır’da yapın' diye. Bizim için en uygunu da bu. Ama devlet buna hazır mı? Çok uzak, fantezik bir ihtimal.

ÖCALAN’A GÜVENDİĞİMİZ İÇİN YÜRÜYORUZ: Hükümet adım atınca süreç ilerliyor atmayınca duruyor. Yargı paketi hazırlanıyor ama hiçbir partiden görüş alınmıyor. Hükümet bizimle Oslo sürecinde görüşürdü. 2 aydır tek bir resmi görüşmemiz yok. Biz şu anda Öcalan’a güvendiğimiz için yürüyoruz. Öcalan’ın seçim kazanmak gibi bir derdi yok ama hükümetin var.

DESPOTİK BAŞKANLIĞA EVET DEMEYİZ: Despotik bir başkanlık sistemini içeren anayasaya asla evet demeyiz. Bize sunulmuş başkanlık önerisi de yoktur. AKP ile kapalı veya gizli görüşmemiz de yoktur. Biz ilkesel olarak başkanlık sisteminin tartışılabileceğini düşünüyoruz. Sadece Kürtlerin değil herkesin özgürlüğünü garanti altına alan bir anayasa için çalışıyoruz. Sadece Kürtlerin hakları için bir parti ile uzlaşma gibi bir ilkesizliğimiz olmaz. AKP’nin de böyle bir teklifi yoktur. Ama barış getireceksek sürecin içinde AKP ve BDP olmasın mı? Bundan niye rahatsızlık duyuluyor. MHP ve CHP mi bu ülkeye barış getirecek? Sanki AKP ile ortak anayasa yapmaya karar vermişiz gibi bir algının olması da bunun yanlış yorumlanması da doğru değil. Anayasada savunduğumuz ilkelerin arkasında duruyoruz.
'BDP bize en yakın parti AKP’dir dedi' manşetleri yanlış. Neredeyse seçim ittifakına dönüştürdüler. AKP ile bir anayasa yapmaya karar vermedik. Yeni bir anayasanın yapılması ihtimali yüzde 1 bile değil. Seçim takvimi uygun değil.

AKP VE KÜRTLER SAVAŞSIN: Bir kesim 'AKP ve Kürtler savaşsın, ama ikisi de kaybetsin, biz kazanalım' diyor. Bir kesim 'AKP ve Kürtler çatışsın, ama Kürtler kaybetsin' diyor. Bir de 'AKP ve Kürtler çatışsın ama AKP kaybetsin' diyen kesim var. Bunların hepsi barış tartışmasından rahatsız. Bir de bizim ve Sayın Öcalan gibi, 'AKP ve Kürtler çatışmasın, herkes kazansın' diyen bir kesim var.

BAŞBAKAN’I DİNLESELER DİYARBAKIR’A YÜRÜRLER: Sinop ve Samsun’da CHP’nin kurumsal olarak işin içinde olduğunu düşünmüyoruz. Lince katılan kitlede AKP, CHP ve MHP’liler vardı. Bütün partilerin bu atmosferden sorumlu olduğunu düşünüyorum. Başbakan’ın yaptığı çağrılara kalsaydı, mecazen söylüyorum, bu yapılanlar az bile....Sinopluların Diyarbakır’a yürüyüşe geçmesi lazımdı. O kadar gaza verdiler toplumu.

PARİS KATLİAMI TIKADI:  Adada ilk görüşmede eş başkanlar gelecek denildi.  B unu Öcalan söyledi devlet yetkilileri  de  teyit etti. Bunun üzerine başvuru yaptık. Sonra gördünüz ne hale getirdiler .  Tıkanma orada yürüyen tartışmalardan kaynaklı. Paris sonrası oraya defalarca gidip geldiler. Egemen Bağış, Paris katliamıyla ilgili özel görüşmeler yapıyor. ‘Paris katliamının aydınlanması Türkiye’de başlayan sürecin ilerlemesi açısından önemlidir’ dedi. Demek ki hükümet bunun farkında. Biz de tıkanmanın buradan olduğunu düşünüyoruz. Paris katliamı sonrası güvensizlik oldu."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder