Sayfalar

18 Nisan 2016 Pazartesi

10 Ekim Barış mitingi katliamına ilişkin 10 kritik soru


KEMAL GÖKTAŞ
Ankara Garı’nda 10 Ekim'de yaşanan IŞİD katliamıyla ilgili müfettiş raporunda 5 polis müdürünün sorumluluklarına işaret edilirken Ankara  Başsavcılığı, rapordaki iddialarla ilgili soruşturma yapmak yerine raporu haberleştiren gazetecilere soruşturma açtı. Polislerin “görevi ihmal” suçundan soruşturulmaları için yeterli veri olduğuna işaret edilen müfettiş raporunda ise Danıştay’ın “kasıt olup olmadığının tespiti yargı mercilerine aittir” yönündeki emsal kararı hatırlatılarak “Olayın tümünün çözülmesi için mutlaka adli sürecin işletilmesi gerektiği” belirtildi.

Türkiye tarihinin en büyük bombalı saldırısı ile ilgili İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın görevlendirdiği 4 müfettişin hazırladığı ön inceleme raporunda il emniyet müdürü ile güvenlik, terör, istihbarat şube müdürleri ve terörle mücadele C Büro amiri olmak üzere toplam 5 polis müdürü hakkında “görevi ihmal” suçundan soruşturma açılması talep edildi.  Raporda şöyle denildi:
“Kastı belirlemek yargının görevi”
“Ön incelemenin amacının olayı tümüyle çözmek, görev suçu oluşup oluşmadığını, sübut bulun bulmadığını, kasıt-iyi niyet halleri olup olmadığını ortaya koymak olmayıp isnadın konusunun suç olup olmadığı ve hazırlık soruşturması yapılması için yeterli emare olup olmadığı , hazırlık soruşturması yapılmasında kamu yararı bulunup bulunmadığını ortaya koymaktır. Danıştay 1. Dairesi’nin 2006/975 sayılı kararında da “kasıt unsurunun bulunup bulunmadığının tespitinin yargı mercilerine ait olduğu” belirtilmektedir. Bu gerekçelerle de bahse konu olayın adli makamların süzgecinden geçmesi için yeterli emareler ve kamu yararı vardır.”
Müfettişlerin “adli makamların süzgecinden geçmesini” istedikleri, ancak Ankara Valiliği’nin soruşturma izni vermemesi ve Başsavcılığın da bu kararı yerinde bulması nedeniyle şimdilik yanıtsız kalan sorular ise şöyle:
1- Büyük risk varken mitinge neden izin verildi?
Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, İl Güvenlik Koordinasyon Kurulu toplantısında “Mitingin yapılmasında bir sakınca var mı? İzin verilmezse ne olur?” diye sordu. İl Emniyet Müdürü ve İstihbarat Şube Müdürleri “Yapılmaması halinde marjinal gruplar olay çıkarabilir” yanıtı verdi. Oysa müfettişler gelen yoğun istinbarat bilgileri ve Diyarbakır-Suruç patlamaları göz önüne alarak mitingin iptal edilebileceği görüşünü belirtti.
2- Mitingin izin saati neden değişti?
Aynı toplantıda İl Emniyet Müdürü miting için 08.30-16.00 saatleri arasında izin istenmesine rağmen “8 saat trafin kapalı olmasının vatandaşların tepkisine neden olabileceği” gerekçesiyle 12-16 arasında izin verilmesini istedi. Valilik de bu öneriyi kabul etti. Böylece toplanma alanı olarak ilan edilen ve sabah saatlerinden itibaren şehir dışından gelenlerin çoğunlukta olduğu 10 bin kişinin toplantığı Ankara Gar alanı korumasız hale geldi.
3 – Neden miting için ek tedbirler alınmadı?
Mitinge ilişkin güvenlik önlemlerinin planlanmasında mitinge katılan bazı grupların çevreye zarar verebileceği üzerinde odaklanıldığı, mitinge katılanlara karşı dışardan yapılabilecek saldırı riskleri değerlendirilmediği  tespiti yapıldı. Eldeki en az 62 istihbarat bilgisine rağmen neden miting için ek önlem alınması hiç gündeme gelmedi?
4- Polisin elinde arama kararı olmasına rağmen neden Gar’da arama yapılmadı?
Mahkemeden toplanma alanını (Gar) da kapsayacak biçimde kişilerin üstlerinin ve araçlarının da aranmasını içeren önleme araması kararları alındığı halde, neden Gar ve çevresinde arama noktaları oluşturulmadı?
Eldeki istihbaratlara rağmen Ankara Garı önündeki Ankara Garı önünde kontrolsüz toplanmaya neden izin verildi? 10 bin kişinin olduğu toplanma alanında arama yapılmaması ve sadece mitingin yapılacağı Sıhhiye Meydanı’nda arama noktalarının oluşturulmasının nedeni nedir?
5- Polis neden Gar önünde yoktu?
Alanda görevli 2 bin 44 polisten sadece 129’u 10 bin kişinin toplandığı Ankara Garı ve çevresinde görevliydi. Patlama anında ise Gar ve çevresindeki yakın kavşaklar dahil olmak üzere 76 polis vardı. Nitekim olayda yaralanan polis de olmadı.  Güvenlik önlemlerinde mitingin yapılacağı Sıhhiye Meydanı’nda ağırlık verilirken 10 bin kişinin olduğu Gar’daki toplanma alanına neden  yoğunlaşılmadı?
6- Kritik istihbarat neden ilgili birimlere gönderilmedi?
14 Eylül’de İstihbarat ve Terörle Mücadele Daire Başkanlıklarından gelen bir istihbaratta “DEAŞ’ın yapmaya karar verdiği büyük bir eylem için seçtiği grubu Suriye’deki bir kampta özel eğitime aldığı, eylemin uçak-gemi kaçırma ya da miting- kalabalık yerde çok sayıda canlı bomba patlatma şeklinde olabileceği” belirtildi. Bu istihbaratı ilgili birimlere ve üstlerine iletmeyen TEM C Büro Amiri’nin savunması müfettişler tarafından “geçerli bir açıklaması yok” şeklinde değerlendirildi. Müfettişler, “mitinglerde birden fazla canlı bomba patlatma” şeklindeki eylem istihbaratının çok sayıda miting yapılan Ankara için özel bir istihbarat olduğunun altını çizdi ve çok daha önemsiz bilgilerin ilgili birimlere gönderilmesine rağmen bu bilginin neden gönderilmediğine dikkat çekti.
7- Yol uygulamasına neden ara verildi?
Ankara Emniyeti, 9 Ekim 2015 günü 9.30 ile 11.30 arasında ve 22.00-24.00 saatleri arasında yaptığı yol uygulamasına 24’te ara verilip miting günü 9’da tekrar başlandı. Gaziantep’ten Ankara’ya doğru arabayla yola çıkan canlı bombaların da yol uygulamasına ara verilen saatlerde, 8.30 civarında Ankara’ya girmiş olmaları soru işaretlerine neden oldu.
8-  “Canlı bomba” uyarısı neden sadece polise yapıldı?
Mitingden önce emniyet birimlerine gönderilen Emniyet tedbir yazısında Diyarbakır ve Suruç patlamaları da göz önüne alınarak “bütün personelin öncelikle kendilerine yönelik olası ‘canlı bomba’ konusunda duyarlı olmaları” talimatı verildi. Emniyet, istihbarat raporlarında IŞİD’in HDP ve sol çevreleri hedef aldığına ilişkin çok sayıda bilgiye rağmen canlı bomba olasılığına ilişkin değerlendirmeyi neden kendi personeli ile sınırlı tuttu?
9- En az 2 ay önceden ismi-eşgali bildirilen canlı bomba nasıl yakalanmadı?
Canlı bombalardan Yunus Emre Alagöz’ün eylem yapacağı ve bunun için ailesiyle helalleştiğine ilişkin istihbarat bilgileri Ağustos ayının başından beri Emniyet’e geliyordu. Buna rağmen Alagöz, Suriye’den Gaziantep’e geçip oradan da 12 saatlik yolculukla Ankara Garı önüne gelirken neden yakalanmadı?
10- Dinlenilen telefondan verilen eylem talimatları atlandı mı?
IŞİD’in, Diyarbakır, Suruç, Ankara Gar ve İstanbul Taksim’deki saldırılarının talimatını verdiği belirlenen, başına 4 milyon TL ödül konulan İlhami Balı’nın saldırı emirlerini 2013 yılından beri dinlenen telefon hatları üzerinden verdiği tespit edildi. Bu dinlemeler sırasında eylem talimatları nasıl atlandı ? Bu durumdan hangi güvenlik birimi sorumlu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder