Sayfalar

13 Ağustos 2015 Perşembe

AYM'den grev ertelemede "keyfi" gerekçelere son


 KEMAL GÖKTAŞ

Anayasa Mahkemesi, Kristal-İş'in grev kararının "milli güvenlik" gerekçesiyle ertelenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının Anayasa ihlali olduğuna hükmetti. Kristal-İş'in, Bakanlar Kurulu kararının durdurulması isteminin reddedilmesinin ardından yaptığı başvuruyu, davanın esası görüşülürken karara bağlayan AYM, böylece Anayasa'da yer alan "başvuru yollarının tüketilmesi" koşuluna AİHM kararıyla uyumlu yorum getirmiş oldu. Karara göre başvuru yolları tüketilmeden de olayın somut durumuna göre AYM'ye başvuru yapılabilecek.



Milli güvenlik gerekçesiyle erteleme

Kristal-İş  Sendikası (Cam Toprak Sanayi İşçileri Sendikası) ile Türkiye Cam, Çimento ve Toprak Sanayi İşverenleri Sendikası arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine Kristal-İş, 20 Haziran 2014'de greve gitti. Grev, 6 şirketi ve 10 ayrı fabrikada ve cam sektörünün tüm alt sektörlerini kapsıyordu. Bakanlar Kurulu, 27 Haziran 2014'de "grevin genel sağlığı ve millî güvenliği bozucu nitelikte olduğu" gerekçesiyle 60 gün ertelenmesine karar verdi.
Kararın iptal edilmesi için Sendika tarafından Danıştay'da açılan davada 10. Daire, yürütmenin durdurulması talebini 2'ye karşı 3 oyla reddetti. Kararda grev uygulanan iş yerlerinde cam üretiminin yüzde 90'ının gerçekleştirildiği ve Başbakanlıkça gönderilen Ekonomi, Millî Savunma ve Sağlık bakanlıkları ile Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin yazılarında, grevin genel sağlığı ve millî güvenliği bozucu etkisinin olduğu yönünde görüş bildirdikleri belirtildi. Sendikanın bu karara yaptığı itiraz Danıştay Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından reddedildi. Sendika, davanın esasına ilişkin yargılama devam ederken AYM'ye başvurdu. Başvuruda, mevzuata göre 60 günlük erteleme süresinin sonunda anlaşma sağlamazsa taraflardan birinin başvurusu ile anlaşmazlığın Yüksek Hakem Kurulu tarafından çözüleceği belirtildi. Anayasa'ya göre Yüksek Hakem Kurulu kararlarının kesin ve toplu iş sözleşmesi hükmünde olması sebebiyle erteleme kararının fiili olarak bir grev yasağına dönüştüğünü ifade eden Sendika, ihlal kararı ile birlikte tedbiren grev erteleme kararının durdurulmasına karar verilmesini talep etti.

Dava sürerken başvuru

AYM'ye görüş bildiren Adalet Bakanlığı, davanın Danıştay'da görüşüldüğünü belirterek AYM'ye başvurabilmek için gerekli olan "başvuru yollarının tüketilmesi" şartına dikkat çekti. AYM kararında ise "Yalnızca birtakım başvuru yollarının varlığının değil, aynı zamanda bunların uygulama şartları ile başvurucunun kişisel koşullarının gerçekçi bir biçimde ele alınması gerekmektedir" denildi. Yüksek Hakem Kurulu'nun verdiği kararın toplu iş sözleşmesi yerine geçtiğine dikkat çekilen kararda "Bu aşamadan sonra verilecek iptal kararı grev hakkını canlandıramayacaktır. Bu nedenle iptal davasının esastan karara bağlanması, somut olayın koşullarında tüketilmesi gereken bir yol olarak nitelendirilemez" denildi. Bu gerekçeyle davanın esasını görüşmeye geçen AYM, Bakanlar Kurulu'nun grevi ertelemesinin Anayasa'nın 51. maddesindeki sendika hakkının ihlali olduğuna oybirliği ile karar verdi ve kararın bir örneğinin Danıştay'a gönderilmesine hükmetti. AYM'nin kararında şöyle denildi:

"Keyfiliğe neden oluyor"

"Anayasa Mahkemesi 1973 tarihli bir kararında 'millî güvenlik' ifadesini, uygulayıcıların kişisel görüş ve anlayışlarına göre genişleyebilecek, öznel yorumlara elverişli, bu nedenle de keyfîliğe dek varabilir çeşitli ve aşamalı uygulamalara yol açacak genel bir kavram olarak nitelendirmiştir. Somut olayda erteleme kararına dayanak yapılan millî güvenlik ve genel sağlık gerekçelerinin zorlayıcı bir toplumsal ihtiyaca işaret etmeleri mümkün görünmektedir. Benzer davalarda verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararları da grevin bu davada neden millî güvenliği ve genel sağlığı bozucu nitelikte değerlendirildiğinin gerekçelendirilmesine olan ihtiyacı belirginleştirmiştir. Danıştay 10. Dairesinin ret kararında ilgili kurumların genel sağlık ve millî güvenliğe ilişkin görüşlerinin belirtilmesiyle yetinilmiştir. Danıştay bu konuda kendi değerlendirmesinin ne şekilde olduğuna yer vermemiştir. Millî güvenlik ve genel sağlık hususunda yeterli açıklamanın yapılmamasıyla birleştiğinde grevin cam üretiminin yüzde 90'ını gerçekleştiren iş yerlerini kapsadığı ifadesi, ekonomik gerekçelerin talebin reddine esas alındığı algısına da yol açabilecektir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder