14 Temmuz 2015 Salı

AYM: Duruşmada dinlenilmeyen tanığın beyanıyla ceza verilemez


AYM, PKK üyeliğinden ceza alan sanığın yeniden yargılanmasına karar verdi

KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi, savcılıkta aleyhine ifade veren bir tanığın beyanları esas alınarak terör örgütü üyeliği suçundan mahkum olan başvurucunun, tanığın yurt dışına kaçtığı gerekçesiyle mahkemede sorgulanmadan mahkumiyet kararı verilmesini ihlal olarak gördü. AYM bu nedenle sanığın yeniden yargılanmasına karar verdi.

"Yurt dışına kaçtı"

"Terör örgütüne üye olmak" suçundan 2006'da Kocaeli'de tutuklanan Az.M hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Az.M aleyhine soruşturma aşamasında tanıklık yapan ve kendisi de aynı suçtan yargılanan R.A'nın duruşmada dinlenilmesi, yurt dışına çıktığı için mümkün olmadı. Ancak mahkeme, gerekçeli kararında R.A'nın Az.M'nin kendisini PKK'nın kırsal alanına gönderilmesine yardımcı olduğuna ilişkin ifadelerini mahkumiyet kararına gerekçe yaptı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de sanık avukatının tanık duruşma dinlenmeden verilen mahkumiyet kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunu reddetti ve kararı onadı. Bunun üzerine Az.M AYM'ye başvurdu.

Az.M., sadece veya belirleyici ölçüde bir tanığın ifadelerine dayanılarak hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, ancak bu tanığı sorgulama ve beyanlarının güvenilirliğini sınama imkanı bulamadığını, tanığın hazırlık soruşturmasında alınan

ifadelerinin mahkemenin mahkumiyet kararında esas alındığını belirtti.

"Sorguya çekme hakkı"

AYM kararında başvurucunun, ceza yargılaması sürecinde tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama imkânına sahip olmasının adil bir yargılamanın yapılabilmesi bakımından gerekli olduğu vurgulandı. Kararda şöyle denildi:

"Mahkeme, başvurucu hakkındaki mahkûmiyet hükmünü, belirleyici olarak, soruşturma evresinde dinlenen ve başvurucu ile yüzleştirilmemiş bir tanığın beyanlarına dayandırmıştır. Başvurucu, bu tanığın soruşturma evresinde sunduğu açıklamalarını kabul etmediğini bildirmekle yetinmiştir. Tanığın, mahkemenin başka bir dosyasında başvurucu ile benzer suçtan yargılandığı ve hakkında yakalama emri çıkartılmış olduğu görülmektedir. Mahkemece, başka dosyada bu tanık hakkında çıkartılan yakalama emrinin akıbeti sorulmamış, yurda giriş-çıkışı ile ilgili olarak yetkili birimlerden bilgi alınmamış, yurt dışına çıktığından bahisle beyanlarının alınmasından vazgeçilmiştir. Mahkûmiyetin belirleyici delilinin tanık R. A.'nın açıklamaları olduğu, bu tanığın duruşmada dinlenilmemesi ve sanıkla yüzleştirilmemesinin adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır. Başvurucunun, aleyhinde beyanda bulunan tanığı sorguya çekme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."

AYM tespit edilen ihlalin bir mahkeme kararından kaynaklandığına işaret ederek "ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından hukuki yarar bulunduğundan, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine" karar verdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder