8 Nisan 2014 Salı

Anayasa Mahkemesi'nin twitter kararı: Özgürlükçülük ve keyfilik


TWİTTER KARARI ASIL ŞİMDİ TARTIŞILACAK


Kemal GÖKTAŞ
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın, twitter kararı ile ilgili olarak yaptığı açıklamalar, ifade özgürlüğü konusunda AYM'nin hassasiyetine vurgu yapmasının ötesinde, yargı kulislerinde çok tartışılacak bazı ifşaatlar içeriyor.

AYM Başkanı Kılıç, twitter kararının "iç hukuk yolları" tüketilmeden alındığına ilişkin eleştiriyi yanıtlarken, bir süredir AYM kulislerinde konuşulan, ancak sızdırılmamasına özen gösterilen çarpıcı bir bilgiyi de kamuoyuyla paylaşmış oldu.
Kılıç, AİHM içtihatlarını da hatırlatarak bazı özel durumlarda AYM'nin kanun yollarını tüketmeden de karar alabileceğini, ancak Twitter kararında kanun yollarının tüketilmediğini söylemenin yanlış olacağını anlatırken, AYM'nin 25 Mart'ta, yani seçimden 5 gün önce toplandığını ve Twitter için yapılan bireysel başvurularla ilgili karar aldıklarını açıkladı. İşte tam da bu açıklamalar birden çok skandal içeriyor:
Kılıç, toplantının kendi başkanlığında ve bütün AYM heyetinin katılımı ile yapıldığını söyledi. Oysa Anayasa ve AYM'ye ilişkin mevzuata göre, AYM'ye yapılan bireysel başvurularla ilgili sadece "bölümler" karar verebiliyor. AYM İçtüzüğüne göre Başkan'a sadece, "Bölümlerin kararları arasında içtihat uyumsuzluğunun oluştuğu ya da oluşacağı kanaatine varıldığı veya Bölümlerce Genel Kurul tarafından karar alınmasının gerekli görüldüğü hâllerde Genel Kurulu toplantıya çağırmak" yetkisi veriliyor. Oysa Twitter ile ilgili böyle bir "içtihat" farklılığı sorunu ortada yoktu. Bu sorunun çıkabileceği öngörülse bile, alınacak kararda Genel Kurul toplantısına katılan üyelerin imzasının yer alması gerekirdi. Oysa AYM'nin twitter kararının altında sadece 2. Bölüm Başkanı Alparslan Altan ile üyeler Serdar Özgüldür, Osman Paksüt, Mümtaz Akıncı ve M. Emin Kuz'un imzası yer alıyor. Kararın altında imzası bulunanlar dışında, AYM'nin diğer 12 üyesinin de kararın alındığı toplantıya katılması, ciddi soru işaretlerine yol açıyor. Benzer bir durum Ergenekon davasında da yaşanmıştı. Ergenekon davasında karar veren  13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin karar görüşmelerine yedek üyelerin de katıldığı iddia edilmiş ve bu durum kararın geçersiz olacağı eleştirilerine neden olmuştu.

TARİH DE İMZALAR DA TARTIŞMALI

Kılıç'ın açıklamalarındaki bir diğer önemli sorun ise, AYM heyetinin aldığı kararı, kendisi dışında gelişen bir olay nedeniyle açıklamaması. Yani aslında bu kararı kendi kendine "iptal" etmesi... Kılıç, 25 Mart'ta, karar aldıklarını, ancak öğle arasına çıktıklarında medyadan twitter ile ilgili idare mahkemesinin durdurma kararını öğrenmeleri üzerine aldıkları kararı açıklamadıklarını söyledi. Buna göre AYM, hükümetin, idare mahkemesi kararını uygulamasını beklemek için aldıkları kararı açıklamadı ama bir hafta sonra, karar uygulanmayınca kararı açıkladı. Oysa AYM'nin twitter kararının altında 25 Mart değil, 2 Nisan tarihi yer alıyor. Bu tarih çelişkisinin yanı sıra toplantıya katılan bütün AYM üyelerinin değil, yasa gereği kararı vermekle yetkili olan 2. Bölüm başkan ve üyelerinin imzası yer alması birlikte değerlendirildiğinde "twitter" kararı oldukça tartışmalı hale geliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder