Sayfalar

19 Kasım 2014 Çarşamba

Yargıtay'dan iş güvenliği konusunda devrim gibi karar


Yargıtay: "Eğitim vermeyen, önlem almayan, disiplini sağlamayan patron sorumlu"

Soma, Ermenek ve tüm iş kazalarını etkileyecek karar

KEMAL GÖKTAŞ Ankara 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, işçilere iş güvenliği konusunda eğitim vermeyen, gerekli önlemleri almayan veya iş disiplinini sağlamayan işyeri sahiplerinin işçilerin kusuruyla kaza olması halinde bile "taksirle yaralamadan veya öldürmeden" ceza almaları gerektiğine karar verdi. Genel Kurul, işyerinde başka bir işçinin kusuruyla meydana gelen kazadan sonra açılan davada yerel mahkemenin verdiği "Asıl kusurlu kazaya neden olan işçidir. Tali kusurlu olduğu için işverene dava açılamaz" kararını bozdu. Bozulan Mahkeme kararında, iş kazalarından sonra genel müdür, sorumlu müdür, vardiya amiri vb kişilerle birlikte işyeri sahiplerine dava açılması eleştirilerek bunun "hakkaniyete" aykırı olduğu ileri sürülüyor ve bunun "kişilerin 'kirlenmeme' haklarının ihlali sonucunu doğurduğu" savunuluyordu.

İş arkadaşının kusuruyla kaza

Manisa'da bir işyerinde çalışan Mehmet Akif Tokuç, Özcan Altay'a ait kablo fabrikasında plastik enjeksiyon makinesinde çalışırken iş arkadaşı D.K'nın, kendisinin parça aldığı sırada makineyi çalıştırması nedeniyle sağ elinde 3 parmağının kaybına ve kemik kırılmasına yol açacak şekilde yaralandı. İş arkadaşı D.K'dan şikayetçi olmayan Tokuç, işyeri sorumlusu Özcan Altay'dan şikayetçi oldu. Tokuç, makinenin orijinal ayarları ile oynandığını, hızlı üretim yapacak şekilde yeniden programlandığını ve makineye sensör konulmadığını belirterek Özcan Altay'ın iş kazalarını önlemek için enjeksiyon makinesine optik okuyucu koymamak ve makinenin ayarlarını değiştirmek suretiyle kusurlu davrandığını savundu. Tokuç, şüpheli ile uzlaşmayı kabul ettiğini ancak uzlaşma görüşmelerinde anlaşamadıklarını da belirterek şüpheliye ceza verilmesini istedi.

Mahkeme: Neden-sonuç bağı yok

Bu suç duyurusu üzerine Altay hakkında Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde "taksirle yaralamaya neden olmak" suçundan dava açıldı. Şüpheli Altay savunmasında, kaza anında fabrikada olmadığını belirterek makinenin daha hızlı çalıştırılması için ayarları değiştirdiğini ise kabul etti. Kazanın, şikayetçi Tokuç'un D.K'ya yardım ederken olduğunu savunan Altay beraatini istedi.
Mahkeme de yapılan yargılama sonunda sanığın beraatine karar verdi. Kararda, iş kazası nedeniyle sanığın tazminat hukuku bakımından kusurlu olduğunun söylenebileceği belirtilerek şöyle denildi:
"Ancak sırf iş güvenliği mevzuatına aykırı olarak gerekli eğitimin verilmemiş olması, mevzuat uyarınca zaman zaman yapılması gereken denetimlerin yapılmamış olması, çalışma esnasında işin gereğine uygun biçimde yürütülmesi için lüzum eden direktiflerin verilmemiş ve iş disiplininin sağlamamış olması gibi nedenlerle cezai müeyyideyi sonuçlayacak kusurluluktan bahsedilemez. Bir başka deyişle, iş mevzuatı uyarınca gereken bu tedbirler alınmış olsa dahi müştekinin yaralanması neticesinin meydana gelmeyeceği kesin olarak söylenemez. Bu durumda kusurluluğu doğuracak illiyet (neden-sonuç) bağı kurulamaz."
Mahkeme, sanığa ceza verilmesi durumunda benzer iş yapan herhangi bir fabrikada iş güvenliği mevzuatının gereklerini yerine getiren kişilerin de meydana gelecek bir kazada cezalandırılması yoluna gidilmesi gerekeceğini, bunun da ceza hukuku ilkelerine aykırı olacağı savunuldu. 

Yargıtay: "Ceza verilsin"

Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesi ise kararı bozdu. Dairenin kararında bilirkişi ve iş güvenliği uzmanlarının raporlarına göre, sanığın, işyerinin genel sorumlusu olarak iş güvenliği konusunda işçilere gerekli eğitimleri vermemesi, işçilerin çalışmalarını denetlememesi, iş organizasyonunu sağlamaması sebebiyle tali oranda kusurlu olduğunun belirtildiğine dikkat çekildi. Kararda, hukuki durumun buna göre belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu ifade edildi.

"Patronlara, genel müdürlere dava açılması 'kirlenmeme' hakkına aykırı"

Manisa 1. Sulh Ceza Mahkemesi ise önceki kararında direndi. Direnme kararında, gereken tüm tedbirler alınmış olsa dahi kazanın meydana gelebileceği görüşü tekrarlanarak şöyle denildi:
"Gelişen teknoloji ile birlikte iş ve işçi güvenliğini daha iyi sağlayacak donanıma sahip makinelerin bulunmasının işletme çapı ve mali imkanları ölçüsünde bu makineyi temin etmeyen ve üretim prosesinde kullanmayan işveren ve temsilcilerinin sırf bu nedenle kusurlu sayılmaları kabul edilemez. Kazanın D.K isimli işçinin yanlış zamanlamayla makineyi çalıştırmasından kaynaklandığı sabitken bu kişiye ve kendisine atfedilecek kusur ve illiyet bağı, sanığa atfedilecek kusur ve illiyet bağını kaldırır."
Mahkeme ayrıca uygulamada iş kazalarından sonra genel müdür, sorumlu müdür, bakım sorumlusu, vardiya amiri, formen vb kişilerle birlikte işyeri sahiplerine dava açılması da eleştirilerek bu durumun illiyet bağının belirmesinde kargaşa yarattığı savunuldu. Mahkeme, aynı işyerine birden çok sorumlu müdür atayan, merkezi başta illerde bulunan işyeri sahiplerinin, ortamları ve genel müdürlerinin yargılanmasının da "hakkaniyete" aykırı olduğu ileri sürüldü ve bunun "kişilerin haksız yere suçlanarak 'aklanma' hakkı kadar önemli bulunan 'kirlenmeme' haklarının ihlali sonucunu da doğurabilmektedir" denildi.

İşyeri sahiplerine ceza yolu 

Direnme üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise önceki gün yaptığı görüşmede yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verdi. Böylece iş yerinde personeline iş güvenliği konusunda eğitim vermeyip, çalışmalarını denetlemeyen ve iş disiplinini gerektiği gibi sağlamayan işyeri sahiplerine ceza verilmesi konusunda önemli bir içtihat ortaya çıktı.
Karara göre, işçilerin kusuruyla kaza olsa bile gerekli önlemleri almayan, işçilere işy güvenliği eğitimi vermeyen, iş disiplinini sağlamayan işyeri sahiplerine her bir yaralanma için "taksirle yaralama", her bir ölüm için de "taksirle öldürme" suçundan ceza verilecek. Kararın 301 işçinin öldüğü Soma'daki maden kazası ile 10 işçinin hayatını kaybettiği ve 8 işçinin hala kayıp olduğu Ermenek'teki kazalarda da uygulanması gerektiği belirtildi. Karara göre işyeri sahipleri "sorumlu müdür atadıkları" veya "kazanın işçilerin veya sorumlu müdürlerin kusurundan meydana geldiği" gibi gerekçelerle cezadan kurtulamayacaklar. Türk Ceza Kanunu'na göre taksirle yaralamada yaralamanın derecesine göre 3 yıldan 3 yıla kadar ceza veriliyor. Taksirle öldürme suçuna ise "bir insanın ölümüne neden olan kişiye" iki yıldan altı yıla kadar; birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olan kişiye ise iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası veriliyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder