9 Ocak 2013 Çarşamba
BDP lideri Demirtaş: Öcalan'la MİT henüz esasa geçmedi. Tırnak içinde pazarlık mantığıyla tartışma henüz başlamadı
Kemal GÖKTAŞ
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, İmralı Cezaevi'nde Abdullah Öcalan ile MİT yetkililerinin yaptığı görüşmede henüz "esasa" geçilmediğini ve görüşmelerinin usulünün zemininin belirlenmeye çalışıldığını söyledi. Kısa bir zaman içinde yeni bir BDP heyetinin İmralı'ya gideceğini ve bu heyette eşbaşkanların da olmasını istediklerini söyleyen Demirtaş, Ankara Büyükelçisi ile yaptığı görüşmeden Norceç'in yeni bir Oslo sürecine kapalı olmadığını çıkardığını da söyledi. CHP'nin de İmralı'ya giderek Öcalan ile görüşmesinin mümkün olduğu bir mekanizma istediklerini söyleyen Demirtaş "CHP 'ben de katılmak istiyorum' derse mekanizma buna kapalı olmamalı. CHP milletvekilleri Silivri'ye, Sincan'a, Diyarbakır'a gidebiliyorsa mutlaka İmralı'ya da gidebilmeli. Öcalan da, ismen CHP olarak değil ama sürece katkı verecek herkesle görüşebilmeliyim demiş, bunu biliyoruz" dedi. Demirtaş, "Öcalan'a ev hapsi ve genel af olmadan çözüm olur mu?" sorusuna "PKK hayır demiyorsa, biz niye diyelim?" yanıtını verdi.
"CİĞERİMİ YESİN..."
Demirtaş, Meclis grubunda yaptığı konuşmadan makamında kabul ettiği gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. 'Grup konuşmanız sertti' eleştirisi üzerine "Başbakan benim üslubumda konuşsun ciğerimi yesin" diyen Demirtaş, İmralı ile yaşanan görüşmeleri "müzakere girişimi" olarak tanımladıklarını söyledi. Demirtaş, şöyle konuştu:
"PAZARLIK MANTIĞIYLA TARTIŞMA HENÜZ BAŞLAMADI"
"Öcalan esasa geçmemiş. Hala usulü, zeminine oturtmaya çalışıyor. Esas tartışmaya geçmeden önce usulün tamamlanması gerekiyor. Müzakere başlamadan önce her aktör usulün tamamlanması için uğraşıyor, uğraşacak. Bu tamamlanmadan ne istiyorsunuz, ne olacak, ne alınacak, ne verilecek gibi şeyler konuşulmamış şeyler değil ama müzakere başladığında bir kez daha müzakere mantığıyla, tırnak içinde pazarlık mantığıyla tartışılmaya başlanacak.
Ben bu aşamada tartışıldığını, kararlaştırıldığını düşünmüyorum. Ortalama yaklaşımlar belirlenmiştir bence. Devletin hükümetin yaklaşımı nedir, Öcalan’ın yaklaşımı nedir... Bunlar tahminim, çerçeve ilkesel düzeyde ele alınmıştır. Ama usul olarak bu ön şartlar yerine gelmeden; tartışmanın başlaması bence imkansız. O aşamaya geçilmedi bence.
Bu heyetler (Öcalan ve MİT) ilk defa tanışmıyor. Üç yıldır görüşüyor. Daha önce esasa girilmiş sonuca yaklaşılmış bir sürecin devamı bu. Yani birbirlerini biliyorlar. O yüzden usulden başlamış değil heyetle. Heyet ile Öcalan arasındaki usul çoktan çözülmüştür. Ama bunun pratik bir sahaya, uygulamaya geçmesi başka bir şeydir. O müzakerelerle olur. Belli bu yönüyle baktığımızda esasa resmi olarak girilmemiştir diyebiliriz."
Müzakereye geçiş için "İmralı’daki katı rejimin gevşemesi gerektiğini" vurgulayan Demirtaş, "Kendisinin dışarıyla temasının kolaylaşması lazım. Bana göre ikinci aşama budur. Bunlar işi kolaylaştırır" dedi.
PKK'YLA GÖRÜŞME: "DEMEK Kİ BAŞBAKAN'IN KAFASINDA BİR ŞEYLER VAR"
Devletin mutlaka KCK’yla (PKK) temas etmesi ve sürece dahil etmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş "Bu işi kurgulayanlar bir formül düşünmüştür. Ama bize ulaşan bir şey yok. Diyorlar ya Oslo mu olur bir başka yer mi olur diye. Demek ki başbakanın kafasında bir şeyler var" dedi.
Demirtaş, Ahmet Türk'ün "Öcalan'ın talepleri devleti zorlayacak şeyler değil" açıklamasının hatırlatılması üzerine "Zaten Öcalan makul bir insandır. Yaklaşımları hep makul olmuştur" dedi.
"Öcalan iyi müzakerecidir" diyen Demirtaş "Sınırdışına çekilme için KCK ile görüşülmesi gerekir. Öcalan da çağrı yapar ama KCK ile mutlaka görüşülmesi gerekir" dedi. "PKK ile görüşme başlamış olabilir mi?" sorusuna "Olabilir, bilmiyorum" karşılığını veren Demirtaş "Öcalan şunu yapmayacaktır; daha ilk görüşmede çağrı yapıp, şu şu şu kararları almışım, şunları yapın diye ne örgütüne talimat verir ne teklif sunar. Nabzı o da ölçmek isteyecektir. Heyetle, kendisi arasındaki görüşmeye dışarıdakiler nasıl bakıyor örgüt, halk nasıl bakıyor, hükümetin ekseni nedir görmek isteyecektir. Nasıl ki hükümet görmek istiyor. Ondan sonra (müzakere) başlar" diye konuştu.
"İKİNCİ HEYET 10 GÜN İÇİNDE İMRALI'YA GİDECEK"
İmralı'ya ikinci bir BDP heyeti bir hafta 10 gün içinde gidecek. Gidenler bir tartışma, müzakere heyeti değil. O nedenle biz diyoruz ki, başka isimler, sivil toplum, siyasiler gitmeli. İkinci heyette kimler olacağını biz seçmeliyiz. İçinde eşbaşkanlar olmalı. Bu sürece destek verir, güç verir.
Türk ve Akat, İmralı, hükümet ve bizim aramızdaki ortaklaşmayla belirlendi. İkinci heyeti de, çok dayatmacı olmayız ama biz belirleriz. Bir kadın bir erkek olmasını tercih ederiz, böyle bir hassasiyetimiz vardır. 2 kadın 2 erkek de olabilir.
"İMRALI'DA ENTELEKTÜEL ÇALIŞMA YAPILMIYOR"
İmralı'da entellektüel bir çalışma yapılmıyor. Silah kimdeyse onlarla da görüşülmesi gerekir. KCK da süreçte mutlaka olmalı. Başbakan da bu gerçeği gördüğü içindir ki, 'Oslo mu başka bir yer mi...' diyor.
CHP'YE İMRALI ÇAĞRISI
CHP 'ben de katılmak istiyorum' derse mekanizma buna kapalı olmamalı. CHP milletvekilleri Silivri'ye, Sincan'a, Diyarbakır'a gidebiliyorsa mutlaka İmralı'ya da gidebilmeli. Öcalan da, ismen CHP olarak değil ama sürece katkı verecek herkesle görüşebilmeliyim demiş, bunu biliyoruz.
(CHP'siz çözüm olur mu? sorusuna) CHP'siz kesinlikle olmaz demiyoruz ama CHP ile birlikte daha iyi ve kolay olur.
"EŞİT MÜZAKERE İMKANI YOK"
Biz Öcalan'a özgürlük diyebiliriz ancak bu hükümetin silahları bırakın demesine benzer. Ancak bu İmralı'daki katı rejimin gevşetilmesi gerekir. Şu haliyle İmralı'da eşit müzakere yürütme imkanı yok. Öcalan'ın televizyonu bile yok. Ama buna Öcalan karar verecek. 'Şimdilik iyi gidiyor, devam edebilirim' diyebilir. Devlet heyetinin yüzlerce danışmanı, imkanı var ama müzakare ettiğin kişinin televizyonu bile yok. Bu orantısız bir durum.
"ZAMANLAMA SORUSUNU BİZ SORMAYIZ"
Bu görüşmeler neden bugün oldu diye sormayız. Bunun yerine, neden dün olmadı demek lazım. 15 gün önce olsaydı 10 PKK'lı öldürülmeyecekti. Zamanlamayı başkaları tartışabilir ama bizim cepheden bunun sorgulanmasını doğru bulmuyorum.
"İKİ TARAF DA MÜZAKERE MASASINA GÜÇLÜ OTURMAK İSTER"
(Bir ay önce dokunulmazlığınız kaldırılmak isteniyordu, şimdi İmralı'ya giden heyet oldunuz? sorusuna) İki taraf da yeniden müzakere masasını kurmaya çalışıyordu. Herkes birbirini zayıflatarak bu masaya oturtmaya çalışır, bu işin mantığı değil ama Türkiye'de müzakere mantığı böyle oluyor.
"KILIÇDAROĞLU CESUR BİR ÇIKIŞ YAPTI"
(Başbakan'ın Kılıçdaroğlu'na "senin krediye ihtiyacın" var yanıtını nasıl buldunuz? sorusuna) Süreci bilerek mi bilmeden mi böyle bir çıkış yaptığını bilmiyorum ancak Kılıçdaroğlu'nun çıkışı cesur bir çıkıştır. Başbakan'ın verdiği cevap aynı değerde değil. (CHP ile neyi paylaşmaya hazırsınız?) Sadece siyasileri ilgilendirecek bilgiler vardır. Bunlar medyayı, halkı doğrudan ilgilendirmeyen, taktiksel şeylerdir. Bunları paylaşabiliriz.
"HÜKÜMET OY KAYBETMEYİ HATTA SEÇİM KAYBETMEYİ GÖZE ALMALI"
Hükümet şöyle birşey istememeli; Hem PKK silah bırakacak, hem Kürtler'e haklarını vereceğim, hem Türkler mutlu mesut olacak, hem de birinci parti olmaya devam edeceğim. Herkes zayıflayacak ben güçleneceğim. Bu akıl işi değil. Fedakarlık yapması gereken hükümettir. Oy kaybetmeyi hatta seçim kaybetmeyi göze alacak.
(Eski DEP milletvekili Hatip Dicle'nin 'hükümete güvenmiyorum' sözüne ilişkin) Biz de 'hükümete çok güveniyoruz' demedik. Pratiklerine bakacağız.
"PKK HAYIR DEMİYORSA, BİZ NİYE DİYELİM?"
(Başbakan ev hapsi, genel af yok diyor. Bu kendi tabanına yönelik bir açıklama mı? Bunlar olmadan çözüm olabilir mi? sorusuna) Ev hapsi olmadan da, genel af olmadan da PKK bu işe hayır demiyorsa biz niye hayır diyelim. Soru: Provakasyonlar Bunun tek yolu, tarafların "biz provakasyonlara pabuç bırakmayız, kendi irademizle bu süreci başlattık, ancak kendi irademizle bitiririz, hiç bir provakasyon bu işi sonlandırmayacak" derse provakasyonları yapmak isteyenler de bunun beyhude olacağını görüp vazgeçeceklerdir. Ama sürekli tedirginlik olursa herkes bunu kullanmak isteyecektir.
MAHKUMLAR TV İZLEYİP ÖCALAN'A ANLATIYOR
(Sert uslup sürece en çok zarar verecek şey değil mi? sorusuna) Evet herkes dikkat etmeli. Öcalan'ın televizyonu yok ama yanındaki mahkumlar izliyor, ne olduğunu Öcalan'a anlatıyorlar. Öcalan kim ne söylüyor, ne istiyor biliyor.
"ÖCALAN İYİ MÜZAKERECİDİR"
('Kamuoyunda, medyada bir hassasiyet var' denilmesi üzerine) Öyle bir hava var ki, hiç kimse bu hava bozulsun istemiyor. Ne talep söylensin, ne başka birşey söylensin. 50 yıl böyle gitse kimse itiraz etmeyecek gibi."
"NORVEÇ YENİDEN EV SAHİPLİĞİNE KAPALI DEĞİL"
Norveç Büyükelçisi ile görüşmesi sorulan Demirtaş "Benimle görüşmek istemiş, ertelemek istemedim, sonuçta ilk Oslo görüşmelerinin ev sahibiydiler. Hemen görüştük. Tarafların görüşlerini dinlemek istemişlerdir. Hükümetin de tansiyonunu ölçmüş olabilirler. Tabi anlamaya çalışıyorlar ne olup bittiğini. Bize de geldiler. Hükümetle de görüşeceklerdir. Yeniden ev sahipliği yapmaya kapalı değiller" dedi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder