6 Mayıs 2013 Pazartesi

İNTİHARA GÖTÜREN İŞKENCEYE 1 GÜNLÜK MAAŞ KESİM CEZASINA İPTAL



Kemal GÖKTAŞ
İstanbul 8. İdare Mahkemesi, gözaltında iken çırılçıplak soyularak vücut boşluklarında elle arama yapılan genç üniversite öğrencisinin intiharının ardından "cinsel saldırı, işkence" iddiasıyla açılan idari soruşturmada, bir polis memuruna bir günlük maaş kesme cezası verilmesine ilişkin kararı iptal etti. Mahkeme, Emniyetin eksiksiz bir soruşturma yürüterek gereken cezayı vermesini istedi.
Onur Yaser Can (28), İstanbul’da esrar satın aldığı gerekçesiyle, 2 Haziran 2010’da, Narkotik Şube Müdürlüğü ekiplerince yakalandı. İfadesi avukat olmadan alındı ve ailesine haber verilmediği gibi gözaltına alınırken alınması zorundu doktor raporu da alınmadı.
Savcının gözaltı kararı olmamasına rağmen Can, çırılçıplak soyularak "vücut boşlukları" (anüs dahil) elle arandı.  Çıkış doktor raporuna ilişkin muayene ise polislerin huzurunda yapıldı, bedensel ve ruhsal sağlık durumu tam olarak muayene edilmedi. Can, savcının salıverilmesi talimatına karşın tekrar emniyete götürülüp bir süre daha tutuldu. Serbest bırakılırken ifade tutanakları da kendisine verilmedi.

PEŞİNİ BIRAKMADILAR

Bırakıldıktan bir gün sonra polis telefonla Can'ı arayarak tutanaklarda “Tarih hatasının düzeltilmesi” bahanesiyle ikinci kez emniyete çağırdı. Daha sonra yazdığı notta "Stres altındaydım. Ortam loştu. Acele ettirildim. Korkuyordum. Belgeleri tam okuyamadan imzaladım" dedi. Can'ın arkadaşlarına anlattıklarına göre ifadesine bazı eklemeler yapılmıştı.
Bırakıldıktan sonra 20 gün boyunca polisin fiziki olarak takip ettiği Can, tedirgin olduğu için bir avukata vekaletname verdi. Ancak avukatın soruşturma belgelerinin verilmesi talebi de "gizlilik" gerekçesiyle reddedildi. Üstelik avukatına yeniden ifadesinin alınacağını söylenerek  üçüncü kez ifade vermesi için şubeye çağrıldı. Can, ifadeye gitmeden 23 Haziran 2010 akşamı 3. katındaki odasının penceresinden atladı. İntihar etmeden önce anne-babasını arayarak İstanbul'a gelmelerini isteyen Can, ailesi yoldayken canına kıymıştı.

ÇIRILÇIPLAK VE ELLE ARAMA

Arkadaşları, Can'ın yakalandıktan sonra yemeden içmeden kesildiğine, ürkek, tedirgin  olduğunu, suskunlaştığını, psikolojisinin bozulduğunu anlattı. Can, intihar etmeden önce yazdığı ve yarım kalmış notta emniyette çırılçıplak soyulduğunu, hakarete uğradığını, başkaları hakkında ifade vermeye zorlandığını anlattı. Ölümünden bir gün önce de arkadaşına “Yakalandıktan sonra çırılçıplak soyuldum. Duvara yaslanmamı söylediler. Öksürtüldüm, bir süre çömeltilerek bekletildim. Bu süreçte ağlayan, polislere yalvaran bir kişinin sesi dinletildi, tokatlandım, sözlü olarak aşağılandım. Polislerden biri beni telefonla emniyete çağırdı ve önceki ifademden farklı bir ifade imzalattılar. Muhbirlik yapmam söylendi” dedi.
Can'ın ailesinin yaptığı suç duyurusundan sonra polisler hakkında "cinsel saldırı, işkence" suçlarından açılan soruşturma 1 yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. "Evrakta sahtecilik" suçundan yargılanan iki polis ise 2.5 yıl hapis cezası aldı.

MAHKEMEDEN SKANDAL SORUŞTURMAYA İPTAL

Ailesinin, Can'ın aranırken cinsel saldırıya uğradığı ve diğer iddialarla yaptığı suç duyurusu üzerine Emniyet'te başlatılan disiplin soruşturmasında ise sadece polis memuru Salih Bahar'a hafif disiplinsizlik durumlarında uygulanan "bir günlük maaş kesme cezası" verildi. Ailesi bu soruşturmanın iptali için dava açtı. İstanbul 8. İdare Mahkemesi, cinsel saldırı iddiasına yönelik olarak şube-nezarethane kamera kayıtlarını istedi ancak bu kayıtların olmadığı belirtilerek mahkemeye gönderilmedi.
Mahkeme, Emniyetin şikayet konusu eylemlerin vuku bulmadığını ortaya koyacak, mevzuata uygun bir soruşturma olduğu izlenimi edinmediğini belirterek "yetersiz, etkisiz ve eksik" soruşturmanın ve bir günlük cezanın iptaline karar verdi.
Daire kararında, soruşturmadaki eksiklikler şöyle sıralandı:
* İlk alındığında doktor kontrolü olmadan 2.5 saat emniyette tutuldu.
* Bir polis memuru Can'ın sadece üst aramasının yapıldığını iddia ederken, bu polisin amiri konumundaki H.A, Can'ın anüs dahil vücut boşluklarının elle arandığını anlattı. Bu aramanın fiziksel ve zihinsel bütünlüğünü bozma ihtimaline rağmen doktora sadece darp ve şiddet yönüyle muayene yaptırıldı.
* Doktor muayenesinin polis nezaretinde yapılmadığına ilişkin bilgi-belge bulunamadı.
* Polis merkezinde nazarete alınmadı. Nerede tutulduğuna ilişkin kamera kayıtları dosyaya konulmadı.
* İlk tutanakların orjinali muhafaza edilmeksizin ikinci kez tutanak imzalatıldı. Can, tutanağı imzaladığı yerin loş bir yer olduğunu söylerken, polisler kafeteryada imzalattıklarını ileri sürdü. Ancak kafetaryadaki kamera kayıtları da dosyaya girmedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder