DİCLE OLAYI BİR "MEDYA OPERASYONU"
Kemal GÖKTAŞ
Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) Hatip Dicle'ye ilişkin kararı, siyaseti gererken, karar alma sürecinde yaşananlar da, birçok soru işaretine neden oldu. Yargıtay'ın, Dicle'yi vekillikten eden mahkumiyet kararını 22 Mart'ta onamasına rağmen durumun bu kararın gazetelerde haber yapıldığı 9 Haziran'a kadar YSK'ya bildirilmemiş olması dikkat çekici bulundu.
MAHKUMİYET KARARI 72 GÜN SONRA SİCİLE İŞLENDİ
Hatip Dicle, vekilliğine mal olan mahkumiyetini 18 Şubat 2009'da aldı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kararına karşı yapılan temyiz başvurusu, 22 Mart 2011'de, yani milletvekili kesin aday listelerinin 29 Nisan'da yayımlanmasından 36 gün önce kesinleşti. Daire dosyayı infaz işlemleri için mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Başsavcılığı'na gönderdi. Ancak Yargıtay Başsavcılığı dosyayı “mahaline” gönderilmesi için 14 Nisan 2011'de, Ankara Başsavcılığı’na havale etti. Ancak Dicle’nin avukatlarının 15 Nisan'da Başsavcılığın karara itiraz etmesi talebiyle yaptıkları başvuru üzerine dosya mahkemesine gönderilmedi. Başsavcılık, itirazı 11 Mayıs'ta reddetti ve kararı ilgililere tebliğe çıkardı. Başsavcılık dosyayı Ankara Başsavcılığı aracılığıyla mahkemeye gönderdi. Dosyanın mahkemeden tekrar İnfaz Bürosu'na gönderilmesi ise 22 gün sürdü. Dosya 2 Haziran 2011'de İnfaz Savcılığı'na ulaştı. İnfaz Savcılığı, Dicle'nin mahkumiyetini, kararın kesinleşmesinden tam 72 gün sonra adli sicil kayıtlarına işledi. İnfaz Savcılığı ayrıca Diyarbakır'da KCK davasında tutuklu bulunan Dicle'nin kesinleşmiş mahkumiyetten ötürü infazına da aynı tarihte başladı.
SAVCILIK HABERLER ÇIKANA KADAR YSK'YA BİLDİRMEDİ
Ancak İnfaz Savcılığı, durumu YSK'ya bildirmedi. YSK, Dicle hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunduğunu 9 Haziran tarihli bazı gazetelerde yer alan haberlerle öğrendi. Haberlerde, kesinleşmiş mahkumiyet kararının YSK'ya da bildirildiği iddiası da yer alıyordu. Ancak haberlerin çıktığı güne kadar YSK'ya herhangi bir bildirim gelmemişti. Bunun üzerine YSK, gazetelerdeki haberleri ihbar kabul ederek işlem başlattı. İnfaz Savcılığı ise haberlerin çıktığı gün, Dicle'nin durumunu bildiren bir yazıyı YSK'ya göndermek zorunda kaldı.
YSK da bunun üzerine 10 Haziran 2011 günü Dicle hakkındaki mahkumiyetin oy pusulasının iptali sonucunu doğurmayacağı, ancak seçimden sonra mazbatasının iptal edilme olasılığı olduğunu hüküm altına alan kararı verdi. Aynı kararla, Dicle’den savunması da istendi.
ZAMANINDA BİLDİRİLSEYDİ
Dicle'nin mahkumiyetinin, kesinleşmesinden 72 gün sonra adli sicil kaydına işlenmesi ve 79 gün sonra YSK'ya bildirilmesi nedeniyle Dicle oy pusulasında yer aldı ve 86 bin seçmen Dicle'ye oy vererek seçilmesini sağladı. YSK ise Dicle'nin vekilliğini düşürerek, AKP'li Oya Eronat'ın vekilliğinin önü açtı. BDP'nin desteklediği bağımsızların sayısı 35'e düştü.
Oysa Dicle'nin mahkumiyetinin aday listelerinin kesinleştiği 28 Nisan'dan önce YSK'ya bildirilmesi halinde Dicle oy pusulasında yer alamayacak ve yerine BDP listesinden birinin herhangi bir şekilde aday olamaması durumunda yedek aday olarak adaylığını koyan Abdulkadir Güleç'e oy verilecekti. Bu durumda BDP'nin desteklediği bağımsız adayların sayısı değişmeyecekti. Dicle'nin mahkumiyetinin aday listelerinin kesinleşmesinden sonra, ancak seçimden makul bir süre önce YSK'ya bildirilmiş olması halinde bile aynı formül devreye girebilecek ve seçmen Dicle yerine Güleç'e oy atabilecekti. Bu iki durumda da seçilmiş bir adayın vekilliğinin iptali söz konusu olmayacaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder