20 Mayıs 2013 Pazartesi

Dink kararındaki vahim ifadeler ve acıların yok sayılması



Kemal GÖKTAŞ
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin Hrant Dink cinayeti ile ilgili davada verdiği kararın gerekçesinde tartışma yaratacak değerlendirmeler kullanıldığı ortaya çıktı.
Dink'i öldüren sanıkların oluşturduğu örgütü "terör" örgütü olarak değil, adli bir çete olarak gören Yargıtay bunun gerekçesini "Bir oluşumun salt siyasi sebep ve saiklerle suç işlemesi ya da işlediği suçların aynı zamanda siyasal ve sosyal alanı etkileyen sonuçlar doğurması, sadece bu sebepten dolayı terör örgütü olarak kabul edilmesi neticesini vermeyecektir" sözleriyle açıklamaya çalıştı.
Yargıtay Başsavcılığı'nın tebliğnamesinde Dink'in sırf başka din ve milliyetten olduğu için öldürülmesinin cinayetin "devletin birliğinin bozulmasını amaçlayan bölücü bir terör eylemi" olduğunu gösterdiği kaydedilmişti.  Başsavcılık sanıklara "bölücülük" suçunun düzenlendiği TCK'nın 302. maddesinden ceza verilmesini talep etmişti. Daire ise Başsavcılığın 302. maddenin unsurlarına ve koruduğu hukuki yarara ilişkin görüşlere dairenin katıldığını belirtti ancak "sanıkların oluşturduğu örgütün bu maddedeki amaç suçu işlemeye yöneldiğinin dosya kapsamından belirlenemediğini" savundu.


"TÜRKLÜĞÜ AŞAĞILAMA" VE "CEZALANDIRMA"
Daire, sanıkların Dink'i Ermeni oldukları için öldürdüğü iddiasını yerinde bulmadı ve Yasin Hayal'in Dink'i "Türklüğü aşağılama" suçundan mahkum olduğu yazıdan ötürü "cezalandırmaya" karar verdiğini, bunun da terör suçu sayılmayacağını savundu.  Dink ailesinin avukatları Yargıtay'ın kullandığı ifadelere tepki göstererek Dink'in Türklüğü aşağılama suçundan mahkum olması nedeniyle Türkiye'nin AİHM'de mahkum olduğunu hatırlatarak cinayetin bu yazıya bağlanmasının ve Hayal'in cinayet kararı için "cezalandırmaya karar verdi" ifadesinin kullanılmasının vahim olduğunu belirtti.

YÖNTEM VE AMAÇ
Bir örgütün terör örgütü sayılabilmesi için "yöntem" ve "amaç" unsurunu aynı zamanda sağlaması gerektiği ifade edilen kararda Terörle Mücadele Kanunu'nun "terör" tanımı yapılan 1. maddesine yer verilmesine rağmen sanıkların oluşturduğu örgütün neden bu tanıma girmediğine ilişkin herhangi bir açıklama da yapılmadı. Dairenin atıf yaptığı maddede "temel hak ve hürriyetleri yok etmek" için şiddet kullanmak terör suçu kapsamında sayılıyor. Ancak Daire sanıkların işlediği suçun neden bu kriterde sayılmadığına ilişkin de bir görüş belirtmekten kaçındı.

YEĞENLERE VE AGOS'A ŞOK
Yargıtay, Dink'in kurucusu ve yayın yönetmeni olduğu Agos, köşe yazdığı Birgün gazetesinin, yeğenlerinin ve kardeşlerinin eşlerinin davaya müdahil olarak katılmalarına ilişkin mahkeme kararının da "yok" hükmünde olduğunu belirterek bu kişilerin yaptığı temyiz taleplerini incelemedi. Daire bunun gerekçesini ise "öldürme eyleminden doğrudan doğruya zarar görmemeleri" olarak açıkladı.


DİNK AİLESİNİN AVUKATI BAKIRCIOĞLU: "RAHATSIZ EDİCİ"
Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, Yargıtay kararında kullanılan ifadelerden duyulan rahatsızlığı VATAN'a şöyle anlattı:
"Yargıtay kararında Dink'in hangi gerekçe ile öldürüldüğünü izah ederken  '...maktülün Türklüğü aşağılamak suçundan mahkumiyeti üzerine Yasin Hayal'in maktulü cezalandırmaya karar verdiği, 2006 yılının Ocak ayında maktulün cezalandırılması amacıyla öldürülmesi görevini verdiği' denilmiş. Dink'in mahkumiyetine ilişkin mahkeme kararının ciddi şekilde yanlış olduğu mahkumiyet kararının oluşturulduğu tarihte de bugün de açık. Devlet bu karar nedeni ile AİHM tarafından mahkum da edildi. 9.Ceza Dairesi'nin, Hayal'in bu yönlü bir iddia yahut algı içeresine girerek cinayeti işlediğini beyan etmesi mümkün iken bu yönlü bir ifade kullanılmaması, Dink'in 'Türklüğü aşağıladağı' kabulü içerisindeymiş gibi ifade kullanılması ve hemen arkasından da iki kez üst üste Yasin Hayal'in 'cezalandırma' amacı taşıdığının belirtmesi sorunlu ve rahatsız edici.
Jandarmanın cinayete ilişkin bilgi formunda  ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nın mahkemeye gönderdiği yazı Yasin Hayal'in Dink'i Türklüğü aşağıladığı ve Türkiye aleyhine konuşmalarına tepki olarak cinayeti işlyemeyekarar verdiği belirtilmişti. Bu belgelerdeki dille Yargıtay kararınındaki dilin birbirine bu kadar benzemesi de ilginç ve aynı zamanda rahatsız edici. "

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder