8 Temmuz 2014 Salı

Ethem Sarısülük ve Hrant Dink cinayetleri: Bir isim, bir bağlantı, bir ciddi iddia


KEMAL GÖKTAŞ

Ankara'daki Gezi eylemleri sırasında Ethem Sarısülük'ü vurarak öldürdüğü için yargılanan Çevik Kuvvet polisi Ahmet Şahbaz mahkemece tutuklandı. Mahkeme, duruşma savcısının, Şahbaz'ın "meşru müdafada" bulunduğunu iddiasının kabul edilemeyeceğini belirterek "olası kastla öldürme" suçundan cezalandırılmasını istemesinden sonra tutuklama kararı verdi. Sanık avukatının duruşmaların kapalı yapılması talebi de reddedilirken mahkeme heyetinin kararları görüşürken geçtiği "müzakere odasında" sanık Şahbaz'a verilen polis korumalarının oturduğu ortaya çıktı. Avukat Kazım Bayraktar, Sarısülük'ün vurulduğu gün halka ateş eden başka polislerin de olduğunu gösteren bir fotoğrafı mahkeme sunarak "Ateş emri almış birkaç polis olabilir" iddiasını gündeme getirdi. Duruşmadan sonra jandarma, avukatlar ve izleyecilere sert müdahale etti. Bir avukat başından aldığı cop darbesiyle yaralandı. Anne Sayfı Sarısülük ise "Katilin tutuklanması bayramım oldu" dedi.


Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşmaya sanık Şahbaz'ın yanı sıra Sarısülük ailesi ve avukatları katıldı. Duruşmayı bazı CHP milletvekilleri ile Gezi eylemleri sırasında polis müdahaleleriyle öldürülen Abdullah Cömert, Ahmet Atakan, Ali İsmail  Korkmaz ve Berkin Elvan'ın yakınları da izledi.


Bayraktar: "Ateş emri almış birkaç polis olabilir"

Avukat Kazım Bayraktar, duruşmada çok ciddi bir iddiayı gündeme getirdi. Sanığın olayın ardından "Az daha beni öldüreceklerdi" değil "Çektim, sıktım üç tane" dediğini, böylece meşru müdafa değil, kastla hareket ettiğini gösterdiğini belirtti. Bayraktar, kitle hareketine gözdağı vermek  amacıyla Şahbaz'ın gizli bir talimat soncunda ateş ettiğine dair kuşkuları bulunduğunu bildirdi. Bu tür durumlarda açıktan ateş emri verilemeyeceğini söyleyen Bayraktar "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı gibi kışkırtılarak, sahip çıkacaklarının söylenmesiyle olabilir, ikincisi polis veya MİT'ten gerektiği durumlarda ateş açmaları istenir. Başbakan, Ethem vurulduktan hemen sonra 'Polis  destan yazdı, kahramandı' dedi ve ardından 'Ben emir verdim' dedi. Uğur Kurt cemevinde öldürüldü, Başbakan 'Polisler hala nasıl sabrediyorlar, anlamıyorum" dedi. Bunlar polise verilmiş, kitle hareketlerinde gerektiğinde ateş emridir" dedi.

Ateş eden başka polisler de vardı

Bayraktar, "Olay günü bir başka polis, Güvenpark'ın bir başka noktasında halka ateş etti. İki polis var orada" diyerek mahkeme heyetine buna ilişkin bazı fotoğraflar verdi. "Ateş emri almış birkaç polis olabilir' diyoruz" diyen Bayraktar, "O gün halkın üzerine ateş eden polis kim? Emniyet teşkilatı bunu açık etmeyecektir. Şahbaz'ın yüzünün gizlenerek, duruşmaya getirilmesi de koruma ve kollamaydı. Birçok polis ve asker daha ağır suçlardan yargılandı bu ülkede, ama yüzleri gizlenmedi. Şahbaz, İstihbarat Daire Başkanlığının misafirhanesinde ağırlanıyor ve bütün masraflarını devlet karşılıyor. İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in ismi daha önce de Hrant Dink cinayetinde zanlı Erhan Tuncel ile gündeme gelmişti. Bunun arkasında karanlık bir tablo var. İktidarı korkutacak boyutlara ulaştığı takdirde, silahsız halka ateş edilmesi emri olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Müzakere odasındaki polisler!

Avukat Bülent Teoman Özkan, önceki duruşmada müzakere odasında 4-5 kişinin sürekli bulunduğunu belirterek, "Orada bulunanların kim olduğunun tespitini istiyoruz. Orası sizin bağımsız karar alacağınız odadır" dedi. Mahkeme Başkanı Afak İlleez, "Müzakere salonunda bulunanlar sanığın korumalarıydı. Biz girdiğimizde onlar çıkıyor" ifadesini kullandı. Avukat Şenal Sarıhan ise duruşma salonunda önceki celse yüzü maskeli görevliler gördüğünü bildirdi ve "Neden yüzlerini gizlemek gereği duyan görevliler orada tutulmuştur. İzleyiciler ve avukatların can güvenliği tehlikededir" dedi. İlleez, önceki celse Şahbaz'ın müzakere odasından kaçtığı hatırlatılarak "Kaçma durumundan haberdar mıydınız?" diye sorulması üzerine, "Kaçış planları, emniyet ya da jandarma tarafından hazırlanan  planlardır. Bunun konuyla ne ilgisi vardır, anlamadım" dedi. Duruşmadan sonra polislerin yine müzakere odasında olduğu görüldü.

"Çektim, sıktım 3 tane" videosu

Bayraktar'ın sanığın, Sarısülük'ü vurduktan sonra amirlerinin yanında "Çektim, sıktım 3 tane" dediğine ilişkin yeni video kaydı olduğu iddiasına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılması için sanığın fotoğraflarını mahkemeden istemesi olayında da ilginç bir gelişme oldu. Sanık avukatının talebe karşı çıkarak "Zaten videoda olaylar belli. Duruşmanın uzamasına müsade etmeyeceğiz" demesinin ardından avukat Bayraktar "SAnık avukatı videodaki görüntünün sanığa ait olduğunu kabel etmiştir. Fotoğraf talebinden vazgeçiyoruz" dedi.

"Devlet aklıyla hareket ediyorsunuz"

Sarısülük ailesinin avukatlarından Murat Yılmaz iddianameyi hazırlayan Savcı Veli Dalgalı'nın, terfi ettirilerek Ankara Başsavcı Vekili yapıldığını söyleyen Yılmaz, "İnsan biraz utanır. Savcı Veli Dalgalı, altında Şahbaz'la birlikte 40 polisin imzasının olduğu tutanaktaki ifadeyi kopyalayıp yapıştırmış ve sanığın savunmasını hazırlamıştır. Kendi mesleğine saygısı olmayabilir ama buna hakkı yok" dedi. Siyasilerin mahkemeyi doğrudan aradığını düşünmediklerini söyleyen Yılmaz mahkeme heyetine "Ama siz devlet aklıyla hareket ediyorsunuz" dedi. Bu arada Şahbaz'ın avukatlarının duruşmanın kapalı yapılması talebi mahkemece reddedildi.

Meşru müdafa değil, olası kast

Duruşma savcısı Cuma Doğan, Şahbaz'ın, diğer polisler geri çekilirken geride kaldığını ve kalkanını düşürdüğünü belirterek sanığın çekilmeden önce silahını belinden çıkarıp, mermiyi  hazneye sürdüğünü, yerde yatan bir göstericiyi tekmelediğini, iki el havaya, bir  el de göstericilerin üzerine olmak üzere üç el ateşlediğini anlattı. Mermilerden üçüncüsünün yere paralel ve omuz hizasında olduğunu ve taş attıktan sonra soluna dönen Ethem Sarısülük'ün kafasın geldiğini kaydeden Doğan, eylemin, meşru müdafaa değil, olası kastla öldürme olduğunu belirtti. Doğan, sanığın "kamu görevine ait aracı (tabancayı) kullanarak olası kasıtla öldürme" suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapsini istedi. Savcı Doğan, sanığın kamuya ait bir aracı (tabancayı) suçta kullandığı için cezanın 3'te 1 oranında artırılmasını ve 26 yıl 8 aydan 33 yıl 4 aya kadar hapis verilmesini ve sanığın tutuklanmasını istedi. Sanık Şahbaz ise "Bu olay yaşandığı için üzgünüm. Hiçbir kastım yok" dedi. Mahkeme de savcının görüşü doğrultusunda Şahbaz'ın tutuklanmasına karar verdi. Savcının talebi ve mahkeme kararını izleyiciler alkışladı.

Şahbaz müzakere odasına kaçtı

Mahkemenin tutuklama kararını açıklaması sonrasında Şahbaz, beraberindeki birkaç güvenlik görevlisiyle birlikte, heyet kürsüsünün arkasından müzakere odasına geçerek, salonu terk etti. Ara kararın diğer  maddelerinin henüz açıklanmaması nedeniyle Başkan İlleez, peşlerinden giderek, Şahbaz'ı tekrar salona getirtti.

Avukata cop

Ara kararların tutanağa geçmesi tamamlanamadan, salonda jandarma ile avukatlar ve izleyiciler arasında arbede yaşandı. Bu arada bir kişi oturduğu yerde fenalık  geçirdi. Jandarmanın sert müdahalesiyle bazı avukatlar yaralandı. Avukat Cem Cihan ise başına gelen bir cop darbesiyle yaralandı.

Anne Sarısülük: "Katilin tutuklanması bayramım oldu"

Adalet Sarayı önünde toplanan bir grup, duruşma sırasında Ethem Sarısülük maskesi takarak, slogan attı ve pankart açtı. Duruşma salonunda güvenlik için jandarma görevlendirilirken, adliye içerisinde ve çevresinde polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Ethem Sarısülük'ün annesi Sayfı Sarısülük, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, "Ethem'im şimdi toprakta değil; dünyada, içimizde. Benim oğlum yanımda. Katilin tutuklanması bayramım oldu" diye konuştu.

Şahbaz için 3 olasılık

Savcı Veli Dalgalı tarafından hazırlanan iddianamede Şahbaz'ın " meşru müdafaa sınırlarını aşarak öldürme suçu" işlediği savunularak 1 yıl 4 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ancak Savcı Dalgalı, Şahbaz'ın "kastı olmadan" meşru müdafaa sınırını aştığını savunuyor. Dolayısıyla, ceza kanununa göre eğer meşru görülecek bir korku ve panikle bu sınırı aştığı sonucuna varılırsa polis memuruna hiç ceza verilmeyebilecek. Ancak mahkeme savcı Doğru'nun talebi doğrultusunda karar verirse Şahbaz'a 26 yıl 8 aydan 33 yıl 4 aya kadar ceza verilecek. İnfaz Kanunu'na göre cezasının 3'te 2'sini yatacak olan Şahbaz, olası kasttan ceza alması durumunda 17.5 yıl ila 22 yıl arasında bir süre yatacak. Ancak Sarısülük ailesi, Şahbaz'a kasten öldürme suçundan müebbet verilmesini istiyor. Bu durumda da Şahbaz 24 yıl hapis yatacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder