7 Şubat 2014 Cuma

ÖYM'ler kalkıyor, TMK düzeni sürüyor

PAKET "TERÖR SUÇLARINI" DEĞİL YOLSUZLUK SUÇLARINI ETKİLEYECEK

Kemal GÖKTAŞ

ANKARA - Meclis'e sevk edilen özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla ilgili yasa teklifinde tutuklama, gözaltına alma, dinleme, izleme, malvarlıklarına el koyma, ajan görevlendirme, teknik takip ve ortam dinlemesi gibi birçok alanda önemli düzenmeler yapılması öngörüldü. Yolsuzluk soruşturmalarının başlamasından sonra yapılan atama kararlarına karşı açılan davalarda yürütmenin durdurulması kararının zorlaştırılması, kanun yürürlüğe girmeden önce verilmiş bütün dinleme, teknik takip, malvarlıklarına el koyma gibi kararların geçersiz sayılarak yeniden değerlendirmeye alınması gibi hükümler de yer aldı. Teklifte "suçu meslek edinmiş kişilerin" tutuklanmasının kolaylaştırılmasına ilişkin düzenleme de dikkat çekti.

AKP milletvekilleri tarafından verilen teklif 11 Şubat Salı günü TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülecek. Teklif, açıklamaların aksine Anayasa Komisyonu'nda bulunan "4. Demokratikleşme Paketi" ile birleştirilmeyecek. Her iki teklifin, Şubat ayı içinde çıkması planlanıyor.

Yolsuzluk soruşturmalarının başlamasından sonra gündeme gelen özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ile soruşturmalara ilişkin tedbir kararlarına ilişkin hükümler içeren teklifte yer alan düzenlemeler şöyle:

ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER: Özel yetkili mahkemeler tamemen kaldırılacak. 2012'de kapatılan ancak ellerindeki davalara bakmaya devam etmelerine hükmedilen eski özel yetkililer ile bu mahkemelerin yerine kurulan yeni özel yetkili mahkemeler tarih olacak. HSYK, özel yetkili hakim ve savcıları 15 gün içinde uygun bir göreve atayacak. Özel yetkililerdeki soruşturma dosyaları yetkili başsavcılıklara, devam eden davalar da normal ağır ceza mahkemelerine devredilecek. 28 Şubat, 12 Eylül, Poyrazköy, askeri casusluk, faili meçhul, Sivas katliamı, Umut davası, Turgut Özal suikasti, RedHack, KCK, ÇHD, OdaTV ile bütün "terör örgütü" davaları suçun işlendiği ildeki ağır ceza mahkemelerine gönderilecek. Ayrıca özel yetkili savcılıkca soruşturulan yolsuzluk soruşturmaları da başsavcılıklara gönderilecek.

TUTUKLULUK SÜRESİ: Anayasa Mahkemesi'nin 10 yılı uzun bularak iptal ettiği TMK'nın 10. maddesi yürürlükten kaldırılacak. Böylece bütün ağır cezalık suçlarda azami tutukluluk süresi 5 yıl olacak. Düzenlemeden devam eden KCK davaları başta olmak üzere birçok sanık yararlanabilecek. Ancak Ergenekon davasında mahkeme kararını açıkladığı için 5 yıldan fazla tutuklu olan 39 sanığın yararlanması ümidi zayıf gösteriliyor.

TUTUKLAMA VE GÖZALTI ZORLAŞTIRILIYOR: Bir kişi hakkında "suç şüphesinin varlığını gösteren olguların" olması tutuklanması için yetmeyecek. Suç şüphesi konusunda somut deliller olmadıkça tutuklama kararı verilmeyecek.

Bir kişinin gözaltına alınması için de suçu işlediğini "düşündürebilecek emarelerin" olması şartı yerine "somut delillerin” olması gerekecek. Yakalanan kişi 24 saat içinde yetkili mahkeme önüne çıkarılamıyorsa en yakın adliyede tele-konferans yöntemiyle sorgulanabilecek. Terör suçlarında gözaltı süresinin 24 saatten 48 saate kadar uzatılması son bulacak.

SUÇU "MESLEK EDİNEN" KİŞİLER: Aynı suçu 1 yıl içinde 2 kere işleyen (itiyadi suçlular) ile hapis cezası kesinleştikten sonra 5 yıl içinde yeniden suç işleyenler (mükerrirler) veya "suçu meslek edinen kişiler" için tutuklama nedenleri olmasa bile tutuklama kararı verilebilecek. Normalde üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilmiyorken bu kişiler işledikleri suçun üst sınır 2 yıldan az olsa bile tutuklanabilecekler. Bu hükme göre sürekli hırsızlık yapan biri de kolay tutuklanabileceği gibi bir yıl içinde birden fazla gösteriye katılan aktivistler de ayın şekilde kolayca tutuklanabilecek.

"SOMUT DELİL" ŞARTI: Ev ve işyerlerinde arama yapılması, telefonların dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, suçtan kaynaklı malvarlıklarına el konulması, bilgisayarda arama, kopyalama ve elkoyma işlemi yapılabilmesi, uyuşturucu ve örgüt suçlarında gizli soruşturmacı (ajan) kullanılabilmesi, teknik takip, ortam dinlemesi ve gizli kamera çekimi için "kuvvetli şüphe" yetmeyecek, "somut delillere dayanan kuvvetli şüphe" şartı aranacak. Savcıların gecikmesinde sakınca bulunan hallerde teknik takip, ortam dinlemesi ve gizli kamera kaydı kararı verme yetkisi kaldırılacak. Savcılar, telefon hattının veya iletişim bağlantısının sahibini gösteren belgeyi mahkemeye sunmak zorunda olacak. Böylelikle dinleme kararı verilirken kimin hakkında verildiği açıkça bilinecek.

SINIRSIZ DİNLEME, İZLEMEYE SON: Halen dinleme kararları 3 aylığına alınabiliyor ancak 6 aya kadar uzatılabiliyor. Terör suçlarında ise sınırsız uzatma kararı verilebiliyor. Artık dinleme kararı terör suçlarında en fazla 6, diğer suçlarda 3 ay olacak. Örgütlü suçlarda sınırsız olarak uzatılabilen teknik takip, ortam dinlemesi ve gizli kamera kararları 8 hafta, diğer suçlarda ise 8 hafta yerine 4 haftayla sınırlı olacak. Ayrıca şüphelinin yakalanabilmesi için mobil telefonun yerinin tespit edilmesi işlemi de 6 ay yerine 3 ayla sınırlanacak. Dinleme, izleme, teknik takip, malvarlığına el koyma, ajan kullanma için artık tek hakimin kararı yerine ağır ceza mahkemesinin 3 hakiminin oybirliği ile karar alması gerekecek.

SORUŞTURMA TEDBİRLERİ: Bilgisayarlarda yapılan kopyalama işlemlerinde talebe gerek kalmaksızın yedeklemeye ilişkin bir kopya, şüpheliye veya avukatına verilecek. Avukatların dosya içeriğini inceleyerek belge almasına kısıtlama getirelemeyecek. Savcıların soruşturma sırasında yaptıkları işlemlere ilişkin tutanaklarında tarihin yanı sıra "başlama ve bitiş saati” de yazılacak.

ÇETE SUÇUNA DİNLEME, İZLEME, MAL VARLIĞINA EL KOYMA KALDIRILDI: İletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması, teknik takip yapılması, işyerlerinde ve kamuya açık alanlarda ortam dinlemesi ve gizli çekim yapılması, mal varlığına el koyma tedbiri uygulanacak suçlar arasından "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" (çete) suçu çıkarıldı. Böylece çete kurmak ve yönetmek suçundan soruşturulan kişilerin mal varlıklarına el konulamayacak, telefonları dinlenemeyecek, ortam dinlemesi ve gizli çekim yapılamayacak. Çete mensupları hakkında ancak dinleme, izleme, el koyma kapsamındaki suçları işlemeleri halinde bu tedbirler uygulanacak. Örneğin "hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, uyuşturucu, parada sahtecilik, ihaleye fesat, zimmet, irtikap, rüşvet, terör, casusluk ve silah kaçakçılığı" gibi suçları işleyen çete üyelerinin mal varlığına el konulmasına devam edilecek. Bakanlık "bu suç kullanılarak katalogda bulunmayan suçlar bakımından bu tedbirlerin uygulanma ihtimalinin ortadan kaldırılması" için bu düzenlemenin yapıldığını belirtti.

MEVCUT DİNLEME, İZLEME, TEKNİK TAKİP KARARLARI HÜKÜMSÜZ KALACAK: Teklifin yasalaşmasıyla, daha önce verilmiş "suçtan kaynaklı mal varlığına el koyma, ietişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme kararları geçersiz hale gelecek. Bu kararların tamamı, teklifle getirilen kriterler ve usllerle yeniden değerlendirilecek. Böylece ağır ceza mahkemelerinin oybirliği ile yenilenmesine karar vermediği bütün tedbirler sona erecek. Bu işlem malvarlığına el koyma için 30 gün, diğer tedbirler için 15 günde tamamlanacak.

MAL VARLIĞINA EL KOYMA: Malvarlıklarına (taşınmazlar, hak ve alacaklara) el konulabilmesi kararı ancak "somut olarak belirlenen" hak ve alacaklara ilişkin olabilecek. Kararda gösterilmeyen hak ve alacaklara el konulamayacak. Elkoyma için BDDK, Sermaye Piyasası Kurulu, MASAK, Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan rapor alınması zorunlu olacak.

HSYK'YA BY-PASS: En üst dereceli kolluk amirleri hakkında soruşturma izni verme yetkisi HSYK'dan alınarak Adalet Bakanı'na verilecek. Bakan izin vermedikçe emniyet müdürleri ve jandarma komutanları hakkında inceleme ve soruşturma yürütülemeyecek. Adalet Bakanı inceleme ve soruşturmayı, adalet müfettişleri veya Cumhuriyet başsavcıları eliyle yaptıracak.

ATAMALARDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI SINIRI: Kamu görevlilerinin atama, naklen atama, göre ve ünvan değişikliği davalarında idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek. Buna göre yolsuzluk soruşturmalarının başlamasından bu yana görev yerleri değiştirilen binlerce polis başta olmak üzere diğer kamu görevlilerinin açtığı davalarda savunma alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek.

KAMU GÖREVLİSİNE TAZMİNAT KORUMASI: Mahkeme kararlarını süresi içinde yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında tazminat davası açılamayacak. Bu davalar sadece devlete karşı açılacak.

HAKİM VE SAVCILARA "TAZMİNAT" KORUMASI KALKTI: Teklifle, 2011 yılında Ergenekon ve Balyoz hakim ve savcılarına açılan tazminat davalarının önüne geçmek için getirilen önemli bir düzenleme de yürürlükten kalkıdırıyor. Buna göre HSYK ve adalet müfettişleri, hakimler, savcılar, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin yaptıkları işlem, faaliyet veya verdikleri her türlü kararları nedeniyle sadece devlete tazminat davası açılmasına son veriliyor. Yani hakim ve savcıların kusurlarından ötürü kendilerine de tazminat davası açılabilecek ve tazminat kararı çıktığında bunu ceplerinden ödemek zorunda kalacaklar. Mevcut uygulamada, devlet tazminat davasını kaybetse bile, hakim ve savcı görevi kötüye kullanmaktan ceza almadıkca tazminatı devlete geri ödemiyordu.

KİŞİSEL VERİLERE KORUMA: Arama, telefon dinlemesi ve teknik takip gibi soruşturma işlemleri sırasında elde edilen kişisel veriler ile özel hayata ilişkin bilgileri yok etmeyenlere 2 yıldan 4 yıla kadar hapis verilecek. Bir suçu soruşturmak için kullanılan ajanın elde ettiği ve suçla bağlantılı olmayan kişisel bilgiler derhal yok edilecek. Görevleri gereği kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmeyenlere verilen 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası da 1 yıldan 2 yıla kadar hapis olarak artırılacak. Ayrıca kişisel verileri kaydedenlere verilen cezanın alt sınırı 6 ay yerine 1 yıl, verileri yayan veya ele geçirenlere verilen cezanın alt sınırı da 1 yıldan 2 yıla çıkarıldı.

SORUŞTURMA İZNİ YİNE ARANMAYACAK: Teklifle, TMK'nın 10. maddesinde bulunan soruşturma izinleri ile ilgili hüküm CMK'ya taşınıyor. Buna göre "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, Anayasa'nın öngördüğü düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs, Meclis'i ve hükümeti zorla devirmeye teşebbüs, hükümete karşı silahlı isyan, silahlı örgüt ve bu örgüte silah sağlama ile bu suçları işlemek için anlaşma" suçlarını görev sırasında veya görevinden dolayı işlemiş olsa bile kamu görevlileri hakkında soruşturma izni gerekmeden savcılar doğrudan soruşturma yürütmeye devam edecek. Sadece MİT görevlileri için Başbakan'ın izin vermesi şartı aranacak. Teklifte ağır ceza mahkelerine devredilen davalarda da soruşturma izni talep edilmeyeceği ve bu gerekçeyle durma veya düşme kararı verilemeyeceği hükme bağlandı. Böylece İlker Başbuğ başta olmak üzere Ergenekon ve diğer davalarda yargılanan asker ve kamu görevlileri hakkındaki davaların soruşturma izni alınması için duracağı beklentisi de boşa çıktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder