11 Şubat 2015 Çarşamba

Çiçekdağlı Haşim Kılıç'ın öyküsü: AYM'nin "ötekisi"ydi, kudretli başkanı oldu


KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi'nin yarım asrı aşan tarihinde başkanlık yapanlar arasında en farklı hikaye kuşkusuz Haşim Kılıç'a aittir. Kırşehir Çiçekdağı doğumlu olan Kılıç, 1990 yılında 40 yaşında iken dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından AYM üyeliğine seçildiğinde, en genç üyelerden biri olmuştu. Sayıştay üyesi iken Anayasa Mahkemesi üyeliğine getirilen Kılıç, siyasal İslam kökleri nedeniyle basının sürekli gündeminde oldu. İlk seçildiğinde evine günah olduğu için televizyon almadığı haberleri yapıldı. Eşinin başörtülü olması da özellikle 28 Şubat döneminde sürekli yazılan bir konuydu. Öyle ki Kılıç, bir resepsiyona birlikte geldiği eşinin başörtülü fotoğraf vermemesi için otelin garaj kapısından çıktığında gazeteler ertesi gün "Kılıç'ın eşini garaj kapısından kaçırdığını" yazıyordu. Dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın, bir ev ziyaretinde kendisini gören Kılıç'ın eşinin "başını halının altına sokmaya çalıştığı" yönündeki sözleri ise Başsavcı ile Kılıç'ı davalık bile etmişti.

1980 öncesinde İBDA-C'nin yayın organının Ankara temsilcisi olduğu iddiaları sürekli gündeme getirilen ve her defasında bunu yalanlayan Kılıç, Özal tarafından seçilen diğer üye Sacit Adalı ile birlikte adeta AYM'nin aykırı ikilisini oluşturuyordu. Kılıç ve Adalı, Refah ve Fazilet kapatma davalarında karşı oy kullanan 2 üye olarak dikkat çekmişti. Hukuk eğitimi görmemesine rağmen çalışkanlığı ve yazdığı görüşlerdeki yetkinliği ile AYM içinde "öteki" olmaktan kısa sürede sıyrıldı. Siyaseten yalnız olduğu mahkemede 1999'da Başkanvekili seçilmeyi başardı. Kılıç, 2007 yılında ise oy dengeleri bakımından imkansız görüneni başardı ve "Atatürkçü" kanat ile yaptığı ittifak sayesinde uzun oylamalar sonunda AYM Başkanı oldu.

Özgürlükçü mü muhafazakar mı?

AYM Başkanlığı döneminde türban yasağının kaldırılması, Cumhurbaşkanlığı seçiminde en az 367 vekilin oylamaya katılması gerektiği gibi AKP için kritik davalarda hep karşı oy kullanan Kılıç, sol partiler ve Kürt partileri ile ilgili davalarda ise hep "kapatma" yönünde oy kullanıyordu. "Özgürlükçü" tavrı özellikle kadınlarla ilgili davalarda "muhafazakar" kimliğinin arkasında kalıyordu.

AKP'nin kapatılması davasında "davanın reddi" yönünde oy kullanan tek üye oldu. AKP, kapatma için gerekli olan 7 oyun çıkmamasıyla "Hazine yardımının kesilmesi" cezasıyla bu süreci atlatırken, Kılıç'ın "Hazine yardımının kesilmesi" yönünde oy kullanan Adalı dışındaki 3 üye üzerindeki etkisi yargı kulislerinde uzun süre konuşuldu.

Cumhurbaşkanlığı hevesi

Kılıç, Anayasa değişikliğine "bireysel başvuru"nun girmesi için gösterdiği çabayla diğer yüksek yargı organları üzerinde AYM'nin bir üstünlük kazanmasını sağladı. Başkanlık döneminde AYM'ye kazandırdığı görkemli yeni binayla da bu üstünlük adeta simgeleştı. Kılıç'ın, hükümete yönelik eleştirileri ise sanıldığı gibi sadece geçen yılın konusu değildi. Gezi eylemlerinden önce "yaşam tarzına müdahele" uyarısı yaptığı konuşmalarla dikkat çeken Kılıç, AYM'nin geçen yıl aldığı Twitter ve YouTube kararlarından da hükümetçe birinci derecede sorumlu ilan edildi. Çıkışlarının ardında Cumhurbaşkanlığı hevesi yattığı söylendi.

Köşesinde oturmayacak

Oysa Kılıç, başkanlığı döneminde asıl oklarını hükümete değil, muhalefete yönlendirmişti. 2010'dan sonra yaptığı konuşmalarda neredeyse sadece muhalefeti eleştiren Kılıç, bu nedenle CHP ile uzun süren gerilimler yaşamıştı. Hatta CHP bir dönem bütün başvurularında ilk önce Haşim Kılıç için reddi hakim talebinde dahi bulunuyordu.

Ancak Kılıç'ın, geçen yılki kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı konuşma, hükümete yönelik yargıdan yapılmış en sert konuşma olarak kayda geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP'nin kurulduğu dönemde söylediği "Milli Görüş gömleğini çıkardık" sözlerine atıf yaparak "Gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız" diyen Kılıç, başkanlığındaki son bir yılını hükümetten gelen "darbeci, paralelci, kumpasçı" suçlamaları ile geçirdi.

Bütün bunların ardından AYM'deki son törende Erdoğan'ı yeniden makam katında ağırlayacak dengeyi kurmayı başaracak kadar "usta bir siyasetçi" gibi davranan Kılıç'ın emeklilik günlerdinde de köşesinde oturmayacağına kesin gözüyle bakmak gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder