Sayfalar

1 Ocak 2015 Perşembe

Yargıda Didem hüznü: "Ah Didem ah, gördün mü...?"


KEMAL GÖKTAŞ

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) önceki HSYK döneminde elektrik-su borcunu ödemediği ve polisle tartıştığı için mesleğe kabul edilmeyen üç hakim adayının mesleğe kabullerine karar vermesi yargıda "Didem Yaylalı hüznüne" yol açtı.



3 hakim göreve kabul edildi

HSYK 3. Dairesi, önceki gün yaptığı toplantıda, eski HSYK döneminde mesleğe kabul edilmeyen 3 hakimin mesleğe kabulüne karar verdi. Hakim adayları Nebi Yalçınkaya, Tolga Onur ve Zafer Özbek, mesleğe kabul edildi. Hakim adayı Nebi Yalçınkaya, 3 yıl önce trafikte bir polisle tartıştığı için hakkında açılan davadan beraat ettiği halde "kınama cezası" verildiği için mesleğe kabul edilmemişti. Telefon ve su borcunu ödemediği gerekçesiyle ceza alan ve bu nedenle mesleğe kabul edilmeyen hakim adayı Tolga Onur da mesleğe alındı.
HSYK'nın sudan bahanelerle mesleğe kabulüne karar vermediği 3 hakim adayı için hatadan dönülmesi akıllara "tayt giydiği ve ara sıra alkol içtiği" belirtilerek yine sudan bahanelerle mesleğe kabul edilmediği için inhtihar eden Didem Yaylalı'yı getirdi.

Tayt giydiği için

Didem Yaylalı, hakimlik sınavının yazılı ve sözlü aşamalarını başarıyla geçerek, stajını yapmış ve son 4 aylık akademi eğitimine başlamıştı. Genç hakim adayı Hakim olmayı beklerken, atanmasına bir hafta kala, önceden sunduğu bir sağlık raporunda doktorun imzası olmadığı için "eksik imzalı belge sunduğu" ve böylece idareye yalan beyanda bulunduğu iddiasıyla disiplin cezası almıştı. HSYK bu disiplin cezasını gerekçe göstererek, Yaylalı'nın mesleğe alınmamasına karar vermişti. HSYK Genel Kurulu'na itiraz eden Yaylalı, sonuç alamamıştı. Aldığı disiplin cezasına karşı idare mahkemesinde dava açan Yaylalı, HSYK'nın bu davanın sonucunu beklemeden itirazını reddetmesi üzerine, hakimlikten umudunu kesmiş ve avukat stajına başlamıştı. Yaylalı, süreç devam ederken Fethiye'de bir otele giderek intihar etmişti.
Arkadaşları Yaylalı'ya stajını yaptığı dönemde Adalet Akademisi'nde tayt giydiği gerekçesiyle uyarıldığını, ara sıra alkol almasının sorun edildiğini belirterek, mesleğe kabul edilmemesinin arkasında Yaylalı'nın yaşam tarzının olduğunu iddia ediyorlardı.
Yaylalı gibi HSYK'nın mesleğe alınmama kararı verdiği ve önceki gün mesleğe dönebilen Tolga Onur, Yaylalı'nın intiharından sonra "Kendisi ile aynı aynı süreci yaşadığımız için bana ulaştı. Kendisine çok fazla baskı uygulandığını, dayanamayacak gibi olduğunu söylüyordu. İntiharı ben de çok düşündüm. O ruh halini biliyorum" demişti.

"Annem babam için" demişti

Didem Yaylalı, Tolga Onur'a yazdığı ve başına gelenleri anlattığı mesajda ise şöyle demişti:
"Yaşadığın şeyleri çok iyi anlıyorum bizzat ben de yaşıyorum.. O yüzden yazmak istedim. Şu an tabancadaki son kurşunu atıyorum. Genel kurulda olumlu karar çıksa bile istifa edeceğim ve yaşadıklarımı anlatacağım herkese senin gibi ama şimdi annem babam için ailem için aklanmak istiyorum. Mesleğe devam etmek için değil, kendimi aklamak için genel kurulda olumlu oy çıksın istiyorum. HSYK üyelerinden biri yakın arkadaşımın amcası ve adam benim için 'disiplin cezası neyse de alkol problemi var o kızın' demiş. Üstü kapalı üyelerin söylediğinden anladığım akademideyken biri benim alkol kullandığımı söylemiş ve soruşturma bu yüzden açılmış. Daha bir sürü böyle şey işte."
Bir dönem arkadaşı da Yaylalı'nın mesleğe kabul edilmeyeceğini kura töreni öncesi cübbelerin dağıtılması için geldiği HSYK binasında cübbeleri veren görevliden öğrendiğini anlattı.

"Ah Didem ah"

Yaylalı'nın bu hazin öyküsü, arkadaşlarının mesleğe kasul edilmelerinin ardından hakim-savcıların internet sitesi adalet.org'da gündeme geldi. Bursa Hakimi Kaplan Ülgü, siteye şu satırları yazdı:
"Bugün, Tolga ve Nebi'nin mesleğe kabul edilmesi benim gibi birçok meslektaşımda buruk bir sevince yol açtı. Demek ki, değmezmiş minik kız; her gecenin bir sabahı olurmuş. Rahmetli Didem Yaylalı ile ilgili olarak adalet.org'da yapılan bir paylaşıma 25 Ağustos 2013'de şu yorumu yazmışım. "Haksız yere meslekten atılan Ferhat Sarıkaya mesleğine geri dönebildi. Tolga Onur da belki ileride hakim olabilir. Ama, Didem'in böyle bir şansı yok. İşin bu kısmı kahrediyor. Ahh..! Didem; Keşke, HSYK'ya direndiğin kadar, hayata da direnseydin."
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcısı Aydın Aktaş "Didem'i bu sürece götürenler hesap vermediği sürece bu yara daha çok kanayacak. Allah ailesine sabırlar versin" derken avukat Özden Nizam "Doğru diyorsunuz... Sanıyorum herkesin aklından "Ah Didem..." diye bir söz döküldü yine" diye yazdı.
Emekli hakim ünsal Çankaya ise "Ben bugün Tolga'yı aradım. Kendisi için tam sevinemiyordu, ah Didem ah. İki sözün arkası. İçimizi seninle yakanlar iflah olmadı. Kalan kul hakkımız mevlaya emanet olsun. Çünkü O en baştan koymuş yargıyı; karşıma kul hakkı ile gelinmesin, bana karşı neyiniz varsa affa razıyım" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder