Sayfalar

2 Aralık 2014 Salı

Yüzde 10 barajında "Ya hep ya hiç"



KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi'nin seçim barajının düşürülmesine yönelik BBP, Saadet ve DSP genel başkanları tarafından yapılan bireysel başvurularla ilgili kararını yakında verileceğinin açıklanması siyasi tansiyonu yükseltti. AYM'nin de konunun önemini göz önüne alarak normalde ayrı ayrı görüşülüp karara bağlanan "kabul edilebilirlik" ve "esas" incelemesini birlikte yapmaya karar verdiği ortaya çıktı. Kulislerde, AYM'nin hak ihlali kararıyla birlikte seçim barajını yüzde 10 olarak düzenleyen Milletvekili Seçim Kanunu'ndaki ilgili hükmü iptal etmesi halinde 2015 seçimlerine sıfır barajla gidilmesi olasılığına dikkat çekiliyor. Bu durumda Meclis yeni bir baraj oranı belirlese bile Anayasa'daki "1 yıl kuralı" nedeniyle 2015 seçimlerine barajsız gidilebilecek.


Kabul edilebilirlik ve esas birlikte

Başvuruların siyasi sonuçlarını göz önünde bulunduran AYM'nin, alışıldık uygulamaların aksine başvurlarla ilgili "kabul edilebilirlik" ve "esas" incelemesinin 17 üyenin tamamının katılacağı Genel Kurul'da yapılmasına karar verdiği öğrenildi. Oysa yasada önce kabul edilebilirlik kararı ardından esas incelemesinin yapılacağı belirtiliyor.
BBP lideri Mustafa Destici, Milliyet'e, başvurularının kabul edilebilir bulunduğunu ve Adalet Bakanlığı'ndan AYM'nin görüş istediğini söyledi. Destici ayrıca Bakanlığın görüşünün 13 Kasım'da kendilerine ulaştığını ve buna ilişkin itirazlarını 28 Kasım'da AYM'ye sunduklarını belirtti. Buna karşın AYM'den yapılan açıklamada "Yapılan başvuruların 'kabul edilebilir' olup olmadığı konusu dahi karara bağlanmadan işin esası hakkında yorum yapılmasının anlamsızlığı açıktır" ifadesi kullanıldı. Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'a göre de Adalet Bakanlığı'nın görüşü ancak başvurunun kabul edilebilir olması ve esasa geçilmesi halinde alınabiliyor. Edinilen bilgiye göre AYM bölüm ve komisyonları bu konudaki kararı Genel Kurul'a bıraktı ve kabul edilebilirlikle birlikte esas incelemenin yapılmasına karar verdi. Bu nedenle de Bakanlıktan görüş istenmesi yoluna gidildi.
AYM'nin verebileceği çeşitli kararlar ve olası sonuçları şöyle:

Kilit kavram: "Potansiyel mağdur"

KABUL EDİLEMEZLİK: AYM, bireysel başvurulara ilişkin kabul edilemezlik kararı verebilir. Bu görüşü savunan AYM üyeleri de Anayasa Mahkemesi Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'nun 45. maddesi. Bu maddede "Yasama işlemleri aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağını" kuralı yer alıyor. İhlalin nedeni olan bir yasa maddesi olduğu için ve bireysel başvuru yapan partiler AYM'nin yargı yetkisinin tanınmasından sonra yapılan bir genel seçimde baraj altında kalmadıkları, yani henüz mağdur sıfatını almadıkları için böyle bir kararın alınması sürpriz olmayacak. Ançak aksi görüşü savunanlar AİHM'in bazı kararlarında işaret ettiği "potansiyel mağdur" kavramına işaret ederek esasa geçilmesi gerektiğini savunuyor.

İhlal kararı yetmiyor

İHLAL VAR: AYM'nin bireysel başvurulara kabul ederek yüzde 10 seçim barajının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa'da yer alan bazı temel hakları ihlal ettiği sonucuna varması tek başına seçim barajının düşürülmesi ya da kaldırılması sonucunu doğurmayacak. AYM'nin böyle bir ihlal kararı vermesi durumunda, ihlale neden olan yasayı değiştirmesi için Meclis'e süre vermesi gerekecek. Bu durumda Anayasa'ya göre seçim kanunlarında yapılan değişiklikler bir yıl içinde yapılacak seçimleri etkilemeyeceği için 2015 seçimlerinde yüzde 10 barajı uygulanmaya devam edecek. Hak ihlali kararının 2015 seçimlerini etkilemisinn tek koşulu Anayasa'daki "1 yıl kuralı"nın değiştirilmesi olacak. Bu durumda Meclis çoğunluğunu elinde bulunduran AKP, Anayasa değişikliği için diğer partilerle uzlaşmaya yanaşmazsa siyaseten "insan hakkı ihlali" olan bir kuralla seçime gidilmesi nedeniyle siyaseten zor durumda kalabilir ama hukuken Meclis'i bağlayıcı bir karar verilemyeceği için bu durumu göze alabilir.

İptal çıkarsa sıfır baraj

İHLAL VE YASANIN İPTALİ: AYM bireysel başvuruları görüşürken hak ihlalinin nedeni olarak gösterilen yüzde 10 seçim barajını
düzenleyen Milletvekili Seçim Kanunu'nun 33. maddesinin Anayasa'ya aykırılığı iddiasına ciddi bulursa, bu iddiayı AYM Genel Kurulu olarak görüşmeye karar verebilir. Yani bir anlamda, AYM bir yerel mahkeme gibi Anayasa'ya aykırılık iddiasında bulunup ardından da AYM Genel Kurulu olarak o konuda bir varar verecek. Bu durumda Genel Kurul, yasal düzenlemeyi iptal ederse, kanunda baraja ilişkin herhangi bir düzenleme kalmayacağı için 2015 seçimlerine barajsız gidilecek. Meclis'te yüzde 10 yerine örneğin yüzde 5 baraj getirilse bile Anayasa'daki kural gereği yeni baraj oranı, 1 yıl içinde yapılacak seçimde uygulanmayacak. Yani bu durumda Meclis'teki AKP çoğunluğunun adeta eli kolu bağlanmış olacak.
Buradaki kritik sorun, bireysel başvuruya bakan AYM Genel Kurulu'nun, yasanın iptali için yine aynı heyetin bakacağı bir "iptal başvurusu" yapıp yapamayacağı konusunda kilitleniyor. Bu konuda AYM içinde çok çeşitli tartışmalar yürütülüyor. Hükümete yakın üyeler, AYM Genel Kurulu'nun bireysel başvurulara bakarken bir yasanın iptalini görüşmeye karar veremeyeceğini savunuyor. Buna karşın diğer üyeler daha önce AYM'nin bir siyasi partinin ihtar kararına uymadığı için kapatılması ile ilgili açılan davada, ihtara uymayan partinin kapatılacağına ilişkin Siyasi Partiler Kanunu'ndaki hükmün iptali için konuyu Genel Kurul olarak ele aldığı ve yasayı iptal ettikten sonra kapatma istemini reddettiğini hatırlatıyor.

AYM: "Gazetecinin kendi değerlendirmesi"

Bu arada AYM'den konuya ilişkin yapılan haberlerle ilgili bir açıklama geldi. Başkanlık açıklamasında bir konferans sırasında bir gazetecinin Başkan Kılıç'a konuyu sorduğu ve Kılıç'ın da verdiği cevapta aynen “Raportörün raporunu tamamlayarak ilgili bölüm başkanlığına sunulduğu, bölümün konuyu görüşerek seçim barajı ile ilgili bireysel başvurularda önemli usuli sorunlar olduğu gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi Genel Kurul’un da görüşülmesinin daha isabetli olacağı düşüncesi ile dosyaların Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’na gönderildiği, Genel Kurul’un uygun olması halinde belki 2-3 hafta sonra görüşebileceğini” belirttiği ifade edildi. Açıklamada "Bu bilgi dışında Başkan tarafından herhangi bir değerlendirme, yorum ve görüş belirtilmemiştir. Yapılan başvuruların 'kabul edilebilir' olup olmadığı konusu dahi karara bağlanmadan işin esası hakkında yorum yapılmasının anlamsızlığı açıktır. Gazeteci arkadaşımızın teknik bilgi kapsamında sorduğu bazı sorulara Anayasa kuralları çerçevesinde verilen cevaplardan yorumlar yapılarak bir sonuç çıkarılması tamamen gazetecimizin kendi görüşü ve değerlendirmesinden ibarettir" denildi.
Açıklamada, görüşülmekte olan bir konu hakkında ne Başkan’ın ne de üyelerin bu güne kadar değerlendirme yapmadığı ifade edilerek "Böyle bir açıklamanın olumsuz sonuçlarını öngörebilecek yeterli bilgi ve tecrübe sahibi oldukları da izahtan varestedir. Yanlış anlamalara neden olmamak için bu açıklamanın yapılması zorunluluğu doğmuştur" denildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder