31 Ekim 2013 Perşembe

AYM kararı skandalı ortaya çıkardı: Yargıtay Başsavcılığı, deprem dosyasını incelemeden karar vermiş

AYM KARARINDA YARGITAY BAŞSAVCILIĞINA "GEREKLİ DEĞERLENDİRMELER YAPMADAN, İTİRAZ YOLUNU KAPATACAK ŞEKİLDE KARAR VERDİĞİ, ETKİLİ BİR SORUŞTURMA YÜRÜTMEDİĞİ VE YAŞAMA HAKKININ USULİ BOYUTUNUN İHLALİNE NEDEN OLDUĞU" ELEŞTİRİSİ YAPILDI

Kemal GÖKTAŞ
Anayasa Mahkemesi, Van depreminde çöken Bayram Otel'de hayatını kaybeden Selman Kerimoğlu'nun eşi ve çocuklarına, Yargıtay Başsavcılığı'nın Van Valisi ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yetkilileri hakkındaki şikayeti işleme koymaması nedeniyle 20 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. Hrant Dink'le ilgili AİHM kararının emsal gösterildiği kararda Yargıtay Başsavcılığına sert eleştiriler yöneltilirken "Yargıtay Başsavcılığı, 24 kişinin ölümü gibi ciddi sonuçlar doğuran olay hakkında, Van Başsavcılığının ilk soruşturmada göz önünde bulundurduğu hususlar hakkında hiçbir değerlendirme yapmaksızın karar vermiştir" ifadesi dikkat çekti.

Van'da 9 Kasım 2011'deki ikinci depremde yıkılan Bayram Oteli enkazında yaşamını kaybeden 24 kişiden biri olan Kerimoğlu'nun ailesi, Van Valisi ve AFAD görevlileri hakkında yaptıkları suç duyurusunun Yargıtay Başsavcılığınca işleme konulmadığını belirterek 135 bin TL tazminat talebiyle AYM'ye başvurdu. AYM 2. Bölümü'nün dünkü Resmi Gazete'de yayımlanan kararında şöyle denildi:

"Devlet, doğal olmayan her ölüm olayının sorumlularının cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir soruşturma yürütmek durumundadır. Soruşturma makamlarının resen harekete geçerek ölümü aydınlatabilecek bütün delilleri toplamaları gerekir. Olayda, Van Başsavcılığı görevsizlik kararı vererek dosya Yargıtay Başsavcılığına göndermiştir. Yargıtay Başsavcılığı da iddiaların somut bilgi ve belgelere dayanmadığı gerekçesiyle şikayetin işleme konulmamasına karar vermiştir.

DOSYAYI İNCELEMEDEN KARAR VERİLMİŞ

Van Başsavcılığınca yürütülen ilk soruşturmada yaptırılan bilirkişi raporları ve diğer incelemeler sonucu, yıkılan otel binasındaki eksiklik ve hatalara değinilmiş, ilk depremde ayakta kalmasına rağmen ikinci depremde, iki deprem arasında artçı şoklardan etkilenerek yıkıldığının anlaşıldığı ifade edilmiştir. Yargıtay Başsavcılığı, 24 kişinin ölümü gibi ciddi sonuçlar doğuran olay hakkında, Van Başsavcılığının ilk soruşturmada göz önünde bulundurduğu hususlarla başvurucuların şikayet konusu yaptığı hususlar hakkında hiçbir değerlendirme yapmaksızın karar vermiştir. Başsavcılık, başvurucuların iki deprem arasında yetkililer tarafından hasar tesptinin yapılmaması ve diğer idari tedbirlerin alınmaması suretiyle ölüme neden olma ikayetine ilişkin, hasar tespiti ve hasarlı binalara girişin engellenmesi konusunda yetkililerce ne tür işlemler yapıldığını ortaya koyacak delil ve değerlendirmelere yer vermeksizin soruşturma açılması talebini işleme koymamıştır.

İTİRAZ YOLUNU KAPATACAK ŞEKİLDE KARAR

Başsavcılık tarafından bu aşamada soruşturma izni verilmemesi şeklinde bir karar verilmesi halinde söz konusu karar itiraz yoluyla denetimden geçebilecekken, Başsavcılığın verdiği bu karar, soruşturmanın devam ettirilmesine yönelik talebin bir itiraz mercii tarafından incelenmesine engel olmuştur. Başsavcılık kararına yapılan itiraz da Danıştay 1. Dairesince incelenmeksizin reddedilmiştir.

DİNK EMSALİ

Başvurucuların Başsavcılığın kararına itiraz edebilecekleri bir makam bulunmamaktadır. Bu durumda bu kişiler hakkında yürütülen soruşturmanın ve sonuçlarının açık olmaması nedeniyle soruşturmanın etkili olduğundan söz edilemeyecektir. Nitekim AİHM, Dink/Türkiye davasında, başvuranın yakın akrabalarının yalnızca dosya üzerinden inceleme yapan itiraz mercilerine itirazda bulunabilmiş olmalarının, mağdurların meşru menfaatlerinin korunması hususunda söz konusu soruşturmalardaki eksiklikleri gidermeyeceğine hükmetmiştir.

Açıklanan nedenlerle etkili ve caydırıcı bir ceza soruşturması yürütülmediği anlaşıldığından Anayasanın 17. maddesinde düzenlenen yaşam hakkının usuli boyutunun ihlal edildiğinin kabulü gerekir."

Kararda 20 bin TL tazminatın "yaşam hakkının usuli boyutunun ihlali nedeniyle" verildiğini, ailenin açtığı maddi ve manevi tazminat davalarına etkisinin olmadığı belirtildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder