2 Kasım 2014 Pazar

Hrant Dink'in öldürülmesini terör olarak görmeyen daire slogana terör cezası kesti


"Alevi derneklerinin etkinliğine katılmak" terör suçunun unsuru sayıldı

KEMAL GÖKTAŞ

Hrant Dink'in öldürülmesini "terör" eylemi olarak görmeyen ve sanıkların üye oldukları örgütü sıradan bir çete olarak niteleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi, herhangi bir şiddet eylemi bulunmayan, pankart açmak, slogan atmak, bazı etkinliklere katılmak olarak ifade edilen eylemlerden ötürü bir sanığa "terör örgütü" üyeliğinden verilen cezayı onadı. Yargıtay'ın onadığı cezada sanığın "Alevi derneklerince düzenlenen etkinliklere katılması" dahi terör örgütü üyeliğinin delilleri arasında sayılıyor.


"Alevi derneği etkinliği"

Dönemin özel yetkili Savcısı Hikmet Usta, sanık Bülent Sorgun hakkında açtığı davanın iddianamesinde örgüt üyeliği suçundan ceza isterken şu eylemleri "terör suçu" olarak değerlendirdi:
"Nevşehir'de Alevi derneklerince düzenlenen etkinliklere katılmak, AKP İstanbul İl Başkanlığı önünde TAYAD'lı (Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği) üyeleriyle birlikte 'Tecride karşı direnişin 6. yılında tecride son' yazılı pankart açmak, bu eylemde megafonla grubu yönlendirmek, yurtdışında ölen DHKP-C'nin lideri Dursun Karataş'ın cenazesine katılmak, tabutunun başında beklemek ve suçluyu (Karataş'ı) öven sloganlar atmak."
Dink cinayetini terör suçu saymayan özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Bülent Solgun'un hiçbir şiddet içermeyen bu eylemlerini ise TCK'nın (Türk Ceza Kanunu) "silahlı terör örgütü üyeliği" başlıklı 314/2. maddesi kapsamında gördü. Mahkeme, Solgun'u terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle 6 yıl 3 ay, örgüt propagandası yaptığı gerekçesiyle 10 ay olmak üzere, toplam 7 yıl 1 ay hapse mahkum etti. Solgun hakkındaki mahkeme kararında sanığın süreklilik ve çeşitlilik arz eden faaliyetleri ile DHKP-C üyesi olduğunun anlaşıldığı ileri sürüldü.

Yargıtay onadı

Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi de mahkemenin bu eylemleri örgüt üyeliğinin unsurları olarak değerlendiren yorumuna katıldı. Daire bu nedenle Solgun'a "terör örgütü üyeliği" suçundan verilen cezayı onadı. Daire, 3. Yargı Paketi ile propaganda suçlarına getirilen erteleme olanağı nedeniyle Solgun'a "terör örgütü propagandası" suçundan verilen 10 aylık cezanın ertelenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın sadece bu kısmına ilişkin mahkeme kararını bozdu.
Hakkındaki 6 şyıl 3 aylık hapis cezası onanan Solgun tutuklanarak cezaevine konuldu.

Dink cinayeti "terör değil"

Dink cinayetinin temyiz incelemesini yapan 9. Ceza Dairesi, sanıkların işyledikleri suçu terör suçu değil adli bir cinayet olarak değerlendirmiş ve bu yüzden sanıkların üyesi olduğunu iddia ettiği örgütü de "terör örgütü" değil "suç işlemek amacıyla kurulan basit bir çete" olarak kabul etmişti.

Kanuna göre terörün tanımı

Terörle Mücadele Yasası'nın "terör tanımı" başlıklı 1. maddesi şöyle:
"Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder