7 Aralık 2013 Cumartesi
Gezi, Hrant Dink, Taksim, eşcinseller: Bir paketin anatomisi
Kemal GÖKTAŞ
Hükümetin demokratikleşme paketi kapsamında hazırladığı kanun tasarısında toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı başta olmak üzere getirilen yeni yasaklar tartışma yarattı. "Kamu hizmetlerinin" yürütülmesini engelleme suçu getirilerek Gezi Parkı'nda AVM yapımına, ODTÜ'de yola ve HES'lere karşı çıkmaya 5 yıl hapis cezası getirilen tasarıda ayrıca gösteri ve yürüyüşlerin "şehir" dışına sürülmesi anlamına gelecek düzenmeler yer aldı. Polis ve jandarmaya tüm toplantıları kameraya alma yetkisi veren tasarıda, "nefret suçu"nun ceza kanuna girmesini öngörüldü ama yürürlükteki yasada eşcinsellere dolaylı da olsa sağlanan "ayrımcılık yasağını" kaldırabilecek düzenlemeler yer aldı.
Meclis'e sevk edilen Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın gerekçesinde "İfade özgürlüğü, seçme ve seçilme, toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarının genişletilmesi ve bir kişinin sahip olduğu özelliğinden dolayı ayırımcılığa uğramamasının" amaçlandığı belirtildi. Buna karşın tasarıda birçok yeni yasak ve tartışmalı hükümlerin yer alması dikkat çekti.
YENİ GEZİ'LERE, ODTÜ'LERE AĞIR CEZA
Tasarı ile "bir kamu faaliyetinin yürütülmesine engel olunması" suçu getirildi. Düzenlemeyle Gezi Parkı'ndaki yayalaştırma ve AVM yapılması projesi, ODTÜ'de açılmaya çalışılan yol veya HES'lerin kurulmasını engellemek için yapılan eylemlere 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.
POLİSE "KAYDETME" YETKİSİ
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde katılımcıların ve konuşmacıların ses ve görüntüleri kolluk tarafından kaydedilebilecek. Kayıtlar şüphelilerin ve suç delillerinin tespiti dışında kullanılamayacak. Kanunda toplantı "Belirli konular üzerinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu yaratmak suretiyle gerçek ve tüzelkişiler tarafından düzenlenen açık ve kapalı yer toplantıları" olarak tanımlanıyor. Bu kapsama giren her türlü panel, sempozyum, seminer, söyleşi, açık oturum ve forumlarda polis çekim yapabilecek. Örneğin Gezi eylemlerinden sonra parklarda yapılan "forumlar" da polis tarafından kaydedilebilecek.
ŞEHİR MERKEZİNDE GÖSTERİ YOK
Gösteri ve yürüyüş yapılacak yerler, Meclis'te grubu bulunan partilerin, en çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının temsilcilerinin görüşleri alınarak vali veya kaymakam tarafından belirlenecek. Ancak bu belirleme kamu düzenini ve genel asayişi bozmama kriterinin yanı sıra "vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak" şekilde yapılacak. Bu kriterlerin Taksim, Kızılay gibi yasaklı meydanları gösterilere açmayacağı gibi İstanbul'da Kadıköy ve Abide-i Hürriyet ile Ankara'da Sıhhıye ve Tandoğan gibi trafiğin yer yer kapatılmasına yol açan yerlerdeki gösterileri de tehlikeye attığı ve düzenlemenin gösterileri şehir merkezleri dışındaki alanlara hapsedeceği eleştirisi yapıldı.
EŞCİNSELLERE DOLAYLI KORUMA DA KALKTI
TCK'daki "ayrımcılık" maddesine "nefret suçu" ibaresi eklendi. Yürürlükteki kanunda "dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle" ayrımcılık yapılmasının yasaklanması düzenlenirken tasarı ayrımcılık yapılabilecek unsurlara "milliyet" unsurunu da ekledi. Ama tasarıda "gibi" ifadesinin çıkarılması öngörüldü. Tasarının gerekçesinde "ve benzeri sebeplerle" ifadesinin Anayasa Mahkemesi'nin kararlarında "cezalarda belirlilik ilkesine" vurgu yapmasından dolayı çıkarıldığı belirtildi. Hukukçular ise bu ifadenin çıkarılması ve "cinsel yönelim nedeniyle yapılan ayrımcılığın sayılmamasının eşcinsellere yönelik ayrımcılık ve nefret suçlarının cezasız kalmasına yol açabileceğini belirtti.
DİNK MADDESİ YOK
Tasarıda bir kişiye kanunda sayılan nedenlerle "kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, kiraya verilmesini, kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını, işe alınmasını, olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyenlere" 1-3 yıl arası hapis verilmesi öngörüldü ama tasarı beklenenin aksine ırkı ya da milliyeti nedeniyle işlenen yaralama, öldürme, hakaret gibi suçlarda artırım yapılmasını öngörmemesi dikkat çekti. Nefret suçuna ilişkin çalışmalarda Hrant Dink örneği verilerek bir kişinin etnik kökeninden ötürü öldürülmesi veya yaralanması olaylarında daha ağır cezalar verilmesi gerektiği belirtiliyordu.
ÜNİVERSİTEDE EYLEMLERE AĞIR CEZA
Tasarıyla özellikle üniversitelerdeki eylemlere ağır cezalar verilmesi hedeflenerek "her türlü eğitim ve öğretim faaliyetlerine, kişinin eğitim ve öğretim hakkını kullanmasına, öğrencilerin toplu olarak oturdukları binalara veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına" 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörüldü.
İSİM DEĞİŞİKLİĞİ YOK
1949 yılında Türkçe olmayan köy adlarının değiştirilmesine ilişkin kanun kaldırılacak. Ancak bu kanuna dayalı olarak ismi değiştirilen köylere eski adlarının verilmesine ilişkin bir hüküm konulmadı.
YAŞAM TARZI KORUMASI
Tasarı cebir, tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı davranışla bir kimsenin yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale eden veya bunları değiştirmeye zorlayan kişiye ceza verilmesini öngörüyor. Ancak tasarıda yaşam tarzı tanımlanırken "inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzı" ifadesi yer alıyor. Bu tanımın muğlak ve dar olması nedeniyle uygulamada sorunlar yaşanabileceği belirtildi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder