28 Mayıs 2013 Salı

"CEZAEVLERİ ÇOCUKLAR İÇİN İŞKENCE VE TECAVÜZ EVİNE DÖNDÜ"


Kemal GÖKTAŞ
Pozantı Cezaevi'nde bazı çocuk tutuklulara tecavüz edildiği iddialarının ardından şimdi de çeşitli cezaevlerinde benzer uygulamaların olduğu iddiası gündeme geldi.
Vahim iddialar ilk olarak Antalya L Tipi Cezaevi'nden tahliye olan bir mahkumun anlattıkları ile gündeme geldi. Evrensel gazetesinin haberine göre, bir ay önce tahliye olan ve ismini açıklamak istemeyen eski mahkum, M.L.B ve Pozantı'dan Antalya'ya sevk edilen S.Ö. adlı çocukların hem önceden kaldıkları çocuk koğuşunda hem de 18 yaşını doldurmalarının ardından alındıkları yetişkinler koğuşunda defalarca tecavüze uğradığını iddia etti.

İddiaya göre; cezaevinde koğuş sorumlusu 40-45 yaşlarındaki Z.Y, aynı koğuşta bulunan Mardin Kızıltepeli S.Ö. adındaki çocuğa 3 ay boyunca tecavüz etti. S.Ö'nün başından geçenleri kendisine anlatması üzerine cezaevi idaresine dilekçe verdiklerini belirten eski mahkum, "Gardiyanlar, tecavüz olayını anlattığı için S.Ö'yü feci şekilde dövdü. Tecavüz olayını da örtmek için S.Ö'nün Pozantı Çocuk Cezaevi'nden geldiğini ve orada tecavüz edildiğini söylüyorlardı" dedi. Z.Y'nin Eskişehir'e nakledildiğini belirten eski mahkum, 18 yaşındaki M.L.B.’nin de kendisine “bi İ.Ç., bana tecavüz etmeye kalktı' dediğini ve araştırma yapıldığı takdirde İ.Ç'nin 10'u aşkın çocuğa tecavüz edildiğinin ortaya çıkacağını savundu.

ÇOCUKLAR ANLATTI, AVUKAT AKTARDI

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi ise İzmir Aliağa Şakran  Çocuk ve Gençlik Cezaevi'nde çocuk mahkumların işkence ve onur kırıcı muameleyla karşı karşıya olduklarını öne sürdü. Yönetim kurulu üyesi avukat Nergis Tuba Aslan, düzenlediği basın toplantısında, cezaevinde görüştükleri çocukların anlatımlarını aktardı. Aslan şöyle konuştu:
"Çocuk tutuklular; cezaevi müdürleri, başgardiyan ve gardiyanların kendilerine yoğun şiddet uygulandığını söyledi. Gardiyanlar tarafından süngerli odaya alındıklarını, elleri ve ayakları plastik kelepçeyle bağlı olduğu halde burada kameralar kapatıldıktan sonra yoğun şekilde dövüldüklerini beyan ettiler.
Mahkumlar, çocuk mahkum İ.A'nın Müdür tarafından odasında dakikalarca hortumla dövüldüğünü anlattılar. Hortumla yediği dayaktan sonra görüşmecinin kolları ve bacakları şişmiş ve morarmıştır. Görüşmeciler morluk ve kızarıklıkları "ortada ince beyaz, yanlarda iki şerit şeklinde morluklar' şeklinde, hortumu da 40-50 cm boylarında beyaz düz bir hortum olarak tanımlamışlardır. İ.A.'nın bir gözü, tutuklanmadan önce geçirdiği bir kaza nedeniyle yaralı iken tedavisinin yapılmaması nedeniyle artık görememektedir. Gardiyanlar çocukları dövdükten sonra, kurum müdürünün kararı ile 'Müşahade odası' denilen, içinde yatak, musluk ve tuvalet olan 3 metrekare hücrelere kapatılmaktadır. Çocuklar bu hücrelerde günlerce hatta aylarca tutulmaktadır. Mahkum çocuklar 22 hücrenin hemen hiç boş kalmadığını aktarmıştır. Çocuk mahkumlardan S.D. işkenceler nedeniyle bir ay önce çamaşır deterjanı içerek intihar etmek istemiş, kaldırıldığı devlet hastanesinde 4 gün kaldıktan sonra cezaevine geri getirilmiştir. "
Aslan, bu uygulamaların TCK'nın 94'üncü  maddesinde 'İşkence' olarak tanımlandığını, cezaevi yönetimi, cezaevi infaz görevlileri, jandarma ve hekimlerin elbirliği ile uyguladıkları bu işkence ile ilgili olarak çocuklar tarafından yapılan şikayet ve suç duyuruları sonuçsuz kalmdığını, sorumluların hukuk sistemi tarafından korunduğunu öne sürdü.

"İŞKENCE VE TECAVÜZ EVLERİ"

BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü da Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Şakran Cezaevi’nde, cinsel taciz ve tecavüzden şiddete, katıksız hapse kadar kötü muamele yapıldığını belirterek İnsan Hakları Kurumu’na başvurduğunu ve Adalet Bakanlığı’na da başvuracağını bildirdi.
Yaşları 13 ile 17 arasında değişen çocukların ağır işkenceye maruz bırakıldığını kaydeden Kürkçü,     Şakran ve Antalya cezaevlerinde yaşanan olayların artık saklanamayacak olan "büyük faciayı" gösterdiğini belirtti. TBMM İnsan Haklarını Komisyonu’nun bu cezaevlerini incelerken izlediği yolun yanlış olduğunu, cezaevi yöneticileri ve idari amirların önceden haberdar edildiklerini, geçici güzellik ve temizlik durumunun yaratıldığını ifade eden Kürkçü, "Ne yazık ki cezaevleri çocuklar bakımından işkence ve tecavüz evine dönmüştür. Türkiye ayağa kalkmalı ve çocuklarına sahip çıkmalıdır" dedi.

"BAKANLIK İLE HER GÜN GÖRÜŞÜYORUZ AMA..."

BDP Eşbaşkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş da yaptığı açıklamada Van F Tipi Cezaevindeki mahkumların uğradığı kötü muamele sonucu 15 gündür açlık grevi yaptıklarını ve Antalya L Tipi Cezaevi'nde de çocuk mahkumlara tecavüz edildiğini belirtti.
Çocukların uğradığı taciz ve tecavüzlerden başta Adalet Bakanlığı ve Hükümetin sorumluğu olduğunu belirten BEştaş, "Adalet Bakanlığı ile hemen her gün başka bir hak ihlalinden dolayı görüşmeler yürütüyoruz. Ancak ne yazık ki değişen hiçbir şey yok. Hukuk Komisyonumuzun yaptığı mağdur çocuklarla yaptığı görüşmeler neticesinde çocuklar bu durumların çok sık yaşandığını, cezaevi idaresinin olayların üstünü örttüğünü, tecavüzlerin duyulmasının ardından mağdur çocukların revire alındığını fakat hiçbir işlem yapılmadığını söylemişlerdir" dedi.

ÇOCUK DERNEĞİNDEN ÖNERİLER
"ÇOCUK OLDUKLARI UNUTULMAMALI"

Gündem Çocuk Derneği ise Türkiye’de “Çocuk adalet sisteminin çöktüğünü" belirterek "Çocuklar, ceza infaz kurumlarında tecavüzden dayağa, kötü muameleden işkenceye her türlü insanlık dışı muamele ile karşılaşıyorlar" görüşünü savundu. Pozantı Cezaevindeki cinsel şiddetin 'istisna ve münferit olay' olarak tanımlanmasına rağmen benzer olayların Şakran ve Antalya cezavlerinde yaşanmaya devam ettiği belirtilen dernek açıklamasında
şu öneriler dile getirildi:
* Tüm çocuklar ikamet ettikleri il ve ailelerine yakın kurumlara yerleştirilmeli
* Şakran ve Antalya başta olmak üzere çocukların bulunduğu tüm cezaevlerinde bütüncül bir soruşturma yapılmalı.
* TBMM'de bir araştırma komisyonu kurulmalı.
* Düzenli incelemeler için sivil toplum örgütlerinden oluşan bağımsız izleme mekanizmaları kurulmalı.
* Kapalı kurumlardaki çocukların yaşadıkları il, etnik köken, siyasi olaylarla ilişkilendirme vb. nedenlerden dolayı hak ihlallerine açık hale gelmeleri dikkate alınmalı.
* Hak ihlallerinin cezalandırılması ile ilgili süreçte çocukların daha da örselenmesini ve etiketlenmesini önleyecek bir yaklaşım sergilenmeli.
* Sorumluların cezasız kalmaması için etkin hak arama ve bağımsız izleme mekanizmaları geliştirilmeli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder