Alevilerden çok çarpıcı dava ve öneri: "İnanç vergisi sistemine geçilsin"

Kemal GÖKTAŞ
Alevi Bektaşi Federasyonu eski Başkanı Turan Eser, Maliye Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı aleyhine açtığı iki davada çarpıcı taleplerde bulundu. Maliye Bakanılğı'nın hazırladığı Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin eşitlik, laiklik ilkesine aykırı ayrımcılık içeren mezhep bütçesi olduğunu ileri süren Eser, "Alevilerden, Sünni/Hanefi inancı için alınan vergiye son verilmesini, her inancın kendini dinini finanse etmesini sağlayan sistem olan İnanç Vergisi uygulamasına geçilmesini" talep etti. Eser, Diyanet aleyhine açtığı davada da Diyanet TV’nin yayınlarına ve dini fetva verme uygulamasına son verilmesini isterken Diyanet İşleri Yasası'nın Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle AYM'ye (Anayasa Mahkemesi) başvurulmasını da talep etti.
Eser, geçtiğimiz Ağustos ayının sonunda Maliye Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı'na ayrı ayrı başvurdu. Eser, Maliye Bakanlığı'na yaptığı başvuruya yasal 60 günlük süre içinde yanıt verilmeyince İdare Mahkemesi'nde dava açtı. Eser, Alevi bir vatandaş olarak kendisinden alınan verginin laik devlet ilkesine aykırı olarak, sadece Sünni yurttaşlara hizmet etmek için kullanıldığırnı belirterek şu taleplerde bulundu:
"Diyanet'e 2012 bütçesinden, Türkiye bütçesinin yüzde 1.1'i, yani 3.8 milyar TL kaynak aktarılmıştır. Milyonlarca Alevi’nin ödedikleri vergi ile Sünni inancının propagandası hem Türkiye’de hem yurtdışında yapılmakta, Alevi İnancını yok sayılması, Cemevleri’nin ibadethane olarak kabul edilememesi yönünde politikalar izlenmekte, Sünni İnancına mensup insanlara hizmet için camiler yapılmakta, var olan camilere kaynak aktarılmakta, onbinlerce imam, vaiz, müftüye maaş ödenmektedir. Oysa 'Devletin dini İslam’dır' hükmü, 1928 yılında Anayasa’dan çıkarılmıştır. 61 ve 82 Anayasalarında 'Laik devlet' ilkesi benimsenmiştir.

İNANÇ VERGİSİ SİSTEMİNE GEÇİLSİN
Anayasa'da vergilerin 'kamu giderlerini karşılamak üzere' alınacağı yazılıdır. Milyonlarca Alevi için cami inşasının, camilere bütçe aktarılmasının, sünni din adamlarının maaşının ödenmesi kamu gideri değildir. Her inancın kendini dinini finanse etmesini sağlayan sistem olan İnanç Vergisi uygulamasına geçilmesi gerekir."
Eser'in inanç vergisi sistemine göre devlet Diyanet'e hiç para aktarmayacak. Diyanet veya başka bir dini kuruluş, devlete gönüllülük esasına göre ödenen "inanç vergisini" alarak faaliyette bulunacaklar. Devlet, bu sistemde sadece koordinatör olarak rol oynayacak.

ALEVİLİK, TARİKATLARLA EŞ TUTULDU
Eser'in taleplerine yazılı ret yanıtı veren Diyanet ise Aleviliğin inanç değil, "İslam dini içerisinde tasavvufi yönü öne çıkan sosya-kültürel bir yapı" olduğunu, cemevlerinin ise "Kadirilik ve Nakşibendlikte olduğu gibi erkanın yerine getirildiği mekanlar" olduğunu ileri sürdü. Yanıtta, Diyanet TV'daki yayınlarda dinin iki temel kaynağı olan Kuran ve Sünnete dayalı "sağlam" bilginin esas alındığı, "Müslümanların 14 asırlık tecrübesinin göz önünde bulundurulduğunu, modern hayatın ve insanlığın ortak birikimini de göz ardı etmemeye çalıştığı" belirtildi.

"ANAYASA MAHKEMESİ'NE GİDİLSİN"
Eser bu ret kararına karşı açtığı davada, Diyanet'in “tüm mezheplere hizmet verdiği" iddiasına karşılık şu soruları yöneltti:
"Alevi yurttaşlar kendi ibadethanelerini cami değil, cemevi olarak görmektedirler. Acaba Diyanet namaz kılmayan, ramazanda oruç tutmayan, camiye gitmeyen Alevileri kapsayacak şekilde hizmet sunmakta mıdır? Sunmakta ise hangi cemevinin ihtiyaçlarını kendisine aktarılan bütçeden karşılamaktadır? Diyanet'te 'Alevi Teolojisi' kapsamında kaç Alevi personel vardır?"
Eser, Anayasanın 136. maddesinde Diyanet'in “laiklik ilkesi doğrultusunda" görevini yapacağı hükmü yer almasına rağmen 1965'de çıkarılan Diyanet İşleri Kanunu'nun 1. maddesinde “İslam Dini'nin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ile ilgili işleri yürütmek" görevi verildiğine dikkat çekti. Eser, bu hükmün Anayasa'ya aykırı olduğunu ve laik devlet ilkesini fiili manada ortadan kaldırdığını belirterek iptal edilmesi için AYM'ye başvurulmasını talep etti.