3 Mayıs 2015 Pazar

1 Mayıs katliamının MİT raporlarında çözülen şifresi



Genelkurmay'ın "devlet sırrı" dediği MİT raporlarına göre kanlı 1 Mayıs

KEMAL GÖKTAŞ

Genelkurmay Başkanlığı'nın 12 Eylül davasına bakan mahkemeye "devlet sırrı" kaydıyla gönderdiği ve dosyaya konulmamasını istediği ancak MİT'ten gelen "devlet sırrı değil" görüşü üzerine dosyaya konulan MİT raporlarında 1 Mayıs 1977'deki kanlı 1 Mayıs'ın öncesi ve sonrası ile ilgili çarpıcı bilgiler yer alıyor. MİT'in, 1977 1 Mayıs'ından önceki raporunda 1 Mayıs'ın olaysız geçmesinin DİSK'e yarayacağını belirtirken 1 Mayıs'tan sonraki raporunda çıkan olaylardan sonra DİSK'in ve Maocu grupların zor durumda kaldığının belirtilmesi dikkat çekiyor.

"Olaysız geçerse DİSK kazanır’

1 Mayıs 1977’den önce MİT tarafından Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilen raporlarda DİSK’in 1 Mayıs kutlamalarının olaysız geçmesini istediği, bu durumda kazananın DİSK olacağı vurgulanıyor. Belgede DİSK’in 1976 1 Mayıs kutlamalarında olay çıkmamasını sağladığı ve bunu yine yapabileceği belirtiliyor.

“Aşırı solun 1 Mayıs’la ilgili hazırlıkları” başlıklı 44 sayfalık bir raporda, DİSK’in 1 Mayıs’la ilgili amaçları sıralanırken “Olaysız geçen mitingle kamuoyunu kazanmak ve bu bayramı meşrulaştırmak” maddesi yer alıyor. Raporun sonunda da “Bir yıla yaklaşan bir süre sonra 1 Mayıs 1976 eylemine bakıldığı zaman, DİSK’in bu eylemden umduğu sonuçların büyük kısmını istihsal ettiği söylenebilecektir” denildi. Raporlarda, mitingte olay çıkacaksa bunun Maocu gruplarla DİSK’liler arasında çıkabileceğini vurgu yapılması da dikkat çekiyor.

MİT'e göre kanlı saldırı

MİT tarafından 27 Nisan'da ilgili kurumlara gönderilen "1 Mayıs ve vukuu beklenen eylemler" başlıklı etüd çalışmasında" ise "DİSK'in eylemine, karşıt görüşlü grupların katılması ve bazı olayların çıkması ihtimalinin gözönünde tutulması gerektiği" vurgulanıyor.

Genelkurmay'ın "devlet sırrı" olarak gördüğü rapor ise 5 Mayıs 1977 tarihini ve MİT Müsteşarı Hamza Gürüç imzasını taşıyor. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı ve MGK Genel Sekreterliği'ne gönderilen 21 sayfalık raporda

sol akımlar arasındaki bölünmeye yer verilerek TKP ve 5 parti etrafındaki SSCB yanlısı grup ile THKO, THKP/C (M-L) ve TKP (M-L) örgütlerinde yer alan Maocu gruplar arasındaki çekişmenin 1 Mayıs'a yansıdığı ileri sürülüyor.

MİT raporunda 1 Mayıs'ı kana bulayan saldırıdan Maocu grupların sorumlu olduğu savunularak olaylar şöyle anlatılıyor:

"Fatih yönünden gelen Maoist grup, Saraçhane'de DİSK kortejinin yanına yaklaşmış, ancak DİSK görevlileri bu gruba mitinge katılmamalarını ve süratle dağılmalarını ihtar etmişlerdir. Maocu grup, korteji yakın bir mesafeden takip etmiş ve iki grup arasında slogan yüzünden sık sık tartışmalar çıkmıştır. DİSK kortejini Saraçhane'den itibaren izleyen Maoist grubun Taksim'e girmemesi için DİSK güvenlik ekipleri Tarlabaşı çıkışında barikat kurmuştur. Bu sırada Harbiye istikametinden gelen Maoist grubun bir anda meydana girdiği görülmüş, bu grup alanın ortasında yarım bir daire şeklini almıştır.

Dairenin yayılmaması için DİSK ekipleri Maoist grubunun oluşturduğu dairenin dışında ikinci bir bakirat meydana getirmişlerdir. Bu sırada "Kürtlere İstiklal" diye bağıran ve sarı, kırmızı, yeşil renkteki Kürt bayrağını açan gruba karşı diğer grup "Mahir, Hüseyin, Ulaş, Kurtuluşa Kadar Savaş", "Çayan'lar Ölmez" gibi sloganlarla karşılık vermiştir. Saat 18.50'de DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler konuşmaya başlamıştır. 19.15 sırasında Türkler'in konuşması devam ederken, Harbiye'den gelen Maoist grubun "Kürtlere özgürlük" diye bağırarak alanda oluşturdukları dairenin İnter-continantal Oteli önündeki bölümünde bulunanların aniden tabancalarını ateşledikleri ve bu ateşi hedef gözetmeksizin sürdürdükleri görülmüştür. Bu arada Tarlabaşı çıkışındaki DİSK barikatının yarıldığı ve Saraçhane'den gelen, Stalin ve Marks'ın resimlerini taşıyan Maocu grubun da alana girdiği görülmüştür. Bu anda meydanı silah sesleri kaplamış, muhtelif yerlerden patlamalar duyulmuştur. Mitingi izleyen topluluğun paniğe kaplması sonucu, grupların birbirini çiğneyerek kaçıştıkları görülmüştür. Bu olay üzerine kolluk kuvvetleri de müdahale etmiştir. Komünist-terörist örgüt militanları ile müdahalede bulunan kolluk kuvvetleri arasında çatışma bir süre devam etmiş, özellikle Tarlabaşı tarafında ara sokaklara sığınan sözkonusu şahıslar, Taksim Meydanı'nda olayın bastırılmasına rağmen bir süre mukavemet etmişler, bilahare dağılmışlardır. İnter-continantel Oteli yakınlarında mitinge katılanlar olduğu gibi, kolluk kuvvetlerine de ateş edildiği müşahade edilmiştir. Yer yer cereyan eden bu çatışmalardan sonra saat 21.00 sıralarında olay tamamen kontrole alınmıştır. Çatışmalar sonucunda 34 kişi ölmüş, yüzden fazla ağır ve hafif şekilde yaralanan olmuştur."

MİT memnuniyeti: "DİSK kaybetti"

Raporda çıkan olayların taraflar açısından nasıl sonuçlara yol açacağı da ayrıntılı olarak ele alınıyor. Raporda, 1 Mayıs'ın DİSK açısından ortaya çıkardığı sonuçlar şöyle sıralandı:

* Kendisini işçi sınıfının Türkiye'deki öncüsü olarak kabul ettirme çabası içinde olması dolayısıyla olup bitenlerden sorumlu tutulabilecektir.

* Aldıkları güvenlik tedbirlerinin, olaya mani olabilecek çapta bulunmadığı yolunda tenkitlere hedef olabilecektir.

* Çeşitli mihrakların sert hücumlarına maruz kalabilecektir.

* Kendisinin yıpratılması açısından Türk-İş'e ve MİSK'e fırsat vermiş olacaktır.

* Ölenlerin ailelerine tazminat ödenmesi sözkonusu olabilecektir.

* CHP ile ilişkiler menfi yönden etkilenebilecektir.

* Sovyet yanlısı örgütlerle Maoistler arasındaki gerginliğin giderek artmasına imkan vermiş bulunacaktır.

* Gelecek yılki 1 Mayıs'ın kutlanması hususunda bazı problemlerle karşılaşabilecektir.

"Komünist örgütler halkın nefretini kazandı"

Raporda 1 Mayıs'ın "illegal komünist-terörist örgütler açısından" sonuçları sıralanırken eylem birliğinin başarılı olduğu belirtilerek "Bu örgütlerin aleyhine tecelli edebilecek yegane husus, kamuoyunun antipatisini hatta nefretini üzerlerine toplamış olmalarıdır" deniliyor.

"CIA ve sağ güçler suçlanacak"

Raporun dikkat çeken bir yönü de olayın "istismara ve üzerinde spekülatif mahiyette polemikler yaplmasına elverişli" olduğu vurgulunarak "Maksatlı yürütülecek bu propagandalar sırasında olayların bir tertip, CIA'nın eseri ve hatta sağ güçlerin bir provokasyonu şeklindeki iddiaların ileri sürülebileceği" şeklindeki değerlendirme oldu.

Yasakların temeli atıldı

Raporda "Gelecekte bu tip miting, gösteri gibi kitle eylemlerinde alınacak emniyet tedbirlerinin olayların önlenmesi yönünden hayati önem taşıyacağı" belirtiliyor.

1 Mayıs şehitliğine MİT engeli

Raporda, DİSK’in olaylarda ölenlere sahip çıkmak için hepsinin tesis edilecek “1 Mayıs şehitliği” adıyla bir yerde toplu gömülmeleri üzerinde durduğu belirtilerek “Bu gerçekleşirse, tabiatiyle her yıl tekrarlanacak bu kimseleri anma törenleri, 1 Mayıs gösterilerinin tansiyonunun daha başlangıçta yükseltecektir” denilerek bu projeye engel olunması isteniyor.

Hükümet komiseri raporu

Darbe davasına gönderilen belgeler arasında 1 Mayıs 1977 Taksim mitingini "Hükümet komiseri" olarak izleyen dönemin Zeytinburnu Kaymakamı Mustafa Tütüncü'nün raporu da yer aldı.

Tütüncü, İntercontinantale (şimdiki the Marmara) Oteli'nin alanına bakan bir odasından gösterileri izlemeye ve telefonla ilgili yerlerle temas etmeye başladığını belirterek "Aynı odada Emniyet Müdür Muavinleri Salih Bora ve Zeki Tamay ile diğer görevliler de vardı. Bulunduğum yer miting yöneticilerinden Kaya Canpolat'a da duyuruldu" diye yazdı.

Panzerlerden ses bombası atıldı

Tütüncü'nün raporunda DİSK Başkanı Kemal Türkler'in konuşması sırasında Taksim'i Tarlabaşı Caddesi'ne bağlayan yönden 1-2 el ateş edildiği ve ardından anıt etrafında yoğunlaşmak üzere alanın silah sesleriyle dolduğu belirtildi. Bunun ardından kalabalığın panik halinde kaçmaya çalıştığını belirten Tütüncü, panzerlerin de su sıkmak ve ses bombaları atmak suretiyle kalabalığı dağıtmaya çalıştığını anlattı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder