Sayfalar
▼
3 Mayıs 2015 Pazar
Yüze bomba sararak işkenceyi AİHM gördü ama yargı "basit yaralama" dedi
KEMAL GÖKTAŞ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'yi "işkence ve kötü muamele yasağını" ihlal ettiği gerekçesiyle mahkum ettiği olayda, sanık askerlere "basit yaralama" suçundan verilen 6 ay hapis cezası hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında ertelendi. AİHM kararına göre 60 yaşındaki mağdura işkence yapan sanıklara "işkence" suçundan ceza verilmesi gerektiğini savunan avukatlar Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak yeniden yargılama talep edecekler.
Seçim öncesi tehdit ve işkence
İşkence olaylarında yargının "basit yaralama" suçuna ilişkin maddeleri işleterek sanıkları cezasız bırakmasına ilişkin çarpıcı bir örnek AİHM'in kararıyla ortaya çıktı. Dava dosyasına göre, 22 Temmuz genel seçimlerinden 5 gün önce, 17 Temmuz 2007'de Hakkari'nin Çukurca ilçesine bağlı Gündeş köyünde oturan 60 yaşındaki Süleyman Demir'i, Hakkari 19. Sınır Jandarma Komutanlığı'ndan Başçavuş İsa Dinler telefonla arayarak karakola gelmesi gerektiğini söyledi. Oğlu Hasan Demir ile birlikte jandarma karakoluna giden, ancak görüşmeye tek başına alınan Süleyman Demir, burada Tabur Komutanı Binbaşı Mesut Cihaner tarafından tehdit edildi. Demir'in iddiasına göre, "Senin ciğerini sökerim, şerefsiz bağımsız (DTP) adaylarla dolaşıp oy toplamayacaksın, onlara oy vermeyeceksin, yoksa başına mayın bağlayıp patlatacağım, Zap suyuna atacağım seni" diyen Cihaner, Demir'in gözlerine parmaklarıyla bastırarak "İki gözünü çıkarırım" dedi ve Başçavuş İsa Dinler'in kapsülünü çıkardığı bir bombayı Demir'in yüzüne koli bandıyla bağladı. Benzer bir cisimle askerler Demir'in göğsüne vurdu. Bombanın içinden çıkardığı macunumsu maddeyi Demir'in ağzına ve burnuna sokan Cihaner, çekmecesinden Kur'an çıkararak "Devletime ihanet etmeyeceğim" diye el basarak yemin etmesini istedi ve yüzüne yumruk ve tokatlarla vurdu. Yaklaşık 1 saat süren görüşmeden çıkan babasının durumunu gören oğlu, hemen önce Sağlık Ocağı'na ve ardından da Devlet Hastanesi'ne götürerek rapor aldırdı, ertesi gün de savcılığa suç duyurusunda bulundu.
"Mağdur da rapor veren de PKK'lı"
Sanık askerler verdikleri ifadede Demir'i PKK'lı olmakla suçladılar ve hakkında delil bulunamadığı için "nezaketen uyarmak için çağırdıklarını" ileri sürdüler. Askerler, Demir'in hastanedeki PKK yandaşlarını kullanarak rapor aldığını öne sürerek işkence iddialarını reddettiler.
Dosya Hakkari Başsavcılığı, Çukurca Başsavcılığı, Van Askeri Savcılığı arasında dolaştıktan sonra askerler hakkında verilen takipsizlik kararı Ağrı Askeri Mahkemesi'nin kararıyla kaldırıldı. Van Askeri Mahkemesi'nde başlayan yargılamada verilen görevsizlik kararının andından dava Çukurca Sulh Ceza Mahkemesi'nde "basit yaralama" suçundan verilen 6 ay hapis cezasıyla son buldu. Mahkeme, bu cezayı "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kapmasında ertelerken tehdit suçundan beraat verdi.
AİHM: Aksini devlet ispatlamalı
Dava süreci devam ederken baba-oğul Demir'ler AİHM'e başvurdu. Başvuruya savunma gönderen hükümet işkence iddiasını reddederek yaralarının, jandarma karakolunu terk etmesinden sonra ve Çukurca Hastanesinde muayene edilmesinden önce oluşmuş olabileceğini ileri sürdü.
AİHM, geçen ay verdiği kararında oğul Hasan Demir'in maruz kaldığını iddia ettiği acının dolaylı niteliğinin farkında olduğunu, ancak babasını yaralı olarak görmesinin, "işkence ve kötü mualeme" kapsamına girmesi açısından "asgari güçlük" seviyesine ulaşmadığını belirterek başvurusunu reddetti. AİHM, bir kimsenin gözaltına alındığında sağlık durumunun iyi olduğu ancak serbest bırakıldığı zaman yaralanmış olduğu hallerde, bu yaralanmaların nasıl meydana şeldiğine ilişkin yapılacak makul bir açıklamanın Devletin sorumluluğunda olduğunu ve Devletin bu sorumluluğu yerine getirememesi halinde, "işkence ve kötü muamelenin" varlığından söz edileceğini belirterek Türkiye'yi mahkum etti. AİHM 225 bin Euro talep eden başvurucuya 19 bin 500 Euro manevi tazminat ve 3 bin Euro da mahkeme masraflarının ödenmesine karar verdi.
"Yeniden yargılama"
AİHM kararının açıklanmasından önce, Anayasa Mahkemesi'ne başvuran Demir'in avukatı Fahri Timur, olayın işkence suçunun halen Türk yargısı tarafından "basit bir yaralama suçu" gibi nitelendirildiğini, İşkence suçunun faillerinin yargı tarafından korunup kollandığını,seçmenlerin esasen kim tarafından tehdit edildiğini gösterdiğini söyledi. Timur "İşkence suçunun soruşturma aşamasında basit bir yaralama olayı olarak nitelenmesi karşısında AİHM de açtığımız davada Türkiye, işkence ve kötü muamele yasağını ihlalden mahkum edilmiştir. AİHM'in kararı, siyasi iktidar yanlısı olmayan parti faaliyetlerinin bizzat devlet görevlileri tarafından İşkenceye varacak derecede şiddet, tehdit, korkutma, hakaret yoluyla engellendiğinin tescilidir. AİHM'de çıkan kararı AYM'ye de sunacağız ve sanıkların İşkence suçundan yeniden yargılamalarını talep edeceğiz" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder