4 Kasım 2012 Pazar

Açlık grevlerinde tehlikeli restleşme


Eylemcilere zorla beslenme için müdahale hazırlığı

Kemal Göktaş

Adalet Bakanı Ergin’in, BDP lideri Demirtaş’la görüşmesi üzerine doğan umutlar kısa sürdü. BDP’li vekiller açlık grevine katılmayı tartışıyor. Başbakan Erdoğan “Şantaja dönüştürmeyin. Terörist başını evine gönderecek değiliz” dedi. Eylemcilere müdahale hazırlığı var
Açlık grevlerinde 54. güne girilirken Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın önceki günkü görüşmesiyle doğan umutlar kısa sürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, açlık grevlerinin “şantaj”a dönüştürülmemesi gerektiğini söylerken, kamuoyunun idamın yeniden getirilmesini istediğine dikkat çekti. Erdoğan ayrıca, açlık grevlerindekilerin ‘tecridi bitirilsin’ diye şart koştuğu Abdullah Öcalan’la avukatlarının görüşemeyeceğini ima etti. BDP’li milletvekillerinin gelecek hafta içinde destek açlık grevine başlama eğiliminde olduğu ifade ediliyor. Durumu kötüleşecek eylemci mahkumlara İnfaz Kanunu’ndaki yetkiye dayanarak “zorla besleme” için müdahale hazırlığı sözkonusu.

TBMM’de açlık grevi

BDP’li milletvekilleri açlık grevlerinin seyrine bağlı olarak bir çözüm umudunun gelişmemesi halinde destek açlık grevine girmeyi tartıştıkları ifade edildi. Çözüm olmadığı takdirde milletvekillerinin de açlık grevine başlaması konusunun önümüzdeki hafta içinde netleşeceği belirtiliyor. Bazı BDP’lilerin, hükümeti bu konuda harekete geçirebilmek için TBMM Genel Kurul Salonu’nda destek açlık grevi yapılması görüşü dünkü gelişmelerle daha da öne çıktı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise dün Kızılcahamam’da “Terörist başıyla açık net söylüyorum ailesi ve yakınları görüşmek istediği sürece görüşmeye devam edebilirler, herhangi bir engel yoktur ama avukatlar noktasında onu bir kenara koyun” dedi.

Türk: Ölüme yatarız

Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk de dün Diyarbakır’da yapılmak istenen mitingi engelleyen Valilik önünde yaptığı açıklama “Cezaevlerindeki ölümlerin önüne geçmek için böyle devam ederse arkadaşlarımızla bedenimizi biz de ölüme yatıracağız” dedi.
Erdoğan’ın “Eylem kontrol altındadır, bütün cezaevlerinde sağlık mensupları gerekli müdahaleyi yapıyor, yapmaya da hazır bekliyor” sözleri de hükümetin durumu kötüleşen mahkuma zorla besleme yönünde müdahaleye hazırlandığını ortaya koydu. Adalet Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında olası bir “zorla besleme için müdahale kararı” alınması halinde, mahkumlara yönelik tedavi süreci konusunda yazışma yapıldığı ve Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda çalıştığı öğrenildi.

‘Doktorlar yetersiz’
Durumu kritikleşen mahkumların tek ya da üç kişilik odalara alan bakanlığın, olası bir müdahaleye zemin hazırlama amaçlı olduğu öne sürüldü. Mahkum yakınları, 2000 yılındaki ölüm oruçlarında yanlış müdahale sonucu birçok eylemcinin Korsakoff hastalığına yakalandığını ve sakat kaldığını anımsatarak, müdahale edilmeden sorunun çözülmesini istiyor. Mahkum yakınları, cezaevi doktorlarının aile hekimleri olduğunu ve açlık grevleri ile ilgili bilgilerinin yetersiz olduğunu vurguluyor.

Zorla besleme 2005’te yasaya girdi
1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren yeni İnfaz Kanunu’nun 82. maddesi açlık grevi ve ölüm oruçlarında zorla beslemeye ilişkin hükümleri düzenliyor. Maddeye göre, açlık grevi veya ölüm orucu yapan mahkumlara önce cezaevi hekimi tarafından bilgilendirme yapılıyor. Sonuç alınamaması hâlinde, beslenmelerine kurum hekimince belirlenen rejime göre uygun ortamda başlanması öngörülüyor. Kanun, hayati tehlikeye girdiği veya bilincinin bozulduğu hekim tarafından belirlenen eylemcilere muayene ve teşhise yönelik tıbbi araştırma, tedavi ve beslenme gibi tedbirlerin uygulanmasını öngörüyor. Kurum hekiminin zamanında müdahale edememesi veya gecikmesinin hayati tehlike doğurabilecek olması halinde, hekim olmadan da müdahale edilebileceği belirtiliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder