Sayfalar

14 Mayıs 2015 Perşembe

AYM'nin İç Güvenlik Paketi'ne "by-pass" kararı: Barışçıl gösterilere tam özgürlük!


AYM'den toplantı ve gösteri hakkı kriterleri

"İzinsiz diye gösteriyi dağıtmak yanlış"

"Gösteriye katılanların bir kısmı şiddete başvurdu diye gösteri dağıtılamaz"

"Günlük hayatın akışında karışıklığa sebep oluyor diye bu hak ihlal edilemez"

"Gösteri düşmanca tepkilere yol açabilir diye gösteri engellenemez"

"Kışkırtıcı görüşlerle de gösteri yapılabilir"

KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi'nin İzmir Eğitim Sen üyelerinin yaptığı başvuru ile ilgili verdiği kararda, toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile ilgili mevcut sınırlamaları ve polisin müdahalesini oldukça sınırlayacak değerlendirmeler yer aldı. Kanuna gire izin veya bildirim alınmadan yapılan gösterilerin sırf bu nedenle dağıtılmasının hak ihlali anlamına geleceğini belirten AYM, gösteriye katılanların bir kısmının şiddete başvurmasının dahi diğerleri açısından bu hakka müdahale edilmesini meşru kılmayacağına hükmetti. Gösterilerin günlük hayatın akışında karışıklığa neden olması, hatta düşmanca tepkilere yol açması halinde dahi engellenmemesi ve gerçekleştirilmesi için devletin önlem alması gerektiği vurgulanan AYM kararında, şiddete başvurmayan kişilere toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkını kullandıkları için ceza verilmesinin de yanlış olduğu kaydedildi. Hukukçular AYM kararının Gezi eylemleri başta olmak üzere Taksim yasağı ve diğer müdahale edilen gösterilerle ilgili davalarda verilecek kararları etkileyeceğini ve polisin de uygulamalarına yol göstereceğini belirtti. AYM'nin kararında AİHM kararlarına dayanması nedeniyle İç Güvenlik Tasarısı ile getirilen ve AİHM kararlarına aykırı olan sınırlamaların dahi AYM kararı karşısında uygulanmaması gerektiği belirtiliyor.



AYM'ye başvuran İzmir Eğitim Sen üyeleri, eğitim sisteminde değişiklikler getiren kanun teklifine karşı kitlesel basın açıklaması yapmak için Ankara'da yapılacak toplantıya katılmalarının polis tarafından engellenmesinin ve bu engellemeye karşı aynı gün İzmir Konak Meydanında ve ertesi gün İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde basın açıklaması yapmak için yürüyüşe geçtikleri esnada polisin müdahalesinin Anayasa'nın düşünce ve kanaat hürriyeti ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiğini ileri sürdüler. AYM'nin bu başvuru ile ilgili verdiği ihlal kararında AİHM kararlarına atıf yapılan çok çarpıcı görüşler yer aldı. AYM kararında şöyle denildi:

"Kışkırtıcı görüşler için de gösteri yapılabilir"

"Anayasa'nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı bireylerin ortak fikirlerini birlikte savunmak ve başkalarına duyurmak için bir araya gelebilme imkânını korumayı amaçlamaktadır. Bu hak, Anayasa'da düzenlenen ifade özgürlüğünün özel bir biçimidir. İfade özgürlüğünün demokratik ve çoğulcu bir toplumdaki önemi, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı için de geçerlidir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı çoğulcu demokrasilerin gelişmesinde elzem olan farklı düşüncelerin ortaya çıkması, korunması ve yayılmasını güvence altına almaktadır. Muhalif ve azınlıkta kalan fikirlerin, çoğunluğun fikirleri nazarında kışkırtıcı veya rahatsız edici olması durumunda dahi korunarak güvence altına alınması çoğulculuğun, açık fikirliliğin, hoşgörünün ve demokratik bir toplumun gerekliliğidir.

"Düzene itiraz eden görüşler"

Şiddete teşvik ve demokrasinin ilkelerini ortadan kaldırma durumları dışında toplantı ve ifade özgürlüğünün ortadan kaldırılmasına yönelik önleyici nitelikli radikal tedbirler, yetkililerin eylemlerde kullanılan ifadeler ve bakış açılarını şaşırtıcı ve kabul edilemez olarak değerlendirdiği ya da eylemlerin yasadışı olduğu durumlarda dahi, demokrasiye zarar vermektedir. Demokratik bir toplumda, mevcut düzene itiraz eden ve barışçıl yöntemlerle gerçekleştirilmesi savunulan siyasi fikirlerin, toplantı özgürlüğü ve diğer yasal araçlarla kendisini ifade edebilmesi imkânı sunulmalıdır.

"Bazılarının şiddete başvurması müdahaleyi haklı kılmaz"

Kolektif bir şekilde kullanılan bu hak, düşüncelerini ifade etmek isteyen kişilere şiddeti dışlayan yöntemlerle düşünceleri açıklama imkânı vermektedir. Şiddet kullanma niyetinde olan kişilerin katıldığı veya düzenlediği gösteriler barışçıl toplanma kavramı dışında kalmaktadır. Toplanma hakkının barışçıl niteliği genel olarak bir bütün halinde değerlendirilerek ortaya konulmalıdır. Bunun dışında, toplantı veya gösteri yürüyüşüne katılanların bir kısmının şiddete başvurmaları diğerleri açısından bu hakka müdahaleyi meşru kılmaz.

Düşmanca tepkiler
Bir toplantı ve gösteri yürüyüşünün yasadışı olması veya yasalara aykırı olarak düzenlenmesi de tek başına toplantı veya yürüyüşün barışçıl niteliğini ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla halka açık yerde yapılan her türlü gösterinin günlük hayatın akışında belli bir karışıklığa sebep olabileceği ve düşmanca tepkilere yol açabileceği açıktır. Bu durumların varlığı toplantı hakkının ihlal edilmesini haklı gösteremez.

İzin alınmadı diye dağıtılamaz

İzin ve bildirim usullerinin uygulanması toplanma hakkının etkin kullanılması imkânını sağlamak içindir. Derhal tepki verilmesinin haklı olduğu özel durumlarda ve protesto barışçıl yöntemlerle yapıldığında, bu tür bir eylemin, sadece bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediği gerekçesiyle dağıtılması barışçıl toplantı hakkına ölçüsüz bir sınırlama olarak değerlendirilmelidir.

Ceza verilmemeli

Barışçıl bir gösteri sırasında yapılanlar veya gösteri sonrasında katılımcılara yönelik soruşturma ve cezalandırmalar da toplantı hakkının kullanılmasını sınırlayan davranışlar olarak kabul edilebilir. Barışçıl amaçlarla bir araya gelmiş kalabalıkların toplantı hakkını kullanırken kamu düzeni açısından tehlike oluşturmayan ve şiddet içermeyen davranışlarına devletin sabır ve hoşgörü göstermesi çoğulcu demokrasinin gereğidir."

"Gaz ve sudan önce uyarı yapılmalı"

Kararda biber gazı ve gazlı su kullanımına ilişkin olarak da değerlendirmeler yapıldı. Avrupa Konseyine üye devletlerce toplumsal olayları kontrol altına almak ve dağıtmak için kullanılan gazın, zehirli gaz listesinde bulunmadığına dikkat çekilen kararda "Biber gazı ile toplumsal olaylara müdahale tek başına toplanma hakkının ihlali olarak değerlendirilmemelidir. Yaş, gebelik veya kronik rahatsızlıkları nedeniyle biber gazından beklenenden daha fazla etkilenebilecek kişilerin gazın kullanımından önce ikaz edilmeleri önemlidir. Ülkemizde yaşanan bazı toplumsal olaylara biber gazı ile yapılan müdahalelerde can kaybı olduğu da gözetildiğinde Emniyet Genel Müdürlüğünün talimatnamesinin uygulanması ayrıca önemlidir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder