HDP'de yer alan siyasi parti, demokratik kitle örgütü, platform ve dergi çevrelerinin oluşturduğu HDK'ya (Halkların Demokratik Kongresi) "terör örgütü" olduğu iddiasıyla açılan davaya HDK Eş Sözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü tepki gösterdi. Tuncel ve Kürkçü, Ankara'da görülmeye başlayan davanın “pilot dava” kurma teşebbüsü olduğunu belirterek "Böylece HDK bayrağı altında yapılacak olan demokratik hak arayışları durdurulacak, HDP ile HDK bileşenlerini de içine alan torba davaların yolu açılacaktır" ifadelerini kullandı.
HDK'ya terör örgütü davası
Tuncel ve Kürkçü, yaptıkları ortak açıklamada, HDK'nın, hiçbir meşru ve yasal dayanak olmaksızın Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nca, “terör örgütü” olmakla suçlandığını belirterek bu yönde hazırlanan iddianamenin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildiği ve “Halkların Demokratik Kongresi Örgütü” davasının ilk duruşmasının 7 Temmuz’da görüldüğü hatırlatıldı. 2011-2013 arasında yürütülen soruşturmanın sonucu olarak 2015’te açılan davanın iddianamesinde, savcılığın HDK’yi “terör örgütü” olarak tanımladığı ve etkinliklerde yer alan HDK Ankara yöneticilerinden Şükran Doğan, Yasemin Öztürk ve Ali Özkan’ın da “terör örgütü” üyeliğinden cezalandırılmasını öngördüğü anlatıldı.
HDK'nın sendika, siyasi parti, dernek ve yayınların yanı sıra bireylerin yer aldığı, her yönüyle yasal ve meşru demokratik bir toplumsal inisiyatif olduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi:
"HDP, HDK'nın içinden doğmuştur"
"7 Haziran genel seçimleri sonrasında 80 milletvekili ile TBMM’de temsil edilen HDP, HDK’nin içinden doğmuştur, onun partisidir ve onun toplumsal hedeflerini siyasal alanda temsil etmektedir. HDP’nin yanı sıra yasal siyasi mücadele yürüten Emek Partisi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ile bir dizi yasal parti girişimi, siyasi çevre, düşünce kuruluşu da HDK’nin bileşenleri arasındadır.
HDK tümüyle şeffaf bir yapılanmaya sahiptir. Bileşenleri açık faaliyet gösteren kuruluşlardır. Bununla birlikte, hiçbir hukuksal dayanağı olmayan bu davanın açılmasının bir siyasal mantığı olduğunu biliyoruz. Bu bir “pilot dava” kurma teşebbüsüdür. Bu yöntemi çok iyi tanıyoruz. Bu davayı açtıran “düşman ceza hukuku” uygulayıcılarının hedefi, HDK kimliğinin kriminalize edilmesi ve davanın daha sonra açılabilecek davaların lokomotifi olarak iş görmesidir. Böylece umulmaktadır ki, HDK bayrağı altında yapılacak olan demokratik hak arayışları durdurulacak, HDP ile HDK bileşenlerini de içine alan torba davaların yolu açılacaktır. HDK, yargının bir suikast silahına dönüştürülmeye çalışıldığı bu dava iddianamesinin çökertilmesi ve toplumsal muhalefetin kriminalizasyondan korunması için hukuksal mücadeleden geri durmayacaktır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder