Sayfalar

9 Temmuz 2015 Perşembe

Yargı anlaşmalı boşanmaya karşı: "Anlaşmalı boşanmadan vazgeçilebilir" kararı



Karşı oy: "Bu karar anlaşmalı boşanmaya ilişkin kanun hükmünü etkisiz kılar"

KEMAL GÖKTAŞ

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, tarafların "anlaşmalı boşanmadan"  temyiz aşaması sonuna kadar vazgeçebileceklerine, bu aşamadan sonra davanın çekişmeli boşanma olarak görülmesi gerektiğine karar verdi. Karara muhalif kalan bir Yargıtay üyesi ise karşı oy yazısında kararı eleştirerek bu yaklaşımın anlaşmalı boşanmaya ilişkin kanundaki düzenlemeyi etkisiz kılacağı uyarısında bulundu ve "her türlü kötüye kullanmalara kapı açacağını" belirtti. Geçtiğimiz günlerde de bir mahkeme ayrı yaşayan bir çiftin anlaşmalı boşanma isteklerini "Aile bütünlüğü tam olarak bozulmamış" gerekçesiyle reddetmişti.



Sorgun 1. Asliye Hukuk Mahkemesine başvuran çift, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşandı. Ancak boşanma kararından sonra, eşlerden biri kararı temyiz etti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ise temyiz istediğini kabul etti. Kararda şöyle denildi:

"Vazgeçmeyi engelleyen yasa yok"

"Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" olarak görülmesi gerekir."

"Anlaşmalı boşanmayı etkisiz kılar"

Oyçokluğu ile alınan karara karşı çıkan bir üye ise mahkemenin davacının açtığı dava sonucunda davalının da davayı kabul etmesi sonucunda tarafların anlaşmalı boşanmalarına karar verdiğine dikkat çekerek kararın davacı tarafından temyiz edildiğini belirtti. Medeni Kanununun 166/3. maddesine göre, anlaşmalı boşanma için, evliliğin en az bir yıl sürmüş olması, davalının “davayı kabul” etmesi, mahkemenin de bu kabul beyanını yeterli görmeyerek, “evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına" kanaat getirmesi için tarafları bizzat dinlemesi, irade beyanlarının serbestçe açıklandığına ilişkin kanaate ulaşmış olması ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca yapılan düzenlemeyi uygun bulması" şartlarının olduğuna dikkat çekti.
Somut olayda hakimin tarafları bizzat dinlediğine, tarafların boşanma konusunda ki irade beyanlarının serbestçe açıklandığına ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca yapılan düzenlemenin uygun olmadığına ilişkin bir iddia da ileri sürülmediğine göre, davalının “davayı kabulünün” hukuki sonuç doğurduğuna işaret etti. Karşı oyda "Bu şartlara uygun kabul, tarafları da hakimi de bağlar. Böyle bir durumda artık anlaşmalı boşanmaya vücut veren irade beyanından dönülemez" denildi.
Dairenin kararın temyiz edilmesiyle anlaşmalı boşanma hükmünün bütünüyle geçersiz hale geleceğini kabul ettiğini ifade eden üye, "Böyle bir yaklaşım, her türlü kötüye kullanmalara kapı açar ve anlaşmalı boşanmaya ilişkin kanundaki düzenlemeyi etkisiz kılar. Olayda protokol şartlarına uygun hüküm tesis edilmiştir ve protokolde kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı bir şart da bulunmamaktadır. Öyleyse kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebep yoktur. Bu bakımdan sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum" ifadelerini kullandı.

Yargı anlaşmalı boşanmaya karşı

Geçtiğimiz günlerde İstanbul 7. Aile Mahkemesi,  'bir arada yaşamalarının imkansız hale geldiğini' belirten ve bu konuda "artık aynı evde kalmadıklarını" anlatan tanıkları da göstererek anlaşmalı boşanmak isteyen çiftin taleplerini reddetmişti. Mahkeme “ret” gerekçesinde, tanıkların ifadelerinin yetersiz bulduğunu belirterek “Aile bütünlüğü tam olarak bozulmamış, tanıklar da aile bütünlüğünün bozulduğuna dair ikna edici açıklamalar yapmamıştır” demişti.
Hukukçular yargının son zamanlarda sık görülen boşanmaları engellemek için bu tür kararları almış olabileceğini belirterek, "dayak, tehdit, şiddet gibi olaylar dışında çiftlerin boşanmasının engellemeye çalışıldığı" yorumunu yapıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder