Yargıda 'şık' olmayan etik bir tartışma...

'Satmaya niyet ederek silah almak etik mi?'



Kemal Göktaş
Adalet Bakanlığı'nın son dönemdeki silahlı saldırıları göz önüne alarak hakim ve savcılara yönelik "yarı fiyatına tabanca" alma imkanı sağlaması yargıda "şık olmayan" bir tartışmaya neden oldu.
Bazı hakim ve savcıların, firmalardan yarı fiyatına alınacak tabancaların daha sonra satılmasının "etik olup olmayacağı" sorusunu gündeme getirmesi ilginç tartışmalara neden oldu.
Adalet Bakanlığı, bir süre önce Samsun ve Doğubeyazıt'ta iki savcının silahlı saldırı sonucu öldürülmesinin ardından hakim ve savcıların savunma amaçlı olarak tabanca edinmeleri konusunda devreye girdi. Bakanlıktan yapılan duyuruda "Hakim ve savcıların kişisel güvenliklerinin arttırılması amacıyla yerli ve yabancı şahsi silah alımına ilişkin çalışmaların tamamlandığı" belirtildi. Bir kişinin sadece bir silah alma hakkına sahip olduğu belirtilen duyuruda, "Silah ücretlerinin ödemesi peşin olarak yapılacaktır. Bütün hakim ve savcılar ile adaylar tercihlerini bildirdikten sonra, listedeki fiyatları aşmamak kaydı ile kesin fiyat listesi ve ücretin yatırılacağı MKE’ye ait hesap numarası ayrıca bildirilecektir" denildi.

"ALIP SATMAK ETİK Mİ?"
Bu duyurudan sonra hakim ve savcıların tartışma platformu olan adalet.org sitesinde bir hakim "Ucuz silah projesinin doğruluğu ya da yanlışlığını meslektaşlarımın vicdanına havale ettikten sonra beni rahatsız eden bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Satmaya niyet ederek silah almak etik mi?" diye sordu. Aynı hakim, "Hiç kimseye yargı mensupları kendilerine tahsis edilen silahların ticaretini yapıyorlar dedirtmemeliyiz. Üç kuruş para için alakasız kişilere silah satarak, yarın bu silahlardan çıkan kurşunların oluşturacağı vebale ortak olmamalıyız" derken, bu görüşe çeşitli tepkiler geldi:

YA CİNAYETTE KULLANILIRSA...
* Bir dönem hakim savcılar için T... marka otomobillerle ilgili kampanya yapılmış ve alıp kârla satan da olmuş. Silah meselesi de buna benzer. Ancak hakim savcıya verilen silahın satılan kişi ya da başkası tarafından bir cinayette ya da daha çirkin bir olayda kullanılması durumunda her ne kadar hakim silahı satmasa bu olmazdı denilemeyecek ise de vicdani bakımdan bir burukluk elbette yaşanır. En azından şahsım için geçerli bu sözüm.
* Bu imkanı böyle etik olmayan bir mevzu için kullanmayı mesleki etiğe yakıştıramıyorum. Hiç talep etmesinler daha iyi.
* Bu hususta belli bir süre için bile olsun devir yasağı konulması taraftarıyım. Bir kaç yıl ile sınırlı olmalı en azından.
* Ucuz silah kampanyası başladığından beri üç arkadaşım beni arayarak silah alıp almayacağımı sorup, almak istemiyorsam ödemesini kendisi yaparak benim silah alma hakkımı kullanmayı teklif ettiler. Meğer silahlar piyasada 3-5 katı fiyatla rahatlıkla satılabilirmiş. Ben satmayıp kullanmak amacıyla hoşuma giden silahı beretta 92 fs adlı silahı alıcam. Kimbilir ben de kimileri gibi satarım.
* Şuyuu vukuundan beterdir. Birilerinin sayesinde şayia aldı başını gidiyor, vukuna ne hacet! Aklıma bir söz geliyor, hani derler ya kişi bazen karşıdakini kendi meşrebinden sanır. Acaba bizlere silah tüccarı yaftası yapıştıranlar... Neyse herkes anladı burada bırakalım.
* Hakim, savcıların uygun aldıkları silahları, karla satmaları, bu mesleğe başladığımdan beri çokca tanık olduğum bir olaydır. Bunda ahlaka aykırı bir yön görülmemelidir. Adalet tarihimizde yeri vardır: Eski müsteşarlardan biri ilçede görev yaparken Anadol marka otomobilini değeri 5 iken 35'e satmaktan dolayı suçlanır. Müsteşar savunmasında '35 veren salağı bulunca kaçıracak değildim' der, konu kapanır, dönem Özal dönemidir.
* Ben bu konunun konuşulmaması taraftarıyım, herkes istediğini yapsın, herkes kendi niyetini yaşasın, bir başkasının etik değerlerini biz sorgulamayalım.

BU FİYATA İYİ İMKAN...
* Kapitalist ülkeyiz, görev silahı değil ki bu, satman ahlaka aykırı olsun. Parasını veriyorsun, alıyorsun. Ha, devlet tahsis etse onu satsan tamam, burada ahlaki sorun baş gösterir. Gerisini boş verin. Bu fiyata bu silahlar iyi imkan; hatta zorlayın iki tane alabiliyor muyuz diye.
* Silaha devir yasağı konulması bence bir güvensizlik emaresidir. Ben senin silahı satmayacağına emin olamadım o nedenle yasak koydum der gibi bir anlam çıkar ortaya.
* Orta kalitede örneğin 1000 TL değerindeki bir silah (toplu alımda bu maliyet daha da düşer) her meslektaşa ücretsiz olarak veya en azından sembolik bir ücret karşılığında verilse yine aynı usulle bu silahlar 3-5 yılda bir yenilense acaba devlete çok mu külfet olur?
* Kampanya kapsamında temin edeceğimiz silahlarla ilgili olarak belirli bir süre 'Devir yasağı' getirileceğini duydum. Böyle bir devir yasağının kaynağını Anayasadan alan mülkiyet hakkına açık müdahale olduğunu ve mülkiyet hakkının ancak yasa ile kısıtlanabileceğini düşünüyorum.
* İdare olarak siz uygun fiyata silah temin edip verirsiniz,gerisi son kullanıcının takdiridir. Oldu olacak ayda bir üç mermi istihkakı ile atış zorunluluğu da getirin.
* Benim iki tane var üçüncüyü alacağım. Devletim bu hakkı vermiş,b en de kullanıyorum. İster alırım ister satarım kim ne karışır, di mi?
* Her meslektaş takdir hakkını kullanabilecek fikri ve ahlaki olgunluktadır. Bırakın herkes kendi konumunu kendisi belirlesin.

"ŞEHİT HABERLERİNDEN DAHA ÇOK İLGİ GÖSTERMİŞİZ"
* Ne yazık ki, meslektaşlarım bu kampanyaya öyle ya da böyle katılıyor. Maalesef içimizde isyankar ruh yok. Veriyorsanız bedava vereceksiniz vermiyorsanız da adam gibi korunmamızı sağlayın diyemiyoruz. Bu tartışmayı yapmak yerine çok farklı tartışmaların da içine çekiliyoruz. Maalesef şapka çıkarıyorum. Bu kampanyanın çıkış sebebi, 2 savcımızın haince şehit edilmesi. Bizler, ucuz (!) silah alabilmemizi bir anlamda şehit savcılarımıza borçlu olacağız. Açın bakın forumlara, araştırın, mukayese edin. Savcılarımızın şehit olmasına nazaran silah kampanyasına daha çok ilgi göstermişiz. HSYK' dan ricam; silahlara vereceğimiz parayı ilan edin. Meblağı yardım kampanyalarıyla mukayese edeceğim.

* Şu silahla alakalı yazılar sıktı artık, yeter. Hiç değilse şehitlerimizin hatırı için artık bir şey yazmayın lütfen.