Kemal GÖKTAŞ
Öcalan’ın merakla beklenen mektubundan barış umutlarını büyütecek “sınır dışına çekilme” çağrısı çıktı ancak sürecin geldiği aşamayı ve karşılıklı adımların neler olacağını anlatan somut bir yol haritası çıkmadı. Öcalan ile hükümet arasında mutabakatla yürütüldüğü artık iyice netleşen çözüm sürecine ilişkin asıl merak edilenler yerine PKK’nın sınır dışına çekilme zamanı geldiğini belirtmekle yetinmesi dikkat çekti. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, çekilmenin Nevruz’da başlayacağını ve 2013 sonunda bitmesini hedeflediklerini söylemişti. Bu durumda çekilmeye ilişkin kamuoyunun bilgisinde olmayan başka mekanizmaların devreye girdiği anlaşılıyor.
Öcalan’ın önceki açıklamalarında olduğunun aksine Meclis kararı şartını dile getirmemesi ve yine beklendiğinin aksine hükümetin atacağı adımlara ilişkin en azından taleplerini açıklamaması da Nevruz alanındakilerin kafasındaki en önemli soru işaretini oluşturdu.
Hükümet ile Öcalan arasındaki görüşmelerde varılan mutabakat noktalarının veya Öcalan’ın taleplerinin ortaya konulmasının, özellikle yasal düzenlemelerin görüşülmesi beklenen Meclis’in üzerinde bir “süreç ipoteği” anlamına gelmesinden endişe edildiği için mektubun çerçevesinin çekilme çağrısı ile sınırlandığı anlaşılıyor.
Öcalan’ın “artık silahların susması ve fikirlerin konuşması”ndan bahsetmesi , iki halkın ortak noktalarını vurgulaması sürecin ilerlediği yönündeki görüşleri pekiştirse de, Öcalan, alana geleceklerini yakından ilgilendiren somut yol haritasını görmek için gelenlerin kuşkusunu dağıtmaya yetmedi . Miting sırasında kürsüyü işgal ederek hükümete güvenmediklerini ve yeni bir oyun oynanması halinde savaşacaklarını belirten PKK ise aslında Öcalan’ın açıklamalarına itiraz etmemekle birlikte bir tür şerh düşüyordu.
Yeni dil…
Öcalan, Türkler ve Kürtler arasındaki ilişkilere ilişkin yeni bir strateji olarak tanımlanan yeni yönelimden bahsederek “Misak-i Milli”, “Milli Kurtuluş Savaşı” gibi kavramları kullandı. Türk ve Kürtlerin ortak tarihlerine atıfta bulunurken “İslam bayrağı” vurgusu yaparak önümüzdeki süreçte kullanacağı yeni dile ilişkin önemli ipuçları verdi. “Demokratik modernite” adını verdiği ve içini pek doldurmadığı soyut bir çağrı yaparak, sürece destek isteyen Öcalan’ın, sürece muhalif kalabilecek kesimlere ilişkin olarak “tarihin çöp sepetine gitmek” ve “uçuruma sürüklenmek” tabirlerini kullanması da yine kendi tabanındaki radikal unsurlara mesaj olarak algılandı.Yani Öcalan da bu “şerh”i öngörerek adeta şerhe şerh düşmüş oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder