Sayfalar

17 Eylül 2013 Salı

Öcalan'ın en önemli talebi; heyetin temsil yetkisi



Kemal GÖKTAŞ
Abdullah Öcalan'ın İmralı'da görüştüğü BDP heyeti aracılığıyla açıkladığı mesajında gündeme getirdiği "diyalog aşamasından müzakereye" geçiş önerisi yeni bir tartışma başlattı.
Öcalan'ın devlet heyetinin yanı sıra Kandil'e de yazılı olarak ilettiği mesajların BDP heyeti tarafından önümüzdeki günlerde Kandil'e götürülmesi bekleniyor.
Öcalan, açıklamasında bir yıldır devam eden süreci "diyalog süreci" olarak tanımladı ve sürecin "yeni bir formatla yani anlamlı bir müzakereye evrilterek sürdürmek gerektiğini" belirtti. Son olarak 17 Ağustos'ta BDP heyeti ile yaptığı görüşmeden sonra konumunun araçsal olmaktan çıkarılarak "stratejik" bir konuma evrilmesi gerektiğini ifade eden Öcalan'ın, son görüşmede de "müzakere" kavramını kullanmasıyla İmralı'da kendisi ile görüşen devlet heyetinin hükümeti temsil yeteneğinin artırılması ve görüşmelerde alınan kararların uygulanabilir olmasını kastettiği ifade ediliyor. Özellikle demokratikleşme paketi hazırlanırken BDP ve İmralı'yla görüşülmemesi, gazetecilerle görüşme gibi daha önce devlet heyetinin olumlu baktığı konulardra siyasi iradenin adım atmaması gibi konuların Öcalan'ın diyalogdan müzakereye geçiş önerisinde etkili olduğu belirtiliyor.



"OSLO GİBİ OLMASIN"

"Süreçte araç ve yöntemlerin yeniden dizayn edilmesi konuşuluyor" diyen BDP Hakkari milletvekili Adil Zozani, VATAN'a yaptığı açıklamada, Türkiye'de geçerli mevzuata göre devleti bağlayıcı mekanizmanın sadece hükümetin elinde olduğunu belirterek "Bunun dışındaki bütün kurumlar hükümete tavsiye niteliğinde bazı şeyler söyleyebilir. 200 yıllık Kürt sorununun çözümü konusunda icra mekanizmasının, yani hükümetin doğrudan işin tarafı olmadığı bir işleyişte sonuç almak olanaklı görünmüyor. Şu ana kadar hükümet, devlet kurumları üzerinde, devlet adına bazı girişimlerde bulundu. Ama kendisini sıkıntıya sokacak noktalarda sorunu genelleştirip devlet şemsiyesi altında işi yönetmek istedi. Şimdi hükümetin biraz daha sorumluluk altına girmesi gerektiği gerçekliğiyle yüz yüzeyiz. Kürt tarafı artık devlet adına yapılan görüşmelerde dile getirilen konuların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilmek durumunda. Oslo süreci de böyle bir noktada kilitlenmişti. Konuşulan şeylerin karara dönüştürülmemesi, siyasi iradeye dönüşmemesi süreci tıkamıştı. Şimdi benzer sorunla karşılaşılmaması için hükümetin anayasal sorumlulukla hareket etmesi gerekir" dedi.

KIŞIN ÇEKİLME OLMAZ

Zozani, Öcalan'ın Kandil'e ilettiği mesajında "çekilmeye devam edilmesi" yönünde mesaj vermesinin beklendiğinin hatırlatılması üzerine ise "Öcalan'ın mevcut ateşkesin devam ediyor olmasını önemsediğini açıklaması önemli. Çekilme faslına ilişkin olarak KCK'nın almış olduğu karara kış arifesinde yeni bir şey getirmek çok olanaklı gibi görünmüyor. Nihayetinde onlar da kendi güvenliklerini düşünmek ve sağlamak durumundalar.

KIŞANAK: "SÜRECİNİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL KCK  DAVALARI"

Bu arada BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak,  KCK ana davasını izlemek için geldiği Diyarbakır Adliyesi'nde yaptığı açıklamada, KCK operasyonlarıyla halkın iradesinin cezaevlerine alındığını, bu operasyonun Kürt demokratik siyasetine yönelik darbe girişimi olduğunu savunarak, "4.5 yıldır arkadaşlarımız cezaevinde. Çözüm sürecinin  önündeki en büyük engel KCK davalarıdır" dedi. Kışanak, demokratikleşme paketinin içeriğini de bilmediklerini belirterek "Hiç kimsenin önerisini almadan, tartışmadan kapalı kapılar  ardında paket hazırlamanın yöntem olarak problemlidir. Paketin içerisinden  belki çözüm sürecinde karşılıklı güven artıracak bazı çözüm önerileri çıkar mı? Temenni ediyoruz ki çıkar" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder