6 Mayıs 2014 Salı

Gezi'nin psikiyatrik etkisi: "Yaratıcılık ve paylaşım travmaları onardı"

KEMAL GÖKTAŞ
Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın "Gezi Parkı Süreci Kapsamında Olguların Tıbbi Değerlendirilmesi" başlıklı raporunda polis şiddetinin yarattığı fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklar ile ilgili çarpıcı veriler yer aldı. İncelenen vakalardaki şiddetin dozunun Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre "işkence ve zalimane uygulamalar" kapsamına girdiği savunulan raporda, gaza maruz kalmanın başlı başına ruhsal rahatsızlık yaratmaya yettiği belirtildi. Raporda, eylemcilerin ruhsal rahatsızlıklar yaşadığı, ancak Gezi eylemlerindeki "dayanışma, paylaşım, bağlılık ve birliktelik duygusu, zihinsel üretim ve yaratıcılık sayesinde dengelendiği, hatta bir çok kişide ruhsal bir canlanma, zenginleşme, genişleme ve gelişmeye neden olduğu, travmatik etkileri onardığı" tespiti yer aldı.

 Kod: Y07.3



Ankara, İstanbul ve İzir'deki Gezi eylemleri sırasında yaralanan 297 kişi ile ilgili verilerin yer aldığı raporda incelenen polis şiddeti bulgularının değerlendirilmesinden başvuran kişilerin "maruz kaldıkları şiddet ortamının koşulları, kullanılan gösteri kontrol ajanlarının (göz yaşartıcı kimyasallar, gaz fişeği, plastik mermi, ses bombası, tazyikli su, job, kalkan vb) kullanım şekli ve yoğunluğu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; olguların bu süreçte insan eliyle oluşturulmuş travmaya maruz kaldığı ve Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Hastalık Sınıflandırması, ICD 10’da Y07.3 kodu ile de belirtilen 'işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele' kapsamı içinde olduğu sonucuna varıldığı" ifade edildi.

 Ruhsal rahatsızlıklar

 Raporun "Ruhsal Değerlendirme" başlığı altında TİHV’e başvuran 297 kişiden 117'sine "psikiyatri konsültasyonu" bilgisi verilen raporda, yapılan gözlemlerde “Uyku sorunları, rüya ve kabuslar görme, iştah azalması, dikkati odaklama güçlüğü, maruz kaldığı polis şiddetinin yoğunluğuna inanamama, polis saldırısı sırasında ölüm tehdidine maruz kalma nedeniyle şok, şaşkınlık, dehşet, korku duyguları, nefes darlığı, çarpıntı, titreme hissetme, unutkanlık, polise öfke hissi, tahammül azlığı, tedirginlik, huzursuzluk, güvensizlik, karmaşık duygular ve yabancılık duyguları, ani sesler karşısında irkilme, olayın yaşandığı yerden geçmekten kaçınma, polis görmek istememe, gelecek kaygısı, umutsuzluk” tanılarının tespit edildiği belirtildi. Psikiyatri konsültasyonu yapılan 117 kişiden 50'sinde (yüzde 42,7) akut stres bozukluğu tanısı konulduğu, bunu 27 kişide travma sonrası stres bozukluğu ve 9 kişide majör depresif bozukluk, 2 kişide diğer anksiyete bozuklukları, 1 kişide uyum bozukluğu, 9 kişide ise hek akut stres bozukluğu hpem de major depresif bozukluk tanılarının takip ettiği anlatıldı. "Gaz ruhsal bozukluk yaratıyor" Psikiyatri konsültasyonu yapılan 24 kişinin sadece göz yaşartıcı kimyasallara maruz kaldığı ve hiçbir travmatik yaralanmaları olmadığına dikkat çekilen raporda bu kişilerden 20'sinde ruhsal bir tanının ortaya çıktığı vurgulandı ve "Literatürde göz yaşartıcı kimyasallara maruz kalan kişilerde ölüm korkusunu da içeren ciddi anksiyete bulguları başta olmak üzere çeşitli ruhsal belirtilerin oluşmasında etken olabildiği bildirilmektedir" denildi.

 "Dayanışma ve paylaşım travmaları onardı"

 93 kişinin kimyasal maruziyeti ve en az bir travmatik yaralanma öyküsü olduğu, 7 kişinin cinsel tacize maruz kaldığı ve bunların 5’inin ruhsal bir tanı aldığı anlatılan raporda diğern polis şiddeti örneklerine göre Gezi olaylarının yarattığı ruhsal etkinin farklılığına şöyle dikkat çekildi: "Gezi Parkı sürecinde eylemlilik içinde olanların arasındaki dayanışma, paylaşım, bağlılık ve birliktelik duygusu, zihinsel üretim ve yaratıcılığın travmatik etkiler yanında güçlü bir eşlikçi olduğunu da söyleyebiliriz. Belki de başka bir bağlamda maruz kalındığında çok daha zedeleyici olacak yaşantıların etkilerini sınırlamış, başvuranlarımızın ifade ettiği gibi öncelikle ruhsal bir canlanma, zenginleşme, genişleme ve gelişmeye neden olmuş, belki de onarmıştır. Gezi sürecinin pek çok kişide yarattığı umut ve dayanışma pratiğinin; daha önceki pek çok toplumsal olaydan farklı biçimde şiddete maruz kalanların ruhsal durumları üzerinde belirgin olumlu ve koruyucu etkisi olduğunu da söyleyebiliriz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder