6 Haziran 2014 Cuma

Aile içi görüşme tapeleri delil sayıldı


KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bir uyuşturucu davasında hakkında dinleme kararı bulunan kişiyle kardeşi arasındaki görüşmelerin delil sayılmasına karar verdi. Kararla hem aile arasındaki konuşmalar suça delil sayıldı hem de teknik takipteki biriyle görüşenlerin cezalandırılmasının önü açıldı...

Hakkında dinleme kararı bulunan kişiyle, dinleme kararı bulunmayan iki kişi arasında yapılan görüşmelerin delil olarak sayılıp sayılmayacağına ilişkin ihtilafa son noktayı koyan Yargıtay Ceza Genel Kurulu, tavrını yine telekulaktan yana Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bir uyuşturucu davasında, hakkında dinleme kararı bulunan kişiyle dinleme kararı bulunmayan iki kardeş arasında yapılan görüşmelerin delil olarak sayılmasına karar verdi.
Genel Kurul, yasadaki aile arasındaki konuşmaların dinlenemeyeceğine yönelik açık hükme rağmen iki kardeş arasındaki dinlemeleri kanıt saydı. Genel Kurul, Yargıtay Başsavcılığı’nın, “Olması gereken hukuk açısından en doğru olan yöntemin her bir fail hakkında ayrı ayrı iletişimin denetlenmesi kararıyla dinleme yapılmasının olduğu söylenebilirse de, hukuka kesin aykırılığın olmadığı hallerde korunan hukuki değerler arasında bir denge kurulmak suretiyle, hukuka aykırı delillerin değerlendirilmesi ve böylece maddi gerçeğe ulaşılmaya çalışılmasının bireylerin ve toplumun yararına olacağı açıktır” şeklindeki itirazını yerinde buldu.

10. DAİRE KARARI BOZDU

İstanbul polisi, bir uyuşturucu soruşturmasında Van’da yaşayan C.E. hakkında telefon dinleme kararı aldı. C.E.’nin kardeşi Ç.E ile yaptığı telefon görüşmelerinden Van’dan İstanbul’a uyuşturucu getirerek piyasaya sürecekleri sonucuna ulaşan polis, C.E.’yi Van’dan geldiği otobüsten inerken Sabah 04.15’te yakaladı. Polis, C.E.’nin kardeşi Ç.E.’yi de yakındaki bir büfenin önünde beklerken 1 saat sonra gözaltına aldı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, dinleme kayıtlarını delil sayarak Ç.E. ile kardeşi C.E.’ye uyuşturucu madde ticareti suçundan 6 yıl 3’er ay hapis cezası verdi.
Kararı Ç.E. temyiz etti. Yargıtay 10. Ceza Dairesi ise 2’ye karşı 3 oyla Ç.E.’ye verilen cezayı bozdu. Bozma kararında sanık Ç.E. hakkında iletişimin tespiti kararı bulunmadığına dikkat çekildi.
Yargıtay Başsavcılığı, dairenin bozma kararına karşı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na itiraz etti. İtiraz başvurusunda sanıkların uyuşturucu temini ve nakline yönelik birçok görüşme yaptıkları belirtilerek, “iştirak halinde işlenen suçlarda sanıklardan biri hakkında mahkeme kararıyla elde edilen delilin diğerleri yönünden değerlendirilmeyeceği yönünde mevzuatta hüküm bulunmadığı” savunuldu.

KAMU YARARI GEREKÇESİ
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, başsavcılığın bu itirazını kabul ederek dosyayı Yargıtay 10. Ceza Dairesi’ne göndermeye karar verdi. Genel Kurul’un bu kararıyla hukuka aykırı da olsa delillerin, “birey ve toplum yararı” bahanesiyle geçerli sayılmasının önü biraz daha açıldı. Bu karardan sonra hakkında dinleme kararı olmayan kişiler de mahkeme kararıyla dinlenen kişilerle yaptıkları görüşmeler nedeniyle ceza verilecek.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder