5 Ekim 2009 Pazartesi

TÜRK KİMLİĞİ TÜM OSMANLI'YI KAPSIYOR!

SAVCI TÜRK TANIMINI GENİŞLETTİ

Kemal GÖKTAŞ
ANKARA - Sanatçı Hülya Avşar hakkında Kürt açılımı ile ilgili yaptığı bir röportajdan ötürü soruşturma açan Savcı Ali Çakır'ın verdiği takipsizlik kararında tartışma konusu olacak ilginç görüşler ileri sürüldüğü ortaya çıktı. Avşar'a soruşturma açmasını "söyleşide muğlak konuştu" diye açıklayan savcı Çakır'a Avşar "savcılıktaki ifadesinde tarihsel gerçekler ve devletin anayasal hükümleriyle çelişen görüşler" ileri sürseydi hakkında dava açacaktı. Türk kimliğinin "Osmanlı'dan kalan tüm ırkları, milletleri ve dinleri içinde barındıran total bir kimlik" olduğunu savunan Çakır'ın bu yeni tanımı da yeni tartışmalara neden olacak.
Çakır, Avşar'a yönelik "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan yürüttüğü soruşturma sonunda verdiği takipsizlik kararında Avşar'ın savunmasındaki ifadelerin etkili olduğu anlaşıldı.


TÜRK KİMLİĞİ TÜM OSMANLI'YI KAPSIYORMUŞ


Osmanlı'dan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin "bölgesel etnik, din, mezhep ve dil ayrılıklarının üstünde bir örgütlenme" olduğunu savunan Çakır "Türk kimliği, Osmanlı'dan kalan tüm ırkları, milletleri ve dinleri içinde barındıran total bir kimliktir. Bu kimlik, ideolojik bir aidiyet değil, ulus aidiyetidir" dedi. Çakır, kararında şu ifadeleri kullandı:
"Türk kimliği, etnik kimliklerin tümünü içine alan etnikler üstü bir kavram olmuştur. 'Ne mutlu Türküm diyene' bu olguya tekabül etmektedir. Türkiye gibi çoğu toplumda bir yapı ortaya koyan uluslararası sistemin kurduğu denge, halka düşmanlık ve çatışma tohumları ekerek ve nihayetinde atomize birimler haline gelmelerini sağlayarak bozulmak istenmektedir. Tarihte Anadolu insanının utanacağı hiçbir dönem ve olay olmamıştır. Bugün de kargaşa ve kaos durumundan sonra kurulmak istenen yeni dengenin emperyalizm yararına olmaması için birlik ve beraberlik içinde olunması gerekmektedir.

HALKIN CEHALET İÇİNDE BIRAKILMASI


Bugün de dün olduğu gibi emperyalizmin zenginlikleri sömürme projesine, yönlendirme ve bölme yöntemiyle işleyen çeşitkli etnik kimliklerin kutsanması ve halkın cehalet içinde bırakılması eşlik etmektedir. Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devleti, hep mazlum halkların savunuculuğunu yapmıştır. Her tür eziyete katlandığı halde emperyalizmin önünde baş eğmeyen Türk halkı, yine onuru ile ekonomik kırılganlık, umutsuzluk ve çaresizlik ve halkın birbirine yabancılığı ve düşmanlığıyla işletilmek istenen bu sürecin önünde durmalı ve mücadele etmelidir.


MUĞLAK KONUŞTU DİYE SORUŞTURMA AÇMIŞ

Şüphelinin (Avşar) söyleşindeki muğlak açıklamaları, suçun unsurlarının tartışılması ve suç kastını tayin yönünden soruşturma yapmaya değer görülse de, ifadesinde ortaya koyduğu öngörüleri ve samimi tavrının yukarıda sıralanan tarihsel gerçeklerle ve devletin anayasal hükümleriyle çelişmediği, güncel bir konunun düşünce özgürlüğü kapsamında ele alınarak görüş ve düşüncesini açıkladığı sonucuna varılmıştır. Demokratik ülkelerde basının uyarma, eleştirme ve gerçekleri açıklama hürriyetini kullanırken, düşüncelerin sert üslupla açıklanabileceği gibi, alışılmışın dışında yayın yapılabileceğinin AİHS hükümleri, AİHM kararlarında güvence altına alındığı, şüphelinin savunması ile söyleşi bütün olarak değerlendirildiğinde, düşünce açıklamak ve eleştiri özgürlüğü kapsamında kaldığının anlaşılmasıyla suçun unsurlarının oluşmadığı yönünde vicdani kanaat oluşmuştur."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder