16 Ocak 2016 Cumartesi

Akademisyenlere operasyonda hukuk skandalları


Her savcılık keyfi soruşturma açtı

KEMAL GÖKTAŞ
Barış İçin Akademisyenler Grubu’na yönelik çeşitli illerde tam bir hukuk skandalı olarak özetlenebilecek ev baskınları, gözaltılar ve tutuklamaya sevk kararları verildi. Bursa, Bolu, Kocaeli ve Erzurum’da savcılıklar gözaltına alınan akademisyenlere Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinde düzenlenen “terör örgütü propagandası” suçlaması yöneltti.  Bursa’da Terörle Mücadele polisinin sorgusunda, bildirinin KCK Eşbaşkanı Bese Hozat’ın bir internet sitesine yaptığı “tüm aydın ve demokratik çevreler ve Kürtler özyönetim ilanlarına sahip çıkmalı”  açıklamasının “talimat” olduğu ve bildirinin bu talimat üzerine yazıldığı ileri sürüldü. Erzurum’da gözaltına alınan akademisyene “PKK’yı terör örgütü olarak görüyor musunuz?” diye sordu. Akademisyenin avukatı soruya “Kimse düşünce ve kanaatini açıklamaya zorlanamaz” diyerek itiraz etti. Ankara Başsavcılığı ise diğer illerdeki savcılıkların aksine, bildiride terör propagandası suçlamasına yönelik bir unsur bulmadı ve dosyayı Türk Ceza Kanunu’nun “devleti alenen aşağılama” suçunun düzenlendiği 301. maddesinden soruşturma yapması için Basın Savcılığı’na gönderdi.

Ankara Başsavcılığı “terör değil, basın suçu” dedi
Ankara Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu, Barış için Akademisyenler grubunun Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki operasyonlara ve hak ihlallerine dikkat çekilen imza metninde Terörle Mücadele Kanunu kapsamında soruşturulacak bir suç olmadığına karar verdi. Başsavcı Vekilliği bu nedenle dosyayı soruşturmayı TCK’nın “devleti aşağılama” suçunun düzenlendiği 301. Maddesinden yürütmesi için Basın Savcılığına gönderdi. Edinilen bilgiye göre Basın Savcılığı da dosyayı inceledi ve diğer illerin aksine herhangi bir ev baskını ve gözaltı talebinde bulunmadan soruşturmayı yürütmeye karar verdi.
Hozat’ın “özyönetim” açıklaması talimatmış
Ankara’nın aksine diğer bazı illerde ise akademisyenlere Terörle Mücadele Kanunu kapsamında soruşturma açıldı. Bursa’da Uludağ Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Gökhan Yavuz Demir, Şule Akköse Aydın ve Aylin Çakı üniversitedeki odalarından gözaltına alındı. Bursa Emniyeti’nde sorgulanan akademisyenlere ağır suçlamalar yöneltildi. Sorgu tutanağında, “PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapmakta olan ANF News isimli internet sitesinde  22 Aralık 2015 Salı günü yayınlanan ‘Demokrasi güçleri ayaklanarak öz yönetimlere sahip çıkmalı’ başlıklı haberden” alıntı yapıldı. Hozat’ın “Tüm aydın ve demokratik çevreler ve Kürtler özyönetim ilanlarına sahip çıkmalı dediği ve Talimat niteliğinde yayınlanan bu haber içeriğinden sonra 11.01.2016 tarihinde ülkemiz akademisyenleri ve araştırma görevlileri tarafından internet üzerinden Barış İçin Akademisyenler adı altındaki oluşum tarafından yayınlanan ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ Em e Nebin Hevparen Vi Suci (Kürtçesi) başlıklı bildiri” yayınlandığı ileri sürüldü.

9 suçlama

Sorguda bildiriye ilişkin 9 ayrı suçlama yöneltildi:
*Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin PKK/KCK terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla yapılan operasyonların katliam olarak lanse edildiği,
*Devletin Kürt halkına katliam uyguladığı,
*Devletin uluslararası savaş suçu işlediği,
*Devletin PKK-KCK terör örgütüne yönelik operasyonlarını iki ülke arasındaki savaş olarak lanse ettiği,
*Bildiri içeriğindeki mesajların genel olarak PKK-KCK terör örgütü mensubu jargonu ile yazıldığı,
*Sürekli olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin suçlandığı ve aşağılandığı,
*Bildiri PKK-KCK terör örgütü KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat’ın tüm aydın ve demokratik çevrelere ve Kürtler’e özyönetim ilanlarına sahip çıkma talimatına karşılık yayınlandığı,
*PKK-KCK terör örgütünü meşrulaştırmaya yönelik yazıldığı,
*Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni uluslar arası aredana zora sokmaya yönelik olduğu.
Bursa’da gözaltına alınan 3 akademisyen savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı.

“PKK terör örgütü mü?”

Gözaltına alınan Erzurum Atatürk Üniversitesi öğretim görevlisi Ramazan Kurt, Emniyet sorgusunda susma hakkını kullandı. Savcılık sorgusunda “PKK’ya çağrı yapılmaması bir eksiklikti” diyen Kurt’a savcı tarafından “PKK’yı bir terör örgütü olarak görüyor musunuz?”, “Devletin gerçekten kıyım yaptığını düşünüyor musunuz?”, “Bugün olsa imza atar mısınız?” soruları yöneltildi. Metni bugün olsa imzalamayacağını söyleyen Kurt, diğer iki soruya ise “kanaat ve inanç bildirmeye zorlama” kapsamında olduğunu belirterek yanıt vermedi. Kurt metni imzalama gerekçesini şöyle açıkladı: “Ben bir felsefeci olarak memleketteki fikir ve düşünce hayatını bir nebze de olsa yükseğe taşımak için eleştirel kimliğimi ön plana çıkarmak zorundayım. Toplumsal meselelerle ilgili barıştan, hukuktan ve evrensel ilkelerden hareketle bir tutum ve tavır takınılması gerektiğini, yegane meşru merci olan devletten beklemek zorundayım. Hiçbir örgütle bağım yok. Bunu sadece barışçıl bir niyetle imzalamış bulunmaktayım.”

3 suçlamayla yurt dışına çıkış yasağı

Kurt, tutuklama talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliği’nde ise “Örgütün propagandasını yapmak, örgütün dokümanlarını yayınlamak ve halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek” suçlarından sorgulandı. Hakim, Kurt’a “yurt dışına çıkış yasağı” koyarak serbest bırakılmasına karar verdi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder