Sayfalar

19 Eylül 2013 Perşembe

Öcalan'ın avukatı: Bize 'Bu tufandır, daha tsunami gelecek' dediler


Kemal GÖKTAŞ
Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yaparken tutuklanan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erol, yargılandığı İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu yazılı savunmada, çarpıcı iddialarla bulundu.

Öcalan'la 14 yıldır görüşmeler yapıldığını ve bu süre içinde birçok defa hava muhalefeti veya gemi arızası nedeniyle defalarca görüştürülmediklerini anlatan Erol, sadece Oslo sürecinin devam ettiği 2010 ile 2011 Temmuzu arasındaki dönemde hiçbir şekilde hava ve gemi muhalefetinin ortaya çıkmadığına, her hafta görüş yapabildiklerine dikkat çekti.

Erol, bunun nedenini "Çünkü 2009’dan itibaren Kürt sorununda çözüm arayışları temelinde İmralı’da devlet heyetiyle bir görüşme süreci başladı. Ve biliyoruz ki, tutuklanmamız, tam da bu diyalog zemininin bozulması sonucu gerçekleşti" dedi. Erol şunları yazdı:

GÖRÜŞME ADI ALTINDA...

"Şimdi dikkat edilsin, toplu olarak tutuklanmamızla sonuçlanan soruşturma tam da bu dönem, yani Mart 2010’dan itibaren başlar. Ve biliyoruz ki, tutuklanmamız, tam da bu diyalog zemininin bozulması sonucu gerçekleşti. Neden 13 yıllık avukat görüşmelerinin 2010-2011 kesiti soruşturma konusu oldu? Bu iki yılın ayırıcı özelliği, çatışmasızlığın sağlanması, nispeten kansız ve huzurlu bir ortamın gerçekleşmesi, Kürt sorununa dair barışçıl-medeni bir çözüm ihtimalinin tartışılması değil miydi? Güya 'önderlik komitesi' gibi hukuk garabeti bir suçlama ile karşı karşıya iken neden gözaltında 'mülakat' denilen görüşmelere çağrılıp İmralı’da görüşme yapan heyete, heyet üzerinden gerçekleşen mektup trafiğine dair sorulara muhatap olduk? 'Bir akıl' acaba şöyle mi düşündü? 'Bu avukatları topyekûn alır, ciddi suçlamalara boğar, haklarında medyaya haberler servis eder, kullanıldıkları ve gözden çıkarıldıkları hissini yaratırız. Onlar da bu tepkiyle çıkıp müzakereyi yürüten heyete ve bu sürece dair bildiklerini teşhir ederler!'

"BU TUFANDIR, DAHA TSUNAMİ GELECEK"

Bunun yabana atılır bir tez olmadığının kanıtı, bizlerden iki ay sonra 07 Şubat 2012’de bu kez müzakereleri yürüten devlet heyetini, hatta dolaylı olarak Sn. Başbakan’ı hedef alan savcılık soruşturmasının açığa çıkmasıdır. Sıradan avukatlar, sıradan insanlar olabiliriz ancak Kürtleri ve Türkleri daha fazla çatıştıracak her girişime mesleki ve ahlaki olarak kapalı insanlarız. Bizi adliye hücrelerinde sabahlatırken, 'Bu tufandır, daha tsunami gelecek' diyenler, hesaplarını yanlış yaptılar. Bu sorunun bugün olduğu gibi, gerçek muhataplarıyla ve diyalog yoluyla çözümüne inanmış biri olarak, bu yönde samimi girişimlere ve barış ahdine vefa bizim için esastır. Yüzyıl da tutuklu kalsam, soğukkanlılıkla beklemeyi, bir günlük 'özgürlük' için her türlü kirli, savaş yanlısı oyuna alet olmaya yeğ tutarım. Bugün açıklıkla söyleyebiliriz, bu operasyon Sn. Öcalan’a, Kürt sorununda müzakereye dayalı çözümü savunan aktör ve taraflara ve son olarak avukatlık mesleğine dönük yapılmıştır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder