22 Şubat 2016 Pazartesi

Sınırda asker-IŞİD işbirliğinin belgeleri


KEMAL GÖKTAŞ
ANKARA - Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden IŞİD dava dosyasında, IŞİD’in Türkiye sınırından sorumlu 'Emir’i olan ve savcılık belgelerine göre Türkiye'ye bomba geçişlerini organize eden Ebu Ali kod adlı Mustafa Demir ile sınırda görevli rütbeli askerler arasında çok sayıda telefon görüşmesi yer aldı. Mustafa Demir'in adı, Ankara patlamasının talimatını veren İlhami Balı ile yakın irtibatları nedeniyle de geçmişti. 
Skandal, yakınları IŞİD’e katılan 6 vatandaşın savcılığa başvurmasının ardından başlatılan soruşturmada ortaya çıktı. 19 kişi hakkında iletişimin tespiti kararları alındı. Savcı Derda Gökmen, 27 şüpheli hakkında dava açtı. Sanıklar arasında IŞİD yöneticisi olmakla suçlanan ve halen Suriye'de bulunan Mustafa Demir ile İlhami Balı da yer alıyordu. Gökmen, “dinleme sırasında başka bir suçun ortaya çıktığı gerekçesiyle” ayrı bir soruşturma başlattı ancak dosyayı “yetkisizlik” kararıyla Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdi. 
Ankara Başsavcılığı, bir bölümü Cumhuriyet’te yayınlanan ve isimler gizlenerek Gaziantep Askeri Savcılığına gönderilen telefon görüşmeleri ile ilgili olarak “IŞİD mensupları ile askerler arasında görüşme olmadığını” ileri sürmüştü. Görüşmelerin kaçakçılarla askerler arasında olduğunu ileri süren Başsavcılık, suçun da “kaçakçılık” faaliyeti kapsamında olduğunu belirtmişti. Oysa Cumhuriyet’in ulaştığı belgeler, Ankara patlamasının talimatını veren İlhami Balı'nın üstünde yer alan Ebu Ali kod adlı Mustafa Demir ile askerlerin yaptığı çok sayıda telefon görüşmesi kaydının dava dosyasında olduğunu ortaya koydu. Başsavcılığın kaçakçılık olduğunu ileri sürdüğü görüşme içerikleri ise sınırda askerin IŞİD ile ortak hareket ettiğini gösterdi. Tapelerde, rütbeli askerlerle Demir’in sınırda yüz yüze görüşmeler de yaptıkları da yer aldı.  Tapeler ve soruşturma belgeleri, Demir’in sınırda kaçakçılardan zekat adı altında para aldığını ve askerlerle geçişler konusunda işbirliği yaptıklarını ortaya çıkardı. 
“Tesadüfen elde edilen deliller…”
Demir’in sınırdaki askerlerle yaptığı görüşmelere ilişkin olarak Ankara Terörle Şube Müdürlüğü 26 Şubat 2015’de Ankara Başsavcılığına 27 görüşmeye ilişkin 43 sayfalık tape gönderdi. TEM yazısında, görüşmelerin “tesadüfen elde edilen deliller” kapsamında değerlendirilmesi istendi. Tapelerde ise “Bu görüşme kaydında soruşturma kapsamında hedef konumundaki Mustafa Demir ile iletişim irtibatı tespit edilen ….. isimli şahsın, Dağ Hudut Karakolu’nda görevli askeri personel olduğu tarafımızdan değerlendirilmiştir” şeklinde notlar yer aldı. Kaydedilen telefon görüşmelerinde yüzbaşı, astsubay, asteğmen, üsteğmen, uzman gibi rütbeli askeri personelin Demir ile yaptığı görüşmeler yer aldı. 
Bombaları geçiren adam... 
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17 Kasım 2014 tarihinde Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iletişimin tespiti ve dinlenilmesi talepli yazıda Gaziantep’te 19 Eylül 2014’de 10 kaleşnikof, 2 bin 800  kaleşnikof mermisi, 12 kg TNT olduğu değerlendirilen madde, 40 el bombası, 40 fünye, 13 Ekim 2014’de ise toplam 256 kg bomba içeren 33 canlı bomba yeleği, 26 metre infilaklı fitil, 22 elektronik devre, 19 pil ve el bombası fünyesinin ele geçirildiği belirtildi. Yazıda "Bu çalışmanın İlhami Balı tarafından yaptırıldığının bilindiği, malzemelerin ülkemize geçişini IŞİD adına lojistik destek ve eleman temini faaliyetlerinde bulunan Ebu Faruk-Ebu Ali kod adlı Mustafa Demir ve yardımcısı Ebu Bekir kod adlı İlhami Balı’nın organize ettiği" belirtildi. 

ÜST DÜZEY RÜTBELİ A.A İLE GÖRÜŞME
25 Kasım 2014, 18.59
Mustafa: Şimdi ben bir ihbar aldım da, ihbara doğru gidiyorum. Şeyden, ee yüksek bir ihtimal bazı askerlernen ortaklı çalışıyo olabilirler. İnan bilgim yok. Elbeyli’ye yetişmeden önce bi çadırkent. … Eğer varsa orada bir yardımcı olacağın. Bir komutan rakımı felan hatta ee yolları biraz sıksınlar, ben onlara yetişene kadar, çünkü aramızda 20 kilometre var abi
A.A: Arada 20 kilometre Kilis’e doğru
Mustafa: Hee, ben şeye doğru gidiyom, şu an noktaya doğru gidiyorum, eğer varsa imkanın ordan karakol komutanı veya nöbetçi
A.A: Tamam tamam
Mustafa: Seri bir şekilde Allahualem geçiş olduğunu bilmiyorum ihbar veya … kaçakçılık olabilir…
A.A: Tamam ben baktırırım sen şey yap.

25 Kasım 2014, 20.06

A.A: O el fenerliler siz miydiniz?
Mustafa: Valla küçük el fenerleriyle, nerdesin abi sen? Benim söylediğim yerde mi?
A.A: Hı hı, baktık biz de sizi gördükte senin adamlar…
Mustafa: A. abi buradaki komutanla şey yapabilir misin beni abe? Mümkün mü, bağlayabilir misin, hani buradaki iş için? Size yardımcı olduğumuz gibi burada bir irtibat kursak
A.A: Tamam bişey olursa bana burada haber versinler
Mustafa: Sana ulaşırsak yeterliyse problem yok
A.A: Ben iletirim şimdi, benim orda iki tane karakolum var, en kötü karakol komutanına iletir baktırırım. …
A.B adına kayıtlı telefonla yapılan görüşmeler:
23 Kasım 2014, 18.57  

Mustafa Demir: Ben Burak üsteğmene bir tane araç teslim etmiştim, o da sizin karakolun doğu tarafına doğru mu?
A.B: Evet aynı öyle gardaşım, o kazının bittiği yer, toprak yığınının 
Mustafa: Şimdi tam o noktaya mı geleyim, ondan önce bir nokta varsa oraya adam bırakıyım
A.B: Hayır gardaş şeye adam bırak, bu Ermiş köyü var ya…Toprağın ardında bir şerefsiz var, gözcülük yapıyor, bu onu tutsun diğerini de de o araç teslim ettiğin yerde
Mustafa: Tabi sen şimdi arabadasın senin yanında kimse var mı nöbetçi duracak?
A.B: Asker var
Mustafa: Tamam sen beni yönlendirebilir misin toprak tarafına? ben sana işaret verecem abi; orda indir derse, orda indiririm.
A.B: Tamam ben, geri çıkayım
Mustafa: Nöbetçiyi indir abi, oradan ayrılmasın
A.B: İnin gençler, burada atlayın
Mustafa: Hadi abi

19.12

A.B: Bu araç verdiğin yerinde, mayının içindeyiz. Işık yaktık, mal var, gelsene o taraftan bu tarafa, adamlar var
Mustafa: Tamam abi, geliyorum
A.B: Acil gel, fenerle mayının içindeyim, koş gel
Mustafa: Abi şey, Burak üsteğmene araba verdiğim yer mi?
A.B: He he, o verdiğin az aşağısında, bizim iki tane araç Türkiye tarafında
Mustafa: Tamam
A.B: Biz de mayının içindeyiz
Mustafa: Abi geldim 

24 Kasım 2014, 11.49

Mustafa: Bu Deve Akkoyu’nun ötesinde bi karakol var. (…) Orda var mı abi tanıdığın subay, astsubay arkadaş? 
A.B: Türk Yurdu olabilir, orası ha… Ben bi bakayım arkadaşları arıyayım
Mustafa: Askerlere söyledik de, nöbetçi subay; astsubay kimse çağırmıyorlar, bi konuşsan iyi olur ya … Abi burada 14 nokta tespit ettim araç girişi ile ilgili. Biz burada yeni yeni yerler açıyoruz, en azından arabaları görürlerse, şey yapmasın gece gündüz 
A.B: Tamam ben bi arıyım haber veriyim abi hadi görüşürüz

24 Kasım 2014, 11.52 

A.B: Ee ya sorma bizim patronla yolladım ben Hacı Veli’nin orda ağaçlıkların orda seni bekliyordu, gidebilecen mi şimdi? 
Mustafa: Tamam abi gidiyim. Bi ara beni çağırmıştın, yolcu falan gönderdiniz orası mı?
A.B: He he o ağaçlığın içine doğru gel, tek gel ama kanka
Mustafa: Tamam oldu abi

24 Kasım,  17.31... 

A.B: Ha gardaş şimdi beni Hacı Veli’den aradılar. Bu Hişem namussuzu, şimdi de vuracam muracam Land’a silah atacam diyomuş
Mustafa: Abi korkma yaa sen bu kadar. Ne yapacan sen onu, onun osurağını keserim ben ya
A.B: Aman gardaşım ya, gariban çoluk çocuğa denk gelir ondan şediyoz
Mustafa: Yok abi sorun olmaz, inşallah Burak abi sen onlarla konuş, şikayetlerini geri alsınlar dedi. İnşallah ben onları sıkıştırırım abi ama Burak abiye söyledim, size de söylüyorum abi, üzerinize oynayanlar var, kolunuzu kıstırmayın yani
A.B: Tamam gardaşım, tamam senle bi yüz yüze konuşalım, ben senle zaten baya birikti içimde. Bi izinden dönüyüm de …
Mustafa: Ne var abi senin memlekette meşhur
A.B: Sucuk var lokum var
Mustafa: Afyonun kaymağı meşhurdur benim bildiğim abi
A.B: He ne istiyon söyle
Mustafa: Valla meşhurlardan bişiler getir bize abi arada tuz ekmek olsun
A.B: Tamam gardaşım

10 Aralık 2014, 17.48

….
A.B: Ya burnumuzdan getirdiler. Sen bi kayboldun ortadan. Var ya anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geldi ya… Otoban ettiler otoban Haciveli’yi
Mustafa: Yapma ya
A.B: Sonra, bu Gişem denen bir şerefsiz var, Öküz öldürende. Bu araba geçirenin şeyiymiş, Cemil’in bu değnekçisi. Onla uğraştık, gitmiş bizi sağa sola, Cemil’in ondan sonra Şahin’in aklıylan şikayet etmiş, şimdi onlarınan uğraşıyoz
Mustafa: Abi ben bu şikayeti aldırırım da, senden bi ricam var
A.B: He Alim
Mustafa: Benim haberim oldu, beni Burak Teğmen’le görüştürebilir misiniz yüz yüze?
A.B: Görüştürürüm gardaş sen iste ….
Mustafa: E şikayeti filan geri aldırırım, yalnız ben şu an zati hattayım, ben dolaşıyorum abi, on tane inek yakaladım, şimdi on tane koyun onları götürüp teslim edecem
A.B: He gardaş, bu Hişem’in kulağını mı çekiyon, kafasını mı kırıyon vallahi burnumuzdan getirdi ya

16 Aralık 2014, 22.38

Mustafa: Efendim abi
A.B: Abi gidiyorlar ya kardeşim 
Mustafa: Hangi yöne gittiklerini söyle ben önlerini keserim
A.B: (yanındaki şahsa: Nerde la malzeme nerde gözüküyo mu) Ali böle senin var ya, şu an sol çaprazında kalıyolar, Çangallı’ya doğru ikinci hattınız oluyo herhalde, asfalt yola çıkmışlar
Mustafa: Çangallıda indim bura kadar geldim kimse görmedim. Mayın içindeler mi?
A.B: Yok asfalt yola çıktılar herhalde ya
Mustafa: Bizim asfalta mı?
A.B: He sizin asfalt tarafı, su deposunun hizasından söyleyecem, orda beton bi ev var ilerde 500 metre ilerde iç tarafta zeytinliklerin arkasında doğru kalıyo
Mustafa: Tamam (…)
A.B: Yok valla gardaş o zaman zeytinliğe bir şey soktu bunları ya
Mustafa: Ya bak ışık karşı şeye doğru vuruyo, şu şeye doğru vuruyo, bişey görüyon mu benim arabanın önü
A.B: Dur senin arabaya doğru bakıyım bi saniye yok gitti. Yok ya bi yere dıktılar ya
Mustafa: Bişey var mı abi?
A.B: Yo bişey yok ya elin boşsa iki laflıyak ya
Mustafa: Tamam geliyom abi

M.U ile yapılan görüşmeler

24 Kasım 2014, 10.28

Mustaf a: Şu an ben sizin kara hatırlıyon mu abi, Land’la karşıma durmuştun.
O bölgeye doğru gidiyorum, yanımda iki arkadaş var
M.U: Evet var
Mustafa: O bölgeleri göstereceğim, bu araç gelen bölgeleri, bilginiz olsun abi, biz oralardayız yani
M.U: Tamam, bu tren yolunun bu tarafına, geçmezsiniz zaten
Mustafa: Yok yok, o tarafta işimiz yok zaten

24 Kasım 2014, 15.42

Mustafa: Tam tren hattının dibindeyim… bi gün o beni gösterdin ya abi, dedin. 500 metre batısındayım. Bi kaç ev var, köy
M.U: Evet
Mustafa: Yüksekte kule var. Askerler var orda. Ora size bağlı değil mi abi
M.U: Evet bizim
Mustafa: Ha. Arkadaşlar ıslık çaldılar da, sana zahmet abi bi bilgilendirirsen
M.U: E tamam ne yapıyım, mayına mı girdin?
Mustafa: Yok mayında değilim; direk hattın öbür tarafındayım abi
M.U: … Tamam ben şey yaparım, söylerim

29 Kasım 2014 , 15.46

M.U: Bu bizim karşıda dolaşanlar sen misin? 
Mustafa: He abi he, sanırım silahlıysa bizimkilerdir abi
M.U: Üç beş kişi
Mustafa: He he bizimkilerdir abi. Onlar orda yeni bir yer açtık, o karşı köyde. Bu arabalardan dolayı, ben gerekenleri söyledim, onlar da böyle bir emniyet aldılar, inşallah bilginiz olsun. Şeye de söylemiştim ben Abdullah üsteğmen vardı, ona da söylemiştim. Sana söylemeyi unuttum abi, kusura bakma. Onlar sürekli gece gece, zaten giderlerse mavi ışıklı, bi de ışıktan gireriz böyle, ışık kapatarak filan girmeyiz, bu tarafa da yani mayın tarlasına falan girecek olurlarsa, bizi bilgilendirirler, haber ederiz size. Tamam mı Murat abi, var mı bi isteğin?
M.U: Yok sağolasın

A.U ile yapılan görüşme

24 Kasım 2014, 13.11

Mustafa: Nerdesin abi sen? 
A.U: Üstüne çıktım, kuledeyim ben
Mustafa: Doğru mu, el sallıyom sana
A.U: Kolunu kaldırdığın istikametteki kuledeyim, gördüm gördüm …. Size doğru gelen biri var ama
Mustafa:  3 kişi var abi bana doğru gelen
A.U: Mayının falan içinde mi diyorsun sen
Mustafa: Yo aldım aldım geldiler abi bu tarafa geldiler
A.U: Gördüm gördüm sen gereğini yaparsın o zaman

A.K ile görüşme
 
11 Aralık 2014, 23.50

A.K: Selamü aleyküm, Ebu Ali nasılsın?
Mustafa: Sağolun, kimsin?
A.K: Ben A. Uzman. Ya sen bu Hişam’la görüştün mü hiç? … Ermiş’in orada dere var ya, oraya gelmiş  bizi çağırıyor, şimdi o tarafa ben bi konuşsana bununla tekrar
Mustafa: Tamam abi ulaşıyorum ben 
Altan: Yarın Türkiye’ye gelsin şikayetini geri almak için mi gelecekmiş bu yarın Türkiye’ye
Mustafa: İnşallah şikayetini geri aldırmak için konuşacam. Kendisiyle yüzleşmedim daha yani

14 Aralık 2014 21.32

A.K: Karakolu aramışsın da, beni arasınlar demişsin
Mustafa: He, şey için, bu yarın inşallah şikayetini … Burak abiye söyle
A.K: Nasıl?
Mustafa: Hişam, Hişam.. Yarın inşallah gidip, ee şikayetini geri alacak
A.K: Tamam 

16 Aralık 2014, 19.24

A.K: Bu akşam araç geçirdiler sizin buradan, Hacıali’den Türkiye’ye
Mustafa: Bana ihbar geldi, ordan bu tarafa geçecek diye, 2 saat nöbet tutum orda
A.K: Tam bizim şeyde, nöbet değişim esnasında geçirdi ibneler
Mustafa: Saat 4’e kadar durdum, beni arayanı da tekrar aradım ulaşamadım
A.K: Saat 4’de geçti zaten
Mustafa: Abi tam 4’e kadar durdum
A.K: Tamam ali yav şu işi bi engelleyemedik şu işi ya
Mustafa: Yok engelleyecem abi, sabret inşallah bu zaten bela musibet Hacıveli’nin ordan geliyo bize. Orda kulübe yaptım inşallah, 7-24 nöbet tutturmaya çalışacam abi
A.K: Valla iyi olur ya …
Mustafa: İnşallah bir gün birini sallandırırsam mayında görürler
A.K: Görüyon işte yakalanıyorlar başımıza gelenleri … Ya sorma napcağımızı sapıttık ya
Mustafa: Sık kafasına at kendini çukura oldu bitti yani bu kadar basit
A.K: Öyle olmuyo işte
Mustafa: Bende olur da bizde kısas var öldürürsem beni de öldürürler … Sen yabancı tabanca bulacaksın bi alakası olmasa
A.K: Valla bakacaz artık ya
Mustafa: He o sıkacan atacan bırakacan orda

S.A adına kayıtlı tel ile 

27 Kasım 2014

Mustafa: İyi dost kara günde belli olurmuş
S.A: Ha, buyur abi
Mustafa: Abi, bu az önce adam, şeye doğru birle doğu iki arasında yolcu almıştı, onun için aramıştım
S.A: Valla ben artık bunları şey yapamam
Mustafa: Yo abi biliyorum. Böyle böyle diyo Ebu Ali varsa imkanınız bırakın abi
S.A: He öyle olur zaten jandarma yoksa bırakırlar mecbur
Mustafa: Eğer jandarmaya giderse bu adam geri dönecek, adam 2 yıldan beri yoldan geliyo
S.A: Bizlik bişe yok yani
Mustafa: Sizlik bişe yoksa mesaj bildir şeye
S.A: Valla ona da yapacak bişi yok, Karakol Komutanı’nın bile yapacak bişeyi yok bu saatten sonra çünkü artık bu üstlere raporlu ta tabur komutanına kadar
Mustafa: Abi yarım saat olmadı ya, rapor hemen mi olacak
S.A: Abi dakkasında hemen arıyorlar
Mustafa: Eyi bakalım, tamam 

(Aranan Jandarma Genel Komutanlığı Ermiş Köyiçi)
...
Mustafa: Abi ben kobrayı arıyorum da, bu az önce görüntü almış, Allahualem birileri beni aradı, Beylerbeyi mezarlığının oraya, dedi iyicene baksın esrar falan geçirmişler. … Orda bikaç tane casus var gece sınırda dolaşıyor, az önce beni aradı dedi abi kobra gitti arkalarına bişe bulamadı. 
X2: Nereye atmışlar?
Mustafa: Esrarı almaya gelen adam da yaklaşamadı dedi, kendisine söyle, iyicene bi baksın abi oraya attılar
X2: Tamam ben bi söyleyeyim baksınlar bulursak haber göndeririz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder