23 Mayıs 2013 Perşembe

Yargının "eşitlik" anlayışı: Alevilere haklarının verilmesi "eşitliğe aykırı" olurmuş



Kemal GÖKTAŞ
Son olarak ABD'nin yıllık Uluslararası Din Özgürlüğü Raporu'nda eleştiri konusu yapılan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın (DİB) Alevileri finansal olarak desteklememesi konusunda mahkemeden "ret" kararı geldi. Ankara 17. İdare Mahkemesi, Alevi Bektaşi Federasyonu eski Başkanı Turan Eser'in açtığı davada Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinden tüm cemevlerine kaynak aktarılması, Diyanet TV yayınlarına son verilmesi ve dinsel fetva verme uygulamasına son verilmesi istemlerinin reddine karar verdi. Mahkemenin kararını DİB'in savunmasında yer alan görüşlerden birebir alması dikkat çekti.

DİB'in "Anayasal bir kuruluş olduğu, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu tarihten beri bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek faaliyetlerini sürdürdüğü" savunulan kararda davacı Eser'in Diyanet Kanunu'ndaki ilgili hükmün Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması talebi de reddedildi. Kararda şöyle denildi:

İLGİNÇ EŞİTLİK ANLAYIŞI

"Tarihi geleneği ve sosyal şartları Diyanet İşleri Başkanlığı'nı devlet bünyesinde ve genel idare içinde yer almasını zorunlu kılmış ve Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana kendini muhafaza etmiştir. İslam dininin inançlarını, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli olan DİB'in herhangi bir mezhebe, siyasi düşünceye, kültür ve inanca göre yeniden yapılandırılması Anayasanın 10. maddesine (eşitlik) aykırı olacaktır. DİB Başbakanlığa bağlı genel bütçeye dahil bir kuruluş olup, söz konusu hizmetler için bütçeye konulan ödenekler tüm halk için kullanıldığı ve ibadethanelerin elektrik giderleri buradan karşılanmaktadır."

DİYANET'İN SAVUNMASI KARAR OLDU

Mahkemenin gerekçeli kararındaki "Diyanet'in herhangi bir mezhebe, siyasi düşünceye, kültür ve inanca göre yeniden yapılandırılması, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olacaktır" ifadesi ile "Bütçeye konulan ödenekleri tüm halkımızın hizmetinde kullanmaktadır. Bütçeden, ibadethanelerin aydınlatma giderlerinin ödemesi yapılmaktadır" ifadelerinin Danıştay'ın mahkemeye gönderdiği savunma ile neredeyse bire bir aynı olması dikkat çekti.

ABD DE "FİNANSAL AYRIMCILIĞA" DİKKAT ÇEKMİŞTİ

ABD'nin yıllık Uluslararası Din Özgürlüğü Raporu'nda Alevilere karşı ayrımcılık yapıldığı ve Sünni Müslümanlara kayırıcı yaklaşıldığı vurgulanmıştı. Raporda Sünni mezheplere hizmet eden camilerin ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın devlet desteğine sahip olduğu belirtilirken, sayıları 15-25 milyon civarında olduğu ifade edilen Alevilerin ise devlet tarafından 'heterodoks Müslüman mezhebi' olarak görüldüğü ve finansal olarak desteklenmediği kaydedilmişti.

DİYANET'İN İTİRAFI: "DİNİN DEVLETÇE DENETLENMESİ İÇİN VARIZ"

Diyanet mahkemeye gönderdiği savunmada, Aleviliği inanç değil sosyokültürel yapı olarak tanımlamış, cemevlerini de "Nakşibendilik ve Kadirilik'in erkan evlerine" benzetmişti. Savunmada, Atatürk'ün laikliğin gereği olarak, aynı gün hilafeti kaldırdığı, eğitimi birleştirdiği ve Diyanet'i kurduğu belirtilerek şöyle denilmişti:
"Diyanet dini bir teşkilat değildir. Diyanet'in Anayasa'da yer alması, dinin devletçe denetiminin yürütülmesi, din işlerinde çalışacak kimselerin yetenekli olarak yetiştirilmesi yoluyla dini taassubun önlenmesi, dinin toplun için manevi bir disiplin olmasının sağlanması, böylece Türk milletinin çağdaş uygarlık seviyesine erişmesi, yücelmesi ana ereğinin gerçekleştirilmesi gibi nedenlere dayanmaktadır.
Diyanet, vatandaş, soydaş ve dindaşlarımıza din hizmeti vermektedir. Dinin iki temel kaynağı Kuran ve sünnete dayalı sağlam bilgiyi esas almakta, Müslümanların 14 asırlık dini tecrübesini göz önünde bulundurmakta, modern hayatı ve insanlığın ortak birikimini gözardı etmemeye çalışmaktadır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder