30 Eylül 2013 Pazartesi

Bir kamu hizmeti: Pakette neler var?

KANUN DEĞİŞİKLİKLERİ
SEÇİM SİSTEMİ

Seçim sistemi sistemini tartışmaya açılıyor. Yeni seçim sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda 3 farklı alternatif sunulacak. Tartışmalar sonunda hükümet yeni sesteme karar verecek:

1- Mevcut sistem devam etsin

2 - Barajı yüzde 5'e çekip 5'li gruplandırma ile daraltılmış bölge seçim sistemi oluşturulacak.

3 - Ülke barajını tamamen kaldırarak dar bölge seçim sistemini getirilmesi.

DEVLET YARDIMI

Halen en az yüzde 7 lan partilere verilen Hazine yardımı, yüzde 3 oy alan partilere verilecek.

25 Eylül 2013 Çarşamba

Devletimiz her 1000 kişiden birini "terörist" diye soruşturmuş!


Kemal GÖKTAŞ
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan'ın soru önergesine verdiği yanıt inanılması güç bir "terörist" istatistiği ortaya çıkardı. Bakanlığın resmi verilerine göre bu yılın başına kadar, son 4 yılda 76 bin 576 kişi hakkında terör örgütü yöneticisi veya üyesi olduğu iddiasıyla soruşturma yürütüldü. Mahkemeler aynı dönemde 20 bin 256 kişiyi "terörist" olduğu iddiasıyla mahkum ederken 10 bin 790 kişiye beraat verdi.

BDP'li Buldan, Adalet Bakanlığı'nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği suçlarını düzenleyen TCK'nın (Türk Ceza Kanunu) 314/1. ve 314/2. maddesinden ötürü son 5 yılda yapılan soruşturmalar ve verilen kararlara ilişkin sayıları sordu.

Agos ve Baskın Oran'a tehdidi düşünce özgürlüğü sayan karar kalktı


Kemal GÖKTAŞ
Agos Gazetesi ile yazarı Prof. Baskın Oran’a gönderilen küfür ve ölüm tehdidi içerikli, "TİT" imzalı e-maili yazan sanığın yargılandığı davanın "düşünce özgürlüğü" kapsamında sayılarak ertelenmesine ilişkin karar, üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu kaldırıldı. Böylece 5 yılda 3 şehir ve 6 mahkeme dolaşan dava dosyası nihayet esastan görüşülmeye başlanacak.

KÜFÜR VE TEHDİT

Agos Gazetesi yazarı Prof. Dr. Baskın Oran’ın gazetedeki e-mail adresine 30 Mayıs 2008 tarihinde “O.... çocukları, size bir haber vereceğim. Bilginiz olsun. Hrant’tan sonra yeni hedef Baskın Oran olacaktır. O pislik de ortadan kaldırılacaktır. Ermeni p..leri. Biz olduğumuz sürece rahat uyuyamayacaklar. Siz merak etmişsinizdir biz kimiz diye... Türk İntikam Tugayı. Zaman yaklaşıyor. Ölüme az kaldı. Bekleyin geliyoruz” yazılı bir mail geldi. Benzer bir tehdit maili gazetenin elektronik posta adresine de gönderildi.

HAKİM SAVCILARA PTT KARGOYLA GLOCK SERVİSİ




Kemal GÖKTAŞ
Adalet Bakanlığı'nın, Ovacık Cumhuriyet Savcısı Murat Uzun'un silahlı saldırı sonucu öldürülmesinin ardından hâkim ve savcıların uygun fiyata silah almasını sağlamak amacıyla başlattığı kampanyada Glock marka tabancaların dağıtımı başladı. Hayalet silah olarak bilinen Glock marka tabancaların hakim ve savcılara PTT Kargo tarafından teslim edilmesi için Bakanlık ile PTT arasında anlaşma imzalandı. Bakanlık, tabancaların dağıtımı sırasında gerekli güvenlik önlemlerinin alınması için Başsavcılıkları uyardı.

2 BİN 190 GLOCK

Bakanlığın yüzde 50 indirimle tabanca alımı ile ilgili kampanyası yoğun ilgi görmüş ve 9 bin 771 hakim ve savcı başvuruda bulundu. Kampanyada indirimli fiyatı 872 dolar olan Glock marka tabancayı 2 bin 190 hakim ve savcı tercih etti. En çok tercih edilen silah 3 bin 249 hakim ve savcının talep ettiği 1.500 dolar tutarındaki Sig Sauer P 229 modeli oldu. Sig Sauer P 226 modelini ise 1.087 hakim ve savcı tercih etti.

23 Eylül 2013 Pazartesi

DVD’NİN ÜZERİNDE “HÊVÎ JİYAN” YAZINCA…


GAZETİCİ KIRKAYA’YA YÖNELTİLEN SUÇLAMALAR:
“DEVLETİ, HÜKÜMETİ, BAŞBAKANI, YARGIYI, KOLLUK KUVVETLERİNİ ELEŞTİRMEK”
“MAYINLI ALANLARDA SÖZDE GAZETECİLİK YAPMAK”
- SUÇ DELİLLERİ: ESKİ BAKAN SALİM ENSARİOĞLU, BDP EŞBAŞKANI DEMİRTAŞ, DEMOKRAT YARGI EŞBAŞKANI GAZİANTEP HAKİMİ ORHANGAZİ ERTEKİN VE PROF. DR. BASKIN ORAN’LA RÖPORTAJ YAPMAK

Kemal GÖKTAŞ
Dicle Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya’nın Kürtçe alfabedeki harflerle nüfusa kaydedilen ilk çocuk olan kızı Hêvî Jiyan’ın 2 yaşına kadarki bebeklik görüntülerinin yer aldığı DVD, sırf üzerinde “Hêvî Jiyan” yazdığı için, içeriğine bakılmadan, kendisine yöneltilen “örgüt yöneticiliği” suçlamasının delilleri arasında yer aldı. Yaklaşık 2 yıldır tutuklu olan Kırkaya’nın, eski bakan Salim Ensarioğlu, Demokrat Yargı Eşbaşkanı, Gaziantep hakimi Orhangazi Ertekin ve Prof. Dr. Baskın Oran’la yaptığı röportajlar bile “terör örgütü yöneticiliği” suçlamasının delilleri arasında yer alıyor. İddianamede Kırkaya’nın haberlerinde “Devleti, hükümeti, başbakanı, yargı sistemini ve kolluk kuvvetlerini eleştirmesi” terör suçuna kanıt olarak gösterilirken “mayınlı alanlarda sözde gazetecilik yaptığı” ifadesinin kullanılması dikkat çekti.

KIZININ BEBEKLİK GÖRÜNTÜLERİ DOSYADA


21 Eylül 2013 Cumartesi

Ali İsmail Korkmaz'da görüntüleri polis kararttı


Kemal GÖKTAŞ
Eskişehir'deki Gezi eylemleri sırasında sivil polisler ile esnafın döverek ölümüne neden oldukları Ali İsmail Korkmaz'ın dövülme anına ilişkin Beşik Otel güvenlik kamerası görüntülerinin silinmesi ile ilgili 2 polisin verdiği ifadeler, olay günü bir polisin "kameraların fişini çekmesi" talimatını verdiğini, bunun üzerine şalterin indirildiğini ortaya çıkardı. Kameraların kapattıranın Ali İsmail Korkmaz'ı dövenler arasında yer alan polis memuru Hüseyin Engin olduğu belirtiliyor.

20 Eylül 2013 Cuma

Albay Ali Öz'ün ağır cezada yargılanması için 6 yıl geçmesi gerekti




 

Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Hrant Dink'e yönelik suikast hazırlığını önceden bildiği halde önlem alınması için girişimde bulunmayan ve olay günü cinayetten önce alınan bilgileri yeni öğrenmiş gibi sahte evrak düzenleyen dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz'ün Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerektiğine karar verdi. Yargıtay, Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Öz'ün Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirilerek görülmesini reddeden kararını bozdu. Buna göre emekli Albay Öz, Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 Ekim'de hakim karşısına çıkacak. Yargıtay Başsavcılığı Öz'ün "evrakta sahtecilik" suçundan cezalandırılmasını isterken Dink ailesi "ihmal suretiyle kasten öldürme" suçundan ceza verilmesini istiyor.

Albay Öz hakkında Dink cinayeti nedeniyle Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi ve 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde iki ayrı dava açılmıştı. Sulh Ceza Mahkemesi, davalar arasında irtibat olduğu için yüksek görevli mahkeme olan ağır ceza mahkemesinde birleştirilmeleri gerektiği görüşüne rağmen, 1. Ağır Ceza Mahkemesi birleştirme önerisine olumsuz cevap vererek davayı reddetmişti. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamada ise Öz ve yüzbaşı Metin Yıldız'a 6'şar, diğer 4 sanığa da 4'er ay hapis cezası verilmişti.

19 Eylül 2013 Perşembe

Hem bilirkişi hem psikiyatrist aynı raporu verdi: "Sarısülük vuran polis meşru müdafada değil, öfke krizindeydi"

Kemal GÖKTAŞ
Gezi eylemlerinin ikinci gününde Ankara Kızılay'da Ahmet Şahbaz isimli polisin tabancasından çıkan kurşunla yaşamını kaybeden Ethem Sarısülük'le ilgili davanın başlamasına günler kala Almanya'dan çarpıcı bir bilirkişi raporu geldi. Raporda, savcılığın savunduğunun aksine polisin meşru müdafa içinde hareket etmediğinin anlaşıldığı belirtilerek "Polisin birbirini takip eden hareketlerine, göstericiler neden olmamış, aksine bu durum büyük ölçüde polisin kendi başına eyleme geçmesi olarak yorumlanmalıdır. Polisin bir öfke krizi geçirmiş olması veya duygusal açıdan buna benzer bir olağanüstü durumda olması mümkündür" denildi.

Sarısülük ailesinin avukatlarının talebiyle "Konrad Wolf" Televizyon ve Film Yüksekokulu Belgesel Yönetmenliği Profesörü Klaus Stanjek tarafından hazırlanan raporda, Sarısülük'ün vurulma anına ilişkin 5 değişik kamera kaydının incelendiği belirtilerek incelenen görüntüler şöylye anlatıldı:

"Devletime katil dedirtmem" kararı kalktı


 
Kemal GÖKTAŞ
Eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in "Devletime katil dedirtmem" diyerek soruşturma izni verdiği "Hrant Dink'in katili devlettir. Türkiye'de Ermeni soykırımı vardır" sözleri için Adalet Bakanı Sadullah Ergin AİHM kararlarındaki "düşünce özgürlüğü" kriterlerini hatırlatarak soruşturma izni vermedi.

"DEVLETİME KATİL DEDİRTMEM"

Yazar Demirer, Dink'in öldürülmesini protesto gösterisinde söylediği sözler için 2008 yılında Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinden soruşturulduğunda, dönemin Adalet Bakanı Şahin, soruşturma izni veren karara imza atmıştı. Şahin bu karara yönelik tepkiler üzerine “Adam, 'Türkiye katil devlettir. Önceden Ermenileri katlettiler, şimdi Kürtleri katledecekler. Katil devlete karşı suç işlemeye çağırıyorum’ diyor. Kimse kusura bakmasın. Ben devletime katil dedirtmem. Asla. ‘Katil devlet’ sözünü kabul edemem. Kimse edemez” demişti.

Öcalan'ın avukatı: Bize 'Bu tufandır, daha tsunami gelecek' dediler


Kemal GÖKTAŞ
Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yaparken tutuklanan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erol, yargılandığı İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu yazılı savunmada, çarpıcı iddialarla bulundu.

Öcalan'la 14 yıldır görüşmeler yapıldığını ve bu süre içinde birçok defa hava muhalefeti veya gemi arızası nedeniyle defalarca görüştürülmediklerini anlatan Erol, sadece Oslo sürecinin devam ettiği 2010 ile 2011 Temmuzu arasındaki dönemde hiçbir şekilde hava ve gemi muhalefetinin ortaya çıkmadığına, her hafta görüş yapabildiklerine dikkat çekti.

18 Eylül 2013 Çarşamba

TUNCEL "ALTIN KÖPRÜDEN" KAÇACAK MI?

MAHKEME "TUNCEL'E ALTIN KÖPRÜ DÖŞENMELİ" DİYEREK TAHLİYE ETMİŞTİ

Kemal GÖKTAŞ
Hrant Dink cinayeti davasında "cinayete yardım" suçundan yargılanan Erhan Tuncel hakkında yakalama kararı çıkaran mahkeme, Tuncel'i tahliye ederken kalema aldığı gerekçeli kararda Tuncel'in cinayet organizasyonunda yer almaktan vazgeçtiğini iddia ederek "pişman olan failin ayağına altın köprü döşenmeli" diye yazmıştı.

17 Eylül 2013 Salı

Öcalan'ın en önemli talebi; heyetin temsil yetkisi



Kemal GÖKTAŞ
Abdullah Öcalan'ın İmralı'da görüştüğü BDP heyeti aracılığıyla açıkladığı mesajında gündeme getirdiği "diyalog aşamasından müzakereye" geçiş önerisi yeni bir tartışma başlattı.
Öcalan'ın devlet heyetinin yanı sıra Kandil'e de yazılı olarak ilettiği mesajların BDP heyeti tarafından önümüzdeki günlerde Kandil'e götürülmesi bekleniyor.
Öcalan, açıklamasında bir yıldır devam eden süreci "diyalog süreci" olarak tanımladı ve sürecin "yeni bir formatla yani anlamlı bir müzakereye evrilterek sürdürmek gerektiğini" belirtti. Son olarak 17 Ağustos'ta BDP heyeti ile yaptığı görüşmeden sonra konumunun araçsal olmaktan çıkarılarak "stratejik" bir konuma evrilmesi gerektiğini ifade eden Öcalan'ın, son görüşmede de "müzakere" kavramını kullanmasıyla İmralı'da kendisi ile görüşen devlet heyetinin hükümeti temsil yeteneğinin artırılması ve görüşmelerde alınan kararların uygulanabilir olmasını kastettiği ifade ediliyor. Özellikle demokratikleşme paketi hazırlanırken BDP ve İmralı'yla görüşülmemesi, gazetecilerle görüşme gibi daha önce devlet heyetinin olumlu baktığı konulardra siyasi iradenin adım atmaması gibi konuların Öcalan'ın diyalogdan müzakereye geçiş önerisinde etkili olduğu belirtiliyor.

16 Eylül 2013 Pazartesi

DİNK AİLESİNDEN VATAN ARACILIĞIYLA TARİHİ AÇIKLAMA

- "BİZ ARTIK BU MÜSAMEREDE YOKUZ"
- "SİSTEM BİZİMLE ALAY ETTİ"
- "ADINA DEVLET DENEN SUÇ İTTİFAKI, ADALETİ ARAR GÖRÜNÜRKEN, GÜN GÜN, CELSE CELSE, CİNAYETİ YENİDEN VE YENİDEN İŞLEDİ"
- "BU CİNAYET FAİLİ MEÇHUL DEĞİLDİR. FAİL, MUHALEFETİ VE İKTİDARI, ASKERİ, POLİSİ, İSTİHBARATI VE YARGISIYLA, DEVLETTİR"
- "BİZLERLE ALAY EDEN DEVLET MEKANİZMALARININ OYUNUNA ALET OLMAYACAĞIZ"
- "YALANIN SU GİBİ İÇİLDİĞİ, ZORBALIĞIN EKMEK GİBİ YENDİĞİ; YAŞAM HAKKI, İNSAN HAKKI, DOĞRULUK, DÜRÜSTLÜK, HAK VE HUKUKUN AYAKLAR ALTINA ALINDIĞI O DURUŞMA SALONLARINA GİRMEYECEĞİZ"
- "TÜRKİYE’DE SİSTEM, YARGISIYLA, KOLLUĞUYLA, ASKER VE SİVİL BÜROKRASİSİYLE, SİYASİ KURUMLARIYLA, BİZİMLE ADETA ALAY ETTİ"


Kemal GÖKTAŞ
Hrant Dink cinayetine ilişkin dava Yargıtay'daki bozma kararından sonra bugün başlayacak. Ancak Dink ailesi yargılamanın bir müsamereye dönüştüğünü belirterek duruşmalara katılmama kararı aldı.
Ailenin yaptığı yazılı açıklamada "Dink ailesi olarak, bundan böyle, bizlerle alay eden devlet mekanizmalarının oyununa alet olmayacak ve cinayet davasının yeniden görülmeye başlanan duruşmalarına katılmayacağız. Daha fazla kirlenmemek adına, yalanın su gibi içildiği, zorbalığın ekmek gibi yendiği; yaşam hakkı, insan hakkı, doğruluk, dürüstlük, hak ve hukukun ayaklar altına alındığı o duruşma salonlarına, artık girmeyeceğiz" denildi.
Dink ailesinin VATAN aracılığıyla yaptığı açıklamada şöyle denildi:
"19 Ocak 2007’de Hrant Dink’in katledildiği günden bu yana Türkiye’de sistem, yargısıyla, kolluğuyla, asker ve sivil bürokrasisiyle, siyasi kurumlarıyla, bizimle adeta alay etti. Adına devlet denen suç ittifakı, adaleti arar görünürken, gün gün, celse celse, cinayeti yeniden ve yeniden işledi. Bu ittifak, cinayeti planlayan ve sonra da üzerini örten suç örgütünün ta kendisidir.

ÖCALAN'DAN ÇEKİLMENİN DURDURULMASINA DESTEK

ÖCALAN'DAN ÇEKİLMENİN DURDURULMASINA DESTEK:
KCK'NIN BAŞKA TÜRLÜ DAVRANMA ŞANSI KALMADI



12 Eylül 2013 Perşembe

ALİ İSMAİL CİNAYETİNİN GÖRÜNTÜLERİ, HARDDİSK BİLİRKİŞİDE İKEN SİLİNMİŞ!



Kemal GÖKTAŞ
Eskişehir’de Gezi eylemleri sırasında öldürülen üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın dövüldüğü anları gösteren güvenlik kamera kayıtlarının silinmesi skandalı büyüyor. Korkmaz'ın dövülmesi anını aydınlatan Harman Fırın'ın güvenlik kamerası görüntülerini kurtaran jandarma kriminal laboratuvarı, harddiskin "görüntülerin kurtarılamadığı" yönünde rapor yazan bilirkişide olduğu tarihlerde 2 kez silindiğini ortaya çıkardı. Hazırlanan raporda, görüntülerin ilki 6 Haziran’da kayıtlar hala fırın sahibinin elindeyken silindiği, ayrıca görüntüleri kurtarması için harddisklerin teslim edildiği bilirkişide bulunduğu 21 ve 22 Haziran’da iki kez daha silindiği tespit edildi. Bir kamu üniversitesinde görevli olan bilirkişi ise "Silinmiş dosyaları kurtarmak için çalıştırdığımız programlar, harddisk bize gelmeden yapılan silme işleminin tarihini değiştirmiş olabilir" dedi.

11 Eylül 2013 Çarşamba

Ali İsmail'in katili sadece bir polismiş!

TEKME VE SOPALARLA DÖVMEK “SUÇA DOĞRUDAN KATILMA” DEĞİLMİŞ
AVUKATLARDAN İTİRAZ: "ORGANİZE SUÇ, HEPSİ ÖLDÜRMEDEN SORUMLU"

Kemal GÖKTAŞ
Eskişehir’deki Gezi Parkı eylemleri sırasında polisler ve sivil vatandaşlar tarafından dövüldükten sonra hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz ile ilgili iddianamede 4'ü polis, 4'ü sivil 8 sanık arasından sadece bir polisin kasten öldürmekle suçlanması tartışma yarattı. Korkmaz ailesinin avukatları, diğer sanıkların da Korkmaz'a vurduklarının sabit olduğu ve onlar hakkında da kasten öldürme davası açılması gerektiğini savundu.
Savcı Hakan Ali Erkan, iddianamede, Korkmaz’ın kullandığı kumodin isimli ilaç nedeniyle kafa travmasına bağlı olarak hayatını kaybettiğini belirterek otopsi raporuna dikkat çekti ve sadece Korkmaz’ın başına tekma atan polis memuru Mevlut S. Hakkında “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası istedi. Korkmaz’ı dövenler arasında yer alan 3 polis ve 4 sivil kişiye ise “öldürmeye iştirak” suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Buna göre üst sınırdan ceza aldıklarında en fazla 10, alt sınırdan ceza aldıklarında ise en fazla 6.5 yıl hapis yatacaklar.

8 Eylül 2013 Pazar

5 hakim kitap yazdı: 'Türkiye'de yargı yok'

Beş hakimden, Türkiye’de yargı yok’ kitabı!
07.09.2013 - 23:14

Beş hakimden, Türkiye’de yargı yok’ kitabı!

Kemal Göktaş
Kitabın tanıtımında “Bir ülkede hâkimler, savcılar, adliye olması, o ülkede yargının olduğu anlamına gelmez” denildi.

Demokrat Yargı Eşbaşkanları ve üyesi 5 hakim “Türkiye’de Yargı Yoktur” isimli bir kitap yazdı. 5 hakimin, öznel deneyimlerinden ve Türkiye’de son yıllarda gündeme damgasını vuran Ergenekon ve KCK gibi davalar üzerinden Türkiye’de yargının geldiği ‘yargısız’ durumu ortaya koyduklarını belirttikleri kitapta, “Türk yargısının, bugüne kadar üzerinde durduğu tarihsel hat, iktidar alanının toplumsal ve bireysel özgürlükler karşısında genişletilmesi ve doğrulanması yönünde ilerlemektedir. Türkiye’de yargı uzun zamandır bir krizin içindedir. Türk yargısının artık

Mahkeme, Agos yazarı Baskın Oran'a TİT'in ölüm tehdidini düşünce açıklaması saydı!

Ölüm tehdidi içerikli TİT imzalı e-mail...
08.09.2013 - 00:16

Ölüm tehdidi içerikli TİT imzalı e-mail...

Kemal Göktaş
Agos gazetesi ile yazarı Prof. Oran’a gönderilen küfür ve ölüm tehdidi içerikli TİT imzalı e-maili yazan sanığın yargılandığı dava, düşünce özgürlüğü sayıldı ve ertelendi.

Agos gazetesi yazarı Prof. Dr. Baskın Oran’ın gazetedeki e-mail adresine 30 Mayıs 2008 tarihinde “O.... çocukları, size bir haber vereceğim. Bilginiz olsun. Hrant’tan sonra yeni hedef Baskın Oran olacaktır. O pislik de ortadan kaldırılacaktır. Ermeni p..leri. Biz olduğumuz sürece rahat uyuyamayacaklar. Siz merak etmişsinizdir biz kimiz diye... Türk İntikam Tugayı. Zaman yaklaşıyor. Ölüme az kaldı. Bekleyin geliyoruz” yazılı bir mail gönderdi. Benzer bir tehdit maili gazetenin elektronik posta adresine de gönderildi.

2 yılda bulundu

Bu mail üzerine yapılan suç duyurusundan sonra maili gönderdiği ancak 2 yıl sonra tespit edilebilen Mersin’de oturan Bilal Şekerlisoy hakkında dava açıldı. Adana Özel Yetkili Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, TİT’in bir terör örgütü olduğu da belirtilerek sanığın 7.5 yıla kadar hapis cezası verilmesi talep edildi.

3 şehir, 5 mahkeme dolaştı

Ancak Şekerlisoy hakkındaki dava dosyası yargılanacağı mahkemeyi bulmak için binlerce kilometre yol katetti. Dosya, Adana, İstanbul, Ankara’daki mahkemelerin verdiği yetkisizlik veya görevsizlik kararlarından sonra Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesi’ne geldi.

Düşünce ve kanaat özgürlüğü

Sanık hakkında hüküm açıklaması beklenen mahkeme, sürpriz bir karara imza attı. Mahkeme hakimi Ahmet Zeki Durmuş, 3. Yargı Paketi ile düşünce ve basın özgürlüğüne ilişkin davaların 5 yıllığına ertelenmesine ilişkin hükme dayanarak davayı erteledi. Mahkeme, söz konusu pakette yer alan “31 Aralık 2012 tarihine kadar basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup temel şekli itibariyle üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı açılan kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir” hükmünü kararına gerekçe gösterdi.

4 Eylül 2013 Çarşamba

AİHM: ULUSUN VARLIĞI TEHDİT EDİLSE BİLE, ORANTISIZ MÜDAHALEDE BULUNAMAZSIN


ORANTISIZ MÜDAHALE İŞKENCEDİR, ZAMANAŞIMI DA AF DA OLMAZ

AİHM'DEN TÜRKİYE'YE GÖSTERİ HAKKI OKNUSUNDA SERT KARAR:
* ORANTISIZ MÜDAHALEDE BULUNAN POLİSLER AÇIĞA ALINSIN, SUÇLU BULUNURSA GÖREVDEN ATILSIN
* POLİS AMİRLERİ DE YARGILANSIN
* YETKİLİLER, BARIŞÇIL GÖSTERİLERE HOŞGÖRÜLÜ OLMALI

"İSYAN BASTIRIRKEN BİLE OLMAZ"
AİHM, DİYARBAKIR'DAKİ BİR GÖSTERİDE 13 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN BURNUNA İSABET EDEN GAZ BOMBASI İÇİN "ULUSUN VARLIĞINI TEHDİT EDEN KAMUSAL TEHLİKE HALLERİNDE BİLE" BU YÖNTEMİN KULLANILMAYACAĞINI BELİRTTİ

Kemal GÖKTAŞ
Gezi eylemleri nedeniyle gündeme gelen toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ile polisin bu yürüyüşlerdeki gaz bombalı müdahalelerine ilişkin AİHM'den Türkiye için yol haritası niteliğinde kararlar çıktı. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından çevirisi yapılan ve Gezi olaylarından sonra kaleme alınan 2 kararda, bu konuyla ilgili AİHM önünde açılan 40 davada Türkiye'nin mahkum olduğu hatırlatılarak Türkiye'de yetkililerin barışçıl gösterilene hoşgörülü olmadığının görüldüğü belirtildi. Gaz bombasının usulsüz kullanımının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesinde düzenlenen "işkence ve kötü muamele" yasağının ihlal edilmesi anlamına geldiği belirtilen kararlarda orantısız müdahalede bulunan polis memurlarının görevden atılmaları, davalarının af ve zamanaşımına girmeyeceği ve bu tür olaylar nedeniyle polis amirlerinin de yargılanması gerektiği belirtildi.