9 Temmuz 2015 Perşembe

"Dijital delile dayalı tutuklama haksız" kararı



"Dijital delillerin imajı verilmeden tutuklama yapılması Anayasa'ya aykırı"

KEMAL GÖKTAŞ

AYM Genel Kurulu, 357 sanıklı İzmir Askeri Casusluk davasında yargılanan 6 askerin yaptığı bireysel başvuruda, "tutukluluk süresinin makul olmaması ve dava dosyasına erişimin kısıtlanmasının" başvurucuların kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarını ihlal ettiğine karar verdi. AYM kararında, üçüncü kişilerden elde edilen dijital delillere sanıkların erişim talebinin savcılık ve mahkeme tarafından engellenmesinin 1 yıl 2 ay ila 1 yıl 9 ay arasında değişen tutukluluk sürelerini makul olmaktan çıkardığı vurgusu yapıldı. AYm her bir başvurucuya 5 bin TL olmak üzere toplam 30 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.


Dijital deliller

İzmir Askeri Casusluk davasında “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme” suçlarını işledikleri iddiasıyla tutuklanan Yavuz Pehlivan, Burhan Kahraman, İdris Acartürk, Merdin Kışkan, Erdal Özkan ve Ergün Özkan'a ilişkin AYM kararı yayımlandı.
Tutuklu yargılanan sanıklar, tutuklanmalarına ve haklarında dava açılmasına neden olan ve üçüncü bir şahıstan ele geçirilen dijital verilerin imajlarının verilmesi talebinde bulunmalarına rağmen mahkemenin dijital veri tabanı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılacağı gerekçesiyle bu talepleri reddettiği ve tutukluluk hallerinin devamına karar verdiğine dikkat çekildi. Bireysel başvuruda bulunduktan sonra serbest bırakılan sanıkların "tutuklanmalarının kanuni olmadığını, tutukluluk sürelerinin makul olmadığını, dava dosyasına erişimlerinin kısıtlanması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini, isnat olunan suçların terör suçu olmamasına rağmen özel yetkili mahkemede yargılanmalarının kanuni hâkim ilkesine aykırı olduğunu" ileri sürerek başvurdukları kaydedildi.

"Silahların eşitliği"

AYM kararında tahliye taleplerinin incelenmesinde "silahların eşitliği ve çelişmeli yargı" ilkelerine riayet edilmesi gerektiği belirtildi. Suçlamalara dayanak olarak gösterilen delillerin üçüncü kişilerden ele geçirilen dijital materyaller olduğuna dikkat çekilen kararda savcılık ve mahkemenin başvuruculara bu delilleri inceleme ve teknik inceleme yaptırma izni vermemelerinin "silahların eşitliği" ilkesini ihlal ettiği vurgulandı.
AYM kararında tutukluluğun devamının, ancak kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına nazaran daha ağır bir kamu yararının mevcut olması durumunda haklı görülebileceğine işaret edilerek "Başvurucular üçüncü kişilerden ele geçirilen ve suçlamanın temelini teşkil eden esaslı delillere ulaşamamışlar, dolayısıyla etkili şekilde serbest bırakılma taleplerini iletememişlerdir. Böyle bir durumda, yaklaşık 1 yıl 2 aydan 1 yıl 9 aya kadar değişen sürelerle tutuklu bırakılmaları makul kabul edilemez." AYM bu gerekçelerle başvurucuların esaslı delil unsurlarına erişimlerinin kısıtlandığını belirterek tutukluluk süresinin makul olmadığını ve bu durumun Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını ihlal ettiğine karar verdi. AYM başvurucalara 5'er bin TL manevi tazminat ile ödedikleri harç ve avukatlık masraflarının da ödenmesine hükmetti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder