28 Ekim 2014 Salı

17 Aralık'ta da tartışılan uygulamaya dava


KEMAL GÖKTAŞ

Yargıçlar Sendikası, savcıların yazdıkları iddianame ve takipsizlik kararlarının Başsavcıların görüldüsünden geçmeden kesinleşmemesi ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı aleyhine Danıştay'da dava açtı.


Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemi ile ilgili olarak Adalet Bakanlığına yaptığı başvuruda sistemin Bakanlıkca işletilmesinin Anayasa'ya aykırı olduğu belirtilerek HSYK'ya devredilmesini  istedi. Başvuruda ayrıca hazırlık soruşturmasındaki adli işlemi tamamlayabilmek ve sistemin bir sonraki aşamaya geçebilmesi için başsavcının onay veya görüldüsünü zorunlu kılan uygulamanın UYAP'tan çıkarılması istendi.
Sendika adına yapılan bu başvurulara yanıt Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı'ndan geldi. Başkanlık, UYAP'ın Adalet Bakanlığı'na bağlı olmasının yasadan kaynaklanan bir durum olduğunu belirterek bu konuda Başkanlığın bir yetkisinin olmadığını belirtti. Başkanlık "görüldü" ya da "onay" işlemlerinin sistemden kaynaklandığı ve yasaya uygun olan bu uygulamanın değiştirilemeyeceği ileri sürüldü.

"Bakanlığa bağlı olması Anayasa'ya aykırı"

Bu yanıt üzerine Eminağaoğlu, Bakanlık aleyhine iptal ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı. Dava dilekçesinde, yargının elektronik ortamda işletiminin bütünüyle yürütme erkine bırakıldığı belirtilerek "UYAP'ın idare tarafından işletilerek mahkemelerin bağımsızlığı, mahkemeler ve mahkeme işlemleri üzerinde yürütme tarafından kontrol, izleme ve bu yolla sürekli bir denetim söz konusu olmamalı için" ret işleminin iptal edilmesi ve UYAP'ın HSYK'ya bağlanması istendi.
Dava dilekçesinde Adalet Bakanlığının teşkilat yasasındaki ilgili hükmün de Anayasa'ya aykırı olduğu için iptal edilmesi talebiyle AYM'ye başvurulması istendi.

Başsavcıların bu yetkisi yok"
"
Yasalarda, savcıların kararlarının başsavcılar tarafından değiştirilebileceğine ilişkin açık yasal bir hüküm olmadığına dikkat çekilen dilekçede başsavcıların savcılar üzerindeki gözetim ve denetim yetkisinin onlara iddianame veya takipsizlik kararlarında yerindelik denetimi yapılmasına olanak vermediği savunuldu. Takipsizlik kararlarının sulh ceza mahkemelerinin, iddianamelerin ise davanın görüleceği mahkeme tarafından zaten denetlendiği belirtilen dilekçede bu kararların Başsavcı veya vekili tarafından "görüldü" veya "onay" işlemi yapılmadan geçerli sayılmamalarına ilişkin uygulamanın iptali istendi.
Dilekçede bu nedenle ilgili genelgelerin iptal edilmesi de istendi ve "Açıkça hukuka aykırılık gözetilerek, giderilmesi güç veya olanaksız zararlar karşısında iptali talep edilen konularda yürütmenin durdurulması" da talep edildi.

"Başsavcılar belirleyici tek aktör"

Eminağaoğlu, Milliyet'e yaptığı açıklamada sırasıyla DGM'ler, özel yetkili mahkemeler ve terör mahkemelerin kapatıldığını ama yine sadece bir tabela değişikliğinin söz konusu olduğunu belirterek "İşin daha vahimi, artık her şey soruşturma aşamasında bitirilmekte, kişiler ya bu süreçte aklanmakta, ya da bu süreçte paketlenerek, mahkemelerin önüne davalar adeta paket dava şeklinde konulmakta, mahkemelere tek seçenek bırakılmaktadır. Bu sürecin belirleyici aktörü Başsavcılar olmaktadır" dedi.
Danıştay'da açtıkları dava için "Yargı bağımsızlığına aykırı her uygulamanın üzerine giden sendikamız savcıları özgür kılmak çok önemli bir adım daha atmıştır" diyen Eminağaoğlu şöyle devam etti:
"UYAP üzerinden savcıların tüm işlemlerinin Başsavcının kontrolünde tutulması yolundaki program ısrarla sürdürülmekte, hukuk dışı bu durumla ilgili yakınmalar en üst düzeye çıkmasına rağmen, ısrarla bu uygulamadan dönülmeyerek, soruşturmalar savcılar ve başsavcı arasında hiyerarşik boyut yaratılarak hukuk dışı biçimde yürütülmektedir. 17 Aralık dosyasında savcının işlemi bu şekilde başsavcı tarafından geri çevrilmiş ve savcı dayatılan kararı imzalamak zorunda bırakılmıştır. İşte savcılara özgürlük denilerek bu hukuk dışı uygulamanın sona erdirilmesi istenilmektedir.
İşi şansa bırakmak istemeyen iktidar sadece soruşturma aşamasına özgü olarak, özel sulh ceza hakimlikleri kurmuş ve buralara çok özel atamalar yapılmıştır. Şimdi yeni yargı paketiyle, sulh ceza hakimliklerin görev alanı, anayasal suçlar olarak da genişletilmekte, özde DGM'ler en katı haliyle her ile ve yargılama merci olarak da değil, tek kişilik soruşturma mercileri olarak geri getirilmektedir. Bu yargı yapılanmasından da çıkacak olan ya dava açmadan aklanma ya paket dava ve bu dava üzerinden hizaya sokma olacaktır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder